Kendi görüþlerim var -saðlam görüþler-, yine de her zaman onlara katýlmýyorum. -G. Bush |
|
||||||||||
|
( 1 ) Ýklimine göre þekillenir doða; aðaçlar yerinde yetiþir, çiçekler mevsiminde filizlenir. Uðurböceði kýrçiçeklerinde gezinir, narçiçeðinde gizlenir. Yollar denize çýkar, martý kumsala, ay bir taþ ve kum yýðýný þimdi. Rüzgar fesleðen kokmalý, gökkuþaðý gözlerinden almalý rengini, yaðmurlarda ýslanmalý insan, pisliklerden arýnmalý. Toprak yaðmur kokmalý, yaðmur toprak... Kar yaðmalý zaman zaman, ayaz gecelere katlanmalý; aynanýn arkasý katranlý kaðýt þimdi. Ýnsanlar mutlu olmalý, ( insanlar yaþadýkça insanlar mutlu olur mu? ) huzur bulmalý insanlar, sevmeli, sevilmeli, sevgi sevda olmalý, sevda tutkulu aþk; dünyayý boþlamalý, baþkalaþmalý! Örneðin, tayyörleri çýkarmalý, kravatlarý atmalý, pamuklu, yünlü, keten türü spor giyinmeli; sýk sýk bir yerlere gitmeli neresi olursa!...( Herkes benim gibi deli mi? ) Gezmeli, eðlenmeli, yemeli, içmeli, kýrlarda, karlarda, kumsalda koþup oynamalý, denizlerde yüzmeli, martýlarý seyretmeli, insan yaþadýðýný bilmeli! Kýrlangýçlarýn göç zamaný þimdi. Kar' ýn saf beyazlýðýný görmek için ayaz gecelere katlanmak; gökkuþaðýnýn renklerini görmek için yaðmurlarda ýslanmak zorundasýnýz! Güneþ karabulutlarýn ardýnda þimdi. Bukalemun gibidir gökkuþaðýnýn renkleri, aldandýk biz renk cümbüþünün nesine? Nasýl bir dünyadýr bu, pis ve rezil öylesine?! Bizim seçimimiz deðildi geliþimiz, inanýn þahane olacak gidiþimiz! Kucaðýmýzda bulduk böylesine! Mutluluk masallarýn ardýnda þimdi. ( 2 ) Üçþey var ki, içimdeki en derin iz. Biri ben, biri sen, biri deniz...Sen denizlerin en mavisi, en güzeli, en uysalý, en soylusuydun. En güzel kokan deniz, yakamozlarý en parýltýlý deniz, yosunu en yeþil deniz sendin. Yeþilin yüzlerce tonu sendeydi, her ton bir diðerinden derindeydi. Yeþilin böyle derin bakanýný, böyle iç yakanýný ilk sende gördüm. Havada bir deniz, bir yosun kokusu, yakamozlarýn alabildiðine parýltýsý vardý. Ýçimde bir yalnýzlýk, atýmýþlýk, satýlmýþlýk, terk edilmiþlik korkusu vardý. Huzursuz akþamlarda biten bir sevi, seni yitirmek korkusu kadardý. Yollar aþýlamayacak kadar uzun, geçilemeyecek kadar dardý. Benim, en yüksek daðlarýn zirvesinde aðarmýþ baþým yok. Yeryüzündeki en eski kilisenin rahibi, yeryüzündeki ilk üniversitenin öðretim görevlisi ben deðilim. En eski mitolojileri ben yazmadým, besteleri ben yapmadým, þiirleri, destanlarý ben yazmadým. Benim bir yarým sendin, senin diðer yarýn bendim. Ben, sendim aslýnda, sen bendim. Yarýlanmýþ bir þarkýydýn hüzzam faslýnda... Sen, benim aðlayan martýmsýn, bitmeyen masalým, yarýlanmýþ þarkým, burukacým, pistteki sonsuz dansýmsýn... Ancak bunlar neye yarar, nereye kadar? Oysa yýðýn yýðýn laflar var içimde, sana anlatýlacak!... Seni anmak, seninle yanmak, birgün döneceðini sanmak deðiþmez kaderim oldu. Sen benim çok özelim, çok güzelim, güç aldýðým gizli elim, vazgeçilmezim, unutulmazýmsýn! Kafam daraldý daraldý, hafýzamda bir ismin kaldý; gözlerim karardý karardý, karþýmda bir resmin kaldý. Resmin bana bir sevgiseli olup bakarken, ben bir nehir olup ummanýna akarken; mümkün mü mutlu olmak sen içimde eserken? Huzursuz akþamlarýn koynunda uyumadan uyanýp yeni bir güne baþlarken; ben bu milyonlarýn yaþadýðý þehirde bir apartmanýn dördüncü katýnda sensiz bir baþýma yaþarken, þaþkýn umutlarým gözlerimde uçuþurken ve araçlarýn homurtusu geceye meydan okurken; yollar alýr gider beni dönemem. Bir ateþ yakmalý yine bu gece kumsalda. Dostlarý çaðýrmalý, farlarýn ýþýðýnda oturmalý, gitar mýrýltýsýný, dalgalarýn hýþýrtýsýný dinlemeli, deniz kumsalý öpmeli; yine kýrmýzý þarap þiþesi elden ele dolaþmalý ve sýra sana geldiðinde; ama sen yoksun! Olsun, içimdesin ya, senin yerine de ben içmeliyim, ardýndan hüzün kokan ayrýlýk þiirleri okumalýyým denize karþý, seni anmalýyým. Bu böyle gitmeli, bu oyun sürmeli, kendimi aldatsam bile bu masal sürmeli, bitmemeli! Ýnsanlar, bukalemun gibidir; renkleri her zaman deðiþebilir! Oysa, yaþamak buysa, gökkuþaðýnýn renkleri deðiþmemeli, gökkuþaðýnýn renkleri solmamalý, alabildiðine canlý olmalý! Ancak bu oyun nereye kadar? Þu sýralar, özellikle benim ve senin çocukluk arkadaþýmýz, Kadum' un sevgili eþi, dostumuz Samuel' in ani ölümünden sonra, içimi bir sonbahar hüznü kapladý hep. Sýk sýk ölümü düþünür oldum ve bir yerlerde çok gizli bir mektup býraktým ardýmda... Mektup sana, içinde yazýlý bir tek sözcük var; onun ne olduðunu sadece sen bileceksin. Yol yarýlandý, bir sonbahar hüznü bu ve güneþ alabildiðine uzak, çok uzak...Ben, zifiri karanlýklardayým... ERDEN ERKÝN GÖKKUÞAÐININ RENKLERÝ
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ERDEN ERKÝN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |