Avrupa Birliði mi, ‘muasýr medeniyet’ mi?

Sadece sorular sormak istiyorum yorgun, bezgin ve yýlgýn zihinlerimize. Cevaplar sizden.

1)     IMF’nin (yani ABD’nin) aba altýndan sopa kullanmasý ve hatta sopa ile dürtmesi olmadan kendi baþýna baðýmsýz “bütçe” hazýrlayamayan bir ülkenin Avrupa Birliði’ne girebileceðini düþünüyor musunuz?
2)     AB’nin tehditleri olmadan ülkede yaþayan yurttaþlarýna bir nebze olsun demokratik hak ve özgürlük sunmayan bir ülkenin bu konularda ne kadar samimi olduðunu düþünüyorsunuz?
3)     Býrakýn yirmi yýlý, on yýlý, bir yýl sonrasý için bile “belli veya ifade edilmiþ” bir vizyonu olmayan bir ülkenin insanlarý gelecekten ne kadar umutlu olabilir?
4)     Toplumsal yozlaþmanýn hemen hemen her türlüsünün yaþandýðý bir ülkede iktidar partisinin en ciddi projesi olan “hýzlý tren”de bilimsel ve mantýksal düþünme ve çalýþmanýn rafa kaldýrýldýðýný elim bir kazadan sonra öðrenince “aklý baþýndaki insanlarýn” ülkeye besledikleri güven sizce ne kadar zedelenmiþtir?
5)     Özgüvenini, onu farklý kalan özellik ve güzelliklerini hayatýndan bir bir silip atan, unutan veya kaybeden bir ülke olarak baskýn bir kültürün egemen olduðu topluluða katýlmak “ölmeye yatmak” deðil midir?
6)     Geri kalmýþ ve geliþmekte olan ülkelerin bütün hastalýklarýný maalesef bünyesinde barýndýran ve hatta bunlarý kronikleþtiren bir ülkenin umut türkülerini yakacak aydýnlarýnýn ‘yozlaþmasýný’ AB yada IMF sizce dikkate alýr mý?
7)     Dünyayla uyum saðlama araç ve yöntemlerini ‘akýl dýþý’ bir þekilde eliyle bir kenara kaldýran bir ülke bunlarýn yerine neyi nasýl koyacaðýný “AB Kriterleri, çift vatandaþlýðý olan veya tümden yozlaþmýþ kiþiliklere sahip gazetecilerin gazete yazýlarý, televizyon dizileri yada Bin Ladin’le aralarýnda bulunduklarý mesafeye göre ‘ýlýmlý – aþýrý’ diye tanýmlanan din tüccarlarýnýn vaazlarýyla mý” belirleyecek?
8)     Yoksulluðun vücuda yayýlan bir kanser gibi arttýðý günümüzde bu halkýn yozlaþma ile arasýnda artýk ince bir zar tabakasýnýn kaldýðýný düþünüyor musunuz?
9)     Cehaletin sýnýr tanýmaksýzýn sardýðý dünyada ülkemizde bu konuda ciddi her hangi bir hükümet ve devlet politikasý görüyor musunuz?
10)     Hükümetin ordu ve ordunun temsil ettiði resmi devlet politikasýyla mücadele etmek için AB kriterlerini bir maþa gibi kullandýðýný düþünüyor musunuz?
11)     Devlete egemen olan resmi devlet politikasýnýn günlük hayatýn sorunlarýyla uðraþmayan seçkinci tavrý nedeniyle sað duyulu insanlarýn iki arada bir derede kaldýklarýný düþünüyor musunuz?
12)     Resmi politikadaki “akýl dýþýlýklarý” eleþtirseniz “ikinci cumhuriyetçi”, diðerlerinin akýl dýþý uygulamalarýna muhalefet etseniz “statükocu veya seçkinci” olmakla suçlanýp iki cami arasýnda beynamaz kaldýðýnýzý hissettiniz mi?
13)     Ülkemizdeki en büyük sorunun kimsenin “kral çýplak” diyememesi olduðunu düþündünüz mü?
14)     Bu ülkede bir muhalefet partisi var mý?
15)     Bu ülkede aydýn var mý?
16)     Avrupa Birliði muasýr medeniyet mi?
17)     El elin eþeðini türkü söyleye söyleye aramayý býraktý mý?
18)     Bor’un pazarýnda umduðumuzu bulamazsak eþeðimizi sürecek bir Niðde olacak mý?
19)     Baðýmsýz kalmak için toptan yok edilmeyi göze alan atalarýmýza karþý içinizde “bir haksýzlýk yapýlýyormuþ” duygusu var mý?
20)     …üç, bu bir çeliþki mi?...