O Da


Fýrtýnalý ve sancýlý bir ekim gecesi.Deniz kýyýsýnda,daðýn yamacýnda,dört odalýk,üçük bir kulübe.Odalar boþ, bomboþ;salon ise karma karýþýk,alt üst.Az önce içeride kopan fýrtýna dýþarýdakinden daha çetin geçmiþ.O kadar ki doða ana bile baka kalmýþ.Bu kez yapraklar yerine,sözler uçuþmuþ.Yýldýrýmlar yerine tokatlar çarpmiþ.Aðaçlar yerine kapýlar çatlamýþ. Kitaplar her yerde,þamdandaki mumlar düþmüþ.Yastýklarýn içi, dýþýnda.O mutlu günlerde masada yenen romantik yemekler yerinde kýrýk tabak parçalarý kalmýþ.Televizyondaki filmden geriye þiddet sahneleri kalmýþ akýlda.
O boþ odalarda iþte orada ne romantik aþk sahneleri yaþanmýþtý.Aþk ilk kez yaþanmýþtý.Erotizm yeni keþif edilmiþti.Ten birbirine sürtünmüþtü.Ayak parmaklarý bile birbirine kenetlenmiþti.O bom boþ odalarda hýrs dolu,uykusuz geceler.hesap makinesinin saatlerce susmayan tuþ sesleri,faturalarýn hýþýrtýsýna karýþmýþtý,duvarlar bile para kokuyordu o odada.Þimdi ise biraz piþmanlýkla birlikte saçma bir gurur ve kýrýk dökük duygular var , bir de bir kenarýna kývrýlmýþ duran adamýn evi geçindirme kaygýsý var. Ýçinde kadýnýn olduðu oda, bir kadýnýn ne düþündüðünü kim bilir...?




Son