..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat > Tugay




27 Ekim 2004
Kekeça ve Oyun  
Tugay
“Gündelik” olanýn dýþýndaydý o yer-zaman. Masal gibi. Sürekli bir oyun oynama duygusu. Neye dokunsan, neye baksan ýþýldýyor. Yaaa bu beden, gerçek bir ritim aletiydi. Yaptýkça yapasý geliyordu insanýn. Saatler geçiyor oynamaya yani çalmaya doy


:BJIJ:
Kekeça
ve
Oyun

Kekeça: oyun alaným. Çaðrý çýkardýkça toplanan “oyun arkadaþlarým”. Tanýdýklar, kýsa sürede tanýdýklaþan tanýmadýklar.. Kekeça: kendin kendini çal.. Kendi bedenini kendin çal, “gündelik” olarak kullandýðýn-kullanmadýðýn yerleri, alýþýldýk-alýþýlmadýk biçimlerde çal. Keyifle çal, içinden geldiðinde, geldiðince.. Beden perküsyonu, vücud perküsyonu, beden davulu, body percussion, percussion corporelle, körper instrumente..
Ýnsan kendini nasýl çalar, niye çalar? Ne olur da kendini çalmaya baþlar? Tam bilemicem ama ben, kendimi çalmaya bir yaz stajýnda karar verdim mesela. Öncesinde az-çok çalýyor, çaldýrýyordum. Ama o stajda büyülendim. Üstelik yaptýðýmýz “basit” bir rock ritmiydi, herkesin yapabileceði cinsten.. dum þýk þak dum dum þýk þak ( ). Göðsüne vuruyosun, el çýrpýyosun, bir de parmak þýklattýn mý temel beden baterisinin davulu, trampeti, zili tamamlanmýþ oluyordu.
“Gündelik” olanýn dýþýndaydý o yer-zaman. Masal gibi. Sürekli bir oyun oynama duygusu. Neye dokunsan, neye baksan ýþýldýyor. Yaaa bu beden, gerçek bir ritim aletiydi. Yaptýkça yapasý geliyordu insanýn. Saatler geçiyor oynamaya yani çalmaya doyamýyordum, kendimi. Bedenime vurarak farklý sesleri keþfetmeye ve bu sesleri organize edip ritim tutmaya baþlayýnca iþ ciddiye bindi sonra. Öylesine, kendi baþýna kendini çalmanýn ötesine geçip, baþkalarýna kendilerini çalmak için ortam hazýrlar olmak kekeça’yý bir iþ, bir uðraþ haline getirdi.
“Oyun “gündelik” deðildir.” *
Oyun oynatmak, kekeça yapmak “gündelik” olanýn içine girmiþ, iþim haline gelmiþti. Neyse ki kekeça yapmanýn kendisi hala oyun alanýnda kalýyordu benim için.
“Oyun gönüllü bir eylemdir.” *
Ýstekliliðimi yitirmemiþtim. Birlikte oynamak üzere ”oyun arkadaþlarý” buluyor, oyun baþlayana kadar “gündelik” olanda kalýyor, sonra da “ötesi”ne geçebiliyordum, onlarla birlikte. Ben, benim “gündelik” olaným içinde, insanlarýn “gündelik” olanýn dýþýnda yaþamak isteyecekleri bir oyun alanýný, kekeça’yý açýyordum onlara.
“Oyunun deðeri ciddiyetin deðeriyle ters orantýlýdýr.” *
Kekeça dediðimde gülme, gülümseme geliyor aklýma. “Asýk surat”la içiçe hayal edemiyorum onu.
“Her oyunun kendi kurallarý olur.” *
“Gündelik hayatýn kural ve örflerinin oyun alaný içinde bir deðeri yoktur.” *
Her oyun gibi kekeça yapmanýn da bazý kurallarý vardý. Oyunun gönüllü bir eylem oluþu kuralý örneðin. Ýstekli olmadan, yani mecburiyetten kekeça yapmaya kalkýnca “tam” olmuyordu, olamýyordu. Bir arkadaþýnýzýn hatýrý için geldiniz diyelim. Eðer sonuna kadar o hatýr duygusuyla kaldýysanýz, “gündelik” olanda, hatýrda takýlýp , belki de sýkýntýlý gitmiþsinizdir kekeça’dan. Örneðin sürekli sorulabilecek “bu ne iþe yarar?” sorusu kekeça’nýn içine girmemizi engelleyip yalnýzca iþeyararlýk ekseninin bir yerlerinde kalmamýzla sonuçlanabilecektir. Doðallýkla, bir yetiþkinin aklýna “bu neye yarar?” sorusu gelebilecektir. Ama oyunda böylesi sorularýn yeri yoktur. Bu sorularla “gündelik” olanýn alanýna girmiþ olursunuz.
Gevþemek, kekeça sürecinde olasý sonuçlardan biridir. Bunun için býrakmaya açýk olmalýdýr katýlýmcý. Neleri býrakmaya? “N’ap’cam ben?!” tarzý düþünceleri.. Dün yaptýklarý, yarýn yapacaklarý üzerine düþünmeyi. Bazý hareketleri yapmak, bazý sesleri çýkarmak için kendini zorlayýp germeyi.. Gevþemek, emir-komuta zinciri içinde olacak bir þey deðildir. Kendini, bedeninle ses çýkarmaya (yapmaya-yaþamaya) býraktýkça-kiþiden kiþiye farklýlýklar gösterse de-giderek bir rahatlama, oyuna dahil olma, oyunda olma hissi oluþabilmektedir.
Ritmin, ses ve/veya hareketle bedenlerden geçerek hem kendime, hem katýlýmcýlara ve varsa izleyenlere yayýlmasý ilginç bir süreçti aslýnda. Yani bana öyle geliyordu. Bedenlerin salýnýmýnda gözle görülür bir artýþ, dansa varan bir hareketlenme, yüzlerde memnuniyet ifadesi, gülümsemeler, espriler, kahkahalar...
Tek baþýna ritim tuttuðumda;
Birlikte ritim tuttuðumuzda;
Birileri izlerken tuttuðum(uz)da farklý duygular oluþabiliyordu. Örneðin kendi baþýma kekeça yaptýðýmda ritmi hissediþimle, birlikte yaptýðýmda hissediþim farklý oluyordu... Ama ne olursa olsun, zaman, “masalsý”nýn kapýsýndan geçerek akýyordu. Bi de kendi bedenimle ritim tutmanýn, bir ritim aleti çalmaktan farký vardý: çalan da çalýnan da bendim! Özne de, nesne de ben. Gerçi çalarken, çalýnan “ben”e yabancýlaþtýðým, çalmaya, ritim tutmaya odaklandýðým oluyordu. Ama iþte fýrsat kapýdaydý. Hani þu farkýndalýk dedikleri: “ben”in, kendimin, ayný anda iki farklý rolde oluþlarýmýn ve karþýlaþmalarý, dokunuþmalarýmýn ne mene bir akýþ olduðuna, yaþarken ya da sonrasýnda gözatabilirdim. Bu karþýlaþmanýn ve buna aracý olan ritmin izlerini sürebilirdim. Bi de bunu birlikte yaþadýðýmýz “oyun arkadaþlarýmýn”, oyuna katýlanlarýn paylaþýmlarýný, kattýklarýný düþünün.. Çoðunlukla oluþabilen, o ortak yolculuk duygusu, kekeça yapan katýlýmcýlarý daha alýcý (ve verici) hale getirebiliyordu. Paylaþýlan duygular, hem içimizi, hem de bedenimizi, kendimizi týnlatabiliyordu!
...
Bedenimle ses çýkarmayý seviyorum. Yolun daha baþýnda olduðum duygusu zaman zaman eþlik ediyor bana. Ama ne olursa olsun oynamak güzel.
“Gündelik” olandan minik bir kaçamak da olsa,
“gündelik” olana karýþmýþ da olsa...

Ritminizin þefkati üzerinize olsun!
Tugay Baþar
Mayýs 2004


*Huizinga, Homo Ludens—oyunun toplumsal iþlevi üzerine bir deneme, Ayrýntý Yay.,Ýstanbul, 1995.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kapý, Açýlýnca Yok Olur.
Benim Yerime Benim Hayatýmý


Tugay kimdir?

Anlatmak, olabilecek bütün yollarla, araçlarla anlatmak çekiyor beni. "Bütün" yollarý deniyor muyum? Yoo! Yalnýzca artýk alýþmýþ olduðum ve biraz da kapýkomþum yollar. Müzikle uðraþýyorum. Belki yaþýyorum demek daha doðru. . Müzikle yaþadýkça, kýyýsýnda kalmýþ hissettiðim olmuyor da deðil.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tugay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.