Umutlar, tersine çevrilmiþ anýlardýr. -Anonim |
|
||||||||||
|
—Ey cemaat, Meursault’u nasýl bilirdiniz? —Umursamaz, hayvancýl biçimde yaþayan, hiçbir insan deðer vermeyen bir varlýk… *** Evet, kime sorsak bunu cevap verecek. Ya da Albert Camus’un Yabancý adlý kitabýný okuyan herkes. Sahteliklerden arýnmýþ, her þeyi kendi özgülünde görmeye çalýþan bu adam, açýkçasý aforoz edilmeye mahkûmmuþ gibi görünüyor. Esasen cemaatin bile niye onun cenazesi baþýna toplandýðý anlaþýlmaz. Sanki hala bir þey öðrenilecek gibi. Meursault’un söyleyeceði hala bir þeyler var… Varoluþçuluk, “Evrenin deðilse bile yaþanan insanýn amaçlarý vardýr, saçmalýðýn üzerinde bu vardýr,” dese de, Meursault bunu biraz daha uç biçime götürür ve yaþanan insanýn bu amaçlarý edinme çabasýnda olmadýðý bir yaþam biçimi edinir. Etrafýndaki birçok þey önemsizleþir. A kadýný ile B kadýný arasýnda evlenmek için seçim yapmanýn anlamsýzlýðýna, duygular ayný ise (insanýn en temel ihtiyaçlarý çerçevesinde belirlenen duygular) vurgu yapar. Sanki bir ihtiyaç vardýr giderilecek, kimin giderdiði önemsizdir. Sahtelikler yer edinemez Meursault’un yaþamýnda. Yalan söyler, ama onu bile sahte yapamaz. Eðer annesi ölmüþ ve onun baþýnda durmak zorunda ise, sessizce bekler, ama bekleyiþi bile bir isyan gibidir. Etrafýndaki insanlarýn tavýrlarýna þaþýrýr, onlarýn bir yandan yoðunlaþmýþ duygularýna þahit olurken, bir yandan da bunun ardýndaki “görev” halini de teþhir eder. Açýkçasý Meursault’un söyleyeceði bir söz yoktur. Aldýrmaz, onlar böyle yapýyorsa o da böyle yapar. Ýlgi çeker yalnýz, kendisinin gösterdiði toleransý insanlar ona göstermez. Sahte de olsa görevler yapýlmalýdýr. Meursault maskeleri teþhir eder. Kendine itham edilen ilgisizliðin zaten genel bir þey olduðunu, ama kimsenin onu bu kadar çarpýcý dýþa vurmadýðýný belirtir. Ölen bir insanýn evindeki kadýn ve erkek aðlaþmalarýnýn kaç tanesi gerçek bir duygunun dýþa vurumdur? Aniden insanlarý aðýt yakmaya davet eden yaþlý bir kadýnýn bu ediminde ne kadar gerçekçi duygular gizlidir? Hele ki Türk toplumunun gelenek yapýsýnda ölü evine gidilenice yakýlan aðýt çoðu zaman bir insani gösterge sayýlýyorsa, “görev” ve “maske” ayný þey anlamýný taþýmaya baþlarr. Ömrü boyunca görmediði, belki nasýl birisi olduðuna dair bir fikre sahip olmadýðý bir insan hakkýnda yakýlan aðýt olsa olsa görev azminden türemiþ, kendi yoksunluðuna yakýlan aðýt olabilir. Belki çoðu zaman insanlarýn toplumsallýðý daha fazla içselleþtirilmesi için bu “görev”lere ihtiyaç vardýr. Kendi ölüsü ardýndan aðýt yakýlmayan bir insan olmak birçoðumuz için aðýr bir yara olabilir. Sahte de olsa bir aðýt, ölü olan bize yaþadýðýmýz süre boyunca alttan alta bir haz verir. Her þeyin karþýlýklý olduðu meta toplumunda, aðýdýn da bedelli olmasý, ödediðin kadar aðýt almanýn haklý bir yasa olmasý kaçýnýlmazdýr. Kendisi için aðlanýlmayacak olan insan baþkasý için niye aðlasýn ki? *** —Bak bak, kocasý için aðlamadý bu kadýn. Ne terbiyesizce. —Evet, ama ne olur biz de onun için aðlamayýz, hatta aðlamasak iyi, söyleyeceðimiz üç-beþ laf vardýr elbet. *** Herkesin ilgisiz olduðu, hatta Meursault’tan daha Meursault’çu olduðu biz gibi toplumlarda açýkçasý bazý þeyleri açýktan açýða yapmak yürek ister. Aniden bir damga yenilir ve iyilik gereði bunun vergisi istenmez. Meursault’u hisset ve onun gibi düþün, ama yaptýðýný yapma. Sahtelikler gündüze ait ve gerçekler gece çýkýyorsa, gözümüze görünen de sadece belirsiz bir izden baþka bir þey deðildir. Gerçeklerin açýða çýkmasý insanlarý daha saðlam bir zemine iterse de, yüzleþmenin acýsý hazmedilmezdir. Gerçekler güzeldir, ama ne yazýk ki acýdýr. Duygularýmýzýn ve düþüncelerimizin bir bedelden çýkýp, gerçek has, her yönüyle hissedilen duygular olmasýna çok var anlaþýlan. Maskelerin atýldýðý an, eminiz ki o çirkinliðe çoðu kiþi dayanamayacak. Belki çoðu kiþiye verilecek en büyük ceza karþýsýndaki insanlarýn düþüncelerini anlayabilmesidir. Eðer öyle olsaydý kendisinin yansýlarýný daha net görür ne menem bir yaratýk olduðunu anlamýþ olurdu. “Sen, bu bu busun! Ýþte o kadar!” bakmayýn bu düþüncenin ne kadar güzel olacaðýna, hele bir yaþansýn çoðu beyin bu yükü taþýyamaz. Belki gerçeklerle yüzleþildiði an da, ayný Kadýnlar Ne Ýster adlý filmdeki Mel Gibson gibi iyi yönlerimiz geliþir, daha iyi yürekli bir insan olmaya çabalarýz. Niye? Çünkü gerçek yansýmýzýn tümünü olmasa bile siluetini görmüþüzdür. Yansýlarý düzeltmenin zamaný gelmiþtir. Evet, kabul edilmeli ki daha hazýr deðiliz yansýlarýmýzla gerçekten yüzleþmeye. Görevler daha çekici ve psikolojimize daha iyi hitap ediyor. O yüzden bir süre daha Meursault gibi hissedip, onun gibi yapmamaya devam edeceðiz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mikail Boz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |