..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > onur güner




28 Kasým 2004
Azat  
onur güner
O ise tam bir Rus kadýnýydý. Evet kesinlikle bir Rus kadýnýydý. Bir yerde okumuþtum; bir Rus kadýnýna hiçbir zaman tam anlamýyla sahip olamazsýn. Her an, her saniye onu kazanmak için mücadele edersin. Taa ki onu öldürünceye yada kendini.


:BADB:
Azat



Eþyalarýný düzgün bir þekilde katladý. Ýlk baþta bir valize sýðmayacaðýný düþünmüþtü. Oysa katladýktan sonra fark etti; o kadarda eþyasýnýn olmadýðýný. Bu yolculuk onun sinirlerine iyi gelecekti. Ne zaman daralsa yolculuða çýkma fikri beynini kemirirdi ama bir türlü denk getirip de çýkamýyordu. Bu sefer kararlýydý ve biletini alýp tüm iþlerini ayarlamýþtý. En azýndan bir hafta tüm dertleri unutup, kafayý dinlemeye ihtiyacý vardý. Özellikle “Onu” düþünmeden bir hafta geçirmek istiyordu. Onu düþünmemek… Bakalým becerebilecek miydi? Hýzlý bir þekilde valizini yerleþtirip, apar topar dýþarý attý kendini. Bu evde durduðu her saniye onu rahatsýz etmeye baþlamýþtý.
Dýþarýda yürüyordu elinde valiziyle, tatlý tatlý esen rüzgar gömleðinin üstünden arkasýna doðru akýp gidiyordu. Hava baharýn geldiðini müjdeliyordu; akþam olmasýna raðmen sýcak sayýlacak bir hava vardý. Tam tatil havasý…
Otobüse bineceði otogara doðru gidiyordu; minibüsle. Yanýnda valiziyle… Minibüs deki iþ çýkýþý insanlarý; yorgun, býkkýn yüzler. Bir an önce eve gidip televizyon karþýsýnda uyuklamayý düþünen yorgun insanlar. Onlarý süzüyordu göz ucuyla, dýþardan bakýnca ne kadar da saçma bir hayatý olduðunun farkýna varmýþtý, oysa dün ayný þekilde O oturuyordu þoförün arkasýndaki koltukta. Ne kadarda standart bir hayattý bu. Sabah sekiz, akþam beþ… Ýnsana doya doya yaþama fýrsatý bile vermiyorlar. Oysa hayat bu mu? Ýnsanlar kendi iþlerini yapmýyorlar, karýnlarýný doyurmak için yaþýyorlar. Bir Pazar günü onlara yeter mi? Yýllardýr bu þekilde çalýþmýþ ve hala çalýþmakta olan birinin sitemleriydi bu. -Þu an size bu sistemin çürümüþ olduðunu; insanlarý makineleþtirdiðini, sayfalarca yazabilirim. Ama gerek var mý? Deðiþmeyecek bir sistemde yaþayan sizleri üzmemin ne anlamý var. Bir de bunun yeri burasý deðil. Belki baþka zaman…- Ve O bunun farkýna þu an varmýþtý, yýllarca çalýþ ve eðer onun gibi þansýn varsa yýllar sonra rahata kavuþ. Hayat mý bu…? Tabi ki bir de aþk olmasa… Gene “O” gelmiþti aklýna, nerden mi? Bunca yýldýr bunun farkýna varmamasýnda Onun etkisi illaki vardý (Okuyucuya; niyetim devamlý “O” diyerek seni meraklandýrmak deðil. Seni burada tutmak için öyle ucuz numaralara gerek mi var? Beðenirsen okursun, beðenmezsen býrakýrsýn yakamý. Sadece þu an içimden öyle geliyor. Haberin olsun…). Yaþanmýþ güzel þeyler bu lanet hayatý adam eden duygular olmasa… Peki o neden kaçýyordu. Ýþte bazen buda olur, hayat güzeldir; fakat sarpa sardýðýný anlarsýn, bakarsýn ki benliðin yavaþ yavaþ yok olmaya baþlamýþtýr. Artýk sen yoksundur sadece O vardýr ve bir süre sonrada Oda olmayacaktýr. Ýþte bunun farkýna varabiliyorsan þanslýsýndýr. Aksi takdirde bunun sonucunu yazmaya benim bile cesaretim yetmez. O bunun fakýna varanlardandý ve iyice yok olmadan kaçmaya giriþti. Kaçýþýn eziyeti; bir insanýn en sevdiði insandan kaçýþýnýn azabýydý bu...
Çoðu zaman içi daralacak gibi oluyordu, ve yangýnýný söndürmek için yanýnda taþýdýðý cep konyaðý arkadaþý oluyordu. Koskoca bir iþletmenin genel müdürünü bir kadýn ne hale getirmiþti. Ama ne kadýndý… Sýrf bu standartlar yüzünden adam gibi serserilik bile yaþayamýyordu, konyaðý etrafý süzdükten sonra gizlice içiyor ve belki beþ yýldýr her sabah týraþ oluyordu.
O gerçekten güzel, hýrslý ve tutkulu bir kadýný sevmiþti. Tabi ki Oda, Onu sevmiþti. Ne günlerdi ama… Çok sevdiði bir arkadaþýnýn öðüt niteliðindeki lafý hala kulaklarýndaydý. “Allah’ým bu dünyada baþýma parasýzlýk ver, açlýk ver, ölüm ver ama tutkulu bir kadýnýn sevgisini verme!”. O þuan kazanan taraftaydý, iyice maymun olmadan yakasýndan atabilmiþti. Kazanmak hah ha! Kazanmak. Zerre kadar mutluluk ifade etmiyordu bu kelime onun için.
Yudum konyak daha… Boðazýndan midesine akarken duyulan iç yanmasý. Diðer duygularý bir anda siliveriyordu, tabi ki beynini de uyuþturuveriyordu. Anlýk tatlý huzurlara ihtiyacý vardý; tatile giderken. Elini cebine soktu ve bir sigara çýkardý; yaktý, muavinin valizini yerleþtirmesini bekliyordu.
Alkol etkisini göstermeye baþlamýþtý yavaþ yavaþ. Uyumak yol boyunca uyumak ve bambaþka bir yerde uyanmak. Telefon yok, iþ yok, stres yok, huzur var. Hostesin telefon kapatma anonsu hatýrlattý cep telefonunu evde býraktýðýný. Ama yinede eli cebine gidivermiþti. Refleks… Ne kadarda hayatýmýza girmiþ bu yeni icat; insana rahat vermeyen, yalnýz býrakmayan icat…
Koltuða mayýþmýþ bir þekilde oturdu. Yanýnda biri vardý ama onun için sadece gölgeydi ve öyle kalmasýný istiyordu. Kafasýný çevirip bakmadý bile, oluþacak bir göz temasýndan muhabbetin açýlmasýndan korkuyordu. Kimseyle konuþmamak… Yol boyunca uyumak… Hafif bir baþ dönmesi; her þeyi bulandýran , hayal dünyasýný açan sarhoþluðun habercisiydi. Belki de hayaldi ama bir anda yandakinin de cebinden kanyak çýkarýp bir yudum çektiðini gördü. Bu bir gölgenin yavaþ hareketi gibiydi, yavaþ yavaþ alýnan bir yudum kanyak… Bir an düþ gördüðünü düþündü; içine de kurt düþüvermiþti. Yanýndaki adamýný göz ucuyla süzmeye baþladý. Kendisininkinden biraz fazla bir yaþý ve oldukça uzun hafif beyazlýklar içeren saçý vardý. Otobüste kanyak içen yan yana iki kiþi…
Bir anda uykusu kaçývermiþti, kendiside bir yudum çekti. Fakat bu yaparken sadece dudaðýný deðdirmiþti þiþeye. Amacý sadece kendisinin de içtiðini göstermekti. Muhabbet etmek istiyordu. Bunun bir nedeni yoktu, dertli iki insanýn dert paylaþma isteðiydi bu.
Karþý tarafta hiçbir tepki yoktu sadece sessiz sessiz nefes alýp veriyordu; gözleri akan yola bakýlý bir biçimde. Yaþ akan iki göz… Oldukça eski bir kýyafet, saç sakala karýþmýþ; yorgun bir yüz, adamýn dertli halini tamamlarcasýna alýnan zor nefesler.
Kendi derdini unutuvermiþti. Bu hep böyle olmaz mý zaten? Kendimizden daha dertli birini gördüðümüz zaman bir anda onun derdine ortak oluruz; onu çok sevdiðimiz için yapmayýz bunu. Onun tesellisinden kendimize pay çýkarýrýz. Evet bunun çok kötü bir durum olduðunun farkýndayým ama bu böyledir iþte. Ýnsanoðlu bencildir ve her zaman öyle kalacaktýr. Bir yudum daha kanyak… Bu sefer gerçekten içmek istediði için almýþtý.
Yol boyunca bir göz temasý beklemiþti; konuþmak için ama olmamýþtý iþte. “pardon” deyip sorma cesaretini de gösterememiþti. Sessiz bekleyiþle geçen bir yol.
Muavinin mola verileceðini belirten anonsu onu gerçek dünyaya çekmiþti. Dýþarý çýktý ve bir sigara yaktý. Ciðerlerden içeri akan temiz hava… Bir anda kendi iç dünyasý beynini istila edivermiþti. Dýþ dünyayý görüyordu fakat kendi ruh aleminde yaþýyordu. Gözüne takýlanlar arasýnda benzinci çocuðun adamýn elini öpüp, muhabbet ettikleri de vardý. Hiçbir ses duymuyordu; kafasýnda býraktýðý sevgilisinin son sözleri vardý. “Þaka yapýyorsun, beni burada býrakýp, tatile mi gideceksin?”. O esnada kendisi de gideceðine inanmýyordu ama iþte yoldaydý. Benzinci çocuðun yanýnda buldu kendini.
-     “Buyur abi?”
-     “Az önce konuþtuðun adam kimdi?”
-     “Kim abi?”
-     “Ya az önce konuþtuðun yok mu? Uzun saçlý orta yaþlý.”
-     “O mu! Devamlý gelir gider. En az hafta da bir görürüm O amcayý, halimi hatýrýmý sorar ve bana bahþiþ verir. Kimdir, nedir hiç bilmem. Ne oldu abi bir þey mi oldu?”

Bu son cümleyi onu seven ve yanlýþ bir þey yaptýðýndan korkan birinin ses tonuyla söylemiþti.

- “Yok bir þey önemli deðil. Sadece merak ettim.”
-     “ Çok iyi bir amcadýr O!”

Gülümsedi ve yavaþça elini çocuðunun omzuna vurup, oradan uzaklaþtý. Bir sigara daha yaktý, derin bir nefes… Yavaþça otobüse doðru yürüyor ve bu garip adamýn kim olduðunu düþünüyordu. Hafta da bir gezen, kötü giyimli, içki içen adam kimdi?
Koltuðuna oturdu, uykusu gelmiþti, temiz hava iyi gelmiþti, ne baþ aðrýsý, nede lanet sýkýntý kalmýþtý. Koltuðunu yatýrdý ve yolculuk içinde baþka bir yolculuða doðru yelken açtý.
Koltukta oturuyordu ve yanýnda Ýstanbul’da býraktýðý sevgilisi vardý; elleri ellerinde. Mutlu bir gülümsemeyle baþý omuzlarýnda uyuyordu. “Ben senden nasýl ayrýlabilirim ki” fýsýldamýþtý; o küçücük kulaðýna. “Sen benim içimdesin, ah bir de uslansan.” Sevmek birini delicesine sevmek, sen nasýl bir zehirsin. Ýnsanýn iliklerini kurutan. Yanaðýna masum bir öpücük konduruvermiþti; uyanmasýndan korkarak. Birlikte bu dünyadan uzaklara gidiyorlardý. Sonsuz bir huzur içine yollar akýyordu.
Otobüsün girdiði bir çukur onun sýçramasýna sebep oldu. Yanýnda yola bakan dertli bir yüz… acayip sýkýlmýþtý, rüyanýn bu kadar erken kesilmesi; aðzýnda pis bir tat býrakmýþtý. Bir yudum kanyak çekti. Þiþenin son yudumuydu bu ve biraz dolu bir yudum olmuþtu. Midesi kalktý, yutkundu, içi cayýr cayýr yanýyordu. Aðzýný buruþturdu.
Akan yollar ve çekilen bambaþka bir þehrin havasý.
Yavaþça valizini eline aldý. Yürüyordu; hiç tanýmadýðý bir tatil kasabasýnýn sokaklarýnda. Bir pansiyona yerleþmeli diye mýrýldandý.
Boþ gözlerle bir pansiyon arýyordu. Ýsimler, yazýlar akýyordu; gözlerinin önünden. Hiçbirinin önemi yoktu onun için; sadece sigarasýnýn bitmesini bekliyordu; içeri girmek için. Sigarasýnýn tam olarak bittiði yapýnýn önünde durdu. Fena bir bina deðil diye iç geçirdi.
Burasý oldukça eski bir pansiyondu. Yaþlý bir karý koca iþletiyordu burayý. Çocuklarýndan yardým istemeden buranýn parasýyla geçiniyorlardý. Çocuklarý da bayramlarda uðrayarak bu yaþlý kalpleri mutlu ediyorlardý.
Ýçeri girip bir oda aradýðýný söyledi. Çevresindeki hiçbir detay onun için önemli deðildi. Sadece bir yataða atmak istiyordu bu yorgun bedeni; kaç gün kalacaðýný ve sonrasýný hiç bilmiyordu.
Ve sonunda istediðine ulaþmýþtý. Yataða uzandý ve uzun bir yolculuktan sonra uyku alemine daldý.
Ne kadar mý uyudu? Hiçbir fikrim yok. Ama uyandýðýnda ortalýk kararmaya baþlamýþtý. Karnýný doyurup sahilde içki içebileceði yer aramaya baþladý. Ve karanlýk bir deniz kýyýsýna oturdu; elinde siyah bir içki poþeti.
Deniz. O güzelim deniz; aþýklarýn mekaný. Onun nasýlda içini acýtýyordu. Deniz kýyýsýnda hüzünlü bir anýsý olmayan var mýdýr ki içimizde. Hepimiz bir dönem bu kutsal mekanda gizli yeminler etmiþizdir. Yavaþça birasýný yudumlamaya baþladý; gözleri ýslak; kulaklarýnda dalgalarýn tatlý melodisi.
Yavaþça yanýna bir gölge yaklaþtý; elinde siyah bir poþetle. Evet bu sizin kadar onunda beklediði otobüsteki orta yaþlý adamdý. Hemen yaný baþýna oturdu.þaþkýn bir þekilde birasýndan bir yudum aldý ve bir þeyler sormak için ona doðru yöneldi. Karþýsýndaki ise sakin bir ses tonuyla konuþmaya baþladý.

-     “Þimdi deðil biraz içelim; elbet konuþcaðýz bütün bunlar tesadüf olacak deðil ya!”

ve denize bakýp; birasýný içmeye baþladý.
Deniz kýyýsýnda yan yana bira içen iki yabancý. Artýk bir daha sessizliði bozmaya
cesareti kalmamýþtý. Bekliyordu; karþý tarafýn konuþmaya baþlamasýný.
Deniz kýyýsýnda içilen o güzelim biralar. Hani içenler bilir; bir noktadan sonra kafa öyle bir hale gelir ki yanýnda baþbakan bile olsa rahat bir þekilde konuþmaya baþlarsýnýz. Kafalar iþte buna yakýn bir durumdaydý. Ve sonunda kaçýnýlmaz olan oldu. Yaþlý adam ayaða kalktý ve ona dönerek

-     “Þimdi ben iþemeye gidiyorum; döndüðümde tüm meraklarýnýn cevabýný bulacaksýn!”

þaþkýna dönmüþtü böyle bir giriþ hiç beklemiyordu. O olayýn daha doðal akýþ içinde gerçekleþeceðini umuyordu. Yaþlý adam ay ýþýðýnda iþiyordu ve o sormasý gerekenleri düþünüyordu. Yanýna tekrar oturdu, birasýndan bir yudum aldý; meraklý gözlerle bakarak;

-     “Evet! Sen mi baþlayacaksýn yoksa ben mi?”
-     “Ne fark eder ki?”
-     “Doðru aslýnda hiçbir fark yok; o zaman baþla bakalým.”
-     “Nereden baþlamalý? Uzun zaman oldu biriyle dertleþmeyeli; özellikle de hiç tanýmadýðým biriyle.”

Birasýndan bir yudum aldý ve devam etti.

-     “Önce sana beni bu hale getiren kadýný anlatayým. –bir kadýn yüzünden olduðun farkýna varmýþsýndýr- Güzel olduðunu söylememe gerek var mý! Kesinlikle dünyadaki en güzel kadýndý. Ama yalnýz güzel deðildi. Hani bazý kadýnlar vardýr; güzeldir ama birlikte olana kadar. Ondan sonra aslýnda hepsinin bu olduðunu anlarsýn. Bunlar tablo gibidir. Evine koyarsýn; her akþam geldiðinde onu seyredersin; baþka bir iþe yaramazlar. Fazla düþünmezsin ve sana taparlar. Tüm yorgunluðunu alýrlar ama iþteyken onu düþünmezsin bile. Ya sonra! Sýkýlýrsýn tabloyu deðiþtirirsin. Yokluðunu iki gün; göz alýþana kadar ararsýn. Kesinlikle bunlardan deðildi. Bunlardan olsa iyi olur muydu? Kesinlikle daha az acý çekerdim. O ise tam bir Rus kadýnýydý. Evet kesinlikle bir Rus kadýnýydý. Bir yerde okumuþtum; bir Rus kadýnýna hiçbir zaman tam anlamýyla sahip olamazsýn. Her an, her saniye onu kazanmak için mücadele edersin. Taa ki onu öldürünceye yada kendini. Ýþte böyle bir durumdayým.”

Baþýný önüne eðdi; bira þiþesine bakýyordu ve devam etmek istiyordu. Karþýsýndaki de bunun farkýndaydý ve söze hiç karýþmadý. Bir yudum bira daha ve devam etti.

-     “Neler yapmadým ki onu kazanmak için, her an içimde. Þu halime baksana beni ne hale soktu. Kimlerden kýskanmadým ki onu. Ben kendine güveni her zaman olan ve güçlü olan ben. Karþýnda bir böcek gibi aciz oldum. Ve þu an buraya gelsin her þeye raðmen kollarýna atlayýp bir çocuk gibi hýçkýra hýçkýra aðlarým. Peki ne mi oldu da buradayým yalnýz? Ýþte bunun da cevabý yok! Hani bir anda farkýna varýrsýn. Aslýnda onun elinde bir oyuncak olduðunu, onun bir kölesi olduðunu; kendin olmadýðýný. Evet ben onun kölesiydim ve kendimi azat ettim. Ve ben yokum artýk. Ama emin ol þuan elinden oyuncaðý alýnmýþ çocuk gibi ne yapaðýný þaþýrmýþ bir halde saða sola sarýp duruyordur. Ve biliyorum yanýna gidince benden bunun intikamýný alacak. Anamdan emdiðim sütü burnumdan getirecek. Ah ne yapmalý onu yola getirmenin bir yolu olmalý. Emin ol denemediðim hiçbir þey kalmadý, tamamen çaresizlik içindeyim.”
Bunu söyledikten sonra; ellerini baþýnýn iki yanýna koydu; hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþladý. Yaþlý adam elini bacaðýna koydu ve titreyen bir sesle;

-     “Sana önereceðim hiçbir þey yok. Ýnan bana. Bir tek þunu söyleyebilirim; bir an önce efendinin yanýna dön; Onu fazla kýzdýrmadan.”
-     “Peki ya sen; sen neden bu haldesin?”
-     “Ben mi? Benim durumumum senle hiçbir benzer yaný yok. Benim meselem tanrýyla; onunda þuan burada yeri yok. Belki baþka bir azat gününde, baþka bir yerde bunu konuþuruz.”

Ve birasýnýn son yudumu çekti, geldiði gibi sessizce uzaklaþtý.
Gün yavaþ yavaþ aðarmaya baþlamýþtý. Usulca ayaða kaktý, yalpalýyordu. Sendeleye sendeleye pansiyonun yolunu tuttu. Artýk ne yapmasýný gerektiðini biliyordu; yarýn Ýstanbul’a dönecekti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mucize
Hayal

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yanak
Aksi Bir Gün
Ufak Bir Adým I
Son Sayfa
Kapý I
Harem'de Bir Yolcu
Yabancý
Otobüstekiler
Güneþe...
Lanetim!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýradan [Þiir]
Çocuk [Þiir]
? [Þiir]
Ýlkel Bir Adamýn Çýðlýklarý I [Roman]
Ýlkel Bir Adamýn Çýðlýklarý III [Roman]
Ýlkel Bir Adamýn Çýðlýklarý II [Roman]


onur güner kimdir?

Birden kendimi bir kumar masasýnda buldum. "Kumarbaz" ölümsüz yazarý tanýmama sebepti. Ve sonra "yeraltýndan notlar" ondan sonra hiç kopamadýk. Yaþasýn yeraltý!

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © onur güner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.