..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > ömer akþahan




20 Aralýk 2004
Velad'la Mariya...  
ömer akþahan
Yüksekova okullarýný ziyaret ederken yaþadýklarýmý sizlerle paylaþmak istedim bir an... Bilmem aranýzdan kaç kiþi bu coðrafyayý ve insanlarýný tanýma fýrsatý yakalamýþtýr? Ben uzun yýllar bunun özlemini duydum içimde.


:CJAC:
Ömer Akþahan

Yüksekova okullarýný ziyaret ederken yaþadýklarýmý sizlerle paylaþmak istedim bir an...
Bilmem aranýzdan kaç kiþi bu coðrafyayý ve insanlarýný tanýma fýrsatý yakalamýþtýr? Ben uzun yýllar bunun özlemini duydum içimde. Ancak bu yýl bu fýrsatý iki kez yakaladým. Dünkü ziyaretim bir öncekine göre daha farklý ve anlamlý geçti doðrusu.

Velad...

Ýlk geliþimde tanýþtýðým Mehmetçik Ý.Ö.O. müdürü öðretmen okulu mezunu, benim gibi. Ayný okul mezunu olmanýn verdiði bir sýcaklýkla kolayca kaynaþtým hocamla. Biribirimizi ikinci kez görmenin þaþkýnlýðýný üzerimizden atmýþ, karþýlýklý dereden tepeden konuþuyoruz. Derken odaya kahverengi mantolu -o yöredeki çocuklarda hiç görmediðim cinsten kaliteli- uzun saçýnýn perçemi gözlerine dökülen bir kýz giriverdi, çok rahat bir þekilde. Yüzü müdür beye yönelik, tatlý bir gülümsemeyle:
-Müdür bey çok özür dilerim, geç kaldým, dedi.
Böylesine sýcak ve içten bir gülümsemeyi doðrusu hiç beklemiyordum. Bu kýzýn hareketine bir anda hayran oldum. Önce mantosuyla dikkatimi çeken kýz, bu kez tavrýyla ve konuþmasýyla ilgimi çekmiþti. Doðrusu buralarda görmeye alýþýk olmadýðým bir tipti. Ýçimden kendisiyle konuþmak ve tanýþmak geçti.
Müdür beyden izin almaksýzýn, doðrudan kendisine;
-Ne tatlý gülümsüyorsun öyle sen!" diye bir soru yönelttim. Bu iltifat karþýsýnda bana dönerek ayný gülümsemesini sürdürdü. Mahcup bir edayla perçemini eliyle savurdu, yüzünü gösterdi.
-Gel þöyle yanýma, dedim.
-Adýn nedir?
-Velad, dedi. Anlamamýþtým tekrarlattým.
-Bu Kürtçe bir isim mi? dedim.
-Evet, dedi. Sorumdan ötürü sýkýlmamýþtý.
-Peki Türkçe anlamý nedir? diye, sormaya devam ettim.
-Vatan, dedi, sustu.
Aklýma bu isimde bir þiir yazan arkadaþ geldi.
-Ne güzel ve anlamlý bir ismin var böyle, dedim.
-Ya Velad, sen hep böyle gülümser misin? dediðimde, yanýtý yine o tatlý gülümseme oldu. Zilin çalmasýyla da kibarca kalktý ve çýkýp gitti.

Türkü kýz Mariya !

Onu Yüksekova 75. Yýl Yatýlý Ýlköðretim Bölge Okulunda tanýdým. Okula gece, bilgisayar aðlarýný kurmak amacýyla gitmiþtik. Arkadaþým að iþiyle uðraþýrken ben de okul müdürüyle eðitim üzerine sohbete dalmýþtým. Laf döndü dolaþtý, okulda müdür beyin yaptýðý iþlere geldi. Müdür:
-Size okulumuzu tanýtayým, diyerek birlikte yemekhaneye gittik. Yatýlý kýz ve erkek öðrenciler geniþ ekranlý TV’de “Hayat Bilgisi” dizisini izliyorlardý. Yemekhanenin uzun köþesi müdür beyin gayretleriyle sahne haline getirilmiþ, arkada kulis odasý ve sahne yönetim yerinde ses düzeni kurulmuþtu. Sahne duvarýna Atatürk’ün anlamlý sözü maskla birlikte yerleþtirilmiþ. Tavansa alçý asmolen yapýlarak gerçek bir sahne düzeni gerçekleþtirilmiþti. Bu çalýþmalarýndan ötürü tebriklerimi sundum. Bu arada gayri ihtiyari,
-Bu sahnede çocuklara þiir dinletisi ne iyi olurdu, lafý çýktý aðzýmdan. Müdür bey de fýrsatý kaçýrmadan, hemen mikrofunu hazýrlatýp,
-Buyrun hocam, mikrofon sizin, demez mi?
Yanýmda þiir kitabým yoktu ve ben bilgiye aç bu çocuklara þiirimi anlatacaktým. Ezberimde olan þiirler yeter deyip, yatýlý okul günlerime ait anýlarla söze baþladým. Çocuklarla aramýzda garip bir elektriklenme olmuþtu. Mikrofon kablosu kýsaydý ve ben istediðim gibi hareket edemiyordum. Öðrenciler ben konuþtukça baktým yavaþ yavaþ bana doðru gelmeye baþladýlar. Böylece aramýzdaki uzaklýðý ortadan kaldýrmýþtýk.
Dinletimin sonunda her zaman yaptýðým gibi soru cevap faslýna geçtim. Bir erkek öðrenci:
-Þiirlerinizi serbest stilde mi yazarsýnýz? demesi üzerine öðrencilerden bu arkadaþlarýný alkýþlayarak, ödüllendirmelerini istedim. Çünkü soru sormak, yanýt vermekten daha önemliydi bana göre. Dinletimin sonuna doðru “yorumsuz” þiirimi okudum. Daha sonra da bu þiirimi hatasýz tekrar etmelerini istedim. Birkaç baþarýsýz denemeden sonra bir erkek öðrenci hiç hatasýz þiirimi okuyabilmiþti. Þaþýrmýþ ve sevinmiþtim. Çünkü bu þiiri yurdun birçok okulunda “ezbere okuma denemesi” yapmýþ ancak hiçbirinde ilk okumanýn ardýndan tekrar edene rastlamamýþtým. Bu öðrenciyi alkýþlatýp, yanýmdaki kalemi ona keyifle hediye ettim.

Sahneden öðrencilerin alkýþlarýyla indiðimde, bu kez ayný salonun diðer köþesinde folklor öðretmeni çalýþma yapmak için beklemedeydi. Oysa biraz önce bu arkadaþýn beni dinleyenler arasýnda olduðunu sonradan anladým. Folkloru daha doðrusu oynamayý severim. Böyle bir çalýþmayý da izlemek hem beni hem de biraz önce beni izleyen öðrencileri mutlu edeceðine inanarak oturdum. Yanýmdaki boþ sandalyeye esmer, siyah saçlý ve kýsýk gözlü bir kýz oturdu. Benimle konuþmak istediði belliydi ama söze nerden gireceðini kestiremiyor gibiydi. En iyi bildiði iþ olan konudan soru açtý:
-Öðretmenim bize bir türkü söylesene, dedi. Böyle doðrudan sormasýyla, diðer bizi izleyen çocuklar da atýlýp:
-O çok güzel türkü okur, dediler.
Sorma sýrasý bana gelmiþti:
-Senin adýn ne dedim?
-Mariya, dedi. Anlamamýþtým. Tekrarlattým. O yine:
-Mariya, öðretmenim, demez mi?
-Gerçekten adýn Mariya mý? diyerek, ýsrarla sordum.
-Evet, dedi ve sustu.
-Demek sen çok güzel türkü söylersin ha, dedim, bu kez.
-Evet, sözü biraz da mahcup çýkmýþtý bu kez.
-Hadi söyle bakalým bir türkü de dinleyelim hep birlikte, dedim.
-Nasýl bir türkü istersiniz, Kürtçe olur mu? dedi. Ben de:
-Fark etmez, müzik evrenseldir, dedim. O da, sanki içimi okumuþçasýna:
-Yemen türküsünü okuyayým mý? demez mi. Bu türkü de benim en sevdiðim türkülerdendi.
Enstrümansýz ve yanýk bir edayla türküsüne baþlar baþlamaz kendimi bir anda onunla türküyü söyler buldum.
Böylece Mariya daha ilk türküsüyle gönlümü fethetti. Türküleri nasýl ezberlediðini sorduðumda, þaþkýnlýðým bir kez daha arttý.
-Ben bir þarký ya da türküyü bir kez dinlediðimde, hemen ezberime alýrým, dedi. Daðarcýðýnda 190 türkü olduðunu da söylemeyi unutmadý. En büyük ideali de bir türkü kaseti çýkarmaktý. Umarým Mariya, bu dileðin tez elden gerçekleþir.
O gece birlikte çok þey paylaþtýk, Yüksekova’nýn okumaya azimli, gelecekten çok þey bekleyen yoksul ama umudunu yitirmemiþ parasýz yatýlý çocuklarýyla…
Onlarý unutmayacaðým, biliyorum ki, günün birinde karþýma büyük bir sürprizle çýkacak o Mariya’lar !

20.12.2004 / Van




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paris’e Gezmeye Gittim !
Muðlalý Mýsýnýz?

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sonbahar Sololarý
Köþe Yazarlýðý
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Ayný Dili Konuþmak
Ýsimsizler
Okumadýðým Her Þey, Bir Þenliktir!
Kum Tanesi Ýle Yosun
Sokrat Chat Yaparsa...
Okumaz Yazarlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hiçliðe Övgü [Þiir]
Kayýtdýþý Þiir [Þiir]
Gece Dokunuþlarý [Þiir]
kalem [Þiir]
Meðer [Þiir]
Güz Yaðmurlarý [Þiir]
Küçük Mariya Ýçin Kar Senfonisi [Þiir]
Giderken Düþürdünüz 'Ben'i Çantanýzdan [Þiir]
Issýz Sokak [Þiir]
ayrılıklar [Þiir]


ömer akþahan kimdir?

Kendini nasýl anlatýr ki insan… Oturup yazýlmaya kalkýlsa, her edebiyat iþçisinin yaþamý kalýn bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdýðým denemelerde ve þiirlerimde yansýtmaya çalýþýyorum. Yapýtlarýmý izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüðümüz, tümcemiz. . Kendimi þiirde ilk keþfediþim beni ayný zamanda büyük bir hayal kýrýklýðý yaþattý ve düzene yenik düþtüm. Yol göstericim de yoktu yanýmda; düzene isyan edeceðime, þiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaþananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldý, bir sonbahar yapraðý gibi Aydýn Daðlarýnýn zirvesine fýrlattý. Yýl 1981. Ve beni yeniden hayata baðlayan sihirli gücün þiir olduðunu orada anladým. O gün bugündür, can yoldaþým, arkadaþým, sýrdaþým ve en büyük sýðýnaðýmdýr ÞÝÝR! Ýnanýyor ve haykýrýyorum; þiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben þuyum diyemez. Tek inancým, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdýrarak da olsa þiire ihanet etmeyeceðim. Aydýn’ýn Ýncirliova ilçesinde, ‘53 yýlýnýn Ocak ayýnda, bir Kova erkeði ve sevgili annemin tek eþinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmiþim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiþ bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öðretmenlik uðraþýmý resmi düzeyde ‘99 yýlýna dek sürdürdüm. Halen özel sektörde iþimden arta kalan zamanlarda, öðrencilere Türkiye’nin hemen her noktasýnda þiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk þiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarýndan öðrenemeyen gençlere yeni Türk þiirinin kapýsýný aralamaya çalýþýyorum. Ýnanýn bu çalýþmalarda þiir adýna öyle ilginç olaylara tanýk oluyorum ki, gözyaþlarýnýzý inanýn tutamazsýnýz. Tüm uðraþlarýmdan edindiðim çok önemli bir gerçeðin altýný kalýnca çizmek istiyorum: ÞÝÝR ÖYLESÝNE SÝHÝRLÝ BÝR ANAHTAR KÝ, AÇMADIÐI BÝR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIÞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde þiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , aný yazýlarýmla yer aldým. ‘90’da Ödemiþ EFE dergisi yöneticiliði, Almanya’da Almanca yayýmlanan GEMEÝNSAM adlý yayýnýn sorumluluðunu yaptým. Almanca þiir, öykü denemelerinin yaný sýra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye þiir kazandýrma çalýþmalarýmý yayýmladým. ‘90’da “Nasýl Çalýþalým? Nasýl baþaralým?” adlý çalýþmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafýndan 3000 adet basýldý. ‘98’de ilk þiir kitabýmý Sivas’ta yakýlan 37 güzel insana adadýðým için yalnýzca 37 þiir içermektedir. Evliyim. Eþim de emekli sýnýf öðretmeni olup, bir oðlum ve bir kýzýmla beraber yaþamýmýzý renklendirmeye çalýþmaktayýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.