"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne |
|
||||||||||
|
j. akþam haberlerini her zamankinden daha farklý izledi o gün. Flaþ… flaþ… flaþ…Türkiye nihayet Avrupa Birliðinden müzakere günü alabilmiþti. Alkýþ sesleri kulak zarlarýna zarar. Gözlerde medeniyet ýþýklarý. Sevinen babalar, çocuklarda umutlu bakýþlar. Gençlerde iþ bulma umudu. Filozoflarda ve aydýnlarda düþünce özgürlüðünün sevinci. Sonrasý… Sonrasý korku. Toplumsal bilinç altýndan zýplayan korkular, bastýrýlmýþ duygular. Yaþlýlarda on yýl sonrasýna yetiþememe korkusu. Hocalarda namus korkusu, solcularda çekememe psikozu, eski siyasilerde baþaramama ezikliði, muhalefette kýskançlýk sendromu, derinlerde bir yerlerde yavru vattan satýldý korkusu… korku ve umut diye geçidi içinden j. Kalktý, sokaða attý kendini, o da heyecanlanmýþtý ve hatta geç kalýnmýþ dünün korkularýndan sýyrýlýp umutlanmýþtý geleceðe. Ýþ bulabilecekti. Kimseye muhtaç olmadan yaþayabilecek, baþarýyla bitirdiði üniversitenin diplomasý belki iþe yarayacaktý. En güzeli de askeri ücretle çalýþmayacaktý. Sosyoloji bölünün bitirdiðinden, ne iþ yapýyorsun dediðinden utana sýkýla “sosyoloðum” diyordu. Neydi ki bu, ne iþe yarardý. O hemen baþlardý anlatmaya. “Toplum bilimi” derdi. Anlamazlardý yine, hemen anlatmaya koyulurdu. Toplum bilimi derdi; toplumu inceler, toplumun sosyal deðiþimlerini, ekonomik deðiþimleri, nüfus dengelerini, aileleri, devletleri, devrimleri, ihtilalleri, bireyin toplum içindeki yerini, toplumsal bunalýmlarý… anlatýr da anlatýrdý. Hem büyük de haz alýrdý bundan, sanki kendisini bir üniversitenin sosyoloji kürsüsünde sanýrdý. j. iyi bir gözlemciydi, en azýndan o öyle sanýyordu. Ýþ ararken ne kadar insanla tanýþmýþ, ne kadar kazýklar yemiþti, çalýþtýðý iþlerde emeðininin nasýl sömürüldüðünü görmüþtü. Aç kalmýþtý, açlýk çekmiþti, meteliðe kurþun da atmýþtý, cepleri delinmiþti, ev kirasýný, su ve elektrik faturalarýný ödeyememiþti, kredi kartlarýnýn faizini onurunu rehine vererek ödeyebilmiþti, dostlarýnýn vefasýzlýðýný yaþamýþtý, soðan ekmek bile yemiþti, saðcý olmuþ, dinci olmuþ ve solcu olmuþtu yine olmamýþtý. Bu tren bir türlü rayýna girmemiþti. Göç eden aileleri görmüþtü, parçalanan yuvalarý, kalabalýk bir þehirde yalnýzlýk çekenleri, gündelik ve gecelik aþklarý da görmüþtü, on beþinde ceninlerini yiyen kýlarý da. Daha ne görsündü. Ýhtilal bile görmüþtü hatta yaþamýþtý. Seksen ihtilaline yetiþememiþti ama çocukluðu onun sýkýntýlarýyla geçen bir ailede büyümüþtü. Ama daha da önemlisi yirmi sekiz þubat ihtilalini yaþamýþtý. Ülkenin bir anda nasýl deðiþtiðinin fotoðrafýný bile çekebilirdi ama bu apayrý bir tezin konusu olabilirdi. j. Bir sigara çýkardý paketten, parmaklarýnýn arasýnda kývamýný bulunca ateþledi tütünü. Kibritin alevi ufacýk bir aydýnlýk çizdi yüzüne gözleri ýþýldadý. Bu bile gelecekteki bir umudun iþareti olabilirdi onun için. Çok gördüm çok dedi kendi kendine. Ýki bin bir þubat kýrizini bile yaþamýþtý. On aylýk parasýný parça parça alabilmiþ sonunda iþinden de olmuþtu. Günlerce evinin sarý odalarýna kapanmýþ, bunalýmlar yaþamýþtý. Hiçbir kapý açýlmamýþ, zilleri çalmamýþtý. Bir tür inanç intihardan onu son anda kurtarmýþtý. j. sigarayý daha bir derinden çekiyordu artýk. Ýzmaritin ucundaki tütün yandýkça yanýyor, dumaný her zamankinden daha kývrak dans ediyordu dudaklarýnýn yuvarlarýnda. Otuz yaþ bunalýmlarýna da az kaldý hani. On sene dedi içinden, kýrk beþ yaþýnda olacaktý. Ülkenin bütün gençleri gibi orta yaþ çocuklarý gibi aydýnlýk yüzler… j. deðiþiyordu, biliyordu artýk toplumda deðiþiyordu, yasalar deðiþiyordu, daha da deðiþecekti sonra. Deðerler deðiþiyordu, kafalar deðiþiyordu. Herkes bu deðiþime bir þekilde ayak uydurmaya çalýþýyordu iþte. Yaþlýlar inatçýydý, iki ayaklarýný geleceðin eþiðine dayamýþ, kollarýyla geçmiþten güç alýyorlardý. Yavru vatan satýlamaz, vatan bölünemez, bir Türk on Avrupalýya bedeldir. Türküm, doðruyum ve çalýþkaným, ülküm küçükleri sevmek, büyükleri saymaktýr deyiþleri… Devletin malý deniz, yemeyen keriz, benim memurum benim iþçim iþini bilir deyiþleri. Ya sev, ya terk et, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun Amerika deyiþleri… Gençler daha cesurdu aksine, j. Onlarýn içinde en cesuruydu, en umutlusu. “özgürlük” dedi içinden. Sonra adalet, hukuk devleti, sosyal devlet, hak, ödev, demokrasi, laiklik, þeffaflýk, aþ, eþ, soy, sop, birey olabilme þuuru ve mutlu bir toplum, temiz bir toplum. Çok mu uzak? Madem ki biz toplum olarak bu deðerlere ulaþamadýk. Madem ki kendi kendimizi parçaladýk, böldük, madem ki kendi insanýmýzýn kanýný kendimiz içtik. Bu kanýn bedeli olmalýydý deðil mi? j. sokaklara olan vefasýný giderdi, eve geldi. Televizyonu açýp yirmi dört haberlerini dinledi. On yedi aralýk gününün özeti. Türkiye ev ödevinin hakkýyla yerine getirdi. Avrupa ülkelerinden tam not. Kýbrýs sorun çýkarýnca hükümet müzakereden çekilmek istedi. Çýkan kýriz son anda önlendi. Bu hükümetin can alýcý politik manevrasýydý. Basýn toplantýsý yapýldý ve müzakere tarihi resmen verildi. Baþbakan’ýn tarihi konuþmasý, flaþ…flaþ…flaþ… ardýndan patlayan flaþlar. Tüm milletimize hayýrlý olsun. Bilal ÖZBAY On Yedi Aralýk Ýki Bin Dört
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bilal ÖZBAY, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |