..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Muzaffer Can Ergin




11 Ocak 2005
9. Masal  
Muzaffer Can Ergin
Uzakta idik hepimiz. Zaman ayný degil. Farklý mekanlar, hepsi gerçek. Uzak zamanlarýn, yakýn anlarýnda idik. Gururumuz için ölür, aþklarýmýzý belli etmezdik. Uzun ve magrur kýlýçlarýmýz kendi adaletini dagýtýrdý, kan gölgesinde. Isimlerimiz geç


:BEHH:
9_MASAL



     Uzakta idik hepimiz.
     Zaman ayný degil.
     Farklý mekanlar, hepsi gerçek.

     Uzak zamanlarýn, yakýn anlarýnda idik. Gururumuz için ölür, aþklarýmýzý belli etmezdik.
     Uzun ve magrur kýlýçlarýmýz kendi adaletini dagýtýrdý, kan gölgesinde. Isimlerimiz geçmiþimizi, geçmiþimiz bizi anlatýrdý.
     Kadim zamanlarýn yalnýz süvarileri idik. Hepimiz bir yerde, hepimiz farklý yerde isimler dudaklarýmýzdan dökülür, öldürürdük.
     Aþklarýmýz kalbimize gömülü, ölenlere aglamadan, bir avuç topragýn kavgasýný verdik hiç usanmadan.................


     Uzun zaman önce. Çok ama çok yakýn bir anda.
     Farklý bir krallýkta.
     Insanlar mutluluklarýný, zamanlarýný ve kaygýlarýný, yarýn oldugunu bildikleri gibi isteyerek ve biraz utanarak, fýsýldarlarmýþ farkýnda olmadan topragýn ve gögun derinliklerine............
     
     Onurlu bir genç yaþarmýþ. Ailesi, savaþta kaybetmiþ genci ve toprak olmuþlar. Yalnýz kulübesinde, kýlýcý sandýgýn derinliklerinde, agaçlarýn dostu, yagmurlarýn sevgilisi, topragýn kardeþi, ateþin efendisi olmuþ.
Atlarýn dilinden konuþurmuþ genç. En vahþi atý bile uysallaþtýrýrmýþ. Kulagýna fýsýldadýgý bir iki söz, atýn daha yeni tanýþtýgý bu gence olan hislerini degiþtirirmiþ. Hiçbir zaman kuþama ihtiyaç duymazmýþ, atlarla beraber yol alýrken. Ata binmeden ondan izin ister, güzel sözlerle gönlünü alýrmýþ.
Bu yüzdendir ki ismi konmuþ gencin ‘Rekroh Eslat’ diye, orman ahalisi tarafýndan. Atlarla konuþan anlamýna gelir, eski ama özünde çok yeni bir dilde.
Uçsuz bucaksýz ormanýn korucusu imiþ. Atlar ormanýn dört bir yanýndan haber getirirlermiþ ona. En küçük bir fýsýltý bile kulagýna gidermiþ. Topragýn yardýmý, agaçlarýn gücü, atlarýn beraberligi ile ormana giren insanlarý defedermiþ. Ailesini yokeden insanlar, bagrýna basan ise toprakmýþ.
Insanlarýn yüregi korku dolmuþ. Ormanýn ve zamanýn büyücüsü kabul etmiþler ve ‘Samroh Retes’ ismini uygun görmüþler, göremedikleri ama kulaklarýný dolduran, atlarýn ulu efendisi, insan olmadýgý düþünülen, büyülü yaratýga.

“Ormandýr ki bizim vatanýmýz, kim ki bizden izinsiz girer, acý ile çýkar. Ve en sonunda kurtuldugunda acýdan, kulaklarýnda kalýr ismimiz, ‘Rekroh Eslat’.”

“Göklerin ve derelerin, topragýn ve agaçlarýn, rüzgarýn ve ateþin sahibi bizler; emrederiz küçük ve akýlsýz insanlara; ‘siz ki sakin hayatýnýza devam etmek isterseniz eger biraz daha, uzak durun geçmiþler ormanýndan.”

Taþ duvarýn girinti ve çýkýntýlarýna bakmak, zamaný incelemek gibidir. Hatýralarýmýzýn arasýndan güzel bir çiçek, yahut zehirli bir böcek çýkma ihtimali kol gezer. Keskindir bazý anýlar, can acýtýr kolayca geçemeyiz üzerinden. Bazýlarý ise artýk yok gibidir, pürüzsüz bir yüzeydir bizim için.
Rekroh içinse anýlar gayet keskin ve halen daha taze imiþ.
Böyle insanlarýn ne yapacaklarý belli olmaz. Derhal sinirlenir, etrafa saldýrýrlar. Hatýralarýnýn öcünü çevresinden çýkarýrlar. Dengesiz bir öfke halleri vardýr. Yada bize dengesiz gelir, çünkü kolay kolay anlayamayýz sinirlerinin nereden geldigini. Oysa ki o kadar basit bir açýklamasý vardýr ki, olanlarýn. Anýn bize getirdigi degiþim, anýlarýmýzý da göz önüne getirebilir ve çevremizdekilerin, tabirimizce neden ayaktaki olaylara bu kadar takýldýgýný, daha geniþ bakmanýn ve at gözlügümüzün açýsýný büyütmenin bu kadar mý zor olabilecegini düþünürüz.

Bizim anýlarýmýz degildir önemli veya en açýgý, sorun þudur ki ben baþetmesini bildim, açýgým herþeye karþýn. Ya sen, sende mi öleceksin baþkasýnýn yazgýsýna baglý kalarak.

Sorabildigimiz bütün sorularýn eger cevaplarýný þimdiden alabilseydik zaten, inanmamýza gerek kalmazdý. Olurduk o zaman, tanrýsýz degil ama inanmayan.........

Rekroh bu sorularýn hepsini veya daha fazlasýný barýndýrmaktan usandýgý için kafasýnda saldýrgan bir tutum güderdi insanlýga.

Saldýrý ama hepimizin bildigi anlamda degil.

Gecmiþi dize getirmeye, gereksizlerle ugraþmamaya dayanan bir saldýrý.

Günler günleri, aylar aylarý ve zaman kendi zamanýný kovalamýþ. Rekroh doganýn büyüsü altýnda gençligini ve anýlarýný taze tutabilmiþ. Ormana hükmetmiþ, atlarý yönetmiþ ve doganýn tek dostu olmuþ.
Krallar krallarý, devletler insanlarý yönetmiþ ve zaman Rekroh için oldugu kadar iyimser olmamýþ, iyi ve kötü tüm yönetilen insanlar için.
Ve bir gün,
     Güneþin ayný dogmadýgý, suyun ayný parlamadýgý, zamanýn o olagan kesiþmelerinden farklý bir anýn oluþtugunu tüm parlaklýgý ile belirtilerini sahneye koydugu küçük dünyada, Rekroh bilmiþ o günün yazgýsýný degiþtiren gün oldugunu, ve sessizce boyun egmiþ tarihe.

     
     Bir zamanlar, bir yerlerde, bir ülkede, bir zamanýn, bir görkemli kralý imiþ.

     Kral imiþ, eþ imiþ, baba imiþ.
     
     Her ne kadar yönetmiþ olsa bile, dürüst yönetirmiþ kendisine yemin verenleri, baglýlýk üzerine.
     
     Tarihin istegi üzerine kral olmuþ, ve ayný tarihin yazgýsýna boyun egip veda etmiþ kardeþ bildigi yeminlilerine, ailesine, ülkesine.

     ‘Saklý zamanlar ormaný’; “evet bu uygun bir isim”, demiþ ilk adýmýný attýgýnda derinliklerine ulu agaçlarýn. Zamanýný saklamýþ ama kendisi orda imiþ. Iþýltýsý, çevresindeki canlýlarý kendine çeker olmuþ, lakin yadýrganmamýþ, uygun kabul edilmiþ ormanýn bütünlügüne.
     Ormanýn içinde sadece Rekroh varmýþ bu yazgýya karþý çýkma istegi gösteren. Kendisi olsa bile insanlýgýný kabul etmeyen, en baþý toprak çekmiþ onun özünü unutmayan, ve böylece alýkoymuþ Rekroh’u diger insanlara yaptýklarýný bu yaþlý adama yapmasýndan.
     Geçmiþ böylece zaman. Rekroh’a gösterdigi cömertligi, yaþlý adamada göstermiþ orman ve saklý tutmuþ onu zamanýn gözünde......
     

     Güzel tarih, parýldayan ve ýþýldayan bütünlügü, sadece olaylarý saklý tuttugundan degilde, oluþumlara neden sagladýgýndandýr da ayný zamanda.
     
     Kesiþmiþ yollarý Rekroh ile yaþlý adamýn. Agaçlarýn bilgeligine ve topragýn dogasýna uygun bir anda ve zamanda, yaþlý adam mantar toplarken Rekroh’u görmüþ ve ona dogru yakýnlaþmýþ. Ikisi de sanki daha önceden bir tanýþýklýklarý varmýþçasýna birbirlerine yaklaþmýþlar.
     “Agaçlar, bilgeligin temsilcisi. Benim bilgeligimin son buldugu yerde, senin ki devamý alýr. Mantarlarý tanýrdým eskiden daha senin yaþlarýnda iken. Þimdi bazýlarý kafamý karýþtýrýyor. Bende onlarý görmezden geliyorum. Bilmiyorum dogrumudur, söz gelimi þunu ele alalým, yenecek türden mi? Ne dersin?”

     “Mantýgýmýz kimi zaman bizi yanýltýr. Olmasý gerekeni yasak eder bize. Elbet zehirli bu mantar, fakat zehirinde türleri vardýr, kimisi gerekir vücuda az da olsa bir miktar.” Diyerek karþýlýk vermiþ Rekroh.
     “Öyle ise bir tadýna bakmalý, þu küçük, lezzetli ve iþtah açýcý gözüken mantarýn.”
     “Ben öyle demedim.”
     “Yemelimi bu mantarý, yoksa gözden uzak mý tutmalý?”
     “O küçük mantarda bir fili anýnda öldürecek kadar zehir var. Lezzet kýsmýna gelince, gözlemleriniz dogru çünkü oldukça lezzetlidir. Bundan sonrasý size kalmýþ, keyfiniz hangi yöne agýr basarsa.”
     “Her insan kendi zamanýný bilir. Sanýrsam benimki daha gelmedi.”

     Zamanýn gel-gitleri akýþýna uygun bir þekilde devam etmiþ. Yaþlý adam ve Rekroh olabildigince dost olmuþlar.
     
     Geçen günlerden birinde yaþlý adam Rekroh’un kulübesine varmýþ. Yaþlý bir agacýn geride býraktýgý bir miras olan kulübe, çok basitçe, herzaman görebildigimiz kulübelerden daha farklý imiþ. Çatýsýnda ki topraktan fýþkýran bitki ve çiçekler sayesinde, ve de çevresindaki agaçlar yardýmý ile ilk bakýþta farkedilemeyen, hem en göz önünde, hem de sanki topragýn altýnda farkedilmekten korkan uysal bir canlýyý andýrýrmýþ. Içeri girildiginde ise dýþardan baktýgýnýzda beklemediginiz bir aydýnlýk karþýlarmýþ. Bardaktan kaþýga kadar kullanýlan tüm malzemeler, hemen hepsi ahþap imiþ.

     “Zamaným doluyor bu ormanda. Artýk ait oldugum yere, ülkemin baþýna dönmem gerekir. Krallýgýmýn herzamankinden çok ihtiyacý oldugunu sezinliyorum bana.”
     “Sizin adýnýza üzüldüm. Burda mutlu görünüyordunuz.”
     “Bir fidanýn suyla buluþtugu o ilk andan daha mutlu degildim, tanrý biliyor. Fakat yine de dönüþüm olmalý, gidiþim gibi.”
     “Ugurlar olsun size. Gökyüzü yolunuzu aydýnlatsýn, güneþ dogsun vardýgýnýz yerde. Bu güzel orman þahidimdir ki ilk geldiginizde bir yýldýrým olup saldýrmak istedim size. Fakat þimdi gidiþiniz hüzünlendirecek beni.”
     “Kalbin bir yagmur damlasý gibi temiz ve arý. Bilgeligin ve aklýn ile birçok insandan daha kuvvetlisin. Senin hüznüne katýlmamak elimde degil, burda kemiklerimin gençleþtigini hissediyorum. Lakin, devletim bana aç, yardým bekliyor. Karþýlaþabilecegim en büyük düþmanla karþýlaþtým ve yenildim. Þimdi ise ülkemi geri almaya gidiyorum.”
     “Bir devmiydi saldýran, herkesi ayagýnýn altýna alabilecek irilikte. Yoksa, ejderhamýydý, aleviyle evleri kül eden.”
     “Hayýr sadece kendimle yüz yüze geldim. Anladým ki ülkemin iyi yönetilmeye ihtiyacý var. Güzelliklere ve iyiliklere, mutluluklara gereksinimi var sadece halkýmýn. Ben elimden geleni yaptým. Fakat yakýn bir zamanda bu yaþlý vücut daha fazla beni taþýyamamaya baþlayacak. Ve ben güçten düþünce benim gibi dürüstlügü ve iyiligi savunan bir kralýn baþa geçmesi en büyük arzumdur.”
     “Sanýrým zor bir iþtir.”
     “Senden istedigim bir þey var; o da benimle gelmen. Sana krallýgýmýn anahtarlarýný veriyorum, gel ve benim krallýgýmýn sahibi, kýzýmýn kocasý ol! Yol uzun ve sabýr ister. Çocuk büyütmek gibi ugraþýrsýn, ve en sonunda senin bir parçan olur. Ölesiye seversin, güvendigin ellere býraksan bile rahat edemezsin. Ama öyle hissediyorum ki, senin ellerinde ben rahatça sonsuz uykuma yatabilirim.”

     O anda en beklenilmeyecek þey oldu. Rekroh tek bir an düþündü, sessiz ama coþkulu bir öfke yüreginden kopmaya baþladý ve ayný anda sessizce gömüldü derinliklere. Insanlar aklýna gelince kabaran siniri ayný hýzla yok olmuþtu. Merak ve sanýrým biraz da bazý þeyleri degiþtirmesine olanak tanýyacak olan gücü düþününce yüzü parladý. Ve o andan sonra þöyle dedi; ‘ sen bana öyle bir güç sunuyorsun ki, eminim bunlarý söylemeden önce çok uzun zaman düþüncelerin arasýnda kaybolmuþsundur. Ve ben, Rekroh Eslat, ya da insanlarýn arasýndaki ismimle, Samroh Retes, yani atlarýn efendisi veya istersen atlarla konuþan, ben, bu ormanýn sakinlerinden, ve koruyucularýndan, ben, atalarý insanlarca katledilen ve insan ýrkýndan nefret eden ben, zamanýn ve tarihin hükmüne, topragýn adaletine ve agaçlarýn büyüsüne inanan ben, teklifini onurlu biçimde karþýlýyor ve kabul ediyorum. Sen bu teklifle neleri öngördü isen ben de görüyorum ve sandýgýnýn aksine bu teklifin, bir adamýn nefretini yoketme þansý, insanlara da adaleti yeniden ögretme fýrsatý veriyor. Seninle geliyorum. Olabildigince çabuk yola koyulalým, çünkü her an fikir degiþtirip, bu aþýk oldugum ormanda sonsuza kadar yaþamayý isteyebilirim. “
     Böyle konuþuldu ve olgunlaþtý herþey.

     Zaman yaverimiz olsun. Hayat þaþýlacak anlarýn gölgesinde ve isteginde ilerliyor kimi zaman. Rekroh, kaleden içeri adýmýný atar atmaz insanlarýn dikkatini çekebildi. Bu kimligi belirsiz kiþi nedense normalde karþýlaþtýgýnýz insanlardan farklý gibi idi. Hafif çekik koyu mavi gözleri ve çok uzun sayýlamayacak fakat dinç ve saglam vücudu ile bir kuzeyliden çok güneylerden gelmiþ bir gezgini andýrýyordu. Insanlarýn daha ilk baþta farkettikleri ve hemen yorumladýklarý þeylerin baþýnda kýyafetleri geliyordu. Koyu yeþil hakimiyetindeki elbiseleri, eski olmasýna ragmen halen daha saglam gözükmeleri, insanlarýn arasýnda onun korucu yada büyülü biri oldugu yönündeki söylentilere yol açýyordu.
     Aslýnda bu garip görünüþlü ve büyülü yaratýktan en çok etkilenen, kralýn en küçük kýzý Elias oldu. Annesini küçük yaþta kaybetmiþ oldugu için kendini sürekli diger iki ablasýna göre daha þanssýz hisseden prensesimiz, her zaman ki sakin haline göre Rekroh’u görür görmez içinde bir anda bir heyecan ve coþku hissetti. Kim oldugunu ve nerden geldigini merak ediyordu. Tanýþmak için sabýrsýzlanýyor, fazla yabancýlarýn ugradýgý bir yer olmadýgý için burda ne iþi oldugunu merak ediyordu. Ama özellikle kim oldugunu merak ediyordu. Odasýnýn balkonundan babasýnýn yanýnda gelen bu genç ve yakýþýklý adamý görünce koyu yeþil gözlerinin parladýgýný hisseder oldu. Omzundan aþagýya sarkan güzel kýzýl saçlarýný arkaya atarak odasýndan dýþarý fýrladýgý gibi merdivenlerden inmeye baþladý. Babasý çok uzun zamandýr yabanellerde idi ve onu çok özlemiþti. Ablalarý diger ülkelerin krallýklarýna gelin olarak gittiklerinden beri bu koca þatoda yalnýzlýk çekiyordu. Konuþabildigi iki insandan biri olan yaþlý babasý da uzakta olunca yalnýzlýgýda bir kat daha artmýþtý.
     Diger konuþabildigi insan olan Loesser, krallýgýn en gözüpek þövalyelerinden biri idi. Egitimli, yakýþýklý ve yigitti. Ama bir an olsun bile Elias ona kardeþten farklý bir gözle bakmamýþtý. Oysa Loesser ise genç prenses serpilip güzelleþmeye baþladýgý andan itibaren yüreginin en derinlerinden baþlayan o yangýný hissetmiþti. Sýrf bu ateþi söndürebilmek için tüm savaþlara en önde gider, ama yine de her dönüþünde Elias’ýn koyu yeþil gözlerini görünce yüreginde ki sýzý yeniden canlanýrdý.

     Rekroh’un gelmesi ile hareketlenen yaþam tabi ki belli bir süre sonra eski düzenine oturmuþ. Zamanýn hareketi içinde yaþlý adam Rekroh’a yönetmeyi ve insanlarý ögretirken, beklenen gerçekleþmiþ ve Elias ile Rekroh arasýnda kývýlcýmlanmasý en muhtemel aþk ikisininde kalbini büyük bir hýzla yakmaya baþlamýþ. Bu ateþi farkeden tek kiþi yaþlý adam degilmiþ elbet, Loesser de acý dolu kalbinin hergün daha fazla acý ile dolmasýný seyrediyormuþ ikisine bakarken.
     Doganýn en güzel olgusu aþk, Rekroh için bir gizden baþka bir þey degilmiþ. Ne oldugunun farkýna varamadan hergün, her saniye, her kesiþen an Elias’ý düþünürken bulmuþ kendini. Fakat utanç daha üste çýkarmýþ kendi içinde verdigi savaþta, çünkü Elias’ýn kendisini sadece arkadaþ olarak gördügünden eminmiþ ve duygularýný açacak gücü kendinde bir türlü bulamýyormuþ.
     
     Zaman bize oyun oynar diyebiliriz kimi zaman. Olmayacak þeyleri gösterir, en burnumuzun dibindekileri görmemizi engeller, ya da biz görmek istemeyiz kimi zaman. Þans olarak isimlendirdigimiz kesiþmelerimizi aslýnda hep onaylayarak bizim yanýmýzda gibi gözüksede, bizim verdigimiz kararlarýn bir sonucu olan bu kesiþmeleri hep sanki kendi ayarlamýþ süsü verir, çogumuzun kafasýný karýþtýrýr ve býrakmak zorunda kalýrýz kendimizi, bilmeksizin kimin yönettigini yolumuzu.

     Elias görememiþ yanýbaþýnda tutuþan sevgili arkadaþý Loesser’in derdini. O an bütün duyularý ile Rekroh’a dönükmüþ çünkü.
     
     Zamanýn korumasý olmaksýzýn hýzla yaþlanan kral, son kararýný vermiþ ve tacýný Rekroh’a býrakmaya hazýrlanmaya baþlamýþ. Bu hazýrlýgýn sýrasýnda Elias’ta son kararýný vermiþ. Rekroh ile konuþmak en çok istedigi þeymiþ ama uygun olmayacagýný da çok iyi biliyormuþ.
     -“senden yardým istiyorum kardeþim. Kalbim tutuþuyor ve bunu ilk defa seninle paylaþýyorum. Yýldýzlarýn altýnda ne kadar yalnýzsak hepimiz, ayný zamanda daha ilk andan itibaren arýyoruz ruhumuzun ikizini. Tam bulduk dedigimiz anda kaçýyor mutluluk ve acý duyuyoruz piþmanlýklarýmýzdan. Herþey tam da yerinde ve anýnda olmalý. Tanrýlar ve gökyüzü bize böyle ögretti kardeþim, sen ki benden daha bilgilisin, bana hak verecegini sanýrým.”
     -“Sözlerin acý dolu ve senin acýn benim yüregimi daglýyor Elias, prenseslerin en narini, en güzeli. Kim ki o güzel gözlerinden yaþ akýtacak olursa, kardeþim olsa kýlýcýmýn kýnýndan çýkmasý ile cigerine saplanmasý bir olur. Seni üzen her kim olursa nefret ile karþýlarým.”
     -“Biliyorum güzel kardeþim, cesur yüregin en yakýnýmda olmazsa, en mutlu günümde senin elini tutmazsam asla mutlu olamam tam olarak. Ey yüce bulutlar aþkýna kim bilirdi ki, ben, Elias, prenses Elias aþýk! Yanlýþ duymadýn kardeþim, hiç düþünmedigim þeylerdi bunlar ama iþte bir gün benim kapýmý da çaldý. Ve bende sonuna kadar açtým ruhumun kapýlarýný, bu davetsiz misafire, isteyerek veya istemeyerek.”
     -“bu havadislerin en mutlusu, kimdir bu þanslý adam bilmek isterim, o da karþýlýk veriyordur umarým senin duygularýna, yok eger üzüyorsa vay haline zavallýnýn! Çünkü o zaman orda ben olurum tam da karþýsýnda.”

     Böyle karþýladý Loesser, Elias’ýn söylediklerini. Kalbi paramparça, kafasý daha bir karýþmýþ ama herzaman Elias’ýn mutlulugunu ön planda tuttugu içinde bütün acýlarýný içine atmýþ, memnun bir surat ifadesi ile, kimi zaman kýzarak dinledi genç ve aþýk prensesin sözlerini.
     Elias kararýný almiþti ve bir oyun kurmuþtu kafasýnda. Ona göre bir aþký açýk etmenin en kolay yolu ani patlamalardý. Ve bu patlamayý o þu an kendisi hazýrlamazsa belki çok geç olacaktý.
     
     Plan basit, olabildigine yalýndý. Rekroh’un yakýnlarýnda, duyabilecegi bir yerde sergilenecekti piyes. Baþrol oyuncularý, Elias ve Loesser normal bir konu konuþurmuþ gibi zamanda ilerlerlerken, Loesser bir anda konuyu aþka getirecek ve prensesi ne kadar arzuladýgýný dile getirecekti. Uygunsuz bir yöne kaymaya devam eden konuþmayý duyan Rekroh ise derhal öne atýlýp Loesser’i durdurmak isteyecekti ve bir duello ortaya konacaktý bu sahnede. Duello esnasýnda artýk duygularýnýn açýga çýkmasýna tabiki aldýrmayacaktý Rekroh. Sevdigi kadýn zor durumda ise tabiki herþeyin baþýnda onun iyiligi gelecekti. Bu patlama sayesinde birbirlerine aþklarýný açabileceklerdi iki sevgili.
     Bütün kötü olasýlýklarý da düþünmüþtü Elias, yada düþündügünü ummuþtu. Loesser fazla sert olmayacaktý, sözde rakibine karþý, Rekroh’un saldýrýlarýný ise Loesser’in gömleginin altýndaki deriden yapýlma korumasý karþýlayacaktý. Ve herþey bittiginde ise Rekroh herþeyi ögrenecek, hoþgörü ile karþýlayacak ve üçüde kahkahalarla mutlu bir biçimde sonsuza dek yaþayacaklardý.

     Elias’ýn gözden kaçýrdýgý tek bir nokta vardý, ve ne yazýkki yüregi kör etmiþti gözlerini, þu durumda Loesser’in hislerini farketmesi neredeyse olanaksýzdý.
     Plan, güzel ve saf prensesin düþündügü gibi Rekroh’un ortaya çýkmasý ve patlamanýn yaþanmasý safhalarýný güzel atlattý. Artýk iki aþýk, sevgilerini ortaya koymuþlar ve oyunun bitmesi ile kopacak alkýþlarý bekliyorlardý, ta ki Rekroh son bir hamle yapýp Loesser’in gömleginden içeri kýlýcýný sokana kadar. Beklenilen veya beklenmeyen o an oldu. Loesser’in agýr yaralý bedeni yavaþça yere düþtü. Içine deri zýrhýný giymemiþti.
     
     Bundan daha basit bir plan olamazdý Loesser için. Atalarý gibi soylu yaþamýþtý ve þimdi de soylu bir biçimde yaþamýna son noktayý koyacaktý. Elias hislerinden söz ettiginde bayýlacak gibi oldu ama hemen toparladý kendini. Intihar, aklýndan þöyle bir geçti, ama hiçbir zaman böyle bir korkaklýga izin veremezdi kendi içinde. Kaybetmiþti, bundan sonraki hayatýnda yeni kral ile onun müstakbel kraliçesinin mutluluklarýný seyredip, hergün daha bir kahrolacaktý. Loesser için, bu yenilgiyi nesnel bir hale getirmekten baþka bir yol yoktu.
     Rekroh iyi bir kýlýç ustasý idi. Kendisi de. Baþka bir zaman olsa kýyasýya geçerdi mücadeleleri. Ama tabi ki Elias’ýn mutlulugu herþeyden önce gelirdi, kendi yaþamýndan bile önce. Oyunu oynayacaklarý günün sabahý, son savaþýna hazýrlanan bir savaþçý gibiydi. En güzel yemegini yedi, þarabýnýn tadýný çýkardý, el verdigince. Gökyüzü ile son konuþmasýný tamamladýgýnda artýk vakit gelmiþti. En sevgili kýlýcý ýþýl ýþýl parlarken Elias’ýn yanýna gitti. Magrur bir biçimde bitirdi kavgayý. Yere düþerken tek acý dolu ses çýkarmadý, kan gelen agzýndan. Son kez sevdigi ve sevebilecegi tek kadýna baktý, sonra Rekroh’a çevirip gülümsedi ve yumdu gözlerini. Iþte o an anladý iki sevgili aslýnda neler olup bittigini ve asýl kimin alkýþlanmasý gerektigini. Iþte o an, o an sadece ayrýmýna vardý ikiside, hayatýn seçimlerden oluþtugunu ve kesiþmelerin insanlarý nerelere getirebildigini. Verilen kararlar sadece bir seferlikti, geri dönüþü mümkün olmayan yollardý zamanýn ve tarihin bize sundugu.
     
     Bir an için bakýþtýlar ve artýk ikiside biliyordu. Elias gözleri yaþlar içinde yere kapandý, yardým için gelenlerin arasýndan yürüyüp giden ise Rekroh’tu.
     Ertesi sabah þatodan ayrýlýrken Rekroh yaþlý adama dönüp sadece “sevginin bu kadar acýmasýz olabilecegini tahmin edemezdim” dedi ve geldigi gibi ormanýna, ve sonuna kadar orda kalmak üzere geri döndü.
     
     Yaþlý adam son anda buldugu oglunu kaybetmiþ, ne savaþlar görmüþ ne kýyýmlar görmüþ ama böyle bir yýkýmý hiç düþünememiþmiþ.

     Elias ise kýzýl güzel saçlarý omuzlarýna dökülürken ve koyu yeþil gözlerinde yaþlar, þatonun kulesindeki odasýnýn yolunu tutmuþ. Buldugunu düþündügü ikizini kaybetmiþ, sevgili kardeþi, en azýndan öyle oldugunu sandýgý sadýk arkadaþýný ise yeraltý tanrýsýnýn kollarýna býrakmýþ. Üzüntüsünün kalabalýgý içinde, ömrünü kuleye hapsetmiþ. Yýldýrýmlardan yardým istemiþ, yeraltý tanrýsýna seslenmiþ ama buna ragmen diger insanlara nispeten daha uzun süren ömrü acý içinde geçmiþ. Ve dönüp baktýgýnda, mutlulugun sadece anlarýný ve aslýnda o anlarýn ne kadar uzun sürebildigini farketmiþ......





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: fantastik dünyanýn kaybolmuþ prensi:)
Gönderen: tugba dursun / Eskiþehir/Türkiye
6 Þubat 2006
epic dünyanýn "pearl poet" i fantastik dünyanýn "tolkien" i... hoþ ondan daha romantik daha duygusal hayal dünyasýna bakýþ açýn. ben en çok bu öykünü sevdim. neden acaba?? :)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yalnýzlýðýn 9. Bozumu
Sahne 1 Deneme 1
9. 2 Denenmemiþler Adýna


Muzaffer Can Ergin kimdir?

uykusuzluk. ucma aski. ask. muzik. bas agrisi. kitaplar. alkol. cesaria evora. deniz. izmir. yollar. guzel bir kirmizi sarap. guzel bir kadin. neþe. bazen hüzün. bas gýtar. kaos. vs. vs. vs. . . . . . . . . ha bir de james joyce.

Etkilendiði Yazarlar:
james joyce. morrison.Paul Auster. ihsan oktay anar. dostoyevski. honore de balzac. kurt vonnegut. robert cappa. antoine de saint exupery. ...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muzaffer Can Ergin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.