..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Muzaffer Can Ergin




11 Ocak 2005
Yalnýzlýðýn 9. Bozumu  
Muzaffer Can Ergin
Gözleri sýmsýký baðlý. Elleri arkadan baðlanmýþ, tedirgin. Suratýna güneþ ýþýðýnýn vurduðunun ayrýmýnda, fakat o eski güzel güneþli günleri hatýrlatmaktan çok uzakta bir aný yaþýyor o þu sýralar. Ve korku. Yalnýzlýðýný, idam mangasýnýn tüfeklerinin çýka


:BDBC:
Yalnizligin 9. bozumu

     
     Ýki kiþilik bir banktý. Bir tarafýnda sarý bronzdan yapýlma bir heykel. Hergün gelir heykelin yanýna otururdu. Saatlerce konuþur, heykelin tek bir kelime söylemesini beklerdi. Kim bilir, kendini bu rüyaya o kadar alýþtýrmýþtý ki, bazen gerçekten heykelin konuþtuðunu duyar olurdu.

     Zaman içerisinde saçlarý oldukça uzamýþtý. Üzerindeki palto sanýrým büyükbabasýndan kalma idi, eskiden olsa nasýl sýcak tutardý, ama artýk iç astarý yýrtýlmýþ, tamire ihtiyacý vardý. Böyle oluncada fazla ýsýttýðý söylenemez. Bu pantalonu kaç yýldýr giyiyordu?, söküklerin tümünü kendisimi dikmiþti?, hergün yemek bulmayý nasýl beceriyordu?.

     ‘Biliyor musun, bazen nasýl hayatta kaldýðýma þaþýyorum. En son hatýrladýðým çok parlak bir ýþýk, ve sonra sessizlik. Iþýða bakýp bakmadýðýmý tam kestiremiyorum, hatta o an nerede olduðumu veya ne yaptýðýmýda hatýrlamýyorum. Nasýl olurda........ Sen ve ben......... herþey o kadar anlamsýz ki.’

     Uyandýðýnda güneþ tepede idi. Oldukça aç hissediyordu kendini. Bakýmsýz vücudu halen daha çevik ve güçlü sayýlýrdý. Bir sýçrayýþta uzandýðý kanepeden aþaðý kattaki parmaklýklara tutundu. Geceyi geçirdiði apartmanýn içi dýþýna çýkmýþ gibiydi, heryanýndaki deliklerden istediði yere geçebiliyor, merdivenleri kullanmasýna gerek kalmýyordu.
     Kendini apartmandan dýþarý sallandýrdýðýnda gözüne lezzetli bir kuþ iliþti.
Halen daha elleri ile tavanda ki borulara tutunmuþ bir þekilde sallanýrken, baþýný yana doðru eðerek; ‘ Ne kadar garip, belki de birazdan þu kuþun soyunu tüketeceðim, hem de ne uðruna, birkaç gün veya birkaç yýl daha þu anlamsýz vücudumu yaþatabilmek için.’

     Yeniden heykelin yanýna oturduðunda öðleden sonra olmuþtu. Yýpranmýþlýðýna raðmen, heykelin yansýttýðý solgun yüzlü güzel kýz hala etkileyici idi. Orda öylece oturmuþ, elleri birleþik bir þekilde kucaðýnda iken sanki dünyada tek yok olamayacak þey oymuþ gibiydi. Birini bekliyor gibiydi, yada birþeylerin olmasýný. Gözleri yere doðru eðik, baþý hafifçe gözlerine uygun bir biçimde yana yatmýþtý. Bir hareketi takip eder gibiydi, son dansýný yapan birini izleyen hüzünlü biriydi o. Kim olursa olsun tek konuþabildiði varlýk o kalmýþtý. Bu heykelden baþka kimsesi yoktu. Olmayacaktý.

     Bazen birilerinin onu izlediði hissine kapýlýrdý. O yýkýntýlarýn arasýnda gizlenebilecek o kadar çok yer vardý ki. Gerçi heryeri karýþ karýþ aramýþ, hiçbir canlýnýn izine rastlamamýþtý. Bulabildiði araçlarla komþu þehirleri de dolaþmýþ en sonunda umudunu yitirince heykeli bulduðu þehirde karar kýlmýþtý.
Þehrin gökdelenleri halen daha heybetlerini korur gibiydiler, ama artýk yýkýlmak üzere olan eski krallara benziyorlardý.

     Heykeli ilk gördüðü günü hatýrlýyordu. Bisikletle þehirde dolaþýyordu, aðlýyordu. Kendini hiç bu kadar yalnýz hissetmemiþti. Bir an bisikletin tekerleðini farkýnda olmadan önündeki çukura soktu. Yerde yuvarlandýktan sonra bisikletine bir göz gezdirdi, tekerlek patlamýþtý. Ayrýca çekiç, ingiliz anahtarý gibi aletlere ihtiyacý vardý çünkü bir çok yeri yamulmuþtu. Ayaða kalkýp çevresine bakýndý. Ve o an onu gördü, bankta oturuyordu, hüzünlü ama çok güzeldi. Kýyametten böyle bir güzelliðin kurtulabileceðine inanamazdým. Yanýna doðru koþtukça ayný zamanda baðýrýyordu; ‘Hey yalnýz deðilsin, yalnýz deðiliz.’.
     Yanýna geldiðinde ilk beþ dakika gerçeðin farkýna varmadan bütün baþýndan geçenleri anlattý. Sorular soruyor, yorum yapýyordu. En son ismini sorup bekledi. Ama bir cevap gelmedi, iþte o zaman eðilip kýzýn gözlerine baktýðýnda bunun bir heykel olduðunun ayrýmýna varabildi. Yýkýlmýþ bir þekilde heykelin yanýna otururken aklý karýþmýþtý.
     
     Ýþte o an olan oldu ve kafasýný heykelin bacaklarýna koyarak uzandý. Çok yorgun olduðu için hemen uyudu. Ertesi sabah kendini gücünü toplamýþ ve zinde hissediyordu. O zaman karar verdi, bu þehirde heykelle beraber kalacaktý.

     Zamanýn geçidinde gördüðünü sandýklarý yanýltmýþtý onu. Veya bilinçli bir þekilde oynanan bir oyun vardý. Artýk emin olabildiði tek þey heykeldi. Ona güveniyordu. Zaten bu dünyada güvenebileceði baþka kimse kalmamýþtý. Bazý zamanlar, gecenin içinde dans eden gölgeler görürdü, seslenirdi ve gölgeler ona yaklaþmaya cesaret edemeden kaçarlardý. Ama heykel her zaman ordaydý. Onu hiçbir zaman terk etmezdi.

     Bazen bütün olanlarýn kýyamet günüyle bir alakasý olduðunu düþünürdü. Ona göre Tanrý, kýyamet günü geldiðinde herkesi almýþ ama onu unutmuþtu. Daha öncede pek inandýðý söylenemezdi, çok ilgisini çekmezdi bu tip konular, yada kendisini yormak istemezdi. Þimdi ise inanýr olmuþtu ve bu da ona verilen bir cezaydý. ‘Cehennemde olmalýyým’ diye düþünürdü. Yada gerçekten Tanrý beni unuttu.

     Onu asýl güldüren ise, bu kadar zamandýr hayatta kalabilmiþ olmasýydý. Kaç yýl geçti veya kaç ömür tüketti bu harabede. Bir süre, zamaný hesaplamýþtý. Günleri sayýyordu. Fakat on küsur yýldan sonra yaptýðý iþin saçma olduðuna karar verdi, sadece anýný geçirebileceði þeylerle uðraþmakta karar kýldý. Heykelle konuþuyordu, bisikleti tamir edebilmiþti ve onunla geziniyordu çevrede. Bulabildiði eþyalardan iþe yarar veya ilginç olanlarýný saklýyordu.
     Bir kaç yýl önce kalýn bir defter ve kalem bulunca oturup bir þeyler yazmaya karar vermiþti ve en sonunda bir kitap yazmýþtý.
‘Koca dünyadaki tek yazar ben olmalýyým herhalde..... hehehehee.......’!
     Çok uzun zaman önce aynaya bakmayý býrakmýþtý, sakallarýný kesmeninde bir mantýðý olmadýðýný görünce, -çünkü soðuk havalarda boðazýný sýcak tutuyordu sakalý-, iyiden iyiye görünüþü deðiþmiþti.
     
     Ýþin garip tarafý ise heykel ilk gördüðü andaki gibi idi. Hiç bozulmadan kaç yýldýr orda oturuyordu.

     Bir süre önce bir pikap buldu, ‘Ahh! Ýþte þimdi tam oldu, post-nuclear demode bir bilgisayar oyununun içinde hissettim kendimi. Lanet olasý plaklarýn hepsi mi Louis Armstrong’un?’. Bütün þehir hep beraber ‘hey darling, I still get jalious when they look at you......’ ‘i söylüyordu.

     Ýþin baþka bir ilginç tarafý ise ortalýklarda hiç ceset bulunmamasý idi. Ama artýk alýþmýþtý, bu sorular kafasýnda dolaþmayalý yýllar oluyordu. Ne önemi var, yalnýzlýðýnýn bu somut þeklinde, bir heykelden güç alarak yaþayan bir kazazede idi o.
     Apartmanlarda telefonlar buldu, hiçbiri çalýþmýyordu. Eski defterler karýþtýrdý yýkýntýlarýn arasýna sýkýþmýþ, baþka hayatlarý izledi, düþündü ve hayal etti nasýl yaþadýklarýný ve neye benzediklerini bir zamanlar. Bazen herkesin bir anda ortaya çýkýp, ‘Þakaaa!!!!’ diye baðýracaklarýný hayal ederdi. Belki de en önde, defterlerinden yaþamlarýný takip ettiði aile olacaktý. Hayal kurmak güzeldi, acý tarafý ise, bir an bastýran soðuk ve onunla beraber gelen rüzgarýn onu üþütüp kendine getirmesi, ve asýl nerde olduðunun ayrýmýna varabilmesini saðlamasý idi. Sonrasý ise tam bir iç sýzlatýcý sahne idi. Sinir, ardýndan gelen aðlamalar ve baðýrmalar........ Bir keresinde pikaba tekme atmýþtý. Daha sonra piþman olmuþtu çünkü tamir etmesi gerçekten güç olabiliyordu.
      Hiç insanlarýn içinde yalnýz olduðunuzu hissettiniz mi? Kimsenin yardýmcý olamadýðý ve oraya ait olmadýðýnýz hissini. Ama daha kötüsü, o artýk tanýyamadýðýnýz arkadaþlarýnýzýn bile yanýnýzda olmamasýdýr. Ve çok uzun bir süre sonra artýk geçmiþide unutmaya baþlarsýnýz. Kimler vardý yanýmda? Tek miydim hep? Yada belki benim yaptýðým kötü bir þey insanlýðýn ve tüm yaþamýn canýna okudu. Sanýrým artýk yaþamanýnda pek anlamý kalmaz, belki de herþey bukadardý. Yani, hayat ve insanlýk, ve dünya. Sonunda tek bir kiþi sað kaldý, insanlarýn akýlsýz güç gösterilerinin sonucu olan yýkýmlarýn ardýndan. Ve þanslý talihlimiz ben miyim?
     Peki ya, son dileðe ne oldu, son bir öpücüðe, güzel bir yemek, veya sigara için neler yapýlmaz ki!
     Þansa inanmazdý. Ýnanýlacak bir þey deðil, herkes þans der, þans(sýzlýk) der, daha sonra suçu baþka bir tarafa, yani kadere, þansa veya tanrýya atar. Oysa bu saçmalýðýn tek açýklamasý yaptýðýmýz seçimlerdir. Bilinçli veya bilinçsiz yaptýðýmýz bu seçimlerde, ne tarafa yöneleceðimizi seçeriz. Aþýk oluruz, aþýk olacaðýmýz insaný en baþýndan, çocukluðumuzdan itibaren biliriz aslýnda, sadece kimisi farkýndadýr seçiminin, kimisi deðildir. Bir tek, doðarken seçim yapmayýz, o zamanda ebeveynlerimiz çoktan seçimlerini yapmýþlardýr, biz onlarýn seçimlerinin bir ürünü olarak meydana geliriz, ayný þekilde kendi çocuklarýmýzý meydana getiririz.
     Dünyada tek baþýna kalmasý da þans veya baþka bir þey deðildi. Onun, bir zaman verdiði bir karar sonrasý tek baþýna kaldý.
     Ýspanyolca bilmediði için hayýflanýyordu, bir sürü ispanyolca kitap ve dergi bulmuþtu. Dergilerin resimlerine heykelle beraber bakýyor, yorum yapýyordu resimler hakkýnda. Bambaþka bir dünya, ve gücü olsa o dergilerde yaþardý sanýrým.
     ‘Nasýl uyuyabilirim ki! Etrafýmda bu geçmiþin hayaletleri ve düþünceler, beynimin ve vücudumun dahi her tarafýnda benden habersiz ve izinsiz dolaþýrlarken. Beni duyabiliyorsun, eminim, ama sadece ben, senin cevaplarýný duyamýyorum. Anýlarýmdan yoksunum. En son hatýrladýðým seni gördüðüm gün. Aslýný sorarsan bazen senin gerçek olmaman herzaman daha iyiydi diye düþünüyorum. Beni hiç terketmiyeceksin veya sana hiç kýzmayacaðým. Senin ne suçun vardý ki? Benim eksiðim nerde idi? Kabuslarýmýn sonunda senin yüzünü görerek uyanmak nasýl bir duygu biliyor musun. Rahatlýk, bir an için kendimi buralardan çok uzakta, mutlu bir yerde hissediyorum. Ve sana sesleniyorum ama sessizlik ve tekrar ve tekrar kabus...... ‘
     Ayakkabýlarýnýn önü açýlmýþ. Soðuk girer ordan. Biliyorum. Belki bir þeyler yetiþtirebilirsin buralarda. Denedim, denemedim mi zannediyorsun? Hiç bir canlý bu lanetli topraklarda fazla yaþayamaz, taa ki benim gibi lanetleninceye kadar, o zaman benim gibi bir þansý olur. Bu da güzel bir þey olmaktan çok bir ceza. Aynen öyle. Þimdi nereye gidiyorsun? Acýktým. Birþeyler bulabilecek misin? Herzaman buldum.
     Düþünmeye o kadar çok vakit bulabiliyordu ki, bazý zamanlar yemek yemeden günler geçirdiði oluyordu. O zamanlarda etrafta dolaþýp bir þeyler arar bir görünümde olurdu. Uyumayý unuttuðunu söylerdi bazen, sadece düþünür ve kaybolurdu.
     Çocukken oynadýklarý bir oyunu hatýrlýyordu. Arkadaþlarý ile dolaþýrken bir anda ortadan kaybolurlardý, o ise arkadaþlarýný hem eðlenerek hem de bir korku kaplayarak içini arardý. Bunu kendi aralarýnda herkese yaparlardý. Saklandýðý zamanlarýda hatýrlýyordu ama ürkütücü olan hep terkedilmekti. Bir anlýk yalnýzlýk, hatýrlama, farkýna varma. Daha çocukluðundan beri bir þeylerin ters gittiðini biliyordu. Ve olmasý istenen olmuþtu, ne fazlasý ne azý.
     
      Gözleri sýmsýký baðlý. Elleri arkadan baðlanmýþ, tedirgin. Suratýna güneþ ýþýðýnýn vurduðunun ayrýmýnda, fakat o eski güzel güneþli günleri hatýrlatmaktan çok uzakta bir aný yaþýyor o þu sýralar. Ve korku.
Yalnýzlýðýný, idam mangasýnýn tüfeklerinin çýkardýðý, merminin rayýna oturma sesi bozuyor. Zaman yok. Savunmasýz ve çaresiz, ölümün onu habersiz yakalayacaðý aný bekliyor.
Aklýna en son gelen þeylerden biride þu snoppy! Çok severdi o çizgi köpeði. Birilerini hatýrlatýrdý ama kimdi. Sayfalarca snoppy resmi oldu þimdi. Devam ediyor.
Kim bilir daha kaç kiþi burada kurþuna dizildi. Ben kaçýncý isimsiz ceset olacaðým? Sadece son bir kez gökyüzüne açýlmak isterdim……

Ýlkçaðlardaki gibi ateþi yeniden buldu. Kendini o kadar önemli hissetti ki o an!
“Zaten ateþ kirlenmiþti, haha! Ýþte yeniden ateþi buldum!”. Karanlýk çöküyordu.

Niye bu kadar seremoniye ihtiyaç duyarlar ki? Sonuçta onlarýn gözünde isimsiz mahkumlarýz, idamý bekleyen. Sýkýn kafamýza bir kurþun ve tamam!
Ýþkencenin boyutlarýný kestirebiliyorlar, zevk alýyorlar, ve etrafa akýllarda kalacak bir þey sunuyorlar. Sadece öldürmek yetmez, ‘Bakýn! Sizi de böyle yaparýz eðer erken yatmazsanýz!’……… Ve korktular……

Artýk dayanamayacaðýný hissetti. Kaç yýl geçmiþti, hep böyle miydi? Ýsmini hatýrlayamadýðý zamanlar pek sýk, konuþmakta zorlandýðý zamanlar pek acýydý.
Ve tabi bu kararýnda o da rol oynadý. Zavallýcýk, her þeyden habersizdi. Bir heykeldi sonuçta, pek bir þey söylemesini bekleyemezsin? Veya bir harekette bulunmasýný düþünemezsin.
‘Uzun zaman oldu. Hep o ilk tanýþtýðýmýz gün aklýma geliyor. Seni ilk görüþüm. Umudum. Heyecaným. Ama ne yazýk, sen baþka bir yerdeydin.’
Uzun zaman olmuþtu, insan sesini sadece plaklarda, resimleri dergilerde görmekten baþka bir kesiþmeye tanýk olmamýþtý.

Yüksek bir binanýn tepesi. ‘Zevkli olacak.’ Diye düþündü. Hep uçmak isterdi. Ayaðýný sonsuz boþluðun kenarýna koyduðunda hem merak, hem de biraz tedirginlik vardý. Korkmuyordu ama sanki gözleri baðlý koþuyor gibi hissediyordu, nereye çarpacaðýný bilmiyordu. Bu da onu tedirgin ediyordu.
Son kez heykele baktý, uzakta güneþin etkisiyle parýldayan. ‘Belki’ dedi, ‘baþka bir zaman, farklý bir anda..’.

O ilk çýkan sesi hatýrlýyorum. Gök gürültüsünü andýrýyordu. Ve acý. O kadar amansýz ve acele oldu ki, sanýrým ilk önce sað ciðerimde hissettim acýyý. Ve sonra diðerleri. Yere yýkýldým ve sonrasý karanlýk……..

O ses uyandýrdý onu. Sanki aðýr bir þekilde düþüyordu ve onu duydu, katlardan birinde telefon çalýyordu. Telefon birilerine ulaþmaya çalýþýyordu, tüm kuvvetini sesine vermiþ. Aklýna çizgi filmlerdeki telefonun çalarken yaptýðý o dans etme sahnesi geldi. Deli gibi çalan telefon, biri ahizeyi kaldýrýncaya kadar susmaz ve adeta kendinden geçerdi. Artýk çok geç.

Ve uyandým.
     
     

     

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Hoþgeldin..
Gönderen: aslýhan kurt / Ýstanbul/Türkiye
18 Ocak 2005
Burasý Ankara deðil mi? :) Bekliyorum yazýlarýný. Sevgiler...

:: knut hamsun
Gönderen: peri sim eldivenoðlu / Ankara/Türkiye
18 Ocak 2005
knut hamsun'a benzettim. açlýðý hissediyorsun, muhteþem bir þey bu. açlýðý ve anlamsýzlýðý. ve bir cansýzla sohbet edecek kadar yalnýz olmayý. güzel.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
9. Masal
Sahne 1 Deneme 1
9. 2 Denenmemiþler Adýna


Muzaffer Can Ergin kimdir?

uykusuzluk. ucma aski. ask. muzik. bas agrisi. kitaplar. alkol. cesaria evora. deniz. izmir. yollar. guzel bir kirmizi sarap. guzel bir kadin. neþe. bazen hüzün. bas gýtar. kaos. vs. vs. vs. . . . . . . . . ha bir de james joyce.

Etkilendiði Yazarlar:
james joyce. morrison.Paul Auster. ihsan oktay anar. dostoyevski. honore de balzac. kurt vonnegut. robert cappa. antoine de saint exupery. ...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muzaffer Can Ergin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.