Ýnsanýn en iyi tarafý ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Yazdýklarým, yazmak için seçtiðim konular hakkýnda sürekli eleþtiriliyorum. Fazla yapýþ yapýþ, salya sümük yazýyormuþum. Aþk iyi hoþmuþ ama, baklava-börek, bal-kaymak olsa bile her gün her gün çekilmezmiþ. “Senin gibi delikanlý adama hiç yakýþmýyor. Bu ülkede açlýk, yoksulluk, konut sorunu, trafik, çevre ve alt yapý sorunlarý var. Sen diline bir ayrýlýk bir sevda dolamýþ yazýp duruyorsun. Baþka þeyler anlat kardeþim. Çiçek, böcek, yaðmur, sokak anlatýlarýndan sana daha gýna gelmedi mi? Aksýrýncaya, týksýrýncaya kadar okuduk.. Bu kadarý bize yeter. El insaf be kardeþim.”diyorlar. Elleþtirenlerin hepsinin aðzýna, diline saðlýk. Neresinden baksam yerden göðe kadar haklýlar. Benim gerçekten tutar yerim yok. Cennet vatanýmýzýn sorunlarýna benim kadar duyarsýz birini bulmak neredeyse imkansýzdýr. Bir ara bu yoðun eleþtiri rüzgarýna kapýlýp iþimle ilgili makaleler yazmaya baþladým. Benim de memleketime faydam dokunsun, bir hizmetim olsun istedim. Çevresinden sorumlu bütün insanlar gibi bazý konularý ele alýp iþleyerek toplumsal duyarlýklarý cilalamayý amaçladým. Ýnsanlara, siz çok haklýsýnýz demekle yetinmeyip eyleme geçtim. Bilirsiniz, her þehirde, her ilçede Halk Eðitim Merkezleri vardýr. Bu kurumlar yaþa baþa bakmadan bulunduklarý çevrede yaygýn eðitim hizmetleri verirler. Bulunduklarý mahalde komþu esnaf ve o sokaklarda onlara komþu olarak oturanlar bu merkezlere biçki-dikiþ binasý derler. O zamanlar daha bilgisayarým olmadýðý için oturup daktilomun baþýna Allah ne verdiyse yazdým. “Halkýn yaygýn eðitim ihtiyacýný genç kýzlarýn ceyiz sandýklarýný doldurmak sanan bu kurumlar ülkemizin sosyal dinamiklerinden habersiz derin bir kýþ uykusuna yatmýþlardýr. Biz dantel ve nakýþ bilmediðimiz için deðil kalifiye eleman bakýmýndan yetersiz durumda olduðumuz için geliþmiþ Avrupa’nýn peþinden koþmaktayýz. Yaygýn eðitim hizmeti vermek istiyorsanýz halkýn içine karýþýnýz. Önce toplumun ihtiyaçlarýný belirleyiniz. Sonra da kapýlarýnýzý Mevlana’nýn yüreði kadar geniþ açarak halka hizmet ediniz. Yapýnýz, gidiniz, atýnýz, tutunuz....” Hay daktilomun tuþlarýna eþek arýsý soksaydý da yazmaz olsaydým. Þaryosu raydan çýkýp Pamukova treni gibi devrilseydi de yazacaklarým yarým kalsaydý. Bizim yazý daha bültende bile çýkmadan “Müdür seni çaðýrýyor.” dediler. “Hayýrdýr. Niye çaðýrýyor. Siz neden çaðýrdýðýný bilirsiniz. Söyleyiverin yanýna gitmeden” dedim. Kimse en ufak bir tiyo vermedi. “Vallahi biz de bilmiyoruz.” deyip beni müdürün yanýna gönderdiler. Müdür, önce halimi hatýrýmý sordu. Arkasýndan “Buyurun , lütfen þöyle oturun.”dedikten sonra çay söyledi. - Hocam, yazdýðýnýz makaleyi çok beðendim. Sizim gibi iyi gözlem yapabilen, sorunlarýn çözümü için farklý bakýþ açýlarý yakalayabilen insanlara ihtiyacýmýz var. - Teveccühünüz efendim. Teþekkür ederim. Gak guk... Bu övgü cümleleri arkasýndan bir çapan oðlu çýkacak ama bakalým ne çýkacak diye beklemeye baþladým. - Ýlimizde bulunan bütün Halk Eðitim Merkezleri hakkýnda sizden ayrýntýlý bir incelme yapmanýzý istiyorum. Hizmet üretmeyenleri ve halkýn gereksinimlerine yanýt veremeyecek durumda olanlarýn kapanmasýný teklif edin. - Sayýn müdürüm, ben bu kurumlarýn hizmet anlayýþýnýn halkýn gereksinimlerine yönelik olarak yeniden yapýlanmasý gerektiðini, yönetimin bakýþ açýsýnýn deðiþmesi gerektiðin anlattým. Kapatalým demedim. - Ne yazdýðýný gayet iyi anladým. On beþ gün zamanýnýz var. En kýsa zamanda görev yazýnýzý alýp iþe baþlayýn. - Emredersiniz sayýn müdürüm. Ýyi günler, iyi çalýþmalar. deyip odasýndan çýktým. Sonradan öðrendiðime göre bu kurumlardan birinin müdürünün deðiþmesi isteniyormuþ. Benim makale bu yönetici üzerinde baský yaratmak için bir fýrsat olarak düþünülmüþ. Ýnceleme sonucunda o kurumun verimsiz olduðuna ve kapanmasýna karar verirsem bu yönetici ile bir pazarlýk þansý yaratmakta araç olacakmýþým. Hay, sosyal duyarlýlýðýmýn ebesini... On beþ gün gece gündüz çalýþtým. Kurumlarýn yýllýk giderlerinden, personel yapýlandýrýlmasýna ve hatta tek bir kursuyerin devlete maliyetini bile hesaplayýp rapor haline getirdim. Verimlilik hakkýnda da sayfalar dolusu kocaman bir rapor sundum. Rapor bir türlü inceleme kurulundan ve müdürün onayýndan geçemiyordu. Geri alýp yeniden yazýyorum, ama fayda etmiyordu. Papazý bulmak denilen þey bu olsa gerek. Aylar sonra çektiðim bin bir sýkýntýnýn ardýndan rapor nihayet kabul edildi. Yazýlanlara yada tavsiyelere iliþkin hiçbir þey yapýlmadý. Her þey unutuldu gitti. Ben çektiðim sýkýntý ve eþekliðimle baþ baþa kaldým. Bu olaydan sonra içinde sosyal veya sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, siyasal, vatan, millet, Sakarya kelimeleri geçen tek bir yazý bile yazmamaya karar verdim. Toplumsal duyarlýlýklardan aðzý yanan aþký üfleyerek içermiþ. Artýk iyice anladým. Ýhtimal ki þimdi de kolay pes etmekle, kolaycýlýða teslim olmakla eleþtirileceðim. Hakkýnýz var. Çünkü eleþtirmen her zaman haklýdýr. Ve yazma hevesi bulunan biz zavallý faniler her zaman onlarýn dümen suyundan gitmeliyiz. Üvendireyi elinizden atýp bizi dürtmekten vaz geçerseniz biz zaten yoldan çýkarýz. Seyfullah ÇALIÞKAN Ocak 2005
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |