Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarýný düþünmedim. Tersine yaþam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onlarý seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Aradan geçen haftalarda kayda deðer hiçbir þey olmadýðýný anlatmasý, geceleri ateþler içinde uyandýðýný saklamak için örülmüþ bir duvardý. Þarkýlardaki aþk gibiydi yaþananlar, tek sorun bunun sözcüklerde görülmemesiydi. Göstermek, dile getirmek istedikçe dudaklardan dökülen gereksiz ve anlamsýz cümleler kadýnlarýn aþýk olduklarý anda yaptýklarý en yaygýn þeydi. Kapana kýsýlmýþlýðýn verdiði hýrçýnlýktý yaþadýðý, ve bu kapandan kurtulmak içindi karþýsýndakini acýmasýzca eleþtirmesi. Bulduðu her yanlýþýn onu bu kapandan kurtaracaðýna, yeniden özgür kýlacaðýna inanýyordu. Aþk, acýydý... O acýyý sevmezdi... Bu yüzden aþktan hep kaçardý. Sevgi dediði sýnýrlarý, kurallarý belli iliþkiler yaþamak onu daima güçlü hissettirirdi. Ama “Aþk”... Asla O’na göre deðildi. Özlem... Izdýrap... Yokken dökülen gözyaþlarý... Mide kramplarý... Hiçbirisi O’na göre deðildi. Kaçmaya çalýþtýkça dibe battý... Ýlk dokunuþun hazzýnda duyduðu acý herþeyden daha kötüydü... Bedeninin aldýðý zevkten nefret edercesine soðuk davranmaya çalýþýyordu, sözcükler dudaklarýnda dolaþýrken suskunluðu büyüyordu. Ýnlemelerinde ölüm vardý. Her dokunuþ kalbine saplanýyordu. Her dokunuþ onu bilmediði diyalara götürüyordu. Aþk, acý, zevk, çýlgýnlýk, gizlilik ve koskocaman bir yalnýzlýk... Yanýnda yatan beden bir ceset olmalýydý... Arýnmýþlýk ararken, teninde yanan alevden kurtulmak istiyordu. Her saniye yeniden arzuladýðý adamdan korkuyordu. Ýlk kez bir erkekten korkuyordu... Teninde ilk yaðmur damlasýný hissetmek gibiydi... Ýlk dokunduðunda sýcak, yumuþakken, tam tadýna varacakken kayýp gidecek gibiydi... Asla ikinci damlanýn tadý ilkiyle kýyaslanamazdý. Seviþirken ya söyledikleri yalansa düþüncesi, hayal sevgilisinden O’nu koparýyordu. Herkes olabilme, terk edilebilme, bir daha dokunulmama ihtimali ruhunu acýtýyordu. Tek arzusu çekip gitmekti. Giderse dönüþü olmayacaðýný bilmesi ruhundaki, kalbindeki acýyý daha da çoðaltýyordu. Gitmek veya ipte yürümek ne farký vardý ki... Bir zampara ozanýn durulmasýný saðlamak, kendini ona teslim etmek, sessizliðindeki sorulara ve korkularýna cevaplar bulmak... 4 duvar arasýnda dünyadan kopuk ama aþýk olduðu adamýn yanýnda yaþamak... Ve acý çekmek... Herþeye dayanýrdý ya þu “acý” olmasa... O, “gitme” dediðinde kalmak istediðini söyleyememesi, “aþýðým sana, zaten hep öyleydim” diyememesi, " En mutlu olduðu anda ölmesi lazým gelir yaþayan her organizmanýn benim ki bu andýr" diyememesi ruhundaki acýyý dayanýlmaz hale sokmuþtu. Acý çoðaldýkça ondan kaçmak için hýrçýnlaþtý. Hýrçýnlaþtý, kýrdý, döktü, acýttý. Erkeðin acýsý O’nu iterdi ya daha da acýttý. Ýlk gün gördüðü çaresizlik bu sefer O’na zevk vemedi. iÝk günkü gibi güçlü deðildi ki... ”Kal” dese ölene dek kalacak kadar aþýktý... Ýlk kez... Ýlk kez dünyevi hesaplardan kurtulmuþtu. Hayatý boyunca sessiz durmaya razýydý, köle olmaya... O’nu mutlu etmek için herþeyi yapmaya hazýrdý... Ama “Kal” demedi... Git bile demedi ki. . Bu daha kötüydü... ”Öylesine” ydi yaþananlar... Herþey bulutlarýn arasýnda kalmýþtý, aralarýnda daðlar yükseldi. dönüp sarýlmak, "Beni gönderme" demek istedi... Ama O hiçbir zaman bu kadar güçlü olamayacaktý... Kapýyý ardýndan çekip çýktý. Kapý kapandýðý anda dünya durdu. Dönüþü olmayan uzun bir deniz yolculuðu ardýnda gözyaþlarý býraktý. Dönmek istedi, aðladý, yalvardý... Ama sözcükler öylesine geliþi güzel çýkýyordu ki ne demek istediðini hiçbir zaman anlatamadý... O’na bir erkek ilk kez arkasýný dönmüþtü ve O ilk aþýk olduðu erkekti. Yüzüne kapanan kapýlar canýný acýttýkça O da aynýný yaptý, canýný yakacak bir not býrakýp çekip gitti. Dönmemek üzere çekip gitti, dönmek için kalan ömrünü verebilecekken, kapanan kapýlarýn aðýrlýðý altýnda her geçen gün ezildi . Öylesine küçük ve yorgun kaldý ki... En gülen gözleri sessizleþti. Her gece o ilk dokunuþla yandý... Bitse de gitsek halini aldý yaþam... Kulaðýna geldikçe yeni týnýlar, sözcüler kendini aradý bulamadý... O’nun yerini alan almýþ, belki de hiç yeri olmamýþtý bile... Gezdiði sokaklarda gezdi, gittiði yerlere gitti, herkes O’nu kolaylýkla bulurken o hiç bulamadý ... Resimlerin ve týnýlarýn gölgesinde yaþar oldu. Son duraðý da kaçýrmýþtý. Çekip gitmeyi isterken, O’nla ayný þehirde olmak ve O’nu yeniden görebilme ihtimali onu bu þehre baðladý... . ÝLK kez bu þehir ona birþeyler ifade etmeye baþladý. Avuçlarýndan kayýp giden, hem de kendi elleriyle uzaklaþtýrdýðý aþký anýp uzaktan hep O’nu izledi... Nerde, ne yapýyor... O hiç bilmedi. . Bilmeyecek... Belki bir gün alacaðý bir tek beyaz gülle aþkýnýn saflýðýný anlar diye bekledi... Belki bir gün... Bir tek beyaz gül... Sevdaya ve aþka dair... terkedilmiþliðe dair... Yaþanamayanlara dair... Ýþlediði günahlara dair... Bir tek beyaz gül... .
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |