..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Yeþim Þahin




21 Ocak 2002
Hülya  
Yeþim Þahin
...Bir anda odaya görevli doktor ve hemþireler doluþtu. Bazýsý Hülya'nýn baþucunda duran monitöre göz atýyor, bazýsý tansiyonunu ölçüyor, bazýsý muayene ediyordu. Her þey yolunda gözüküyordu. Solunum, nabýz, tansiyon, kalp ritmi hepsi


:DBGD:
HÜLYA

Gözlerini açtýðýnda bembeyaz bip bip sesleri duyulan bir odada buldu kendini. Uyuya kalmýþtý sanki çok sevdiði sonunu merak ettiði filmi izlerken. Koltuktan kalkmaya çalýþtý kýmýldayamýyordu. Elinden destek alýp tekrar denedi olmadý. Gözleriyle kollarýna þöyle bir göz attý anlayamadý. Neler oluyordu? Neden kolunu kaldýramýyordu, neden bir sürü cihaz, serum, maske vardý etrafta. Baðýrmak istiyordu avazý çýktýðý kadar baðýrmak konuþmak. O ana kadar ayýrt edemediði solunum cihazýný fark etti. Sesi de çýkmýyordu. Çivilenip kalmýþtý o yataða. Kabus görüyor olmalýyým diye düþündü. Bir oraya bir buraya sorgulayan gözlerle bakýyor son halini hatýrlamaya çalýþýyordu. Odanýn kapýsýnýn açýldýðýný gördüðü anda içini korkunç bir heyecan kapladý. Nihayet bir ses duyacak , konuþan gözleriyle sorular soracaktý.

Ýçeriye giren mavi giysili, elinde demir süpürgeye benzeyen bir paspas taþýyan üzerinde ki giyside “Servicemaster” yazan karýþýk saçlý,
uykusuzluktan gözleri kýzarmýþ, yüzünde yorgunluktan mý yaþadýðý acýlardan mý oluþtuðu belli olmayan çizgilerle dolu temizlik görevlisinden baþkasý deðildi. Farkýnda olmadan kendi kendine söyleniyordu. “ Ne var sanki bu odada? Her yarým saatte bir gel yerleri paspas yap. Sanki odaya girip çýkan var. 25 gün oldu daha bir kiþiyi görmedim. Hem gelse ne olacak daha gözünü bile açmadý. Yaþamazmýþ diyor doktorlar konuþurken duydum. Ama Fatma Hemþire öyle demiyor. Çok görmüþ böyle olup da yaþayaný. Of, ne vardý ki Bulgaristan’dan kalkýp buralara gelecek. Burada temizlik yapacaðýna orada
tarlada çalýþýrdýn daha iyiydi. Paranýn caný çýksýn. Çok para kazanayým döneceðim oralara.”

Yataðýn yanýna gelmiþti ki gözleri açýk olan kadýný fark etti. Acaba duymuþ muydu söylediklerini? Aman ne olurdu ki? Zaten anlamazdý iki kere beyin ameliyatý geçirmiþti hem öyle demiyor muydu doktorlar. Yoðun bakýmdan çýkalý onca gün olmasýna raðmen ilk kez gözlerini açýyordu. Kadýnýn yanýna iyice
yaklaþtý. “ Hülya Bacý nasýlsýn bugün? Ýyisin, iyisin bak misler gibi kokuyor odan þimdi sildim. Yerlerde parlar iyice artýk.”

Yataktaki kadýnýn gözlerinin kocaman, kocaman açýldýðýný görünce duvardaki düðmeye bastý þaþkýn bir halde. Diafondan hemþirenin boðuk sesi duyuldu.

- Yine yanlýþlýk oldu deme sakýn bu kaçýncý Dudu haným?”

- Hasta, hasta Hülya gözlerini kocaman açtý Hemþire Haným.

Bir anda odaya görevli doktor ve hemþireler doluþtu. Kimisi Hülya’nýn baþucunda duran monitöre göz atýyor, kimisi tansiyonunu ölçüyor, kimisi muayene ediyordu. Her þey yolunda gözüküyordu. Solunum, nabýz, tansiyon, kalp ritmi hepsi normaldi. Verilen ilaçlar ile normal þartlar altýnda daha

da uyumasý gerekiyordu. Oysa karþýlarýnda çapaklý gözlerle de olsa bakan capcanlý bir Hülya vardý.

- Ýyi misin?

Sanki iyi miydi? Ne biçim soruydu bu? Þaka yapýyor olmalýydý. O yatakta kendisi yatýyor olsa böyle bir soruyla karþýlaþsa ne yapardý. “Salak” diye
geçirdi içinden. Baþýný salladý, gözlerini açtý kapattý. Odadaki kiþiler “
Hülya uyandý” diye bir birine baðýrýyordu. Neler oluyordu. Bir de Hülya anlasa olanlarý çok daha iyi olacaktý. Diliyle aðzýndaki boruyu atmak istedi
ama olmadý. Kafasýný saða sola salladý, bakýþlarý hýrçýnlaþtý. Hýrýltýlardan baþka bir ses duyamadý. Son gördüðü kolundaki boruya ilaç kattýklarýydý.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Hemþire bankosunda Dr. Ümit Hülya’nýn ilaçlarýný düzenliyordu. Durumu oldukça iyiye gidiyordu hele bugün ki beklenmedik geliþme çok sevindirici
idi. Verdikleri yüksek dozda uyku ilacýna raðmen gözlerini açmýþtý ve onlara cevap verir gibi kafasýný sallamýþtý. Yavaþ bir þekilde uyku ilacýný azaltmalýydý. Birden keserse Hülya için iyi olmazdý. Zaten zavallý
kýz ne zorluklar çekmiþti. O geceyi hatýrladý.
Acilde nöbetçiydi. Çok nadir acil nöbeti tutardý onun gibi kýdemli bir doktor için bu nadir bile görülebilir denilebilir. Hülyayý acile getirdiklerinde yeni ameliyattan çýkmýþtý. Kendine gelmek için bir kahve
içip kitaplara göz atacaktý ki anonsu duydu. “ Mavi kod, mavi kod” Bu çok nadir kullanýlan ve hastanedeki sorumlu hemþire ve doktorlarý bir araya toplayýp hastaya bulunduðu yerde müdahale yapýlmasý gerektiðini anlatan bir anonstu. Hele acilde hiç kullanýlmazdý acil zaten mavi koddu. Yanlýþ alarm
diye düþünüyordu ki katlardan birinde hastanýn kardiak atak geçirdiðini gördü. Neyse ki kalbe yapýlan direkt enjeksiyonla kalbin ritmini tekrar azanmýþlardý. Tam oh diyecek iken Hülya’yý acile getirdiklerini görmüþtü.
Sonu gelmez trafik kazlarýndan biriydi. Ýlk müdahale ambulansta yapýlmýþ, damar yolu açýlmýþ, kalp hareketleri izlenmek için monitöre baðlanmýþ
kýrýklarý tespit edilmiþ, kanama kontrolü saðlanmýþtý. Solunum rahat, nabzý yavaþ ama tok atýmlý, tansiyonu da normaldi. Pek fazla sorun yok gibi gözüküyordu ama röntgen sonuçlarý ortadaydý. Hemen tomografiye alýndý ve arkasýndan acil ameliyata. Beyin kanamasý geçiriyordu. Beyinde oluþan kanamayý kontrol altýna almalýydý. Ekip 12 saatlik maratondan baþarýyla
çýktý. Zor bir gece olmuþtu ama zafer onlarýndý. Ýki hastayý da kurtarmýþtý.
Takip eden günlerde özel bir ilgiyle izliyordu Hülya’yý. Belki genç kadýnýn yalnýzlýðýydý ilgisini çeken. Hülya’nýn yanýnda kimse yoktu hastaneye getirildiðinde. Kaza yerinde ise pasaport ve cüzdanýndan baþka bir þey
olmayan çantayý teslim etmiþti polis o kadar. Diðer ölenler kimdi, Hülya o araçta ne arýyordu? Hülya’dan baþka kimse bilmiyordu þu an. Kimse de arayýp
sormamýþtý. Yine de içinden bir ses Hülya’nýn önemli biri olduðunu söylüyordu ya da o öyle olmasýný istiyordu öyle savunmasýzdý ki...
Ameliyattan 48 saat sonra yoluna girdi her þey derken Hülya tekrar kanama geçirmiþ ikinci kez ameliyat etmiþlerdi. Hematomu (kan birikmesi) iyi temizleyemedin oðlum kanattýn ortalýðý diye günlerce kendini sorgulamýþtý.

Neyse ki Hülya geçmiþte býrakmýþtý bu anlarý. Uzun süren yoðun bakým süresinden sonra normal odaya almýþlardý. Bu tanýmada sinir oluyordu, hastalýðýn normali olur mu diye sinirleniyordu. Bazen mücadelenin boyutlarýný sorguluyor ve geriliyordu. Ama....

Kata çýkardýklarýndan itibaren ilk hafta sýký gözlem altýna almýþlardý Hülya’yý. Sonra her þeyin yolunda gittiðini görüp rutin hasta takibine baþlamýþlardý. Yine de her sabah herkesten önce Hülya’yý odasýnda ziyaret ediyor ve sesini duyurmak istercesine onunla konuþuyordu. Yine de onu uyandýrmayý henüz istemiyorlardý. Ümit ameliyatýn sonuçlarýndan korkuyordu. Hülya geçmiþini hatýrlamayabilirdi, bazý organlarýný kullanamayabilirdi. Bu genç ve güzel kýz için ölümün ötesinde bir acý da olsa gerekti.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Hülya yataðýnda sessizce aðlýyordu. Yaþadýklarýný anlamak ötesinde kimsesizliðine deðil kötü þansýna aðlýyordu. Aslýnda çok mutlu olmalýydý. Üzücü gözyaþlarý yerinde sevinç gözyaþlarý taþýmalýydý kirpiklerinde. Elinde deðildi bir kere o ince ayarý kaybetmiþ ip kopmuþtu hayatýnda. Acý veren pansumanlar, garip ilaçlar, serumlar, sondalar, tatsýz-tuzsu yemekler hepsinden kurtulmuþtu. Gözlerini atýðý günden sonra olaylar çok hýzlý geliþmiþti. Geçirdiði kazayý, ameliyatlarý; günlerce yarý canlý yarý ölü yattýðýný zaman zaman durumundan ümit bile kestiklerini servis hemþirelerinden öðrenmiþti. Hepsi öyle yakýn davranýyorlardý ki aile gibi olmuþlardý. Zor olacaktý onlardan ayrýlmak ama gün veda zamanýydý. Onu Türkiye’ye getiren aþýk olduðunu düþündüðü sevgilisini bulmalýydý. Ne yazýk ki kötü bir kazayla tüm planlar alt-üst olmuþtu. Oysa o gecenin sabahýnda Ýstanbul’un gözbebeði Kýz Kulesi’n de buluþacaklardý sevgilisiyle. Günlerce bunu konuþmuþlardý sanal dünyada. Ýliþkilerinin gerçekliðini sorgulamak ve romantizm boyutundan çýkmamasý için görüþecekleri güne kadar ne telefonda konuþmuþlar ne de bir birlerinin fotoðraflarýný görmüþlerdi. Son konuþmalarýnda o gunun siyah-beyaz karelere sýðan yaþam öyküleri tadýnda kalmasý için bir plan yapmýþlardý. Sevdiði adam elinde kýrmýzý bir lale taþýyacaktý. Hülya’da kýrmýzý bir eþarp takacaktý. Ne yazýk ki hayat film
gibi ilerlemiyordu çoðu zaman.

Hülya yaþadýklarýndan sonra Tanrý’nýn canýný almýþ olmasýný diliyordu. Sesini duyamayacaðý, göremeyeceði, neler düþündüðünü bir kez daha
bilemeyeceði birini düþünmek çok üzüyordu onu. Kim bilir neler geçirmiþti aklýndan neler? Hülya’nýn onu görmek istemediðini bile düþünmüþtür kesin.
Gerçekler ya gerçekler. Nasýl ulaþýrdý ona nasýl? Nasýl eskisi gibi olurdu her þey. Hastaneden çýkar çýkmaz bekleyen yaþam mücadelesinde ilk adým bu olacaktý Hülya için. Sonra da geldiði gibi sessizce yaþadýðý ülkeye dönmeliydi. Hülya göçmen bir ailenin kýzýydý. Anne ve babasý yýllar önce Hollanda'ya yerleþmiþlerdi. Hülya burada doðmuþ, büyümüþtü. Anne babasýný da
ölüm ayýrdýktan sonra Türkiye’ye dönmemeyi tercih etmiþ yaþamýný alýþtýðý ve memleket bildiði ülkede devam etmeye karar vermiþti. Eðitimini baþarýyla
tamamladýktan sonra bir finans þirketinde çalýþmaya baþlamýþtý. Hayatý yalnýz ama düzenli bir þekilde akýp gidiyordu. Ufak tefek flörtleri olmuþtu yine de kendini farklý kültüre sahip kiþilerle aþk boyutunda görmek
istemiyordu. Kendi kültüründen biriyle beraber olmayý düþlüyordu ki o dönemde bir arkadaþýndan öðrendiði web sayfasýnda form doldururken bulmuþtu kendini. Baþta eðlence gibi geliyor olsa da her þey bir anda kendini Pegasus’ta bulmuþtu. Evet Pegasus’tu takma ismi Hülya’da Lale ismini
kullanmýþtý. Hollanda da laleden bol ne vardý ki? Uzunca geçen elektronik ortamda yazýþmalar, elektronik mektuplar, kartlar, þiirler gün geçtikçe daha da yakýnlaþmalarýna sebep olmuþ ve uzun süren zaman sonunda gerçek hayatta da tanýþmaya karar vermiþlerdi. Her ne kadar ikisi de bu sanal birlikteliðe
evet ama gerçekte nasýl olur diye düþünseler de karþý koyulmaz meraklarý bu karara itmiþti onlarý. Sonunda ilk elektronik mektuplarý yazdýklarý günü
belirlemiþler ve bu olaydan bir yýl sonrasýný tanýþmak için uygun gün olarak belirlemiþlerdi. Ama...

&&&&&&&&&&&&&&&&

Kýzkulesi’nin etrafýný hýrçýn dalgalar sarmýþtý. Güneþli, masmavi, martý çýðlýklarýyla dolu gökyüzü bu tanýþmaya sanki tanýklýk ediyordu. Pegasus
elinde lale ile Kýzkulesi’n de bekliyordu. Zor olmuþtu o saatte orada olabilmek. Daha önce kuleye gelmediði gibi kulenin de sabah 10:00 da yeni açýldýðýný motordaki adamdan öðrenmiþti. Kendinden baþka etrafta kimse yoktu. Lale de o saatte orada olabilmek için motorda olmalýydý neden yoktu ki? Belki de yolu kaybetmiþti. Hem nereden geleceðini de söylememiþti.

Havaalanýnda karþýlamak istemiþti ama onca ýsrarýna raðmen lale hep hayýr demiþti. Ýlk kez geldiði Ýstanbul’da bundan kolay ne olurdu ki. Bir de iflah
olmaz taksicinin eline düþtüyse vay haline diye iç geçirdi. Kötü bir gece geçirmiþti. Asistanlarýn gözünde o gece yaptýklarý onu daha da ulaþýlmaz
kýlsa da çok zor bir gece olmuþtu. Hem de bu günün arifesinde ama yaþam kurtarmak ya da bir yaþama devam etmesi için sebep olabilmek inanýlmaz bir
duyguydu. Hayat iþte...ne zaman ne yapacaðý belli olmuyordu. O da elinde kýlýcýyla yel deðirmenine karþý savaþan komutandan baþka neydi ki. O gece
bunu tekrar hissetmiþti. Ama hayat galip gelmiþti. Kafasýndan düþünceleri uzaklaþtýrdý. Aceleyle saatine göz attý hala Lale yoktu. Saat 11’i çoktan geçmiþti. Süre arttýkça endiþesi artýyordu. Ýçini sýkýntýlar doldurmuþtu. Oyalanmak için elindeki kitaba vermeye çalýþtý kendisini. Saatler geçiyordu ama ne gelen ne vardý ne de giden. Orada kalakalmýþtý çaresiz bir halde. Yine de bir ses Lale’nin bu durumda suçsuz olduðunu söylüyordu ona her ne kadar bilim adamý olsa da her zaman hislerine güvenirdi. Korkusu
yaþadýklarýnýn oyundan ibaret olduðu duygusuydu. Tempolu yaþamýnda rastgele oynadýðý oyun. Doldurduðu formla baþlayan ve Lale ile tanýþmaya götüren acaba dediði aþk yoksa bir oyun muydu? Hepsi aldatmacadan mý ibaretti? Yoksa ortada yazýlan söylenen fikirler hiç mi olmamýþtý.? Sanal bir rüya görüp sanal gerçeklik mi yaratmýþtý yoksa kendisine?Lale neredesin nerede?

Uzun bir süre daha bekledikten sonra ayrýldý Kýzkulesi’n den. Kafasýnda ikilem, soru, kýrgýnlýk, hüzün taþýyarak bir çýrpýda eve attý kendisini.
Bilgisayarý açtý alýþkanlýkla yeni bir mesaj kötü bir mesaj bulma korkusuyla. Yoktu; takip eden günlerde de hiç olmamýþtý. Lale yok olmuþtu hiç var olmamýþ gibi.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Fatma Hemþire’ye e-mail göndermek istediðini söylediðinde neredeyse heyecandan düþüp bayýlacaktý. Hastaneden ayrýlmadan önce bunu yapmak istiyordu. Dýþarýda kendisini bekleyen Ýstanbul’dan hiçbir þekilde haberi yoktu. Nerede ne yapacak neye karar verecekti o an bilmiyordu. Tek düþüncesi acaba da olsa elektronik mektupla ona ulaþmaktý. Kimbilir bir yerlerde ona ulaþýrdý. Fatma Hemþire ile beraber yavaþ adýmlarla asansöre ilerlediler. Zemin kattaki ofise gittiler ve Hülya geçen iki aylýk süre sonunda bilgisayarýn tuþlarýna dokunarak posta adresine ulaþtý. Korkuyordu, hiç
mektup görememekten, sitemden kaybedilmiþlikten korkuyordu. O kadar çok mektup vardý ki... Ýþyerinden , arkadaþlarýndan ve Pegasus’tan. Postakutusu gökyüzündeki yýldýz misali Pegasus ve mektuplarý ile doluydu. Arka arkaya okumaya baþladýðý mektuplarda acýyý, hüznü, burukluðu, sitemi, korkuyu, sevgiyi ardý ardýna yaþýyordu. Birden kendine yetemez oldu ve oracýkta bayýldý.

Fatma hemþire Hülya’yý ayýltmaya çalýþýrken Dr.Ümit odaya girmiþti. Hülya’nýn durumunu kontrol ettikten sonra Fatma Hemþire’ye neler oluyor diye çýkýþtý. O anda Hülya’nýn ofiste ne aradýðýný düþündü ve gözü açýk olan bilgisayara takýldý.

“Lale geçen zamanda sensiz kalan anlara dayanamayan, sevdiði halde sevgisiz halan, hayaller kurarken hayalsiz kalan caný al artýk. Yoruldum bu
sensizlikten PEGASUS.”

Yazýsýný gördüðü anda þok oldu. Bu satýrlarý o gecelerden birinde yazmýþtý. Lale hep yanýbaþýndaydý. Dondu kaldý. Hayatýný kurtardýðý gün be gün takip
ettiði meçhul hasta çok görmeyi istediði Lale’den baþka kimse deðildi. Düþüncelerinden sýyrýldý, Hülya’nýn yanýna gitti ve kulaðýna fýsýldadý. “
Lale Pegasus seni bekliyor”

Hülya hala baygýn olduðunu düþünüyor ve duyduklarýnýn rüya ötesinde olmadýðýný sanýyordu. Rüya deðildi bu gerçekti. Ümit, Dr. Ümit onun
beklediði az kalsýn uðruna yaþamýný yitireceði sevgilisiydi. Kýrmýzý lale, kýrmýzý eþarp yoktu yanlarýnda ama yine de sanal buluþmalarýný yine sanal
bir ortamda gerçeðe dönüþtürmüþlerdi. Tek gerçek vardý ortada bundan sonra her þey çok güzel olacaktý. Siyah beyaz kareler çaða uymuþtu.


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Okuyabilsem
Gönderen: muhip / Ýstanbul
31 Temmuz 2003
Eðer okuyabilseydim, yorum yapacaktým...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Asos'ta Yalnýz Bir Balýkçý
Kar Beyazdýr Ölüm
Melekler þehri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gozleri Sevda Olan Sevgili [Þiir]
Bir Gün [Þiir]
Yaþam Tadýnda [Þiir]
Yesimce [Þiir]
Aþk Kendi Kendine Konuþmaktýr [Deneme]
Üþüyorum [Deneme]
Yokluðunu Hissettiðim duygulara [Deneme]
Gönderilmemiþ Mektuplar [Deneme]
23 Nisan Neşe Doluyor Ýnsan [Deneme]
Aþk [Deneme]


Yeþim Þahin kimdir?

Yaþamý gülümseyerek yaþayan ve her zaman her þeye raðmen yaþamayý çok seven bir deli kýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Murathan Mungan, Cezmi Ersöz, Herman Hesse, Nietchze,Ýrvin Yalom.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yeþim Þahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.