Hayatý idame ettirebilmek için eðitim ve öðretim þarttýr.Ýnsan, Resulullah’ýn deyimiyle;beþikten mezara kadar ilim tahsil etmelidir.Dinimiz,mürebbilere ve âlimlere büyük bir ehemmiyet vermiþtir.Öyle ki âlimler, peygamberlerin varisleri olarak görülmüþtür.
     Müslümaný bir bütün olarak ele alan ve Safahat’ýnda, onun yaþamýndan pasajlar sunan Mehmet Akif Ersoy,eðitimi hayatýn olmazsa olmazlarýndan biri olarak görmüþtür.Cehaleti en büyük düþman olarak kabul etmiþ ve bunu bir þiirinde þöyle dile getirmiþtir:
     “Eyvah!Bu zilletlere sensin yine illet…
      Ey derd-i cehalet sana düþmekle bu millet,
      Bir hâle getirdin ki, ne din kaldý ne namus
      Ey sine-i Ýslâm’a çöken kapkara kâbus
      Ey hasm-ý hakiki, seni öldürmeli evvel:
      Sesin bize düþmanlarý üstün çýkarýlan el!”
     Gerçekten de Akif’in teþhisi çok doðrudur Hiçbir þeyden çekmedik cehaletten çektiðimiz kadar... Hep cahilliðimizin kurbaný olduk. Kendi hatalarýmýzý görmek istemeyince, kabahati yüce Ýslâm dinine attýk. Geri kalýþýmýza gerekçe olarak onu gördük. Oysa kendimizi kandýrdýk. Yanlýþ teþhis, tedaviyi geciktirir;hatta imkânsýz kýlar. Gaflet uykusundan uyanmak gerekir.Çünkü Akif’in dediði gibi, uyanýk olmalýyýz:
     “Yýllarca,asýrlarca süren uykudan artýk,
      Silkin de: muhitindeki zulmetleri yak,yýk!
      Bir baksana: gökler uyanýk, yer uyanýktýr;
      Dünya uyanýkken uyumak maskaralýktýr!”
     Memleketin kalkýnmasý ve çaðdaþ medeniyetler seviyesine eriþmesi için kadýn-erkek,yaþlý- genç demeden herkes eðitimden , üzerine düþen payý almalýdýr. Eðitim, çaðýn gereklerine uygun ve millî olmalýdýr. Genç nesiller fennî ilimlerin yanýnda, dinini de öðrenmelidir. Çünkü dinî ve fennî ilimler terazinin iki ayrý kefesi gibidir. Birinin boþluðu ötekinin dengesini sarsar. Akif ,“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer S.9.Ayet) ilâhi sualine karþýlýk þu cevabý veriyor: “ Olmaz ya … Tabiî… Biri insan, biri hayvan!”
     Peygamber Efendimiz bir hadis-i þeriflerinde: “Ýlim Çin’de dahi olsa gidip alýnýz.”buyurmuþtu. Buradaki Çin, uzaklýðý sebebiyle, özellikle belirtilmiþtir. Akif bu hadisten yola çýkarak Müslümanlara þu tavsiyede bulunuyor:
     “Müslüman,elde asâ, belde divit, baþta sarýk;
      Sonra sýrtýnda yedek þaplý beþ on deste çarýk;
      Altý aylýk yolu, dað taþ demeyip çiðneyerek,
      Çin-i Maçin’deki bir ilmi gidip öðrenecek.”
     Kur’an’ýn ilk ayetinin “Oku” diye,bariz bir emirle gönderilmiþ olmasý tesadüf deðildir.Ýslâm,okumayý terakkinin vazgeçilmez bir þartý olarak görmektedir. Müslümanlar bu gerçeði idrak edemediði için müstemleke durumuna düþmüþlerdir.Oysa Müslümanlarýn sahip olduðu topraklar,yeraltý ve yerüstü kaynaklarý bakýmýndan çok zengindir.Fakat çaðýn ilmine sýrt çevirdikleri için ellerinin altýndaki hazineleri çaðdaþ ülkelerle paylaþmak zorunda kalmýþlardýr.Akif bakýn nasýl bir dünya hayal ediyor:
     “Sayýsýz mektep açýlmýþ:Kadýn,erkek okuyor;
      Ýþliyor fabrikalar,yerli kumaþlar dokuyor
      Gece gündüz basýyor millete nâfi âsâr
     Adeta matbaalar bir uyumaz hizmetkâr
     Mülkü baþtan baþa imâr edecek þirketler;
     Halkýn irþâdýna hâdim yeni cemiyetler,
     Durmayýp iþ buluyor,gösteriyor,uðraþýyor;
     Gemiler sahile boydan boya servet taþýyor…
     Hasýr üstünde bu rüyalarý görmekte iken,
     Ýki mel’un gözün altýnda ayýldým birden.”

     Hepimiz ayný rüyayý görmüyor muyuz yüzyýllardýr?Bu rüyanýn gerçek olmasý için daha ne bekliyorsunuz?Herkes vazifesinin baþýna!...
     e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com