Mektup-1
Mickey;
Bugün sana ulaþtýrdýðým mektuplarýn ilki ve sen hala olumlu geliþmeler gösteriyorsan da, endiþeli bekleyiþimiz sürüyor. Ýþin kötü tarafý Ýlknur'un senin bakýmýnda ona yardým edebilecek birine ihtiyaç duyuyor fakat dünyanýn ve ülkenin dört bir yanýna daðýlmýþ olan bizler,bu dileði yerine getirmekten çok uzaðýz,en azýndan þimdilik...
Ýlknur anneye gönderdiðim mailde burada havanýn soðuk olduðuyla ilgili bilgiler verip,sonlandýrmýþtým yazýmý.Sen de o karlarýn üzerinde zýplayýp,koþmamý istemiþsin.Ah,Mickey,Alanya gibi sýcak memleketten konuþmak ne kolay:))! Ýmkaný olsa keþke koþabilmenin!Heryer buz,ayaðýmzdaki traktör lastiði kadar aðýr botlar olmasa hastaneyi boylamamýz kesin!:))
Sana ufak bir hediyem olacak Mickey..Aramýzda kalsýn,kimseye söyleme!Müziðin iyi bir terapi yöntemi olduðu söylenir,çoðu canlýlarda kanýtlanmýþtýr bu gerçek.Sana,dünyanýn en iyi seslerinden biri þarký söyleyecek birtanem.Ama birkaç gün beklemelisin...Süpriz yani...
Süprizleri severim.Ama yalnýzca iyi olanlarý.Lütfen ama lütfen kötüsünü yapýp,bizi yalnýz býrakma bu dünyada...Býrakmayacaðýný bilsem de gene de içimden geldi,söyleyeceðim.:)) Mickey, seni bu hale getiren kiþi acaba sendeki yaþama tutkusunu bilseydi ve de daha öncesinde çarpmadan sonra gözbebeklerine bakabilecek cesareti bulabilseydi???Dünyanýn yalnýzca insana ait bir yer olamayacaðýný kavrasaydý??? ''Eðer'' sözcüðü içinde ne çok umut barýndýrýyor deðil mi?
Deðil mi?
Ýyi haberlerini umutla bekleyen arkadaþýn;
Ezgi

Mektup-2

Mickey,Meleðim;
Kim bulduysa iyi bulmuþ,sokakta yaþayan hayanlar için harika bir tanýmlama var:Sokaktaki Melekler...Dünya hiç de cennetten bir köþe deðilse de seni ve senin gibi sokakta yaþam mücadelesi veren hayvanlarý,barýnakta ölüm-kalým savaþý veren ve kendini hayvansever olarak tanýmlayýp da aslýnda kendini tatmin etmek için ya da para uðruna ticari meta yapýlan türdeþlerini ne kadar güzel tanýmlýyor...
Çok acý çekiyorsun biliyoruz.Gururun,her iþi kendi baþýna halletmeye alýþmýþ benliðin bazý yardýmlarý reddediyor,kakanýn temizlenmesi gibi,lütfen izin ver buna Mickey,kýzma, gururun incilmesin.Ayrýca ''Uyutun'',''Umut,insanýn en zayýf noktasýdýr.'' diyen seslere inat,yaþama 4 patinle tutunmuþken býrakma lütfen.Bence insanýn en zayýf noktasý,zora gelince kaçmasýdýr,ümitsizlik yani.Kafasýnda tartar insanoðlu,avantaj-dezavantaj deðerlendirmesi yapar ve kendine uygun olaný seçer.Bazý yürekliler ise zor patikayý terciheder,Ýlknur gibi,tüm mal varlýðýný yardýma muhtaç hayvanlar için harcamýþ olan, insanlarýn aslýnda düþünüp,gönüllü olarak yapmalarý gereken baðýþý istemeyi dilencilik sanýp,utanan;elin lanet olasý memleketlerinde :)) cefa çeken Gamze gibi,felçli kedisini yaþatýp,ona mutlu bir yuva saðlayan Ebru gibi,ya da iþinin baþýndan aþkýn olmasý yetmezmiþ gibi bürokratlarla uðraþan Aynur gibi, yaðmurlu-karlý havalarda sokakta kalanlarýn ne olacaðýný düþünmekle kalmayýp,onlara elinden geldiðince yuva arayan,tedavi ettiren Hande gibi,ada kedilerine soðukta yemek bulabilsinler diye yemek götürenler gibi, en azýndan bana,taa Ýsveç'ten yol yordam öðreten,bu iþin öyle gaza gelip,oflayýp poflamakla çözülmeyeceðini anlatan Alice gibi;hangi birini sayayým, sizlerden birine kötülük yapýldýðýnda içleri sýzlayan, herþeye raðmen ulaþabildiklerine tüm sev gilerini,bilgilerini ve maddi-manevi güçlerini seferber eden insanlar gibi...Aslýnda ne çokmuþuz, bu saydýklarým haberini alýp, burunlarýnýn direði sýzlayan insanlarýn çok küçük bir kýsmý.Benim tanýdýklarýmýn da.
Ben uzun uzadýya yazmayý seviyorum sanýrým.Þu dileðinin gerçekleþmesini dört gözle beklediðimi ekleyip,en azýndan bugünkü mektubu noktalayayým. Karlarda koþabilmeyi madem bukadar çok arzuluyorsun Mickey ,iyileþince seni bu karýyla-buzuyla iç bayýltýcý þehre çaðýrýyorum.Gel,istediðin kadar koþ-oyna,engellersem n'olayým.Gel de gör gününü,dünyanýn kaç bucak olduðunu!
Seni o kapkara,küçük,ýslak burnundan öpen,öpen,öpen gene de doyamayan arkadaþýn;
Ezgi...
Ayrýca Felicita ile Kedi Jr. adlý kendilerini kedi sanan canavarlar...

Mektup-3
Mickey...
Bir haftadýr acýsýyla tatlýsýyla e-kartlar ve mektuplar yoluyla pekçok þey paylaþtýk.Hop oturduk,hop kalktýk.
Kimimiz özel yaþamýndan parçalar sundu sana,kimimiz þaka yollu azarladý, ama tüm bu mesajlarýn ortak noktasý ölüme direnmeye devam etmen,yaþama tutkunu elinden býrakmaman ve herþeye raðmen deyim yerindeyse anka kuþu misali küllerinden doðmandý.Baþardýn...Küçük kýpýrdanýþlarla armaðanlar vermeye baþladýn seni günlerdir aç-susuz yaþatmaya çalýþan insanlara...Yavaþ yavaþ ama görülebilir þekilde paticiklerini ve kuyruðunu oynatmaya baþladýn.Ve kendi adýma bir kez daha hayran býraktýn kendine ve senin gibi meleklere... Devam Mickey...Bu gidiþle sen bizi degömersin birtanesi.:))
Duyduðuma göre Tracy Chapman CD'ne göz dikenler varmýþ Mickey.Kaptýrma yavrucum sakýn,gerekirse
ben onlara ayrýca gönderirim.:))Ayrýca bana fotoðraf da gönderecekmiþsin, patini basýp,imzalamayý unutma
sakýn.Aný olsun. Bu arada Ýlknur anneye de fýsýlda,de ki: HERÞEY DAHA ÝYÝ OLACAK!

Fransýzlarýn kullandýðý klavyede sonunda soru iþaretinin yerini bulabilen arkadaþýn;

Ezgi
PS:Ben bu Frenk milletinden þüpheleniyorum.Bir klavye yapmýþlar, Alt tuþu yok.Soru iþareti desen bulunca enigma þifresini ben çözmüþüm gibi sevindim.Duyurulur,cimri bunlar,malzemeden çalýyorlar.Gözünü sevdiðimin Q klavyesi...Kýymetini bilemedik iþte.

Elin Radiohead'inden bir alýntý yapýp,bitirelim:
you can try the best you can
if you try the best you can
the best you can is good enough.