Hem herþeyi söyleyip hem de hiçbirþeyi söylememek istediðim zamanlarýmdan birindeyim yine.Teker teker kelimelerin anlamlarýyla bütünün anlamýný birleþtiremediðim bir zamandayým.Dünyanýn hem içerisinde hem de dýþarýsýnda olduðum esrarlý zamanlardan birinde, bir köþebaþýndayým, bu yüzden durmadan hem önüme hem de arkama bakýyorum.Havalara bakýyorum.Uçan kuþlara; martýlara mesela, ya da kargalara.Martýlarýn taklalar atarak dalýþa geçiþlerine bakýyorum.yoldaki köpeklerin birbirlerini kovalayýþlarýna.Hepsi teker teker anlamlý.Ama bir araya geldiklerinde...Bazen tekilin derinliðinde bütünün yansýmalarýný görüyormuþum gibi geliyor.Ama bir sistematik olarak beynime yerleþtiremiyorum bunu.Ve en son olarak ve de en çok insanlara bakýyorum.Yürüyen, koþan, gülen, bekleyen, dinlenen, dinleyen, surat asan, isteyen, veren, oturan, seviþen, kendine güvenen, kendine söven, alan, satan, korkan, deliren ve baðýran insanlarý seyrediyorum.Bunlarýn hepsini, deðiþik sebeplerle, deðiþik bir sýrada yapýyorlar.Sebepler ve sýralamalar sonsuz.Ama herkes ayný þeyleri yaþadýðý halde kimse birbirini anlamýyor.Ben de anlamýyorum.Ýnsan kendisine en yakýn olanlarý, karýsýný, çocuðunu ve sevgilisini anlamýyor.Hatta insan bazen kendisini bile anlamýyor.Bu kadar anlamsýzlaþtýk demek ki...Kendi içimizde bile bir bütünlük kuramaz haldeyiz