Abla, kýz kardeþ ve boyu sebebiyle onlara "tepeden bakan" basketbolcu, beþ yýldýzlý bir otelin restoranýnda kahve içiyordu.
Sohbet abla ile kýz kardeþ arasýndaydý.
Basketbolcu ise konuþmanýn dýþýnda kalmýþ olmanýn sýkýntýsýyla kah kahve kaþýðýný emiyor, kah boþ gözlerle denizi seyrediyordu.
Ama "aþký" uðruna bu can sýkýcý ortama katlanýyordu. Ablayý deli gibi seviyordu çünkü... Kýz kardeþle yeni tanýþmýþtý.
xxx
Oysa abla ile kýz kardeþin konuþmalarýnýn konusu basketbolcuydu ve skandal niteliðindeydi.
Ýki kardeþ, ana dilleri gibi Ýngilizce bilmenin avantajýný bir silaha çevirmiþler, basketbolcuyu çekiþtiriyorlardý:
- Ben sana ne demiþtim ufaklýk? Bir haftalýk iþi var dememiþ miydim?
- Kutlarým, kazandýn!
- Yetmez... Söz verdiðin Lacoste çantayý alacaksýn bugün! Hemen!
- Adam yakýndan deve gibi görünüyor! Nasýl dolaþtýn bununla bir hafta?
Abla, seri hareketlerle sigarasýný yakýp, dumanýný kardeþinin suratýnýn ortasýna üfürerek geri yaslandý:
- Eeee, kazanmak için zahmet gerekiyor ufaklýk!
Kýz kardeþ, hafif ve hain bir göz iþaretiyle, basketbolcunun getirdiði ama henüz açýlmamýþ hediye paketini göstererek:
- Hem de çift taraflý kazanç, dedi.
Abla diþlerini gösterecek þekilde ve memnuniyetle gülümsedi:
- Hadi tahmin yapalým, acaba o pakette ne var?
Takýr takýr Ýngilizce konuþan iki kiþinin yanýnda saðýr/dilsiz bir özürlü gibi duran basketbolcu, arada bir ablanýn yüzüne sahte gülümseme ile bakýp, yine kendi dünyasýna dönüyordu.
Kýz kardeþ:
- Bence maçlarda giydiði terli formayý getirmiþtir, diye dalga geçti.
Abla kaþlarýný çattý:
- Hemen kýçýna tekmeyi vururum!
Sonra Türkçe'ye ve basketbolcuya döndü:
- Sýkýlmýyorsun di mi caným?
Yalan söyledi basketbolcu:
- Yooo... Yanýnda olmak yetiyor...
Kýz kardeþ atýldý, yine Ýngilizce:
- Sabýrlý adammýþ. Ama bence yalan söylüyor, dedi.
- Boþveer, dedi abla kayýtsýzca yarým sigarasýný küllüðe bastýrarak... Gidelim!
Abla, bir yandan ayaða kalkarak, basketbolcuya:
- Biraz çarþý-pazar dolaþýp eve gideceðiz, dedi. Bi çanta alacaðým da... Mesajlarýný bekliyorum tamam mý? Hadi görüþürüz.
Basketbolcu, uzun vücudunu koltuktan kaldýrýrken zorlandý. Ayaða kalkýp hediye paketini uzattý, iki kardeþin ellerini sýkarak uðurlarken:
- Tamam, yazarým, dedi. Memnun oldum, dedi kýz kardeþe...
xxx
Oysa yalan söylemiþti baskutbolcu, ne mennun olmuþtu, ne de mesaj yazacaktý.
Çünkü, en az onlar kadar iyi Ýngilizce biliyordu!