"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Belki de tek suçlu aradaki uçurumdu, bu uçurumu kuranlar ve muhafaza edenler. Suçlu kimdi, devlet mi, yoksa Ýstanbul’lular mý açmýþtý arayý farkýnda olmadan? Belki de televizyon? Bütün dünya popüler disko parçalarý eþliðinde yarý çýplak dansederken, Ýstanbul da almýþtý nasibini. TV denen mucizeyle bu görüntüler Anadolu’nun en ücra köy evine bile ulaþtýðýnda, ilk yaptýklarý utanarak kanalý çevirmek olmuþtu belki de. Sonra kanýksamýþlardý biz gibi, bilselerdi keþke seyrettikleri biz deðildik aslýnda. Çok küçük bir kesimdi, dikkat etselerdi göreceklerdi, hep ayný yüzlerin döndüðünü ekranlarda, etmediler. “Ýþte Ýstanbul” diye bir düþünce saplandý kafalarýna, sefahat ve zevk alemi. Ýnsanlar yiyip, içip, zevkte sefadaymýþ gibiydi görüntülerde. Ýstanbul zývanadan çýkmýþtý sanki. Gençtiler, çocuktular, yasaklarla büyümüþlerdi, içlerinde kopan fýrtýnalara tercüman gibiydi Ýstanbul. Buraya gelmeli ve kendi paylarýna düþeni almalýydýlar. Geldiler... Akýn akýn, oluk oluk aktýlar Ýstanbul’a... Akraba evlerinde, ücra otel köþelerinde kendilerine yer etmeye uðraþtýlar. Zordu hayat, televizyonda gördükleri gibi deðildi, hatta ilgisi yoktu seyrettikleriyle. Evet ýþýl ýþýldý Ýstanbul, TV’de gördükleri yerler gerçekti, ama oralara ait deðillerdi, týpký bizlerin de ait olmadýðý gibi. Ama onlar ait olmak istiyorlardý, bizim görmezden geldiðimiz bu sanal dünyaya. Olmadý, kýyýsýna bile yanaþamadý çoðu. O zaman nefret ettiler belki de. Nefretlerini kusmaya baþladýlar tüm Ýstanbul’a. Biz de onlarýn gözünde TV’de mýncýkladýklarý turistler gibiydik artýk. Bütün turistler nasýl ahlaksýz, fahiþe v.s. ise bizler de öyle birþeydik iþte gözlerinde. Suçumuz sadece farklý olmaktý, ama bu onlarýn sandýklarý gibi bir fark deðildi. Umursadýklarý da yoktu zaten artýk, yenilmiþ, hýrslanmýþlardý. Ýstanbul her geçen gün biraz daha geliyordu üstlerine. Çaresizlikle saldýrýrýyorlardý onlar da. Gün geldi, 10 küsur yaþýndaki bir kýz çocuðu olup bankadan milyarlarý çaldýlar, gün geldi trenden gencecik bir çocuðu cep telefonu uðruna itip öldürdüler ya da nöbete giden bir hemþireye saldýrdýlar... Hiçbir deðer yargýlarý kalmamýþtý, kaybedecek birþeyleri de. Tinerci, travesti, fahiþe, dilenci, kapkaççý, soyguncu olmuþlardý. Bizim yaptýðýmýz tek þeyse güvenli sýðýnaklarýmýza çekilip olanlarý izlemek, sanki çok uzaðýmýzda yaþanýyorlarmýþ gibi ve her geçen gün daha tehlikeli olan Ýstanbul sokaklarýndan biraz daha mahrum etmek kendimizi. Ýstanbul mu, o her zamanki gibi maðrur ve sessiz, olanlarý izlemede... Ne vefa, ne insanlýk örneklerini, mutlulukla izleyen sokaklarýnýn suratý asýk, o da mutsuz bizler gibi, kimbilir belki içinden “Bugünleri de mi görecektik..” diye geçiriyordur... En güzel günbatýmý Ýstanbuldadýr. Ýstanbul’da ne var deme. Ýstanbul’da ne mi var? Ýstanbul’da Ýstanbul var. Not: Ezbere bildiðim bu þiirin yazarýný bilmiyorum, lütfen bilen varsa bana da bildirsin.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © EBRU AKGÜN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |