En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
.............. Olaylarýn evveliyatý vardý elbet. Bir insan boþ yere zývanadan çýkýp hastaneye girmez deðil mi ya! Söz konusu güzel kardeþimiz de tahriklere kapýlmýþ bir zavallý yurttaþýmýzdý ve özel bir bankaya girmek gafletinde bulunmuþtu. Amacý cep telefonunun faturasýný yatýrmaktý. Efendi efendi parasýný yatýrýp iþine geri dönecekti. Oysa olaylar hiç de umduðu gibi, belki de olmasý gerektiði gibi geliþmedi. Geliþemezdi de. Çünkü hadisenin cereyan ettiði ülke Türkiye'ydi ve ülkenin kronikleþmiþ, ancak ve ancak kýyametle birlikte deðiþebilecek gidiþatý karþýsýnda durabilecek bir bilinç yaratýlmamýþtý, yaratýlamayacaktý. ..... - Gelmeyin lan üstüme. Sen. Sýrana geç bakiym. Kalemi sokucam þimdi gözüne... Balýklý Rum Hastanesi mi lan burasý? Banka kardeþim burasý, banka! Yönetim istifa! Tuvalet kadar yer açmýþlar þube diye. Memur niyetine de bir sürü lepistes kilikli alýk. Dolarýnýza markýnýza, ananýza bacýnýza yüksek faiz! Ya çekmeyin kolumu! - Lan hanfendi, kendinize geliniz. Geçiniz sýraya, geçirmiyim. Þiþþ alüoooo, kime diyorum ben? Bak hiç üstüne alýnýyo mu? Oraya gelirsem fena yapýcem. Sülalenin imarýna okurum; üstüne kat çýkarým... Kaçak yapý kýlýklý karý... Bak hala çan çan ediyo. Konuþmasýný biliyonuz, iþ ödemeye gelince pabuç kadar dil! - Elin habeþ maymunu kýlýklý herifini güvenlik memuru yapan kurumdan hayýr mý gelir? Güvenlik memuru dediðin güven verici tipe ve kýlýða sahip olur. Bankada stress altýnda bulunan mudileri yatýþtýrmak da görev tarifleri arasýnda sayýlýr. Ayrýca banka þubesi içinde bulunan mudileri bir bakýþta sayabilmeli, saydýklarýný þube personelinin sayýsýndan çýkarabilmeli ve toplam sayýyý beþe bölebilmelidir. Söz konusu memur, bayanlara ters bakan kavat müþterileri kötü bakýþlarýyla etkisi altýna alabilmeli, "þerefsiz fikir sahibi" müþterileri diðerlerinden ayýrabilmelidir. Güvenlik memuru dolara, marka ne kadar faiz verildiðini bilmeli, hatta kapalý çarþý altýn piyasasýndan herkesi tanýmalý, tanýmasa da en azýndan birkaç tanesiyle raký sofrasýnda oturmuþluðu bulunmalýdýr. TOTOTOTOTOTÜÇÜÇÜÇÜÇÜÇÇÜÇSESESESESSSSSES DENEME DENEME BÝR ÝKÝ SES SES! - Výr výr výr... Hep þikayet ediyonuz yaa... Müþteri dediðin haddini bilecek. Bankada efendi gibi sýraya gircek. Girmekle kalmeycek, mürdüm eriði gözleriyle uysal ve hafif melul bakýþlar atacak. Sabahtan akþama dek onun dolarý bunun boþalý, havale geçiriyoz oraya buraya para göndermekten. Alýn götürün bu kaynana zýrýltýsýný buradan. Diðerlerinin de ahlakýný bozacak. Bakýþýnda meymenet yok. Bak bak, nasýl devirdi gözlerini... Ay tutun, alýn o zýmbayý elinden... Þiþ de nereden çýktý? Ayyyy, deli bu ayol, çekil, çekil... Alýn üstümden þunu... - Kapýnýn önünden binmem valla çok ayýp olur, hayýr bana yakýþmaz. Ambulansýn þöförüyle konuþucam, çaðýrýn onu bana... Binerim ama bir þartla; þu bankonun arkasýndaki kadýn da benle gelcek! Valla ýsýrmýycam bi daha, kuzu kuzu durcam yanýnda, o gelmezse gitmem. Peki o zaman güvenlik memuru benle gelsin. Güven sorunumu anca böyle çözerim. Noolcak ya iki adým. Korkmayýn kimse soymaz bu hela kýlýklý bankayý... Býrakýýýýn Ýmdaaat! ................... - ...Hýmmm! Güvenlik görevlisinin rozetini pipisine iðnelemeye kalkýþmak... Memure hanýmý kulaðýndan ýsýrmak, sonra da 6 numara þiþle delmeye çalýþmak... Diðerini fotokopi makinesinde sýkýþtýrmak suretiyle çoðaltmaya kalkýþmak... Efendim? Ah, demek memur sayýsýný yeterli bulmadýnýz. Anlýyorum. Nerede kalmýþtýk? Evet, veznedarýn ojelerini sökmek için asetonla üzerine yürümek... Telefon faturasýný müdürün kulaðýna zýmbalamaya teþebbüs etmek... Ha? Kulaðýna küpe olsun diye mi? Ah, nasýl anlayamadým... Sýrada bekleyen müþterileri sucuklu tostla tehdit etmek... Demek çok kalabalýktý ve kimse sýrasýna riayet etmiyordu... Tabi saygýsýzlýk cezasýz kalmamalý. Elbette anlýyorum sizi... Ne münasebet, alay eder miyim hiç! Hemþiranýýýým, hanýma odasýna kadar eþlik edelim lütfen. Rica ederim sakin olun. Birazdan gelip olaylarý en baþýndan itibaren dinleyeceðim. Haydi, sakin olun, tamam çekicimi býrakýn lütfen, güvenlik görevlisi gitti, onu bi yere çakmanýza da gerek yok hem... - Bi dakka, bi dakka odaya giderim ama þu kalp doktoruna benzeyen adam da benimle gelecek. Hemþire hanýmý siz alýn bu akþam sizde kalsýn, yarýn sabah da bankaya gitsin, güvenlik memurunu alsýn buraya getirsin. Ben pipisine bakýcam biþey olmuþ mu diye? Yalan söylemeyin ben rozetini pipisine iðnelemedim. Sadece internete baðlanmaya çalýþýyordum. Memur kendisi fotokopinin üstüne oturdu valla ben ellemedim. Zaten bir garip bakýyordu! Deli miydi ne? Bu sýrada Müdür geldi, hepimize sucuklu tost ýsmarlayacaðýný söyledi, durduk yerde sucuklu tost ýsmarlanýr mý? Bu sýrada telefon faturam çalmaya baþladý, Alo, dedim, cevap gelmeyince belki müdür duyar diye onun kulaðýna tuttum. Olay bundan ibaret. Pardon doktor, gömleðinize %10 faiz versem benimle uyur muydunuz? Þiþþþþt paranýz uyanmasýn gürültü yapmayýn. Türkiye'deki bütün atlarý derhal vurun! Gidiyorum, gidiyorum, itmeyin! Kalp doktoru geliyor mu? - Bana niye inanmadýðýnýzý anlamýyorum. Halk arasýnda pek olumlu bi imajýmýz olmadýðý bi gerçek yine de biz de insanýz. Hem size ne yalan borcum olucak ki? O manyak hanýmefendi önce bizim þubeye girdi bi hýþýmnan. Ne o alt tarafý telefon faturasýný ödiycekmiþ. Ama biz de elimiz elimiz üstünde, elimiz þeyimiz üstünde oturup popomuzla ceviz kýrmýyos ki. Ýþ yapýyoz deðil mi ya? Hanýmefendi Haymana Ovasý zannetti þubeyi, girdi miydi iþi hallolacak, sadrazamýn sol... Tövbe tövbe... Sonra müþterilerden birini haþladý, sucuklu tost yedikten sonra insan içine mi çýkýlýrmýþ, çýkýlsa da bankaya mý gelinirmiþ, açýk havada, rüzgara karþý aðzý açýk 500 m. koþmadan umuma açýk yerlerde nefes mi alýnýrmýþ. Bizim güvenlik görevlisi arkadaþ da kadýný sakinleþtirmeye çalýþtý, meskun mahalde huzuru saðlamak maksadýynan tabii. Vay efendim, sen misin karýþan! Ne habeþ maymunluðunu býraktý adamýn, ne biþeyciðini. Saydý sövdü. Þube de tuvalet kadarmýþ... Aynalarý kýrmaya kalktý, parçalanýnca daha geniþ gösterirmiþ... Orda dur bi kere. Herkes haddini bilecek. Ben þubeme laf ettirmem arkadaþ. Her horoz kendi çöplüðünde öter, deðil mi ya? Ben de telefonun ahizesini kendisine doðru kibarca sallayarak... Yok efendim, ne tehtidi, biraz geri püskürtmek diyebiliriz ama zarar vermek asla... Ne diyordum, evet, ahizeyi sallayaraktan, usulca tabii, kendisini uyardým. Sonuçta bizler de eþþek gibi çalýþýyoruz üç kuruþ paraya. Ama kuduruk karý anlamadý. Kendisini kolundan kibarca tutan güvenlik memuru arkadaþa saldýrdý önce. Sonra bankonun üzerinden atlayarak benim üzerime yürüdü. Kulaðýmdan ýsýrdý. Ben de örgü þiþlerimle kendimi savunmak zorunda kaldým. Þiþler mi? Bazen, tabii nadiren, öðle tatillerinde örgü örüyorum, rahatlatýyor, tansiyonuma iyi geliyor... Ne diyordum, ah evet, benim üzerim yürüdü ve þiþlerimi kulaðýma saplamaya kalktý. Benden sonra diðer memure arkadaþa saldýrdý. Fotokopi aletinin üstüne yatýrdý, "Yaþasýn Gremlinler, bunlara yemek yedirmeyeceksiniz, üstlerine su dökeceksiniz, siz bilmezsiniz, bakýmý zordur bunlarýn" diye haykýrarak kýzcaðýzýn fotokopisini çekmeye baþladý. O kaðýtlarýn makineden fýþkýrmalarýný görmeliydiniz. Dehþet içinde kalmýþtýk. Hýrk! Bühüü, çok korkunçtu... Sonra ne olduðundan habersiz, kadýný yatýþtýrmak için odasýndan çýkan müdürün üstüne atladý. Elinde salladýðý faturayý adamýn kulaðýna sokmaya çalýþtý, sýðmadý tabii. Göz var, izan var, yoksa nizam mýydý? Her neyse, bu sefer masanýn üstünden kaptýðý zýmbayla kulaðýna zýmbalamaya çalýþtý. O arada bizim güvenlik memuru arkadaþýn çaðýrdýðý ambülans geldi neyse ki, kurtulduk. Ýyi de beni niye çekiþtiriyorsunuz doktor? Bak herþeyi anlattým sana. Bak iki kat da sana çýkarým þimdi... Ulan, yakalarsam mafedicam o karýyý. Ne iþler açtý baþýmýza... Fasulyelerim ner'de? Kasayý yapmadým daha. Girdisi, çýktýsý var bunun... Ýki ay sonra -Hemþire Haným bana cevap verin lütfen; hasta bu çiviyi niye çakmýþ kafasýna? -Doktor Bey, hasta kendini cep telefonu sanýyor. Bu da anteni oluyormuþ. -Tutun þunun ellerini anteniyle oynamasýn, beynini delcek þimdi. Sorun bakalým hangi marka cep telefonuymuþ ona göre Nokia ya da Samsung koðuþuna koyun. -Ben soramam valla doktor bey, býktým bu hastadan, iyileþeceði yok bunun, geçen gün de hademe Memduh'un yüzündeki et benini kesmeye kalktý. Neymiþ yemekte hiç et vermiyormuþuz, caný çok et çekmiþ! Aaaa, uðraþamýycam artýk. Üstüne üstlük bir de yan koðuþtaki banka memuresini dövüyo her fýrsatta, dün kadýný tuvallette yakalamýþ, klozetin üstüne oturtmuþ, sol eliyle aðzýna tuvalet kaðýdý sokup sað eliyle de gözünün üstüne bastýrýyordu. Bir yandan da "bankamatik yine bozuk" diye küfrediyordu. Kadýnýn gözünü zor kurtardýk valla! -Banka memuresi nasýl? Ayakkabýlarýný yemiyor artýk deðil mi? -Yemiyor doktor bey. Sadece ara sýra "iþlem hacminizi zikiim, senin imar iznin var mý? Bi kat daha çýkabilir miyim?" gibisinden abuk sabuk konuþuyo o kadar! ....... - Ýyileþtim artýk doktor, kendimi çok zinde hissediyorum. Hayat gözüme daha güzel görünüyor. Ekraným geniþledi. Daha kolay mesaj yazýyorum artýk. Bir de þu çetbordlardan alsaydým iyi olacaktý. Yeni piller de çok iyi geldi. Eskisi þarj tutmuyodu. Lafým aðzýmda kalýyodu. Hayýr bir þey deðil, karþý tarafa ayýp oluyor tabi. Yoo, öyle demeyin doktor, memureyle hiçbir sorunum yok. On-line sisteminde bir arýza vardý ama teknik servisi çaðýrdý arkadaþlar, onu da hallettik. Artýk çok iyi anlaþýyoruz. Yataktan kalktýðýmda saçlarýmý daðýtan gorili kestik dün gece. Ben de dört yüzlü hat açtým, artýk müþterilerine daha modern bir hizmet anlayýþýyla yaklaþabiliyor. Birazdan yeni cingýlýmýz üzenide çalýþacaðýz. Kendisine kaným çok ýsýndý, hatta kaynadý bile diyebilirim. Üstelik dolara % 1500 faiz bile veriyor. Bana özel. Anlayacaðýnýz herþey yolunda. Dünyanýn dikdörtgen olduðunu farkettim. Kuþlar gibi özgür hissediyorum kendimi. 2 litrelik Yudum içmiþ gibi hafifim üstelik. Üstün yol tutuþum, 4 hava yastýðým ve ABS sistemimle tamamiyle güvenilir biriyim artýk.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hürrem Görgün Baydemir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |