Sana dair, sana olan sevgime dair aklýmdan geçirdiðim her sözü kelimesi kelimesine bilmek zorunda mýsýn? Bazen kendimden bu yüzden þüphe ediyorum. Acaba muhabbet içinde konuþtuðunu sanan ama aslýnda içinden konuþan arkadaþýmýn aksine ben de aklýmda çevirdiklerimi seslendiriyor muyum? Gözlerinin en derin noktasýný bulup, en parlak yýldýzýný dýþarý çýkarmaya çalýþýrken “evet, iþte o an! Þu anda onu ne kadar sevdiðimi söylersem tüm kalbiyle hissedecektir” dediðim anda daha ben “ben seni çok seviyorum ama öyle böyle deðil” diye çýrpýnmaya baþlamadan sen ayný sözcüklerin yazýlý olduðu bir kaðýdý elime vermek zorunda mýsýn? Düþünüyorum da sen sadece kalbimde deðil, aklýmda, kanýmda, her hücremde olmalýsýn.
Seninleyken hayat mayýn tarlasýnda en çok bombayý bulmaya çalýþýrken yenilmekten bile zevk almak gibi. Sýrf seni görebilmek için sabahýn köründe kalkýp hazýrlanmaya çalýþmak, karlý bir günde seni ansýzýn karþýmda görmek kadar heyecan verici. Her an, sende benim için bulunan, özel olarak saklanmýþ , paketlenmiþ bir mutluluk var sanki. Sen hep mutsuzken mutlu, mutluyken daha çok mutlu olmam için cebinde bir þeker gibi sürprizler saklarsýn. Bir doðum günü tam bitmek üzereyken çýkýp gelirsin ya da eve gitmek için bindiðim otobüste senden ayrýlýyorum diye astýðým suratýmý güldürmek için otobüsün camýna “sana aþýðým” yazan bir kaðýt yapýþtýrýrsýn. Yanýmda oturan amca benimle birlikte okur yazýný ve bana bakýp gülümser. Sen otobüsün arkasýndan ýþýklara kadar koþarken karþýmda oturan bir baþka çift de senin adýmlarýný takip edebilmek için tuhaf þekillere girerler. Anlaþýlan kimi zaman sadece benim için deðil, hiç tanýmadýðýmýz insanlar için bile hayatý eðlendirici kýlabiliyorsun.
Ben bir sihirbaza aþýk olmuþum! Kýþýn karýnda, üþüyen ellerimi sýmsýcacýk yapabilen, ellerini tutmuþ, sessiz, sakin yolda yürürken bulutlarý bana, beni bulutlara yaklaþtýrana kadar beni havaya kaldýran ve bir sürü baloncuk yutmuþum gibi hýçkýra hýçkýra gülmemi saðlayan bir sihirbaz. Mor burunlu bir tavþan, marketin raflarýndaki bir çikolata..Eskiden yalnýzca farklý ruh hallerimizi birbirimize bulaþtýrýr, birbirimizden etkileniriz sanýyordum. Sen öfkelenip kimseyi yanýna almadýðýnda ben sessizce yanýna oturup öfkeleneceksek birlikte öfkelenelim, beni de yanýna al diye beklerdim. Sen bitmez tükenmez karýn aðrýlarýmda veya mide bulantýlarýmda bindiðimiz takside sýkýþýk trafiðe benden çok lanet okurdun. Zaman geçtikçe aramýzdaki baða bir çift dikiþ daha attýk sanki. Artýk esnemelerimiz bile birbirini takip ediyor ve beni eve býrakmaya yeltendiðin yolculuklarda yarýþmasýný bile yapabiliyoruz.
Bir Türkçe öðretmenim vardý bir zamanlar..Türkçe’yi matematik denklemleriyle anlatýrdý: “beþ artý beþ eþittir on”. Bazý þeyleri anlamanýn ve anlatmanýn en kolay yolunun bu denklemleri kullanmayý bilmek olduðunu söylerdi. Matematiði hep sevmiþimdir zaten, hele denklemleri “mucize eþittir aþk, aþk eþittir sen”i vermeye baþlayýnca daha da çok sevdim. Çözemediðim geometri sorularýný sana sormak için biriktirirken ya da senin nadiren de olsa çözmediðin sorularý çözerken ve çözdükten sonra nispet yaparken, öðrenciliðin verdiði tüm yetkilerde aramýzda hep matematik vardý. Matematik bizim çöpçatanýmýzdý! Düþünüyorum da baþka kaç kiþiye dersler aracýlýk etmiþtir ki, kaç kiþinin çok bilindik zorlu sýnav yollarý bizimki kadar bol dedikodulu, etüt arasý köftecide yarým ekmek köfteli geçmiþtir ki. Sýrf sevgimiz yüzünden ben galiba hiç büyüyemiyorum. Sýnavlar gelip geçse de, köftecinin yolu artýk arþýnladýðýmýz yollarýn tersinde kalsa da ve hatta ben artýk matematik derslerinden oldukça uzak kaldýysam da seninle hayatýn molalarýnda yapacak hep bir þeyimiz vardýr. Sen tavandaki bir resimdesindir ve ben uyumadan önce seni düþündükçe kendi kendime senin anlatamadýðýn masallarý yazýp anlatýyorumdur. O masallarýn kimsinde sen bir diþ perisi, ben bir su perisi diþi düþen çocuklara nilüfer kokulu hediyeler býrakýyoruzdur.
Hayat dediðin ciddi bir iþ bilmez miyim! Marifet dediðin ise yaþamak deðil, yaþamý mutlu kýlabilmek. O yüzden sensiz bir hayat düþünemiyorum ya.. “Sen”in sözlük anlamýný bildiðimden, hepsi bu yüzden.