Bozcaada Üzerine...                                        13,02,2005



Ýyice yaklasmistik; insanlarin “gunaydin”larinda, buyuk sehirlerin aksine hicbir leke sürülmemiþ,huzur veren sakinliðin,romantizmin hakim olduðu birkaç balýk restoranýný,iki üç katlý taþ evleri,arnavut kaldýrýmlý dar sokaklarý içinde barýndýran þarap tadýnda Ege’nin eþsiz adasýna.
Saatler süren yolculuðun ardýndan yaþadýðým mutluluk ve heyecan yorgunluðumu alýp götürmüþtü...
Kalacak yer arýyorduk dar ve þirin sokaklarýnda...Buraya gelmeden önceki araþtýrmalarýmýzda rastladýðýmýz, merkezin dýþýnda bulunan çiftlik evinde konaklamaya karar verdik.
Gördüðümüz her yeni þey, daha çok mutlu ediyordu bizi.
Kaldýðýmýz odanýn penceresinden tavuklarý,kazlarý,kedileri ve orayý bizim gözümüzle daha da sevimli kýlan þeyleri görüyorduk.Belki de sadece biz gördük,mutluluðumuza bahaneler bulmak adýna.
Tabiki biraz dinlendikten sonra, o aslýnda bir avuçiçine sýðacak büyüklükteki,lal tadýndaki adanýn, güneþin batýþýndan sonraki halini keþfedecektik.
Karnýmýz acýkmýþtý,deniz kýyýsýnda bulunan küçük ama sevimli,özensiz ama bir o kadar huzur veren balýk restoranlarýndan birine girdik.
Ben O’na aþýk olmuþtum,ama o adaya da...
Balýk sofrasý eþliðinde türk sanat müziðinin bildiðimiz bilmediðimiz þarkýlarý geliyordu kulaðýmýza.
Daha önce de bahsettiðim gibi küçücük bir yerdi,bisikletle tüm uçlara gidebileceðiniz kadar küçük...
Biz motosiklet kiralamayý tercih ettik ve motosikletin ustaca sürülmesi sayesinde görmediðimiz yeri kalmamýþtý adanýn.
Ama rüzgargüllerinin altýnda fotoðraf çektirmeyi akýl edememiþtik.
Yaþadýðýmýz mutluluðu,aþký,huzuru biraz da Eylül’e borçluyuz galiba.
Sabah kahvaltýsýnda yediðimiz ve tadýna öncesinde ya da sonrasýnda bir daha rastlayamadýðýmýz ekmek,dönüþte almayý unuttuðumuz domates reçeli, benim orada onunla hayat boyu yaþamak için bahanem olmuþtu.
Aslýnda hala öyle.
Ýçimize çektiðimiz temiz hava eþliðinde edilen kahvaltýlar,mum ýþýðý eþliðinde içilen þaraplar,yüzlerinde huzurun görüldüðü mütevazi insanlar...Hepsi birer sebebiydi alevlenen aþkýn.
Tanrý Bozcaada’yý insanlara aþk sayesinde uzun ömür vermek için yaratmýþ demek daha doðru olur diye düþünüyorum...


Pelin AKALIN