Ben bir dünya yurttaþýyým. -Sokrates |
|
||||||||||
|
GECE DE YATMAZ GÜNDÜZ DE Çocuklara on iki yaþýndan önce saat, ortaokula baþlamadan takým elbise alýnmadýðý yýllardý. Büyüklerin de ulaþamayacaðý þeyler vardý elbette. Gerçi, sýnýrlý tüketim maddeleri; yol yok otomobil düþünsünler, elektrik yok beyaz eþya taksiti ödesinler. Günün koþullarýna göre yinede önemli yasaklar var. Örneðin damatlýktan baþka takým elbise, her yaný yama olmadan yeni iskarpin alamaz, lokantada yemek yiyemezler. Yalnýz düðünlerde giymek zorunda olduðun bir takým elbise ve tümüyle giyilemez duruma gelince yenileyebileceðin iskarpin hakkýn vardýr. Bir ömür nasýl baþlar ve nasýl biter harfiyen bilirsin. Fazlasýný da isteyemez ve düþünemezsin çünkü; ayýptýr, israftýr. Bütün bunlara karþýn yine de yoksulluk diz boyudur. Senede bir kez ürün veren toprak, aile bütçelerinde günün gereksinmelerini karþýlayacak ekonomiyi yaratamaz. Babalarýn ve çocuklarýn en büyük düþlerinden en önemlisi de evlerine transistorlu bir radyo alýp, anteni çatýya asmak ve baþýnda toplanýp “acensleri” ve birbirinden içli þarkýlarý, türküleri dinlemektir. Dedelerden, ninelerden izin almadan kuruþ harcamaksa olasý deðildir. Asýverirler doran bacadan adamý; hem de ters çevirip bacaðýndan, baþ aþaðý... Karþý köyde bir evde vardý radyo. Köyler bir tepenin iki yamacýna kurulmuþlardýr.. Doðu yamaçta evler, tepeyi aþýp batý yamaca geçince tarlalar ve bahçeler. Karþý köyde de aynen doðu yamaca evler, batý yamaca tarlalar. Radyolu ev ile Mustafa amcanýn tarlasý kuþ uçuþu altý, bilemedin yedi yüz metre. Elbette vadiyi inip çýkarsan kilometreyi aþar yol. Radyo sahibi de sonuna kadar açardý sesi ve her iki köye birden dinletirdi. Nezahat Bayram, Muzaffer Akgün en sevilenlerdi. Köylülerin yaþlýsý, genci her ikisine de vurgundular. Radyo o denli belirleyici ki, batý yakasýnýn imeceleri dolup taþarken doðu yakasýnýn iþleri hep geri kalýyordu. Ýnek otlatmaya da illaki o yakaya gitmek istiyorduk. Bu seçim aile bile kavga, küskünlük ve çekiþme yaratabiliyordu. Ýlçede de her kahvede yoktu radyo. Öðlen haberleri, Ýhtilaller, Dünya Kupasý maçlarý olduðunda radyolu kahve önleri miting alanýna dönüyordu. O yýl fýndýk mý bol oldu, radyo mu çok geldi maðazalara bilemiyorum? Ama Mustafa amca bir Salý akþamý elinde radyo ile döndü eve. Çatýya çýkýldý anten asýldý, radyonun kulaðý büküldü ve lambasý yandý. Çatur çutur sesleri ile ibre aranmaya baþladý. Kýzýlca kýyamet koptu evde. Haberi alan mahalleli, Mustafa amcanýn eþiði önünde toplanýp ol aný beklemeye koyuldular; radyo sesini duyunca içeri doluþtular. Evin içi doldu týkýþ, radyoyu görebilenlerde ayrý bir keyif, sanki göz gözeler. Hepsi birden kulak kesilmiþler, Nezahat Bayram’ý , Muzaffer Akgün’ü bekliyorlardý ama nafile. O zamanlar radyo yayýnlarý belirli saatlerde yapýlýyor, devletin olanaklarý da yurttaþýndan çok deðil yani. Zenginler de henüz semirmemiþ. Oradan buradan týrtýklama aþamasýndalar, zar zor geçiniyorlar; çok kazanmanýn yolunu, yöntemini öðrenmemiþler henüz. Derken bir türkü yakalýyorlar. Ýbre bir iki saða sola gidip geldikten ve ses netleþtikten sonra sabitlenir. Sabýrsýz, sessiz sedasýz, derin bir huþu içine girerler. Kehanette belirtildiði üzere, demir dil verip söylemeye baþlar.. Türkü biter ve bir ses “Mustafa Geceyatmaz’dan türküler dinlediniz” der. Bu ses, içi cayýr cayýr yanan Gülüþan ninenin tepesine kaynar sular boþaltýr. “Oðlan, bu yýlki fýndýðýn parasýný gitmiþ külek kadar andýra yatýrmýþ” diye söylenip durmaktadýr zaten. Bu kez dýþa vurur biçareleðini, sessizliðin içine doðru fýsýldar yorgun, yoksul sesiyle; “Mustafa, aldý bizim delinin yedi yüz lirasýný, gece de yatmaz, gündüz de” der.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Murat M. UÐURLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |