..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > ihsan alaittin bilgen




27 Mart 2005
"Sandýk Sandýklar Ýçiinde Sandýðýýmýz Vaar... ""  
Ardýna takýlýp gelen ikizleri ölü doðmuþ olsa da: Sonuçta O, bir liderdi.

ihsan alaittin bilgen


Eski bir öykünün dayanamayýp zamane uymuþ hali.


:BEID:
”Sandýk Sandýklar Ýçiinde Sandýðýýmýz Vaar...”

Ardýna takýlýp gelen ikizleri ölü doðmuþ olsa da: Sonuçta O, bir liderdi. Doðuþtan lider doðan bebelerin, ebeleri, doðurttuðu cevanla ilgili kehanette bulunurlar. Ebesi, kýçýný tokatlamak için ayaklarýndan tutup kaldýrdýðýnda, malum sývýlarla kaplý, deveci armudu gibi yamru yumru kafasýna bakýp; onun için þu kehanette bulundu:
“Bu oðlan tavþan dudak… Tavþan dudaklýlar sahipsiz sürü bulup güderse Yavuz, bulamadý mý? Diþ gösterir, sürüye dalar Yavýz olur.”

Mübarek üçaylarýn baþýydý. Mecburen adýný doðduðu aydan aldý. Dedesine göbek adýný koymak kaldý. Dede, anasý ve babasýndan gönüllerinden geçen isimleri sordu. Biraz anasýnýn istediði Tayyar, biraz babasýnýn istediði Þuayyip adýndan aldý; torununa: Bir zamanlar, Beyoðlu pavyonlarýnda ardýndan koþturup, durduðu Oryantal dansözün adýný andýrýr. Alelacayip bir göbek adý koydu.

Dükkânda elaltý iþi gören çýraðýndan olmamak için babasý onu, akranlarýndan iki yýl geç okula yazdýrdý. Ona göre hava hoþtu. Yeter ki izinli olduðu pazar günleri Kulaksýz mezarlýðýnda yaptýðý çift kale maçlara iliþmesinler. Kaleden, sol-açýða, sol-açýktan da hep hayalini kurduðu sað-açýk mevkiine terfi etmiþti.
Gol mü? Al gülüm,
ver gülüm.
Sen, þekerden haber ver
bir golde fazladan yerim.
Gol pasý kapmasýnýn tek nedeni maç öncesi dükkandan cebine külah külah doldurduðu leblebi
þekerleri miydi? Elbette hayýr. Babasý, bakkalý ona emanet edipte Mýsýr Çarþýsýna alýþveriþe gittiðinde, arkadaþlarýnýn içinden artist resimleri çýkan çikletleri kurcalamalarýna izin verir; kendilerinde olmayan artist resimleriyle ellerindeki fazla resimleri deðiþtirmelerine ses çýkarmazdý. Arkadaþlarý, bu iyiliðinin altýnda kalmak istemezlerdi. Koyunu postundan ayýrýr gibi titizlikle ikiye ayýrdýklarý az bulunur bir artist resmini; ayný þekilde ayýrdýklarý bir baþka artist resminin arkasýna yapýþtýrýrlar. Böylece iki çiklette bir çýkan; Kenan Pars’ýn ön yüzünü, Yýlmaz Güney’in resmi arkasýna; Yýlmaz Güney yazan yüzün arkasýna da Kenan Pars’ýn resmini yapýþtýrýp elde ettikleri resimlerin sadece bir tanesi karþýlýðýnda, sýký bir pazarlýk sonucu zor ikna olmuþ pozlarýyla, ondan tam takýma yakýn artist resmi kaparlardý. Bu önü Yýlmaz, arkasý Kenan kartlarýn tersini çevirdiðinde kandýrýldýðýný anlamaz mýydý? Anlamaz olur mu? Zoka yutmuþ gibi yerinden fýrlar, kandýracak kendinden koyun akýllý birini bulmak için mahalleyi arþýnlar dururdu. Bulur muydu? Bulmasa bu makamlara gelir miydi?

Ýþin kuralý bu. Kandýrdýðýn eþþeðin boynundan iltifat torbasýný eksik etmeyeceksin. Arkadaþlarýnýn oðlu hakkýnda bu türden iltifatlarýna þahit olan babasý :
”Bizim oðlan ilerde çok büyük adam, olacak haným çok büyük”, der.
Kaç leblebi þekeri, kaç gazoza mal olduðunu bilmeden oðluyla gurur duyardý.

Ama Allahý var. Yediði kazýklar giriþimci yanýný geliþtirmiþti Tavþan Dudaðýn. Bakkal dükkânlarýnýn önündeki boþ kasalar, yaz akþamlarý askeri tersaneden çýkan iþçilerin koyu renk þiþelerden
bira içip, ekmek arasý köfte, yerfýstýðý atýþtýrdýðý açýk hava birahanesine dönüþürdü. Ýçkiye takýlan tersane iþçileri, bazen bir kangal sucuk, bir kalýp beyaz peynir bazen de yaz lokumu dedikleri koltuk altlarýna vurduklarý kocaman bir karpuzla evlerinin yolunu tutarlardý. Kapanýþa yakýn babasý köfte mangalýnýn üstüne bir kaç halka sucuk atar: “Nefislere eziyet, cüzdana afiyet”, bu sayede fazladan yapýlan bu satýþlardan gelen parayý yastýkaltý fonuna atardý. Lafý kestirmeden etmek gerek yazboyunca gündüzler ayna, akþamlar çalçal oyna geçerdi.

Dükkanýn gündüz cirosunu arttýrmak için iþbaþýndaki tersane iþçilerine buz dolu kovalarla portakallý gazoz servisi yapmayý akýl ettiðinde tavþan dudak, henüz ilkokul üçten dörde geçmek için yaz günü postekisi sayýyordu. Sýnýr tanýmaz giriþimciliði ve talebe göre þerbet verme becerisi gazozlarýn içine bir parmak votka ilave etmeye dek götürmüþtü onu. Tersane iþçilerinin, normaliyle karýþmamasý için baþlangýçta ‘‘ver bir takviyeli’’, diye istedikleri bu kafa yapýcý gazozlarýn adý, fabrika yönetimi durumu çaktýðýndan,‘‘takiyeli’’ olarak deðiþtirilmiþti.

Ne yazýk ki babasýnýn sermayesi, onun yaþam tecrübelerinin üst üste yýðýlmasýndan ibaret giriþimci ruhunu besleyecek denli büyük deðildi. Erkenden fýþkýran býyýklarý tavþan dudaklarýný örtmeye baþladýðý yýl, babasý, onu: Ýstanbul’un Ýstanbul olmaktan çýktýðý semtlerinden birindeki Yalan-Kâtip Lisesine yazdýrdý. Semtin kulaðý kesik kedilerine sermaye ihracý kesilmiþti.
Ebesinin onu doðurturken sözünü ettiði sürünün izini yeni okulunda bulur gibi oldu. Kasabalarýndan henüz kopmuþ gelmiþ ‘kopilleri’, Kulaksýz mezarlýðýnda öðrendiði numaralarla mat etmesi iþten bile deðildi.
’’Babayý gördünüz mü?’’, diye ortaya bir laf atar.
’’Yýlmaz Güney’in mi? Marlon Brando’nun mu? Baba’sýný’’, diye atlayan lapinlere, gevrek gevrek gülüp:
‘‘Siz hangisininkini gördüyseniz onu anlatýn’’, der; gülüp geçerdi.      

Bu yýllarda edindiði arkadaþlarý sayesinde: Kalorifer radyatörü arasýnda pastýrmalý-pekmezli tost yapmayý; Çýrpýcý çayýrýnda sazlý sözlü mangal sefalarýnda kebap yellemesini öðrendi. Çevredeki hazýr giyim atölyelerinden üçe kapattýðý defolu paçalý donlarý ‘‘Ýslami usullere göre biçilmiþtir.’’ ayaðýyla okul arkadaþlarýna beþe satmayý da bu yýllarda öðrendi. Tavýný geçirdiði için iyi tost yapamasa; közü geçirmeden, kebabý yelleyemese; defolu donlarýn, az defolusunu seçemese de.
Tost da yaptý. Don da sattý. Belki, mangal partilerinde gazel okuyamadý. Ama þeker kâðýtlarýnýn arkasýna basýlý manileri pörtlek gözlerini sýnýf tavanýna dikerek acýklý bir sesle okumayý o yýllarda öðrendi.
Hakkýný yemeyelim. Bakýrköy Ahýr Sinemasý çýkýþýnda; arkadaþlarýyla gittiði ’zaruret hamamýnda’ , göbek taþý üstünde onu yakalayan ilham perisi sayesinde:
‘‘Þu kurnalar yalaðýmýz
Hamam tasý bardaðýmýz’’, diye daha özgün þiirler döktürdüðü de oldu.

Sesinin bedliðinden mi? Tasýnýn, kurnasýnýn elinden gitmesinden kaygýlandýðýndan mý? Bilinmez. Þiiri duyan hamamcý:
‘‘Aha bunlarda bizim silahýmýz’’, demiþ; takunyayý kafasýna indirmiþ; onu etek týraþ odasýna hapsetmiþti. Bu olay onun doðuþtan varolan giriþimci ve deðiþimci vasýflarýný biledi. Etek týraþ odasý serindi. Takunya indirilen baþý aðrýyor.Üþüyordu. Onu odadan çýkarmaya gelen iri yarý hamamcýyý, peþtimalinden çekiþtirip:
''Þiirimin sonunu dinlemedin be abi’’, dedi.
Çekiþtirdiði peþtamel elinde kalmýþ; gördüðü manzaradan etkilenmiþti. Utangaç bir ses tonuyla ekledi:
''Hamamcýnýn böylesine
Feda olsun çanaðýmýz.’’
Onun etek týraþ odasýndan çýkmasýný heyecanla bekleyen arkadaþlarýnýn yanýna döndüðünde, yetiþtiði semte özgün duruþunu alýp; arkadaþlarýna dönmüþ; kararlý, taviz vermez, dünyaya meydan okuyan bir ses tonuyla:
     
''Teslim olmak yok... Deðiþmeye karar verdim... Bu iþler el tasýyla hamama girmekle olmuyor. Hamam eski, tas ayný olsa da arada bir kalay gerekiyor.'', demiþti.
     
Arkadaþlarý, sözlerindeki derin felsefi anlamý çözemeseler de onun bu sözlerini kulaktan kulaða dolaþtýrdýlar. Bu kendinden emin, cesurca söylenmiþ sözlerin ardýnda yükselmek için her þeyi feda etmeðe hazýr bir yüreðin yattýðýný biliyorlardý!

O günden sonra bizim Tavþan Dudaðýn ‘yürü kulum, ye kürküm’ devri baþladý. O gün hamamcýdan nasýl týrstýðýndan da; çýkýþta ettiði hamaset yüklü laflarýndan da bahsedilse sonuçta gündemi o doldurdu. Çoban olmak için feda etmeyeceði koyun yoktu. Koyunlarsa her zaman olduklarýndan daha bir koyundular. Ünlü Çoban Sülü tedavülden kalkalý beri gönüllerince bir çobanýn önderliðinde ardýna takýldýklarý arkadaþlarýnýn kuyruklarýna burunlarý dayayýp güven içinde yol almayý özlemiþlerdi.

Malumdan, muamma çýkmaz. Tavþan Dudaðýn, hangi elçilik kokteylinde aldýðý sunumlar sonrasý: ‘Oyma akýl, koyma akýl’ yollara düþtüðünü; hýzýný alamayýp, ardý sýra düþenleri nasýl sýnýr ötesi maceralara sürüklemeye niyetlendiðini, anlatmayacaðým.
Medya patronlarýnýn ona biçtiði yeni imaja uymadýðý için, kazýtýp atmak zorunda kaldýðý býyýklarýnýn ardýndan, aynada sýrýtan yýrtýk dudaklarýný...Uzun süre aradan sonra ilk kez aynada gördüðü yýrtýk dudaklarýna bakarken, dolgun yanaklarýndan süzülen yaþlarý... Bu yaþlarýn ardýnda yatan kiþisel dramýný da sizlere anlatacak deðilim.

Aslýna bakarsanýz bu öykünün sonunu getirmeye de niyetli deðilim. Bu tür öykülerin modasýnýn geçtiðini; tek ve en sadýk okurlarýnýn tazminat avcýlarý olduðunu biliyorum. Býrakalým bu öykünün sonunu onun ardýna takýlýp, giden koyunlar belirlesin.

Býyýklarýnýn gizlediði yýrtýk dudaklarýnýn görülmesiyle týlsým bozulur. Tavþan Dudak:
’’Yalan –Kâtip’ten sýra arkadaþýnýn pastýrma fabrikasýnda, eski güzel günler hatýrýna güç bela bulduðu gece bekçiliði iþine kapaðý atar. Ömrünün kalan yýllarýný sertçe düþmüþ pastýrmalarý attýðý nutuklarla yumuþatmaya çalýþarak geçirir’’,
diyen koyunlardansanýz: Güldübür boþluk, 02’e...

’’Bir zamanlar, birlikte defolu don ticareti yaptýðý arkadaþýnýn, kurduðu iç giyim fabrikasýnda: iþe baþlar; zamana uyup, G-ring brande manager’lýða (Çatal örter -don ürün müdürü.) dek yükselir’’,
diyenlerdenseniz: Defolu don boþluk, 01’e...

Yok. ''Bu sonlar bizi açmaz, Tavþan Dudaðýn, deðiþimci ve geliþimci ruhu sýnýr tanýmaz; Yeni imajýyla, karizmasýný katlar. Yürü kulum ye kürküm devrininin, saltanatýný kuþaktan kuþaða sürdürüp durur.’’, diyen Özkoyun Turizmin Sayýn Yolcularýndansanýz.
Burasý Türkiye boþluk, 00’a
SMS yollayýn. Yolumuzu bulalým.

Hamamcýya da tasýna da, tasýný kurnasýný kapmaya kalkana da diyorsanýz:
”Sandýk sandýklar içiinde sandýðýýmýz vaar...” þarkýsý ve eþliðinde sandýk baþýna.
                                                   
Ýstanbul / 2007








Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn halk öyküleri kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Homa Kuþu'nun Seçimi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þöhretli Yazar Olmanýn Formülü
Dýþardakiler
Aynan Benim...
Botlar
Þeytanmerdiveni
Pijamalarýn Yok Mu?
Gece
Bildik Bir Öykü
Yitik Bir Cumartesi Gecesi
Havlu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýr'ýn Merkezine Seyahat [Roman]
Kutu Kutu Pense Kýsmetim Neyse [Deneme]


ihsan alaittin bilgen kimdir?

Yaþam denizinin kýyýsýnda taþ kaydýrýrken derinliklerinden gelen kokusunu içinize çekemezsiniz. Her seferinde biraz daha derinlerden gelen kokusunu duymak için ilerilere açýldým. Her seferinde yeni acýlar, hazlar tattým. Acýlarý, ''yaþadým ya, bu da bir þey'' ibmiginden geçirip katlanýr kýldým. Nerede ve ne þartta olursa olsun gülmeyi unutmadým. Gülümsetmeyi denedim.

Etkilendiði Yazarlar:
Haldun Taner,Nazým Hikmet,Volter,Victor Hugo


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ihsan alaittin bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.