"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Evet, Ýstanbul’u ne kadar özlemiþim... Boþ bir günüm vardý. Arabaya binmiþ Antalya dýþýna çýkýp Kaþ’a ya da Demre’ye doðru gitmeyi planlýyordum. Tam Falez Otelin olduðu yerde trafik týkandý ve telefonum çaldý. Eski iþime geri dönmem isteniyordu, teklif fena deðil harikaydý. Ýzmir’e gidecektim, Kuþadasý çýkýþlý operasyonda çalýþacak ve Anadolu turlarýma da bir müddet sonra kavuþacak, bu sayede zaman zaman Ýstanbul’a uðrayabilecektim. Ýstediðim bu deðil miydi? Bu muydu? Boðazýma bir þeyler düðümlendi. Gözüme yaþlar birikti. Trafiðin týkanýklýðýndan istifade hesap yaptým, ölçtüm biçtim... Kalbim sýzladý, yazmaz olaydým o yazýyý... Ne yapmýþtým ben? Sanki evrenlere ‘kurtarýn beni buralardan’ mesajý mý vermiþtim? Olamaz. Kalbimi aradým, içine bakýp karar verecektim. Boðazýmý düðümleyenin kalbim olduðunu anladým. Trafik açýlýr gibi oldu. Demre’ye ya da Kaþ’a... Hayýr, kavþaktan geri dönüp þirketin yolunu tuttum. Serde dürüstlük var ya, etik kavramlar var ya, iþ ahlaký falan filan. Doðrucu Davutluk var ya, kazýk atamam ya. Ýçim burkuluyor, bir þeyler içimi oyuyor. Bekliyorum patronla konuþmak için. ‘Hayýr, olmaz’ derse kalacaðým. Býrakamam Antalya’yý... Telefonum çalýyor. Tesadüfler hazýrlanmýþ ortamdýr derler. Telefonun ucundaki kiþi belki de pek çok þeyi belirlememi saðlayacak. Son zamanlarda kafamý karýþtýran bu kiþi konuþma esnasýnda beynimin netlik kazanmasýna sebep oluyor ve ilk ona söylüyorum: ‘Ben gidiyorum!’ Üzülüyor. Ya ben? Bunu söylemek öyle zor ki. Ýçimi burkan þey oyuyor þimdi içimi, oyuyor. Ama mantýðýma öncelik tanýyorum ve doðru olaný yapmaya karar veriyorum: Ne pahasýna olursa olsun gideceðim! Konuþuyor, her þeyi anlatýyor, karþý tarafý da dinliyor ve son sözümü söylüyorum: ‘Kalbimi burada býrakýyorum, ama mutsuzum. Ben gidiyorum.’ Otele gidip bir buçuk aydýr yayýldýðým ve çok sevdiðim odamý bir saatte topluyor, kiraladýðým arabayý teslim edip son uçakla Ýstanbul’a gidiyorum. Hava çok soðuk Ýstanbul’da diyorlar, ben neredeyse yaz ortasý kýyafetleriyle... Uçaðýn kapýsýndan çýkar çýkmaz yüzüme çarpan buz gibi havayý içime çekiyor, her hücremde hissediyorum. ‘Seviyorum seni Ýstanbul. Bana bir sen yararsýn. Benim senden baþka yarim yok!’ Saatleri sayarsan tam üç gün bile sayýlmayacak bir Ýstanbul kaçamaðý. Yapmam gereken resmi iþler sebebiyle (rehberlik vizesi vs) ne yazýk ki tadý damaðýmda kalan Ýstanbul. Yapmak için yanýp tutuþtuðum ama vakitsizlik nedeniyle yetiþtiremediðim pek çok baþka þey. Ama son gün çok sýkýþýk bir programým olmasýna raðmen gene de geçmek bilmeyen saatler. Bazen aný doya doya yaþarsanýz saatlerin, dakikalarýn geçmek bilmediðini fark ettiniz mi? Uçmaya saatler kala Sarýyer tepelerinde Hilde restoranda peynir, beyaz þarap kaçamaðý. Sonra da aklýmýn bir köþesine takýlýp kalan Ýstanbul ýþýðý, hani o gün batmadan önceki son kýþ renkleri. Sonra gene Ýzmir, gene yeni bir grup, gene yerleþilen bir otel (ama bu sefer Pamucak’ta), gene kiralanan bir araba. Bu sefer en azýndan rehberlikten zevk alma þansý, Efes var, Ýzmir var, Þirince var, Priene – Milet – Didim var. Ben þimdi caným her istediðinde Þirince’de Greek House’da yemek yiyebileceðim, Notion ad Claros’a gidip sahilde dolaþacak Çile köyü gezip size orayý anlatacaðým. Þirince’de þarap iþini iyice ilerlettiler. Ben hepsini beðeniyorum ama serde dostluk da var tabii, bu yüzden hep Dereli’de þarap tadýmý yapar ve onlarýn Öküzgözü þaraplarýndan alýrým. Meyve þaraplarý sevenlere tavsiyemdir, ama üzüm þaraplarýnda ödüllüdür Dereli Kaplankaya þaraplarý. Ekmeði meþhurdur Þirince’nin. Selçuk’ta bekler herkes Þirinceden ekmek gelmesini. Benim damak tadýma tam uymasa da, Kuzey Ege’ninki kadar olmasa da, zeytinyaðý da gayet iyidir. Selçuk’tan da Kýrýtaklar’dan Ýzmir tulumu ve diðer peynirlerden alýn. Ziyafete bak! Tam bir Ege þöleni... Þarap, peynir, ekmek ve zeytinyaðý... Daha ne ister insan? Pamucak sahilinden günbatýmýný seyredin. Ne de olsa Türkiye’nin en batý noktalarýndan birindesiniz. Artemis Tapýnaðý’ný, Efes’i, St. Jean’ý, Ýsabey Camiini, Efes Müzesi’ni, Meryemana Evi’ni gezin. Þirince’ye hafta arasý gitmeye bakýn, yoksa kalabalýktan zevk alamazsýnýz. Þirince’nin hala bozulmamýþ bir dokusu, mimarisi (bazýlarýna raðmen) var. Tadýný çýkartýn. Ben þimdi hem çalýþýp hem de buralarýn tadýný çýkartmaya ve bunlarý size anlatmaya çalýþacaðým. Araya giren mesafeyi telefon görüþmeleri, mesajlar ve Pamukkale’deki kýsa anlara sýðdýrmaya çalýþarak, ne yazýk ki Menders Türel’li billboardlarýn olmadýðý, çok sevdiðim bir yerdeyim ama gene gurbetteyim, gene bir baþýmayým... Ah be Kýraç ne söyledin þu þarkýyý? Kronik hale geldi bu bende. Kadere bak! Gurbet dediðim Antalya’ya kalbimi býraktýrýp evim saydýðým Ege’yi bile gurbet etti.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |