..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Meaglin Ancalime




5 Mayýs 2005
Karga  
Hayalet hep oradaydý.

Meaglin Ancalime


The Crow filmi ile ilgili bir eski tarih hikayesi yazmak istedim. Umarým beðenirsiniz.


:AIBA:

O gün her zaman ki gülerden farklý deðildi, ayný puslu hava, ayný yoz suratlar, ayný kanunsuzluk. Adam, akan nehrin kenarýndan yavaþça yürüyordu, aklýnda binbir türlü tilki dolaþýyor, hiçbirinin kuyruðu öbürüne dokunmuyordu. Býkmýþtý bu þehirden, býkmýþtý bu pislik yaþamdan ama hayatýna son verecek cesareti yoktu, birisi onun yerine bunu yapana kadar biteceði de yoktu. Kendisine itiraf edemese de bu pislik, ona huzur veriyordu, kendi sefil yaþamýný güzel yerlerde devam ettiremezdi, kendisi gibi olanlarýn arasýnda ancak huzur bulabiliyordu. Sýradan hayatýný devam ettirecek kadar para kazanýyordu, karýþaný arayaný yoktu, yalnýzlýk onun hayatý olmuþtu, bundan vazgeçemezdi.

Nerden geldiði belli olmayan bir þey bacaðýna saplandý, acý yoktu, ilk baþta acýmazdý, sonradan katmerli gelirdi namussuz sýzý. Bir el omzunu yakaladý ve yere doðru itti, sakat bacaðý iflas ederek yere yýkýldý, gözünün önünde bir çift parlak deri çizme belirdi. Ayný anda bir bastonun sivri ucu topraða çakýldý, sýrt üstü dönerek saldýrgana baktý, görebildiði kadarýyla adam fazla uzun deðildi ama yapýlýydý, dönemin moda elbiselerini giyiyordu, parmaðýnda ki altýn yüzükler gözleriyle ayný ýþýðý yansýtýyordu. Þapkasýný çýkardý ve yere attý, sarýmsý uzun dalgalý saçlarý omzuna döküldü.

“Bu bastonlarý seviyorum” elini bastonun tepe kýsmýndaki yuvarlak kristale dokundurdu, “parçalamak için yaratýlmýþlar.” Adamýn suratýnda sadistçe bir gülümseme belirdi, hemen baþýnýn üstünden uçan bir karga dikkatini daðýttý, simsiyah kuþ gaklayarak karþýdaki aðacýn dalýna konup olan biteni izlemeye baþladý. “Merhaba minik güvercin” sesinde insanýnýn kanýný donduran bir delilik havasý vardý. “Bu gün þanslýsýn, keyifli bir manzara izleyeceksin” yerdeki adama doðru göz kýrptý, “ardýndan ise ziyafet.” Hemen sözlerin bitiminde kristal tepeli bastonu adamýn sol bacaðýna indirdi, kýrýlan kemiklerin iðrenç sesi adamýn kahkasý ile gölgelenmiþti. Gabriel’in aðzýnda tek bir acý mýrýltýsý çýkmamýþtý, keskin gözlerini adama dikmiþ nefret kusuyordu. Kurbanýn dirayeti katili kýzdýrmýþtý, sopayý bu sefer öbür bacaða indirdi, kurbandan aldýðý bir acý çýðlýðý keyfini yerine getirmiþti.

Gabriel gözlerini katile dikti “Söyle bana” kelimeleri neredeyse tükürerek söylemiþti, “ne istiyorsun benden,” Katil yavaþça yanýna dizlerinin üzerine çöktü, elini Gabriel’in saçlarýna koydu, “her þeyde sebep arama müstakbel ölü dostum.” Hýzla ayaða kalkýp sopayý olanca gücüyle yerdeki zavallýnýn karnýna indirdi, soluðu kesilen Gabriel yana döndü, nefes almak için çýrpýnýyordu. “Bu benim sadistçe bir keyfim.” Sopanýn kanlý kristalini avucunda gezdirdi, “siz sefillerinin yaþamak için bir nedeniniz yok, ölseniz kimin umurun da?” sorusunu yine kendisi cevapladý “hiç kimsenin.” Yanýtla beraber yana dönen adamýn sýrtýna bir darbe daha indirdi. Karga zaferle bir çýðlý koyuverdi, kanatlarýný açýp kapayarak tezahüratta bulunuyordu, Gabriel’in içi nefretle doluydu, beynini kaplayan korkunç acýlar bile gölgeleyemiyordu bu uçsuz bucaksýz nefreti. “Seni orospu çocuðu” kenetlenmiþ diþleri arasýndan sýzlandý yaralý adam, “hadi ama dostum daha iyisini söyleyebilirsin,” sopa acýmasýzca adamýn sýrtýna bir kez daha indi.

Gabril’in gözlerinde ölümün perdesi yavaþ yavaþ kapanýyordu, “bana…. adýný söyle” sözcükleri zar zor birleþtirmeyi baþardý. Katil birisinin duymasýndan korkarmýþ gibi sessizce fýsýldadý, “adým, Jhon” sopayý baþýnýn üstüne kaldýrdý, boþtaki eliyle Gabriel’e bir hoþcakal iþareti yaptý, iki eliyle sopayý tutup tüm gücüyle yerdeki adamýn suratýna indirdi, daðýlan kan ve surat parçalarý etrafa saçýldý. Katil tatmin olmuþ bir þekilde arkasýndaki yere attýðý þapkayý aldý ve karanlýðýn içine doðru yürümeye baþladý.

Ýnen son darbenin etkisiyle Gabriel’in þuuru kapandý, perdeler kapanmýþtý, oyun sona ermiþti, aðaçtaki karga havada sessizce çýrptýðý kanatlarýyla adamýn baþucuna kondu. Serin hava yerdeki yaralýnýn parçalanmýþ yüzünü hafice okþayýp nehir aþaðý yol aldý, Gabriel saðlam tek gözünü açarak kuþa baktý, karganýn gözlerinde garip bir hüzün okunuyordu. “R Ruhumu sana…. emanet ediyorum, ben geri dönene kadar,” Karga adamýn yüzünden bir damla kan içerek baþýný göðe kaldýrdý, ayný anda adamda son nefesini vermiþti. Karga güçlü kanatlarýyla göðe yükselirken ceset, soðuk toprakta öylece yatmaktaydý. Londranýn puslu bir gecesi de böylece sona erdi.


Yaðmur hiç dinmeyecekmiþ gibi üç gündür aralýksýz yaðýyor, ortalýðý beyaza boyayan sis ise tüm algýlarý söndürüyordu. Düþen yýldýrýmlar þehirde yüzlerce yangýn çýkarmýþ, binlerce kiþiyi evsiz býrakmýþtý. Londranýn karanlýk puslu caddeleri, çakan þimþeklerle gündüz gibi aydýnlanmýþtý.

Yaþlý adam elinde bastonu aðýr aksak ilerlemekteydi mezarlýðýn içlerinde, çoðu kiþinin geceleyin gitmeye cesaret edemediði bu yerde, dilinde bir ýslýk usul usul yürüyordu. Yýkýlmaya bel vermiþ eski bir kabir taþýnýn yanýnda durdu, elini sert taþa koydu, “Eski dostum Marven, öleli yirmi sekiz sene oldu ama hala kurtulmak için uðraþýyorsun, seni takdir ediyorum” Eliyle bir kutsal iþaret yaptý ve devam etti konuþmaya. “ O soðuk mezardan asla çýkamayacaksýn.” Havayý yaran kanat sesleri eþliðinde simsiyah bir karga adamýn omzuna kondu, yaþlý kiþi kuþun gagasýna bir þekerleme sýkýþtýrdý. “Bu gün nasýlsýn evlat,” þefkatle elini karganýn tüylü kafasýnda gezdirdi, “geri gelmesi gereken hazýr mý,” karga kulaklarý yýrtan bir gaklamayla mezarlýðý uyandýrdý.

Çýðlýk ilk önce çok uzaklardan çalýndý kulaklarýna, giderek yaklaþtý ve yaklaþtý, gözlerini açan Gabriel, ilk baþta karanlýktan hiçbir þey göremedi, nerde olduðunu bilemeyerek deliler gibi tabutu yumruklamaya baþladý. Çýðlýklar giderek yaklaþýyordu, korkunç anýlar aklýna iþkence ederken karanlýk zindanýnda çýkmak için köþeye sýkýþmýþ kuþlar misali çýrpýnýyordu. Bir an sakinliðini saðlayabildi, düþünceler, karanlýk hoþ olmayan anýlar artýk atmayan kalbini doldurdu, þimdi aklýnda tek bir düþünce vardý, “geri döndüm.”

Yaþlý adam öylesine yapýldýðý her halinden belli olan mezarýn iki metre ötesinde durdu, gecenin kör karanlýðýnda görmeye alýþtýðý gözleriyle sabýrsýzlýkla izliyordu. Karga son bir gaklamadan sonra mezarlýðý sessiz çýðlýklarýyla yalnýz býraktý, ardýndan harap mezarýn yýkýlmak üzere olan tahta haçýnýn üzerine konarak, tahtayý gagalamaya baþladý. Yaþlý adam konuþtu, “sesime gel evlat, bitmemiþ görevini tamamla,” “tamamla ki kayýp ruhun huzura kavuþsun.” Mezarýn üzerindeki toprak yýðýný yavaþça yükselmeye baþladý, yaþlý adamýn suratýnda bir tatmin gülümsemesi belirdi, toprak yavaþ yavaþ yükseldi ve karga tam zamanýnda zýplarken üzerindeki aðýrlýðý gecenin rüzgârýna savurarak Gabriel kara göðe Tanrýlara ulaþmak istercesine yükseldi.

Her yer, beyaz bir bulanýklýk içerisinde yüzüyordu san ki. Uzun zamandýr görmeyen gözleri ýþýkla dans eden karanlýðý algýlamakta zorlandý, rüyalarýnda duyduðu sesi aramak için etrafýna bakýnarak ayaða kalktý. “Buradayým evlat” ses arkasýnda gelmiþti, hemen geriye dönüp sesin sahibiyle yüzleþti, karþýsýndakini seçmeyi baþardýðýnda epey bir süre geçmiþti.
Konuþtuðunda sesi gýrtlaktan çýkmamýþtý, “kimsin sen” yaþlý adam sakince ona baktý “benim kim olduðumu boþ ver Gabriel” dedi Gabriel tekrar sordu, “adýmý nerden biliyorsun.” “Hep ayný soru” ses býkkýndý “ben bilirim ölü kiþi, gerisi senin algýnýn ötesindedir.” Sözlerin bitiminin ardýndan arkasýný döndü ve boþ, karanlýk mezarlýkta yürümeye baþladý, ne olduðunu anlayamadan salak salak olduðu yerde duran adama döndü “takip etsene” Gabriel adamýn arkasýndan yürümeye baþladý. Bir süre sonra siyah bir gölge adamýn omzuna kondu, kanatlarýný açýp kapadý, Gabriel’in gözleri faltaþý gibi açýldý, bu gölgeyi tanýyordu. Yaþlý kiþi yýkýk bir viranenin önünde durdu, kapýyý açtý ve peþindeki adam döndü, “içeri gir” Gabriel tereddüt etmeden içeri girdi ve þaþkýnlýktan afalladý, binayý dýþardan yanlýþ görüp görmediðini merak etti. Mükemmel bir þekilde döþenmiþ bir evle karþý karþýyaydý, þöminede çýtýrdayan ateþler dans ediyor, tavandaki avizede mumlar tüm güzelliðiyle yanýyordu. Þaþkýnlýkla yaþlý adam döndü ve sorusunu yineledi, “kimsin sen ve burasý neresi” yüzünde kesif bir gülümsemeyle cevapladý adam “senin algýnýn ötesinde olduðunu söylemiþtim, gerektiði yerde cevaplarý alacaksýn.” Kapýyý kapattý ve her zamanki gibi ateþin karþýsýndaki koltuðuna oturmak için odanýn saðýna doðru yürüdü.

     Masanýn baþýnda oturmuþ birbirlerine bakýyorlardý, ilk konuþan Gabriel oldu. “Niye geri döndüm” yaþlý adamýn beyaz sakallarýnýn arasýnda hafice sýrýttý, “intikam için evlat.”
Gabriel baþýný ellerinin arasýna aldý, saçlarýný karýþtýrdý, heryaný pislik içindeydi muhteþem döþeli evle muhteþem bir tezat oluþturuyordu. “Sanýrým biraz temizlenmeye ihtiyacým var” karþýsýndaki, adýný bile bilmediði adam gürültülü bir kahkaha patlattý “Eskinin cüceleri bile senede birkaç kere yýkanýrdý evlat.” “Saðdaki odadan aþaðý kata in, soldan ilk kapý”

     Sýcak suyun mükemmel hissiyle rahatlamayý uman Gabriel korkunç bir hayal kýrýklýðýna uðradý, suyu hissedemiyordu, öylece üzerinden akýp gidiyordu masumluðun simgesi. Yaþadýðý yalnýzlýk dünyasý ona buraya ait olmadýðýný hatýrlatýyordu.

     Geriye döndüðünde adamý hala masada oturup þarap içerken buldu, karþýsýndaki masaya oturup bir kadeh de kendisine doldurdu, neyle karþýlaþacaðýný kendisini hazýrlayarak tek yudumda bitirdi kan gibi kýrmýzý þarabý. Beklentileri karþýlýksýz çýkmadý, acý sývý aðzýnda hiçbir tat býrakmadan kayýp gitti boðazýndan aþaðý, yüzüne keder dolu bir ifade oturdu. Baþýný kaldýrdýðýnda yaþlý kiþinin acýma dolu bakýþlarýyla karþýlaþtý, “Buna alýþsan iyi olur, zaten pek fazla kalmayacaksýn yaþayanlarýn arasýnda.”

     Gabriel çýtýrdayan alevin karþýsýndaki özenle yapýldýðý belli olan koltuða oturdu, ateþim sýcaklýðý hiç etkilemiyordu soðuk bedenini, ani bir hareketle ocaktaki bir köz kaptý ve avucunda sýktý. Avuçlarýný açtýðýnda köz sönmüþtü elinde ise hiçbir yara izi yoktu, ne bir acý ne bir his hiçbir þey. “Ruhun artýk bedeninde deðil, bu yüzden acý hissedemezsin ve yaralanmazsýn, doðal olarakta ölemezsin.” Sözler sessiz odada yankýlandý ve kulaklara daha korkunç bir þekilde geri döndü. “Ruhum nerede peki, cehennemde mi?”
“Hayýr, burada, yaþayanlarýn arasýndaki baðýn olan karganýn gözlerinde saklý.” “Görevin bittiðinde ruhunda ait olduðu yere gidecek.”
“Ya gitmeyi reddedersem, beni kim durdurabilecek.”
“Kendin” adamýn gözlerinde sinirli bir parýltý anlýk da olsa göründü. Gabriel görüp görmediðinden pek emin olamadý.
“Hiçbir þey hissetmiyorsun, yediklerinden tat almýyorsun, kadýnlar artýk ilgini çekemez bu halde yaþamak, sence yaþamak mýdýr.”
“Bir süre sonra artýk vücudun dayanamaz ve pes edersin, ölüm için yalvarýrsýn ama ölüm asla gelmez.” Sözlerinin bitimiyle beraber ayaða kalktý
“Bu akþamlýk bu kadar konuþma yeter Gabriel” “Ýstediðin yerde uyuyabilirsi, tabi uyuyabilirsen.” Arkasýný döndü ve hýzlý birkaç adým attý
“Benden korkmuyor musun yaþlý kiþi?” Ses histen arýndýrýlmýþ bir þekilde döküldü Gabrielin dudaklarýndan.
“Bu evde bir þeylerden korkmasý gereken birisi varsa bu ben deðilim evlat” Vahþi bir sýrýtýþla odadan çýktý, Gabriel bitmeyecek sessizliðine tekrar gömüldü.

     Çýðlýklar ardý ardýna beynin içinde patladý, tahammül sýnýrlarýnýn çok ötesinde bir þeydi bu, ölü bile olsa. Gözlerini açtý, sesler aniden kesildi, hayal görüp görmediðini merak etti, beklide uyumuþtu, neden olmasýndý ki yaþlý adam yanýlmýþ olabilirdi. Kendisini kandýrmanýn alemi yoktu, gözlerini kapatmasýnýn üstünden sadece beþ saniye geçmiþti, tüm gece ateþin karþýsýndaki koltukta oturmuþtu, bir an bile uykusu gelmemiþti o zaman az önce yaþadýklarý neydi? Hiçbir fikri yoktu.

     “Günaydýn Gabriel” ses arkasýndan bir yerlerden gelmiþti, oysa hiç ayak sesi duymamýþtý. Sesin geldiði yöne baktýðýnda adamýn yukarý kata giden merdivenin baþýnda olduðunu gördü. Daha dün orda bir merdivenin olmadýðýna yemin edebilirdi ama ne önemi vardý, burada anlayamadýðý okadar çok þey vardý ki birtanesi daha göz çýkarmazdý.
“Gün iyilikle mi geldi kötülükle mi göreceðiz.” Sesi düz ve herhangi bir týnýdan yoksundu.
“Gün, sen nasýl çaðýrýrsan öyle gelir evlat” cevap Gabriel’in yüzünde bir tebessüm býraktý.
“O zaman, kanla gelecek.” Sözler net ve açýktý.
“Göreceðiz, göreceðiz” yaþlý adam þöminenin karþýsýna Gabriel’in yanýndaki koltuða çöktü.
“Yapman gereken basit Gabriel, bunu sende biliyorsun” elini karbeyaz sakalýnda gezdirdi.
“Katilini bulacaksýn ve onu sonsuza kadar yaptýklarýnýn cezasýný çekeceði yere göndereceksin.” Gabriel konuþtu “Ya onu öldürmezsem, bunu reddedersem?” Adam þömineyi iþaret etti, yavaþça baþýný kaldýrdý ve bir þeyler mýrýldanmaya baþladý, alevler aralandý ve arasýndan bir surat belirmeye baþladý. Gabriel’in gözleri korkunun ve yaþadýðý þaþkýnlýðýn etkisiyle kocaman oldu. Bir müddet sonra ateþler arasýndaki yüz tamamen belirgin oldu ve atrafýda netleþmeye baþladý, adam, vücudunun zar zor sýðdýðý bir hücrede yere çömelmiþ korku dolu gözlerle sabit bir noktaya bakýyordu. Yüz onun yüzüydü, Gabriel’in parçalanmýþ suratýydý, tüm benliðiyle titrediðin hissetti. Görüntünün yönü deðiþti, kendi gözlerinden baktýðý ama beklide hiç göremeyeceði bir hayal izliyordu sanki. Cehennemin alevleri gözlerinde parladý, acý çeken ruhlarýn kulaklarý saðýr eden vicdanlarý parçalayan sesleri kafasýnda patladý, bir damla kan yanaklarýndan aþaðý arkasýnda kýrmýzý bir iz býrakarak süzüldü ve çenesinden yere aktý.
“Ýþte sonucu bu olur Gabriel” Yaþlý adamýn baþka bir þey söylemeye ihtiyacý yoktu, Oluþturduðu imgenin, karþýsýndaki varlýðýn varlýk merkezini parçaladýðýný ve orada ne yeþermekte ise ayaklar altýnda çiðnendiðini görmüþtü.

     Gabriel, gördüklerinin gerçekliðinden hiçbir þüphe duymuyordu, yapmasý gerekeni yapmazsa… Tanrým bunu düþünmek bile tüm benliðini sarsýyordu.
“Bunu hak etmek için ne yaptým ben” tüm gücüyle önündeki küçük masaya bir yumruk indirdi, masa binbir parçaya ayrýlarak daðýldý.
Bie el omzunu sýktý ve ayný anda melodi gibi derin bir ses soruyu cevapladý.
“Bazen hak etmediklerimizde baþýmýza gelir evlat, Tanrýnýn aklýndan geçenleri biz bilemeyiz.” “Onun her zaman bizi þaþýrtan ilginç bir planý vardýr.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aðlayan Þehrin Hikayesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kapý Kapalý
Son Mektup
Ruhum Artýk Özgür Olmak Ýstiyor
Neþe

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hep Sen [Þiir]
Bir Nefes Duman [Þiir]


Meaglin Ancalime kimdir?

Ruhunu yiyip bitiren derin çýkmaz karanlýktan kurtulmak için, içimi kaðýda döküyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Kimse.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Meaglin Ancalime, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.