Kalemin, kullandýðýn kalemin ucu sivri olacak ki yüreðine batýrdýðýnda acýlarýn en kuvvetlisini hissedebilesin. Yoksa ucu küt bir kalemle batýrýyormuþ gibi yaparak hiçbirþey duymadan, hissetmeden bu satýrlarý karalamaya çalýþýrsan; sen yazdýklarýný tekrar okuduðunda hissedeceðin yabancýlýktan ibarettir. Kim yazmýþ bunlarý? Az önce sen yazmýþtýn? Hatýrlamýyor musun? Ýþte kaleminin ucu sivri olmadan yazanlarýn en çok duyduklarý sorular bunlar. Kalem bu; sivri sivri baþlýyorsun yazmaya fakat tekrar kütleþiyor. O zaman tekrar dur ve ucu derhal sivrilt, bilesin ki sivrilik iyidir, sivrilmek daha da iyi. Pöh deyip geçme,derin sularýn en diplerinde de hazineler olabilir,doðru; ama insanlýk her zaman daðlara özenmiþ, daðlar gibi en yükseðe çýkmaya çaba harcamýþtýr. Ýnsanlýk insanlýðýný kaybetmiþtir. Bulanlara da haber verin,hükümsüzdür. Yenisini çýkartmak isteyenler bu ilaný dilekçelerine ekleyip vermelidir. Sivrilt kaleminin ucunu, yüreðin kanamadan, yüreðini kanatmadan yazamazsýn sen.
Sonra! Sonrasý iyilik güzellik. Elimden kalemi býraktýðým anda yazmayý da býrakmak geçiyor içimden. Hayýr diyorum zorlamalýsýn. Zorla güzellik olmaz ama buraya oturmak, çay içmek, etrafý seyretmek için gelmedim. Hesaplaþmalar için, kendimle hesaplaþmak için buradayým. Bu hesaplaþma son olacak. Hadi bakalým, böl, topla, çarp, çýkar, hesaplaþ kendinle. Sonunda saðlamasýný da yapacaðýz unutma.