Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Parkýn bu terkedilmiþ hali hava kötü de olsa hoþuna gitti ve eski günleri bir parça hatýrlamak hiç de fena olmazdý. Ýçeri süzülerek üzerine onlarca isim kazýnmýþ bir bankýn üzerine oturdu. Fýrtýna aðaçlarýn arasýnda daha da korkutucu bir hal alýyordu. Saða sola hýzla savrulan dallar ve yapraklar arasýnda ýslýk çalan rüzgarýn sesi sözcüklere dönüþür gibiydi. Selim, elleri ve kollarýyla canlýymýþ gibi hareket eden dallarýn muhteþem danslarýný izlerken birden cýlýz bir ses iþitti. “Hey sen” dedi biri. Etrafa bakýndý kimse yoktu. Rüzgarýn sesi herhalde diye düþünürken, ayný cýlýz ses, “üzerime basýyorsun” dedi. Selim eðilip sesin geldiði yere baktý. Yerde toprak ve çimenden baþka bir þey yoktu. “Ayaðýný kaldýrýrsan belki görebilirsin”. Selim korkuyla ayaklarýný kaldýrdý. Yuvasýna gitmekte geç kalmýþ bir karýnca kendini korumak için tor top olmuþ yerde duruyordu. Karýnca eski halini almak için gerindi. Selim onun o haline acýdý, “yardým ister misin" diye sordu. Karýnca “Diyojen’in dediði gibi gölge etme baþka ihsan istemem” diye cevap verdi. “Ýyi de seni görmemi nasýl beklersin öyle küçüksün ki”. “Bunun için gözlerini deðil yüreðini kullanman gerekirdi...” Selim özür diledi. “Benden de özür dilemelisin” dedi bir baþka ses. Bu seferki daha güçlüydü. Selim þaþýrdý, konuþan yanýnda yükselen kavak aðacýydý. Dallarýyla gövdesine kazýnmýþ kalp þeklini iþaret ediyordu. Ýçinde iki tane iç içe S harfinin bulunduðu bir kalp resmi. “Hatýrladýn mý?” Simten ve Selim. Lisede aþýk olduðu kývýrcýk sarý saçlý kýzýn ismi ile kendi isminin baþ harfleriydi. Unutulmuþ uzak günler ama hatýrladý Selim. Aðaç devam etti, “bunlarý býçaðýnýn sivri ucuyla bedenime kazýrken canýmý öyle yaktýn ki, acýyla baðýran sesime kulak týkadýn, gözlerimden süzülüp akan yaþlarý görmezliðe geldin”. Selim, “ama nasýl duyabilirdim ki” diyecek oldu. Sonra karýncanýn sözleri aklýna geldi. Tam kavak aðacýndan da özür dileyecekti ki, bir baþka ses duyuldu. Ýnce, kibar bir sesti bu. Konuþan bir iðde aðacýydý. O da özür bekliyordu kendisinden. Yýllar önce annesi için kopardýðý çiçek açmýþ dallarýnýn hesabýný soruyordu. “Oysa ben” dedi iðde aðacý, “yalnýz dostlar için, beni sevenler için tüm kýþ boyu içimde sakladýðým güzellikleri, çevreme yaþama zevki vermek, dünyanýn her þeye raðmen yaþanmaya deðer olduðunu göstermek için paylaþýyorum. Peki sen ne yaptýn beni incittin, yalnýzca birkaç gün odan güzel koksun diye çiçekli dallarýmý tüm direnmelerime raðmen hoyratça kopardýn, dostlarýmý günlerce sürecek güzel kokulardan mahrum ettin”. Selim ne diyeceðini bilemiyordu. Bahsettiði iðdeleri ne zaman kopardýðýný bile hatýrlamýyordu. Annesi öleli on yýl olmuþ, demek ki bahsettiði olayýn üzerinden en az bir on yýl geçmiþti. Selim aðaçlarýn bir hafýzasý olduðunu hiç bilmiyordu. Kavak aðacýndan da, iðde aðacýndan da özür diledi. Bu arada fýrtýna þiddetini artýrmýþ, çöp tenekesi olduðu halde saygýsýzca oraya buraya fýrlatýlmýþ poþetler ve çöpler Selim’in etrafýna öbek öbek yýðýlmýþtý. Çöp daðlarýna takýlan gözlerini yukarý kaldýrdýðýnda, fýrtýna öncesi çatýlarýn saçaklarýna gizlenmiþ kuþlarýn, kedi ve köpeklerle birlikte çevresini sarmýþ olduðunu fark etti. Kuþlar çevresinde bir çember oluþturmuþ sürekli kanat çýrpýyorlardý. Kuþlardan birisi konuþtu. “Merhaba Selim, arkadaþlarýn sana böyle sesleniyorlardý deðil mi... Selim ?” Bunlar her yerde rastlanabilen sýradan güvercinlerdi. “Hala sapanlarýn duruyor mu” diye sordu en yaþlý olaný? Ýlk okulda amcasýnýn yaptýðý sapaný hatýrladý Selim. Onunla kuþlarý az hedeflememiþti. Bunlar o güvercinler miydi acaba, üzerinden belki de otuz yýl geçmiþ olmalýydý. Oysa kuþlar en fazla on, bilemedin on beþ yýl yaþamazlar mýydý? Kedilerden biri, týrnaklarýný göstererek diþlerinin arasýnda týsladý. Kuyruðu yoktu bu kedinin. Oturduðu bank fýrtýnadan sarsýlýr gibi oldu. Aslýnda bankýn hareketi fýrtýnadan deðildi. Yaslandýðý arkalýk her iki yanýndan kendisini hareket edemeyecek þekilde sýkýca kavramýþtý. Selim çýrpýndýkça etrafýndaki çember daha da daralýyordu. “Ama bu haksýzlýk” dedi. “Yýllar önce olup bitmiþ iþler için herhalde beni cezalandýrmaya kalkmayacaksýnýz. Üstelik hepinizden de özür diledim.” Yaþadýklarý ancak düþlerde görülebilecek türden þeylerdi. Rüya görüyordu herhalde. Korkmasýna gerek yoktu. Nasýl olsa birazdan uyanacaktý. Kulaðý kesik bir köpek “çevrenizdeki her þeyi yok ettiniz” dedi. “Bir tek bizler kaldýk sizlerle yaþayan. Bizleri de yok etmek için elinizden geleni yapýyorsunuz.” Diþlerini gýcýrdatarak Selim’e doðru iyice yaklaþtý. Selim köpeðin aksayan bacaðýný fark etti. “Biliyor musun, bana arabasýyla çarpan adam dönüp de neye çarptýðýna bakma gereðini bile duymadý. Varlýðýnýzýn dýþýnda hiçbir þeyin önemi yok. Bu Dünya yalnýzca size aitmiþ gibi yaþýyorsunuz. Sizler için yaptýðýmýz fedakarlýklarý fark edemeyecek kadar da bencilsiniz. Üstelik fark etmemekle kalmayýp bir de kötülük yapýyorsunuz. Sizi affetmemizi nasýl bekliyorsun söyler misin? Bize ancak mantýklý bir açýklama yapabilirsen seni serbest býrakýrýz.” Selim ayaðý aksayan köpeðin soluðunu yüzünde hissediyordu. “Belki birlikte yaþamayý öðrenebiliriz” dedi usulca, yüreði küt küt atýyordu. “Nasýl” diye güldü köpek, “birlikte yaþamak bizim de haklarýmýza saygý duymakla olur, siz insanlarýn bile birbirine saygýsý yokken hatta kendinize bile saygýnýz yokken bize nasýl saygý duymayý öðrenebilirsiniz?” Selim yardým ister gibi baþýný kaldýrýp etrafa baktý. Aniden baþlayan fýrtýna geldiði gibi birden kesilmiþti. Güneþ gizlendiði gezgin bulutlarýn arasýndan sýyrýlarak, Dünyaya gönderdiði sevgi dolu ýþýk seliyle tüm canlýlarýn yüreðini sarmalamaya baþlamýþtý yeniden. Yaþlý bir çift, torunlarýyla birlikte parkýn kapýsýndan içeri giriyordu. Kuþlar, hiçbir þey olmamýþ gibi aðaçlarýn üzerinde neþeyle cývýldýyor, sýrayla parkýn çeþmesinden damlayan suyu içmeye çalýþýyor, kuyruðu kesik bir kedi, çöp kutularýnýn etrafýnda keyifle dolanýyor, rüzgarýn hafif esintisiyle kýpýrdayan iðde ve kavak aðaçlarýnýn yapraklarý þarký söyler gibi kendi aralarýnda fýsýldaþýyorlardý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hülya Atakan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |