Karla beraber doðmak o kadar güzel ki, bir adam boyu cinsinden bembeyaz bir örtü sarmýþ etrafý. Annem beyaz tenimi ruslarý doðrular þekilde karýn yaðýþýna baðlar. Fakat bu alýþa gelmiþliðin tam tersine sýcak kanlý olduðumu düþünürüm hep. Ýç anadolu kökenime rastlantý, annemin benzetmeleri inat. Yaþýmýn küçük olmasý nednse arkadaþlarýmýn yaþlarýnýn büyük olmasýný getirdi. Küçük yaþta olgunluk nedir? onu öðrendim derken çocukluk senfonisi içinde buldum kendimi. Eðlencenin merkezi, aslolan "hayattýr" ilkesine terstti. Bilmiyordum ki o zamanýn komedisi þimdikinin birebir dertleriydi. Boþ zamanlarýmý deðerli bir þekilde dolduramamýþtým ama balkondaki park manzarasý her zaman çocukluðumun "yalnýz taktaravalyesi" idi. Ege, tatilimin odak noktasýyken Ýzmirin kýzlarýný fark edemedim. Karþýyaka, baðýrsam duyucaktý yunanýn teki. Her tatilimde "barýþýn" anlamýný öðrenmiþtim. Sonra söylenen " bir elimde defne bir elimde sevda. Kalbim egede kaldý." þarkýsý çok anlamlýydý. Keþke yine söyleyebilsekle kaldýðým zamanlar bile ayrý tatlarý yaratýrdý. Oysa Ýstanbul'un eksozlu havasý, para kokan anlarda adeta karadeniz oksijeni deðerinde olurdu. Hiçbir yerde yoktur aslýnda, mekan-ý þahane buralar. Fatih fet etti biz mahvettik. Yinede "KALBÝM EGEDE KALDI"