..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Blake




2 Haziran 2005
Güçsüz Dünya  
Blake
Bilinmeyen bir kasaba. Yönetici bir büro. Kaybolan insanlar... Normal dünyasýndan yeni ve güçsüz dünyaya uyanan bir insan....


:BJAD:
Güçsüz Dünya




Gözlerini açtýðýnda hala rüyasýnýn etkisindeydi. Böyle güzel rüya görmeyeli çok olmuþtu. Daha önce hiç görmediði bir kasabanýn boþ sokaklarýnda arabasýyla geziyordu, sanki çizgi filmden çýkmýþ gibi güzel bir arabaydý..
Vücüdu henüz aðýrdý. Gözlerini açmak istemiyordu, rüyaya devam etmek , ayný yollarda dolaþmak. Ama uyanmýþtý . Kalbi kalkacaðýný bildiðinden hýzlý atmaya baþlamýþtý bile. Ayaklarýna kan gelmiþti. Pencereden gelen hafif bir rüzgar sanki dýþarý çekiyordu. Uyanmalýydý ve dýþarýsý rüyasýndaki kadar güzel olacaktý.
Doðruldu ve ayak uçlarýndaki pencereden dýþarý baktý. Dünya yaþamak için güzel bir yerdi. Ve bugün de güzel bir gün olacaktý. Ayaða kalktý. Tobi de zor uyanmýþa benziyordu. Elleri üzerinde gerinerek mayýþýk gözleriyle sahibine baktý.Sýcak battaniyesi üzerinde uzun zamandýr kýpýrdamadan yatmýþtý ki izi çýkmýþtý yuvarlakça. Uyku zamaný bitmiþti artýk.
Uzun süre yüzünü yýkadý.Ne yapacaðýný düþünüyordu..
Yavaþ hareketlerle kendini çok yormuþçasýna televizyonun karþýsýndaki kanepeye attý kendini. Hemen yanýndaki külüstür telefonuna uzandý.. Tobi de kanepenin üzerini çýkmýþtý hemen.. Burnunu neredeyse aðzýnýn içine sokacaktý..
-Tobi.... Aðzýný biraz çek
Burnundan itti kahverengi uzun kulaklý köpeði...
-Kahvaltýya daha var...
Telefon çalýyordu... Muhtemelen uyanmamýþ olmalýydý Den. Zaten ne zaman uyandýðý görüldü ki sabahýn 9 unda. Ama kalkacaðýný söylemiþti. Bugün bisikletle þelaleye gideceklerdi. Havalar ýsýndýðýna göre artýk gidilebilirdi.
Telefon çalmaya devam etti..Cevap yok....salak diyerek kapattý telefonu...
Tobi þimdi olacaklarý bilmiþçesine ayaða kalktý ve mutfaða doðru yöneldi.
-     Hayatýmýn yöneticisi... nerden de bildin yemek yiyeceðini þimdi...
Kahvaltý etme alýþkanlýðý yoktu. En azýndan artýk.. buz dolabýnda bazen bulunan tatlý,peynir gibi biþiyler olurdu.. Buz dolabýnýn kapaðýný hafifçe aralayýp , ekmek parçalarý üzerine koyup atýþtýrmaktý kahvaltýsý. Sonra da üzerine buz gibi bir bardak süt içmek.
Daha sonra buz dolabýndaki tencereden çýkardýðý dolu ve iþtahlandýrýcý görülen bir kabý Tobi için ýsýttý ve verdi. Tobi ne de olsa aç bir hayvandý. O hep açtý ve güzel bir yemeði hak ediyordu..
Yeniden telefon etti. Hayýr kimse açmýyordu.. Bu iþte bir terslik vardý.. Acaba uyanýp dýþarý mý çýkmýþtý....
Üzerine bir ceket giyip dýþarý çýktý.. Yol boþtu. Pazar sakinliði çökmüþtü ortalýða. Bisikletine atladý. Sakince süzülüyordu bisiklet evler arasýndan.. Sokaklarda kediler kim bu sabah sabah dercesine bakýyodu bisiklete yumulduklarý köþelerden.
Köþeyi döndüðünde serin bir rüzgar esti güçlüce.. Ýleride bir kalabalýk gördü Den’in evinin önünde. Ve külüstür siyah bir araba. Ýçine bol pantolonlarý üzerine kazak giymiþ kýsa saçlý iki adam biniyordu. Den’in evinin önünde annesi duruyordu.
Yaklaþýrken arabanýn sesli motoru çalýþtý ve dumanlar çýkartarak uzaklaþtý...
-     Za teyze... ne oldu..
Kadýncaðýzýn yüzünde bir soðukluk vardý. Mavi gözlerinin rengi sanki daha da açýlmýþtý.
-     Den kayboldu.
-     Niye ? ne zaman?.
-     Bak bana ilanýný verdiler... O artýk kayýp.
Elinde tutuðu kaðýda uzandý. Den’in fotoðrafý vardý üstte. Den’le ilgili resmi bilgiler... ve altta resmi mühürler....ortada büyük harflerle ‘KAYIP’
-     Den Giz’dedir kesin Onu aradýnýz mý?
Kadýn üzgüncesine baþýný salladý. Bir anda çok üzgün olduðunu hissetti zavallý kadýnýn. Elini omzuna koydu.
-     Za teyze böyle þeyler hep yazar... hiç biri gerçek olmaz....üzülmeyin. Ben onu bulurum merak etmeyin...
-     Boþuna arama çocuðum...Boþuna arama. O artýk kayýp. Gel içeri girelim de sana bir çay koyalým. Hem Den’in resmini de þöyle güzel bir yere koyalým.
Kadýnda nedense bir gariplik vardý. Çay içmek çok saçmaydý.
-     Ben bir Gize uðrayayým. O bilir hiç olmazsa..
-     Ah oðlum...Bana kalýrsa evine git ve kaybolmamaya bak....
-     Za teyze...Siz üzülmeyin...Uðrarým yine..Haber veririm
Olacak iþ mi. Þu güzel günde baþýna gelecek iþ miydi. Yani tamam arkadaþýydý ama içinden de hiç aramak gelmemiþti þimdi yollarda Den’i. Güzel bir günü berbat etmiþti. Aptal Den. Her zaman güzel bir programlarý bozmayý bilirdi. Dün akþam Giz’le çýkacaklardý. Ne yaptýlar ki acaba... Giz... Giz...Bisikletin hýzýnýn arttýðýný hissetti. Bir anda refleks olarak sað yanýna baktý saðdaki dar sokaða doðru dönerken. Sanki tobiyi ezmemek için dikkat edercesine. Alýþmýþtý tobiylde bisiklet gezintilerine. Tobi herzaman saðýnda koþardý. Bazen yarýþýrladý. Fazla yormamak için sadece bir sokak kadar... Derin bir iç çekti bisiklet üzerinde. Güneþ bulutlarýn arasýndan çýkmýþ ortalýðý aydýnlatmýþtý artýk. Ama içi sýkýlýyordu...
Giz’in evinin önüne doðru yaklaþýrken dörtyol aðzýnda durdu. Bir otobüs geliyordu sað taraftan. Araba gibi burnu çýkýk otobüslerden. O otobüsler hala kalmýþmýydý ki. Önünden geçerken otobüs çamurlu camlarý arasýndan içindeki insanlara baktý... Hemen hepsi erkekti. Anlamsýzca ve sýkýntýyla dýþarý bakýyorlardý. Hemen altlarýndaki otobüs reklamýndaki kadýn ise sýrtüsütü yatmýþtý otobüsü boyunca. Üzerinde askýlý bir elbise.Güneþ gözlüðü. Bir omuzu geriye atmýþ. Yüzünde bir gülümseme..Hemen altýnda büyük harflerle, “Limonata plajýnda yeni bir hayat sizi bekliyor”
Son zamanlarda böyle salakça reklamlar artmýþtý. Ýnsanýn içine sýkýntý veriyordu böylesine kötü ve yapay reklamcýlýk anlayýþý..
Otobüsün hemen arkasýndan geçerken tam otobüsün yanmamýþ yað dumanýný soludu. Vapur bacasýndan çýkan duman gibi kokuyordu.
Gizin evi çok güzel bir bahçenin yanýndaydý. Komþularýnýn böylesine zevkli insanlar olmasý çok þanslýydý insanýn.
Bisikletini kenara dayadý sakince. Giz yalnýz yaþýyordu. Arada sýrada uðrardý gize eskiden. Den ile beraber olduðundan beri pek uðramaz olmuþu. Ne de olsa artýk Den’in di ve evine Den’siz gitmek ayýp olurdu. Oysa sadece bir kaç sene önce ne kadar yakýndýlar. Etraflarýnda dönen her çeþit dedikoduyu konuþurlardý beraber. Hatta birisinden hoþlandýðýnda bunu Giz’le paylaþmak için sabýrsýzlanýrdý. Saatlerce konuþurlardý..
Zili çaldý. Ýçeriden sesi oldukça açýlmýþ bir televizyon sesi geliyordu.. Kapýyý açtýðýnda giz kýsa bir süre anlamsýzca bakýþtýlar.
-     Naber, Giz ? Nooldu anlatsana?
-     Ne demek ne oldu. Ben de sana soracaktým. Den ortalýkta yok. Annesi aradý sabah. Kaybolmuþ.
Bir yandan içeri doðru yürüyorlardý. Evin oldukça deðiþmiþ olmasýna raðmen o muhallebi gibi sýcak kokusu üzerideydi. Kahverengi perdeleri ve içinden sýzan kumaþ ýþýðý.Mutfak tezgahý ve salon. Yumuþak kanepeleri ve Giz’in konuþurken sürekli sarýldýðý yastýklar...
-     En son dün akþam beraber deðilmiydiniz?
-     Evet akþam ‘Uzak’taydýk. Biraz içtik. Sonra dýþarý çýktýk. Dýþ yoldan yürüdük. Bizim eve geldik. Sonra güle güle dedi ve gitti...
Yine oturmuþ ve çizgili çoraplarýnýn üzerine yastýðýný almýþtý. Giz’in çok güzel siyah saçlarý vardý. Ve mavi gözleri. Güzel bir kýz dý ..ama daha çok kardeþ hissi uyandýrýyordu.
-     Annesini gördüm sabah.Kadýnla fazla bir þey de konuþamadýk. Soramadým þimdi. Herþeyi kabullenmiþ gibiydi.Hatta çay içelim falan dedi. Zaten þu bürodan adamlar ‘Kayýp’ kaðýdýný da çýkartmýþlar...
-     Hadi ya?. Bürodan adamlar mý?
-     Evet tam Den’in evine yaklaþýrken iki tane adam arabaya bindiler. Biraz benden çekiniyor gibi bir halleri vardý.
Televizyonda bu sýrada Limonata plajýndaki evlerin reklamý vardý. Üç katlý villalarýn önündeki havuzda yüzen kýzlar , havuzdan çýktýktan sonra güneþ gözlüklerini yukaruý kaldýrýp þuh bakýþlarla limonata yudumluyorlardý. Bir süre boþ boþ televizyona baktýlar.
-     Herhalde gece dönmeyince annesi kayýp haberi verdi.
-     Hayýr.. dedi Giz.Olamaz ki. Ben annesiyle konuþtum sabah. Yeni kalktýðýný ve Den’i göremediðini söyledi.Ýlk iþ de beni aradý.
-     Ee..? O zaman kaybolduðunu nasýl biliyorlar.. ? Peki sen hiç bir gariplik farkettin mi Den’de. Yani ...Ne bileyim...
Küçük bir sessizlik oldu. Aralarýnda bir sýkýntý olduðunu anlatmýþtý Den. Bir gariplik vardý elbette ama bunun Den’in yokolmasý ilgisi yoktu..
-     Evet dün hiç olmadýk þeylerden bahsetti Den. Biliyorsun genelde çok þikayet eden bir insandýr. Dün ilk defa belki de,bu kasabayý çok sevdiðini söyledi. Her þeyiyle.. Yýllýk karnavallarý. Dar sokaklara kurulan uzun masalarý. Ýnsanlarýnýn sessizliði. Ters birþeyler vardý kesin..belki de kaybolacaðýný biliyordu. Bilmiyorum. Belki de gitti...
-     Den hiç bir yere gitmez. Yani evet þikayet ederdi ama bugün normalde þelaleye gidecektik . Yani plan yapmazdý herhalde...
-     ‘Uzak’ da bir çift vardý. Onlarý daha önce hiç görmemiþtim. Esmer bir kýzla, bol siyah pantolonlu bir çocuk. Limonata içiyorlardý. Ýnsan uzaða gelip de bira içmez mi? Acaip tiplerdi. Ve sürekli bize bakýyorlardý, hatta eteðimi toplamak zorunda kaldým, o kadar çok baktýlar ki. Den bana onlarý tanýdýðýný söyledi...
-     Ben de tanýyomuyumdur acaba..
-     Hayýr sen tanýyor olamazsýn.. Buralardan deðil. Yani gelenlerdendiler... farklýydýlar onlar. Kýyafetleri bile farlýydý, çok renksizdi.
-     Nerden tanýyorsun diye sormadýn mý?
-     Sordum ... birþey söylemedi.. Yani bir gariplik vardý diyorum ya sana...

Konuyla ilgili olarak birþeyler yapmak gerekiyorduysa da Giz aslýnda kabullenmiþ gözükmüþtü. Acaba Den’le ilgilenmemesi bir bakýma flörtöz bir davranýþmýydý. Senelerce birbirlerine flörtöz davranmýþlardý. Ama asla normalden biraz uzun bakýþmalarla, hafif dokundurmalarýn ötesine geçmemiþti flörtleri. Tabi çizgili çoraplarýnýn altýnda belli olan dolgun bacaklarýna bakmadan geçmemiþti. Ama yine de onlar arkadaþtýlar.Ve hep de öyleydiler.
-     Bana kalýrsa þu iþi büro da çözmek gerek. Yani madem annesi aramamýþ. Birileri büroya birþeyler ihbar etmiþ olmalý.Ben bir gidip soracaðým.Beraber gidelim mi?
-     Hayýr.Ben ‘Uzak’ ta bilen varmý diye sormaya gideceðim. Þu çift bizden sonra çýktý. Belki Lir biliyordur. O herþeyi bilir....
-     Evet iyi fikir...
Ayaða kalkýp çýkýþa doðru yürüdü.Giz’se aðýr hareket ediyordu. Beraber çýkmayacaklarý kesindi. Herhalde evde birþeyler yapmak istiyor diye düþündü. Sanki yapacaðý þeyi söylemek istemiyormuþ veya belli etmek istemiyormuþ gibi geldi. Acaba gereksiz yere mi þüphelenmiþti.
-     Herneyse kendine iyi bak Giz...Lir’e selam söyle...
-     Söylerim...
Ayakkabýlarýný giydi.Kapýyý kapatmadan önce yine birbirlerine birþeyler anlatmak isteyip anlatamýyormuþçasýna baktýlar.



Kapýyý kapattýðýnda kafasýnda sanki hiçbirþey konuþmamýþçasýna limonata sahilindeki evler ve reklamýn sýkýcý müziði vardý. Akýlda kalýcý bir müzikti ki neredeyse hafifçe mýrýldanýyordu.
Acaba evde neden kalmayý tercih etmiþti ki. Aslýnda o kadar çok merak etmiþti ki þu 'uzak'ta olanlarý, gidip Lir'e soracaktý. Ama önce büroya gidecekti. Bisikletine binerken komuþularýnýn güzel bahçesine bir defa daha baktý. Baharýn geldiðini göstermek istercesine her aðaçta baþka renk fýþkýrýyordu...Nedense bu büyük bahçeye evleri oldukça ufak kalmýþtý.
Bisiklete binerken uzakta bir otbüs daha gördü ki, þaþýrmýþtý..Ben bugün otobüs görmemiþmiydim diye düþündü... Ayný günde bu kadar çok insan yok ki kasabada otobüsleri doldursunlar...Birþeyler döndüðü kesindi þu kasabada..
Bisikletle giderken havanýn serinliði, yandaki evlerin bazýlarýndan mükemmel bir güzellikte fýþkýran aðaçlar ve huzurlu kedilerin dýþýnda bir þey daha görmüþtü. Mükemmel güzellikte olan... Se. Se daha önce küçük bir kýzdý.Fakat son bir kaç senedir dikkat çekici bir güzelliðe kavuþmuþtu. Ortalýkta görüyordu, fakat bir türlü konuþmaya cesaret edemiyordu,aralarýnda3-5 yaþ kadarfark olmalýydý. Konuþmaya cesaret edememesinin bir sebebi etrafýnda her zaman arkadaþlarýnýn olmasýydý. Kendinden küçüktü. Arkadaþlarýnýn bakýþlarý hep üzerinde oluyordu. Keþke arkadaþlarýnýn olmadýðý ilk gördüðü zamanlarda tanýþsaydým diye düþündü tam yanýndan geçerken. Þimdi Se'nin yanýnda koyu saçlý denetleyici bakýþlý arkadaþý vardý. Bu arkadaþlarý Se'lerin sokaðýna yeni taþýnmýþlardý. Taþýndýklarýndan beri bir defa bile yalnýzken görememiþti.
Büronun önüne geldiðinde otobüslerden birinin de önünde durduðunu farketti. Büro binasý kasabanýn yapýlarýn benzemiyordu. Çünkü çok büyüktü. 6-7 katlýydý. Ýki kapýsý vardý. Baþatan baþa camla kaplýydý. Ön duvarý dýþýnda. Burada birçok ilan aslýydý. Bazýlarý sadece boþ vaadlerdi. Bazýlarý kayýp ilanlarý. Ölüm ilanlarý. Otobüsten inen bir çok insan kapýda kalabalýk oluþturmuþlardý.Yanlarýndan zor olarak içeri girdiðinde içeriden üniformalý birisi 'Lütfen sýrayý bozmayalým' diyerek durdurdu.
- Ben bu gruptan deðilim. Ben sadece kayýp bürosuna gideceðim. Bir arkadaþaým kayboldu da.
- Lütfen sýraya giriyorsun arkadaþým.
Ne zaman arkadaþ olduk diye düþündü. Býyýklý þiþko. Üniformasý farklý mý yapýyordu onu.Daha fazla uðraþmak istemedi. Hiç birþey söylemeden arka tarafa doðru yürüdü.
- Merhaba. Sen diðer otobüslemi geldin arkadaþým dedi sýranýn arkalarýndaki zayýf kuru yüzlü adam
Yine mi arkadaþ diye düþündü
- Hayýr ben buralýyým.
- Vaay o zaman çok zenginsindir.Kendine ait bir evin var mý?
- Evet ama burada yaþayan herkesin kendine ait bir evi vardýr.
- Ben de öyle duymuþtum...dedi kuru yüzlü esmer adam. Ve gülümsedi. Sanki bak gördünmü iþte dercesine. Görülecek bir þey yoktu olsa. Ben Mersanzi dedi sonra.
Uzun bir isimdi. Tanýþmak istemesi güzeldi ama tanýmadýðý birisine ismini söylemek neden?
- Memnun oldum.... Bu sýrada çok beklermiyiz?
Adam sen bilirsin tarzýnda bir surat yaptý.
- Sen istersen öne geç arkadaþým senin iþin farklý.
Terslemesinden sanki memnun olmuþçasýna gülümsedi. Adam da gülümsemiþti. Daha çok sahte bir gülümseme gibiydi.

Ýçeri girdiðinde sýranýn 'yeni yerleþtirilenler-ilk baþvuru ' adlý bir odanýn sýrasýný beklediklerini gördü.
Koridorlarý uzundu büro binasýnýn. Ýleride 'kayýp ilanlarý' odasýna giridiðinde içeride bir masa, üzerinde bir bilgisayar, arkasýnda üniformalý bir adam vardý.
- Buyrun...dedi adam nazikçe
- Benim arkadaþým kayboldu da dün akþam.. Bu konu da konuþacaktým.
- Tabi buyrun oturun. Hemen bakalým.
Çok olumlu gözükmüþtü adamcaðýz.
- Ýsminizi alabilirmiyim.
-Kaybolan arkadaþýmýn adý 'Den'
- Sizin isminiz?
- Ben Den'in arkadaþýyým.
- Adýnýz.
- Adýmý almanýz neden gerekiyor?
- Kiminle konuþtuðumu bilmek isterim.
- Benim adým yok. Yani kayýtlarda 'isimsiz' olarak geçiyor. Uzun bir hikayesi var.
- Kayýtlarda 'isimsiz'olarak geçiyor olmanýz benim için yeterli. Ne de olsa baþka 'isimsiz 'yoktur öyle deðil mi?
Komik bir þey söylemiþçesine güldü...
- Sanýrým. En azýndan bu kasabada.
- Kasaba deðil... Lütfen... Burasý dünyanýn en güzel þehiri.
- Güzel olduðu kesin.. .her neyse 'Den' hakkýnda bilgi sizden mi alacaðýz?
- Evet benden alabilirisiniz. Den þu köprü tarafýnda oturan çocuk deðil mi.
- Evet. orada oturuyor.
Bilgisayada birþeyler týkladýktan sonra.
- Dün gece kaybolmuþ. En son dýþ yolda yalnýz yürürken görülmüþ. Þu anda aranýyor.
- Yalnýz mý? saat kaçta.
- Bu konu hakkýnda bilgi veremem. Verebilmem için üyeliðinizin olmasý gerekiyor.
- Ne üyeliði
- Büro üyeliði tabi ki.
- Ama sizin göreviniz hepimize eþit bilgileri vermek .
- Tabi ki.. Herlkes eþit bilgilere ulaþabilir. Televizyondan da takip edebilirsiniz. Ya da yerel baðlantýlý bilgisayarýnýzdan.
- Bilgisayar ya da televizyonum yok.
- A.. buna üzüldüm iþte. Size en yakýn zamanda bir televizyon bilgisayar ve 'büro üyeliði formu' gönderilecektir. Adresinizi alabilir miyim?
- Tabi... Dýþ yol, 44 numara.
- Teþekkürler
Bürodan çýktýðýnda içinde yanmýþ plastik kokan bir his vardý. Hemen derin nefes alýp kurtulmak istiyordu oradan. Dýþarýda uzun kuyruk ve kargaþa devam ediyordu
-     Kendine iyi bak arkadaþým........ diye bir ses yükseldi arkasýndan
Bu mersanzi denilen yabancýydý.
-     Buralar küçük..... yakýnda görüþürüz...
Sadece baþ sallamakla yetindi. Görüþmek mi? Ne için? Ne yapmak için?




- Hadi Lir, ciddi ol. Nasýl hiç bir fikrin olmaz. Sen herþeyi bilirsin.
- Hayýr. En son beraberce bardan çýktýlar Giz’le ve sonra yokoldu. Biliyorsun bazen insanlar yok olur, kaybolur...bazen geri döner, bazen geri dönmez...
- Giz sana uðrayacaktý neden uðramadý ki acaba...Onunla konuþurken farketmiþtim..bu iþte bir gariplik var. Yani büro kendisine hiç haber verilmeden zaten bir gecede Den’in kaybolduðunu keþfetmiþ..Bu da demek oluyor ki bunu düzenleyen büro’nun adamlarý....Bunu sen de biliyorsun.Burasý artýk eskisi gibi deðil farketmiyor musun. Herþey deðiþiyor, herkez deðiþiyor..
- Evet..ama ne yapabilirim...
- Saçmalama Lir.. Sen tek kiþi demek deðilsin. Sen yüzlerce kiþi demeksin. Sen bir ilahsýn farkýnda deðilmisin, senin dediðini dinleyen o kadar çok kiþi var ki. Onlara anlatabilirsin. Burayý eskisi gibi güzel bir yer haline getirebiliriz..
- Saðol. Ama o kadar çok sevildiðimi zannetmiyorum.
Kýzýl uzun saçlarýný arkaya doðru çekiþtirdi. Daha sonra uzun sakallarýyla oynadý.
Peki..aklýndan geçen ne..?
Lir her zaman kýsa kararlarýn adamýydý. Her zaman önce biraz itiraz eder, ama her türlü harekete katýlýrdý.
-     Çok basit... Çevrendeki insanlarý ayaklandýracaksýn. Bize Den’in kaybolmasý ile ilgili tüm bilgileri verecekler.Vermak zorundalar...Ayrýca tüm diðer kaybolanlarýn dökümanlarýný. Gerekirse bunun için direneceðimizi, ortalýðý karýþtýracaðýmýzý bilecekler... Ve senin yapman gereken aðzýný açmak. Etrafýndaki insanlarý ikna etmek.Hayatlarýný büronun istediði deðil kendi istedikleri þekilde yönlendirmelerini saðlamak. Büro’nun sahte vaadlerine kanmamalarýný saðlayacaksýn. Hayal içinde kayboluyorlar.
Ne de olsa Lir bir savaþçýydý. Onun kanýnda vardý savaþmak. Gözlerini çoktan üzerini örtmüþ olduðu eski öfke kapladý. Kalýn vücudu sanki daha da kalýnlaþmýþtý.
Derin bir nefesle geniþ akciðerlerini daha da geniþletti.
-     sen iyi bir insansýn...
Önemli birþeyler demeye baþlyacak olduðu belliydi Lir’in...
Her zaman da öyle oldun. Ve tabi hep iyimser de oldun...
Uzun bir süre sessizlik oldu
Ve içindeki öfke artarken de iyimsersin ne yazýk ki. Bak...önce belirli þartlar gerek. Öncelikle bir insanýn isyan edebilmesi için düþünmeye zamaný olmasý gerek. Burada herkes evindeki büronun verdiði bilgisayarlardan haber takip ediyor, büronun bulduðu iþleri yapýyor. Onlarýn akýllarýnda ne yapmalýyým deðil, bu iþi nasýl bitirebilirim sorusu var...Düþünmeye vakitleri yok, hele isyan etmeye hiç yok...Bu insanlarýn sadece birkaçýný uyandýrýncaya kadar alacaðýmýz riski düþünürsen...
-     Risk mi? Risk yaptýðýn herþeyin kanýdýr ,Lir. Ciddi ol.. Yaptýðýn iþi canlý hale getirir, onu yaþatýr. Bence herkesin üzerindeki plastiklerden arýnmaya ihtiyacý var.En azýndan bu kasabada. En içlerinde bir yerde yeni bir dünya kurma ihtiyacý vardýr insanlarýn, ve bunun için tüm benliðini ortaya koyabilirler. Gerekirse programlarýndan vazgeçerler...
Sýkýlmýþ gibi bir hali vardý Lir’in. Etrafta bara gelenlere bakmya baþlamýþtý. Ama bir yanýyla ikna olma belirtisiydi bu sanki. Sadece üzerine bir tembellik çökmüþ gibiydi.
-     Bunu sadece benim hiç olmayan adým için yap Lir.
Etrafa bakan lacivert gözlerini çevirmiþti þimdi. Sessizlik hakim oldu. Böylesine ciddi birþey duymayý beklemiyordu Lir. Dudaklarý önce yarým açýldý.
- Elimden gelenin en iyisini yapacaðýma emin ol....
Ýþte bu Lir’e özgü bir cümleydi. Bunu duyduktan sonra artýk gidebilirdi. Ayaða kalktý.
-     Yapabilirsin, Lir...
Hafifçe omzuna dokundu. Ona güvendiðini göstermek istiyordu.Kapý arkasýndan kapandýðýnda, dýþarýsý serinlikten artýk soðukluða geçmiþti.... Barýn içi ise patlamaya yakýnlaþmýþ kalbi gibi sýcak olduðunu hissetti.

Artýk Den için o gün yapmasý gerekenleri yapmýþtý. Eve gidip bütün gün unuttuðu Tobi’yi sevebilidi. Tobi karanlýðý hiç sevmezdi...




Kapý çaldýðýnda salondaki koltukta uyuyakaldýðýný farketmiþti. En son Tobi’yi seviyordu, kanepeden sarkýttýðý eliyle. Kafasýný kaldýrdýðýnda Tobi’nin kapýnýn önünde kuyruk salladýðýný gördü. Kapýyý açtýðýnda iki üniformalý genç kapýda duruyorlardý.
-     Günaydýn. Buyrun.
Kýsa boylu genç bir zarf uzatmýþtý. Çok saygýlý gözüküyorlardý.
- Günaydýn.. . Bu nedir?
Bir yandan zarfý açarken bir yandan da Tobi’nin etrafýný koklayýp durduðu pakete gözü takýlmýþtý.
-     Üyeliðiniz üzerine size gönderilen paket.
-     Ben hiç bir yere üye olmadým ki?
Gençlerden týknaz olan yerdeki paketin bir ucundan tutmuþtu bile.. Diðeri de gülümsemeyi ihmal etmeden eðilmiþti diðer ucuna. Paketi kapýdan geçirirken kýsa bir itiþ kakýþ yaþandý. Bu arada özür dilemeyi ihmal etmediler.
-     Salona mý yoksa yatak odasýna mý kuralým bilgisayarýnýzý.
Tobi’yle bir an göz göze gelmiþti. Sanki tobi eve gelen yeni oyuncaktan ve misafirlerden memnun gibiydi.
-     Salona... ded kýsa tutmak için herþeyi.
Ýki genç salonda paketi açýp içindekileri çýkatmya baþladýklarýnda elinde tuttuðu zarfý okuma fýrsatý bulmuþtu ilk defa.
‘ BÜRO ÜYELÝÐÝ’NÝN SÝZE KAZANDIRDIRDIKLARI’baþlýðýnýn altýnda yazýlý birçok madde vardý. Bunlardan hemen yanýnda geniþ kalçalý ve kývrak vücüt kývrýmlý bir kadýnýn fotoðrafýnýn yanýndaki yazýya gözü iliþmiþti.
‘ Aradýðýnýz insaný bulmanýn en kolay yolu!’...
Kolay bir yolu varmýþ demek ki diye düþündü. Belki buradan Den’i bulabilirim diye düþündü. Belki gerçekten bir kolay yolu vardýr...
Ýki gençten daha þiþman ve týknaz olan arada bir dönüp bakýyordu. Meraklý gözleri etrafý arþtýrýyordu...
-     Eviniz çok güzel...
Dedi uzun boylu olan. Sanki hiç ilgilendirirmiþ gibi. Bazý insanlar herþeye burnunu sokmaktan zevk alýyor diye düþündü.
Bundan sonra, büro üyeliðiniz sayesinde, artýk iyi deðerlendirirsiniz.
Hiç bakmamýþtý bunu söylerken, sadece baðlamaya çalýþtýðý kablolarýn içine gömülmüþtü.
Diðer týknaz olansa kaþlarýný kaldýrýp, cinsellikle ilgili birþey konuþulduðunda gözleri açýlan aptal on yaþýnda çocuklar gibi bir ifade yaptý.
-     Bu sizi hiç ilgilendirmez...Zaten þu bilgisayarý da istememiþtim... büro üyeliði de istemedim.
Zayýf uzun boylu olanýn dikkatini çekmiþti bu sözler.Bir ana kafasýný kaldýrdý. Birþey söyleyecek gibi oldu. Sonra vazgeçti. Þiþman olan iyice kablolarýn arasýna karýþmýþtý...
Ýþeri bittiðinde yüzleri gülüyordu.
-     Büro üyeliðiniz size çok þey kazandýracak iyi günlerde kullanýn.
Üye olmak istemediðini tekrarlamanýn anlamý olmadýðýný farketmiþti.Sadece sustu. Kapýyý kapatmadan þiþman olan kapýyý kapatmadan önce yarým eðilerek gülümsesi, karasýzca selam vermeye çalýþarak. Ve siyah bir arabaya bindiler ve arabalarý tozu dumana katarak uzaklaþtý.
Artýk Tobi’nin de heyecaný azalmýþtý, gidip yataðýna yatabilirdi...

Her ne kadar bilgisayar ve televizyon kullanmýyordu. Ama þu tanýþma fýrsatý aklýný çelmiþti. Se’yle tanýþabilse... Aptal bir ‘büro üyeliði’ne bile deðerdi.. Ya da deðmez miydi. Baþlayan bir isyanýn öncüsü gibi düþündü kendini. Bir kýz için koca bir isyan sona mý erecekti? Kendinden utandý bir an...hiç açmadý bile bilgisayarý... dýþarý çýkmalýydý. ...Se dýþarýda da olabilirdi.
Serin ve hafif yaðmurlu bir gündü. Gizin komþularýnýn bahçesinin önünden geçerken bahçede iþçilerin çalýþtýðýný gördü. Kesin güzel birþeyler yapacaklar, çok zevkli insanlar ne de olsa diye düþündü.

Giz’in kapýsýný çaldýðýnda içeriden gelen televizyon sasi kýsýlmýþtý. Kapý açldýðýnda Giz’i son zamanlarda hiç görmediði kadar pasaklý gördü.
-     Naaptýn...hiç çýkmadýn mý yoksa evden.
-     Yapmam gereken o kadar çok iþ var ki...
-     Ne iþi? Sadece evde biraz dinlenmen yeterdi.
-     Televizyonda kaybolanlar hakkýnda haberleri dinledim. Bilgisayardan Den hakýnda bilgi ararken toplamam gereken baþka bilgiler olduðu söylendi. Onun tüm arkadaþlarý hakkýnda ayrýntýlý bilgi toplamam ve düzgünbir yazý halinde iletmeliyim ki, büro’nun arama iþleri hýzlansýn...
-     Benim hakkýmda da yazýyor musun?
-     Evet...herkez hakkýnda...sonuçta bu bir soruþturma ... hatta sana soracaklarýnm var
Giz belli ki saçmalamaya baþlamýþtý. Sadece daha çok çalýþmasýný saðlamak ve olanlarý düþünecek vakti kalmamasýný saðlýyorlardý. .Hem de tabi bilgi toplayacakalar.
Giz’i elinden tuttu.
-     Sen neden dün Lir’in yanýna gitmedin? En son gidicem demiþtin? Þimdi gel... Lir ‘e gidiyoruz...
-     Ama gitmesem daha iyi olacak.
Sadece sýkýca tuttu elinden ve nazikçe çekti. Kapýya doðru yönlendirdi. Giz ne yapacaðýný þaþýrmýþ gibi bakýyordu...
-     Ayakkabýlarýný giy ve gidiyoruz...
Kesin kararlýlýk karþýsýnda sýkýlmýþ bþr surat yaparak ayakkabýlarýna uzandý.



“LÝR’ÝN PARTÝSÝ” yazýyordu ‘uzak’yazýsýnýn hemen yanýndaki büyük bez afiþte. Lir bir iþe girdiði zaman tüm gücüyle girerdi....
Kapýyý açtýklarýnda Lir barýn arkasýndaydý. Tüm heybetiyle istifini bozmadan bira koymaya baþladý. Bara yaklaþtýklarýnda da direk uzattý biralarý.
-     Bugün eðlence var....
Mutlu hissetmiþti kendini... Birasýndan hemen biraz yudumlayarak gülümsedi.
-     Kimler gelecek?
-     Gerekli yerler söyledim. Yeterince insan gelecek. Bu parti tüm isyanýn çekirdeðini oluþturacak.
Giz hemen yanýna oturmuþtu. Etrafa bakýyordu. Lir’le gözgöze gelmemek ister gibi bir hali vardý sanki. Niye bu kadar tedirgin olmuþtu ki þimdi giz?
-     Ne isyaný ,diye sordu Giz.
-     Göreceksin, dedi. Aslýnda kendi de tam tanýmlayamýyordu, ve ne yapacaðýný bilmiyordu, ama en kolay cevap da buydu.
-     Hepsi Den’le yaþayamadýðýmýz günler için....
-     Den yaqkýnda bulunur, niye böyle konuþuyorsun ki. Sadece kendin hakkýnda bilgi vermemek için deðil mi...
Giz sinirlenmiþ gibiydi. Ama sinirlense de hiçbir zaman sakin görünümünü kaybeden bir insan deðildi. Ve çok güzel bir yüzü vardý. Ýnce bir burnu, ince el hatlarý.
-     Bizim hakkýmýzda bilgi vermemek için, Giz.Neden bizi incelesinler ki? Neden bizim hakkýmýzda herþeyi bilsinler. Hiçkimsenin hiçbirþey bilemdiði bir dünya sence de daha heyecanlý deðil mi?
Giz birasýndan yudumlamaya baþlamýþtý. Bu da demek oluyor du ki ‘katýlýyorum’...
Hafifçe gülümsedi...
-     Yaþayamadýðýmýz günler için, diye düzeltti deminki sözünü. Bu sefer Giz de katýlmýþtý sanki.Hatta Lir’le bakýþtýktan sonra hafifçe gülümseyerek, Lir’e de birasýný uzattý.


Hava kararmýþ insan sayýsý artmýþtý. Ýnsanlar aralarýnda konuþuyor fakat neden müziðin sesinin az olduðu hakkýnda hiçbirþey bilmiyorlardý...Neden Lir’in partisiydi de, Uzak partisi deðildi?

Kanýndaki alkolün verdiði sýcaklýk hissi ayaklarýna ulaþmýþtý. Lir müziði kapattý. Yanýna gelip
-     artýk konuþmalýsýn.. dedi.
Bu sefer kýþkýrtmaya kurban olan kendisiydi. Hani Lir baþlatacaktý herþeyi?
Ayaða kalktýðýnda ne diyeceði hakkýnda hiçbirþey bilmiyordu. Sadece hep kafasýnda dolaþan þeyleri söyleyecekti. Ýnsanlarýn bakýþlarý arasýnda bir masanýn üzerine çýktý. Burasý daha düzgün bir yerdi konuþmak için. Hemen çizmesinin yanýda duran bir bardaðý eline aldý.

-Bugün buraya gelirken aslýnda kendiniz için çok özel birþey yaptýnýz.
Hafifçe baþýnýn döndüðünü ve kalbinin hýzlý attýðýný hissetmiþti. Ayaklarýnýn ucundaki insanlara baktý
-     Bir partiye geldiniz. Çünkü birþeyler arýyordunuz....
Aralarda bekliyordu...sonunda ne geleceðini merak ettirmek istiyordu...artýk ne diyeceðini hissediyordu sanki
-Aradýðýnýz þey...
gözü Lir e iliþmiþti.kýzýl uzun saçlarýyla bakýyordu lacivert gözleri...
-Kardeþlerim......aradýðýnýz þey hiç bulamadýðýnýz ama hep aradýðýnýz hayatlarýnýz......Gerçek adlarýnýz kardeþlerim...Üzerini bir bahaneyle örttünüz hep...Onlar bize bir rol verdiler. Bir hayat verdiler, ve onu yaþamamýzý istediler. Bizi birbirimizden uzaklaþtýrdýlar kardeþlerim.... oysa biz herzaman “bir”dik. Hep ayný kabileydik...

Bu yollarý kim yaptý....
Sesini yükseltmeye baþlamýþtý.
Kim yaptý bu evleri arabalarý...
Kim koydu yaþama kurallarýný. Kim bizi gözetleme hakkýný verdi onlara..?Kim toplumu belirledi ve toplum dýþýna atma hakký verdi onlara.
Kim öðretti bize çekingenliði.Yaþamaktan kaçýnmayý... Sevgimizi göstermemeyi kim öðretti bizlere?
Bizleri ayýran kim bu denli?Evlerimize hapseden...
Aranýzadan hiçbirinizi tanýmýyorum. Çünkü yabancýlar tanýþýr...Oysa Biz her zaman ayný kabileydik...
Ve kardeþlerim, sizi içiyorum....
Elindeki bardaðý sonuna kadar içti.
Ve ardýnda kalan kabý, büro ve kokuþmuþ kurallarýna býrakýyorum...
Elindeki bardaðý herkesden uzak bir yere fýrlattý..Bu noktadan sonra artýk ne dedðinin önemi yoktu... Zaten Lir de müziðin sesini açmýþtý. Bazý gözler hissetti üzerinde masadan merdiven basamaklarýna basarcasýna sandalyelere basarak inerken.indiðinde kendini sakin bir gölün içinde gibi hisetti. Ýnsanlar baðýrýyordu, dansediyordu, gülüyordu, ama o kendini sessiz bir göl içinde hissetti, günbatýmýnda binlerce yýl önceye ait.
Ýnsanlarýn arasýnda sanki tam da güneþin battýðý yerde Se’yi görmüþtü. Se yakýnýna doðru geliyordu, danseden baðýrarak onuþan kalabalýðýn arasýndan... Yakýnýna geldiðinde elini omzuna koydu. Bir anda ...
Kalbindeki büyük enerjiyi hisseti. Se’ye dokunmasý öylesine kolay olmuþtu ki. Bu yeni bir dünya olmalýydý. Yakýnýna doðru çekti Se’yi.
-     Seni yüzbinlerce yýldýr tanýyorum.
-     Ben de seni... Gülümsemesi gerçekten güzeldi. Belki de aklýndan geçenler kendisininkilerden çok farlýydý. Ama içinde sanki kendini görüyordu.
-     sence yeni bir dünya kurmak için neyimiz eksik?
Gülümsemeye devam etti Se.
-     baþlatmaya çalýþtýðýn isyan?
Ayný gülümseme kendine de bulaþmýþtý...kendini anlaþýlmýþ hissetmiþti.
Elini sevgi dolu bir þekilde yanaðýna uzattý Se’nin. Se eliyle tuttu elini.
-     Seni ne zaman yine görebilirim?
-     Þimdi...
-     Yani sonra ne zaman görebilirim.
-     Þimdi...
Ayný gülümseme yeniden gelmiþti yüzüne. Daha fazla ýsrar etmeyeceði belliydi.
-     benim gitmem gerekiyor... Arkadaþlarým...
elini tutarak uzaklaþmaya baþladý, yeterince uzaklaþtýðýnda vücudu, eli de yavaþça býraktý elini, isteksizce, ve arkasýna bakmadan uzaklaþmýþtý Se.
Kendine kýzmýþtý. Biraz abartmýþtý sanki þu olayý. Neden normal bir insan gibi konuþmamýþtý ki. Ne gerek vardý mecazlý anlatýmlara. Her zaman bir “ sonra “ vardýr oysa öyle deðil mi..
Sonra dedi içinden, ve Lir’ döndü. Yeni biralar içerek bir baþlangýcý kutlamak için. Elinde yumuþak tatlý bir his kalmýþtý. Ve o gece bir kaçkez masalara çýkýp insanlarla baðýrsa da, kabilenin savaþçýlaryla savaþ danslarý etse de, yataðýna girip, o çýnlama sesini duyduðunda kulaðýnda, sadece elindeki yumuþak kadife hissi hissedecekti...


Sabah uyandýðýnda aklýna ilk gelen soru Giz’in ne ara ortadan kaybolduðuydu. Sanki bir ara buraya ait deðilim gibi birþeyler zýrvalýyordu ama, doðrusu pek de birþey kalmamýþtý aklýnda.

Yüzünü bile yýkamadan salona girdi... Bilgisayar bir yabancý düþman gibi gözüktü gözüne... Sonra þu düþmaný bir tanýyalým hele diyerek yaklaþtý ve yanýna oturdu.
Bilgisayar açýldýðýnda hemen birkaç reklam da açýldý beraberinde. Birkaçý ‘limonata kumsalý’ birkaçý arkadaþýnýzý bulun reklamlarý.... Büro kaydý, ileri büro üyelikleri....O sýrada gözüne bir resim takýlmýþtý.Bu ‘uzak’ ýn kapýsýydý.
‘UZAK ADLI BARDAKÝ ÇILGIN EÐLENCE ÇEVREYÝ RAHATSIZ ETTÝ’
Çýlgýn eðlence mi? Ne biçim bir kelimeydi bu. Fotoðrafta daha önce hiç görmediði yüzler vardý.Ve de Giz fotoðraftaydý. Þikayetçi kadýnlarýn yanýnda. Altta ‘Lir’in partisi gençler için eðlenceliydi ama yetersizdi’ yazýyordu. Daha fazlasýný isteyen gençeler için gelecek hafta ‘yakýn’ bar’da baþka bir parti düzenleneceði yazýyordu. Lir ile yapýlan reportajda gelecek hafta eðlenmek isteyen herkesin gelmesini istedikleri yazýyordu. Lir gazetecilerle mi konuþmuþtu. Daha çok insan çekmek için mi sadece?
Herþeye etiket koymak ne kolaydý.
En son açýlan bir uyarý notunda “toplum düþünce sistemini deðiþtirmeye yönelik demeçlerinizden dolayý Büro’ya en kýsa zamanda açýklama bildirgesi vermeniz önemle bildirilir” notunu gördü....Bilgisayarý tek düðmesine basarak derhal kapattý.
Tobi acýktýðýný anlatmak için gözlerini dikmiþti.
Evet saat 11’e yaklaþýyordu. Dün akþam hakkýnda çok az þey hatýrlýyordu.
Beynini uyuþmuþ hissetti . aklýna tek takýlan þey Giz’in ne zaman kaybolduðuydu ortalýktan.
Üstüne hemen birþeyler giydi, ve çýktý evden. Tobi kapýyý kapattýðýnda yemeðini neden vermediðini sorarcasýna aðladý arkasýndan.
Sokaklar her zmankinden kalabalýktý. Kaldýrýmlarda insanlar yeni açýlan dükkanlarýn önünde dolaþýyorlardý. Bir kýsmý dükkanda neler satýldýðýný merakla izliyordu vitrinden.
Yollarda otobüsler vardý. Dumanlar havaya karýþmýþtý.
Giz’in evine yaklaþtýðýnda komþularýnýn güzel evinin bahçesindeki aðaçlarýn kesilmiþ,ortasýna bir süs havuzu yapýlarak yanýna birkaç kýsa ömürlü çiçek ekildiðini gördü. Hemen yanýnda ise çok mutlu olma numarasý yapan yaþlý bir çift. Çok aptal gözüküyorlardý, evin yeni sahipleri...
Giz kapýyý açtýðýnda içeri girmesini istemez gibiydi.
-     Giz dün sen ne zaman gitti? Ben pk birþey hatýrlamýyorum da..
-     Belli. .. Söylediklerimi de hatýrlamýyorsun deðil mi?
-     Pek sayýlmaz ne zaman konuþtuk
-     ...
-     Bir kez daha söylermisin?
Giz göz göze gelemek istemez gibiydi.
O anda anlamýþtý ki Giz Büro üyeliðini ilerletmiþti. O artýk büro için bilgi toplayan bir ajandan baþka bir þey deðildi...
- Aslýnda benim sana söylemek isteyip söyleyemediðim o kadar çok þey var ki Giz... Bir zamanlar sana kendimi ne kadar yakýn hissetmiþtim. Oysa sen gerçekten bencil bir insanmýþsýn. Gerçekten yakýn olduðun insanlarý bile zannettiðmden kolay unutuyormuþsun...
Birkaç saniye isteksizce bakýþtýlar..
-     Seni bir süre görmek isteyeceðimi zannetmiyorum Giz...
Giz’in gözleri aðlamaklý olmuþtu.mavi rengi daha da belirginleþmiþti.
-     Özür dilerim........Beni affet....
Ýþte artýk kabul de etmiþti. Bu duruma düþmeden düþünmeliydi.. Zavallý Giz. Ne yaptýðýný bilmiyordu. Ama onu affetmesi mümkün deðildi. Ýsyan baþlamýþtý ne de olsa...
Arkasýný döndü. Bisikletine bindi ... Ve tek bir kelime bile söylemeden uzaklaþtý... Geriye bir Hain daha kalmýþtýhesabý görülesi gereken.. Lir...Demek hainlik de yapabilir di...

Yolda Se’nin sokaðýndan geçecekti yine... acaba onu görme þansý olurmuydu...
Gerçekten de Se yine aybný sokaktaydý.... Yanýndan geçerken durdu. Se arkadaþlarýnýn yanýndaydý. Bir an baktý, daha sonra göz temasýný falza sürdürmeden kaçýrdý. Ama gülümsemiþti. O çok güzel gülümsemesini yeniden hatýrladý...
Evet görüþmek istiyordu Se ile. Ama önce Lir iþini halledecekti.... Yine arkasýna bakmadan Bindi bisikletine. Ne de olsa Se’yi arkadaþlarý olmadan görmeyi tercih ederdi.

‘uzak’ýn kapýsýný açtýðýnda Lir içeride birkaç kiþiyle konuþuyordu... Ne dediðini dinlemeden baþka yönlere bakarak Lir2in yanýn”a geldi ...
-     Benimle birkaç dakikalýðýna gelirmisin?
Lir ayaða kalktý. Yavaþ hareketlerle takip etti kimsenin olmadýðý ba bölgesine doðru...
-     Ne yaptýðýný sanýyorsun sen Lir? Biz burada eðlence için mi topladýk insanlarý yoksa amacýmýz Büro’yu zayýflatmak ve güçlü bir büro direniþi baþlatmak mý?
-     Senin olmayan adýn için bir söz verdim unuttun mu? Söz sözdür...
-     Artýk kimseye inanmýyorum Lir... sana inanmam için bir sebep ver bana...
-     Annen ve baban o kazada ölmeden az önce, eðer þimdi ölürsek, karnýmdaki bu bebeðin adý hiç olmaz dememiþer miydi... Ve bu sözü her zaman tuttuk. ...Bazý sözler herzaman tutulur.
Gülümsedi alaycý bir þekilde...
-     Söz mü.... Dostluk ta bir sözdür ama, Giz þu anda bizim hakkýmýzdaki her bilgiyi Büro’ya veren, basýn yolu ile isyanýmýzý yok eden bir ajan haline dönüþmüþ durumda....
Lir baþýný sallamakla yetindi bir süre..
-     Giz dün bunu yaptýðýný söylerken utandýðýný söylediðini hatýrlamýyor musun. Den’in kaybolmasýný istediðini çünkü seninle beraber olmak istediðini söylediðini hatýrlamýyormusun... Seni ne kadar sevdiðini söylemeye hiç bir zaman fýrsatý olmamýþ. Ve artýk çok geç diyip duruyordu.
-     Ben pek bir þey hatýrlamýyorum. Zaten bir terslik vardý o iþte. Yani o büro2ya karþý
mý deðil mi þimdi?
-     Giz Den’den uzaklaþabilmek için Büro ile anlaþmýþ. Den’e iyi bir tatil düzenlemiþ Büro. Karþýlýðýnda da Büro ya bilgi toplamasýný istemiþler. O bunu senin için yapmýþ...
Bir anda kendini karmaþýk bir durumda hissetti. Tobi’ye yemek vermeliydim diye düþündü.
Tek dostum o...Sokaklarda dolaþýrken karþýlaþabilme ihtimali bile içini ýsýtan Se iseiyidi. Ama o arkadaþlarý ve küçük dünyasýna yaþayacaktý. Lir kendisinden iyi bir savaþçýydý. Belki kendi baþlatmýþtý herþeyi ama Lir devam ettirebilirdi....
Tobiye yemek vermeliydi. Ama yapmasý gereken bir þey de bu þehirden kurtulmalýydý. Giz’i ise düþünmek bile acý veriyordu. Evet bacaklarý ve vücudu gerçekten güzeldi. Ona karþý bir yanýyla hep aþýktý. Bir an olsun bile yanýnda olmak öylesine güzel di ki... eski günleri hatýrladý yeniden. Gece sanki yanýnda omzunu tuttuðu Giz’di. Keþke geceyi daha iyi hatýrlasaydý...ya da belki de hepten unutabilseydi...

Evin kapýsýný açtýðýnda Tobi kuyruk sallýyordu. Arkasýnda Tobi’yi býrakýp gitmek zor olacktý. Onu kime verseydi ki acaba?
Tasmasýný baðladý. Dýþarýda dolaþacaðýna sevinmiþti tobi. Sokaklarda yürümeye baþladýðýnda tobi’yle, þelaleyi hatýrladý. Giz’ile orada tüm gün oturduklarý günü. Ne yakýnlaþabilmiþlerdi bir an için, ne de kalkabilmiþlerdi....Ayný þimdi ki gibi diye düþündü...

Otobüsün kapýsý açýldýðýnda arkasýnda garip bir his kalmýþtý. Garip bir þehir, sevdiklerini, hayalleri, olabilme ihtimali olan ve olamayanlarý. Dar yollarýný boþ sokaklarýný özleyecekti bu kasabanýn...þehir olmadan önceki halini...
Otobüs ilerlediðinde dýþarý baktý.. Bir bisikletli çocuk yolda durmuþ ona bakýyordu... Belki de otobüsün dýþýndaki reklama.
Ýsyanýný düþündü. Küçük ama etrafý yanmaya baþladýðýnda geniþlyebilme ihtimali olan, yavaþ ve kararlý isyanýnýnýn temellerini...
Dýþarýdaki kardeþlerine baktý... Yabancýlar ve kardeþleri.... Hepimiz tek bir kabileyiz diye düþündü içinden.
Camýn hemen üzerinde “otobüsümüze kedi ya da köpek bindirmek yasaktýr” yazýsýný okudu...
Gülümseyerek baktý ayaklarý altýndaki hafifçe kýpýrdayan uslu çantaya, ve hemen kenarýndan çýkmýþ kahverengi burun ve bir çift göze...
-     Tobi......sessiz ol......seni býrakacaðýmý zannetmedin deðil mi...
Sessizce konuþyordu...
-     bakalým Limonata sahili nasýl bir yer.....



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Evrim ve Amerikan Halký [Bilimsel]


Blake kimdir?

Çoðu zaman sýradan, önüme gelen hayatý yaþayan bir insaným.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Blake, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.