..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Ýhsan Cihangir




29 Temmuz 2001
Eski Dünya Masallarý - Bölüm 2  
Ýcatlar ve Keþifler

Ýhsan Cihangir


Öykü, uzun bir geçmiþin öyküsü


:BGIB:
Nefes Açan :

Dünyanýn yuvarlak olduðunun ispatlanmasýndan az önceleriydi, hattâ eli kulaðýndaydý bile diyebiliriz. Güneyin insanlarýndan, tütünün mucidi ‘adý lazým deðil’ bey’ in torununun torunu, Ali Kâmil bey o günlerde, gece-gündüz ayýrt etmeden kara kara düþünmekteydi. O zamanlar, güneyin en güneyinde yaþamak zorunda olduðundan, gündüzlerin hiç bitmeyeceðini zannederken gece oluverir, gecelerin hiç bitmeyeceðini zannederken gündüz oluverirdi. Güneyin en güneyinde nedense hiç yaz mevsimi yaþayamadý Ali Kâmil bey. Altý ayda bir gündüz olur da, güneþi puslu bulutlarýn arasýndan görebilirse ne alâ... ‘Güney Ýnsanýnýn Haklarýný Koruma Mahkemesi’ nden çýkan bir kararla, zararlý icatlarý ve keþifleri yüzünden Ali Kâmil bey, güneyin en güneyine –o zamanlardaki adýyla ‘buzul güneyi’ ne- sürgün edilmiþti. Dedesinin –þu, bizim sivri zekâlý, zevk otu mucidinin- yolunu izlediðini sanmayýn sakýn ! Ali Kâmil bey aslýnda yararlý, yararlý olduðu kadar ilginç icatlarýn peþinde koþmaktaydý. Fakat, ne hikmetse, o zamanlar bu, bazý çýkar çevrelerinin iþine gelmemekteydi.
Sürgüne gönderilmeden önce, yani dünyanýn yuvarlaklýðýnýn ispatýndan iki yüz yýl önce, Ali Kâmil bey güneyin en güzel bölgesinde : orta güneyde, çam ormanlarýnýn arasýnda bir kulübecikte yaþamaktaydý. Buzul güneyine sürgün edilmesine sebep olan icatlarý, iþte orada filizlendi.Ýlk bulduklarýna icat demek yanlýþ olur aslýnda, bunlar daha çok keþif türü buluþlardý. Siz; yaþlý dünyanýn genç insanlarý, daha iyi bilirsiniz ki, keþif mevcut durumdaki bir þeyi bulup ortaya çýkarmaktýr. Ýþte bu konuda, o zamanlar Ali Kâmil bey’ in üstüne adam yoktu.Tek baþýna yaþadýðý kulübesinden haftada bir-iki kez çýkar, kent yaþamýna yeni yeni geçildiði o günlerde, kentin en entel tabakasýnýn uðrak yeri olan sohbet odalarýna giderdi. ‘Kahve’ nin çoktan icat edildiði ve ‘bir fincan kahvenin kýrk yýl hatýrý vardýr’ deyiminin ‘bir tas kahvenin dört yüz yýl hatýrý vardýr’ diye bilindiði o günlerde, koyu kahvelerin içildiði koyu sohbetlerde, Ali Kâmil bey yeni keþiflerini muhataplarýna ballandýra ballandýra anlatýr, fakat her seferinde mutlaka aðýr bir biçimde eleþtirilir, alay edilir, sonra sinirden fitil olmuþ bir halde kulübeciðine geri dönerdi Buna karþýn, kesinlikle yýlmaz, adýna yeni yeni ‘masa’ denilmeye baþlanan þeyin (eþyanýn tekili olan þey) üzerine kâðýtlarý atar, bütün siniriyle yazmaya baþlardý. Yazdýklarýnýn gelecekteki yaþlý dünyanýn genç insanlarý tarafýndan mutlaka dikkate alýnacaðýný düþünür, onunla avunurdu.
Bir seferinde, yine bütün siniriyle kentten ayrýlýp çam ormanýna daldýðýnda, sinirini üzerinden atabilmek için, kulübesine kadar koþmaya karar verdi. Koþmaya baþladý, koþtu koþtu koþtu... Hýzýný alamadý, kulübeyi de geçti, orta ormana geldi, halâ koþuyor, baktý bunun bir sonu yok durdu. Hem de soluk soluða falan kalmamýþtý. Buna sizin gibi, o da inanamadý, geriye koþtu, koþmaya baþladýðý yeri buldu, sonra hafif bir soluk soluða kalmýþlýkla tekrar ileri koþtu ve en sonunda tam bir soluk soluða kalmýþlýkla , koþtuðu mesafeyi yüz bin güney insaný adýmý ölçtü ki bu bugünkü ölçüye göre on bin yaþlý dünya insaný adýmý eder. Bunu üçle çarptý, üç yüz bin güney insaný adýmý...Kafasý karýþtý, kulübesine geri döndü, adýna artýk masa demeye alýþtýðý þeyin yanýnda duran, o zamanki adýyla ‘tabure’ denen þeyin üzerine oturdu, ilerideki günlerde buzul güneyine sürgüne gittiði zaman düþüneceði gibi kara kara düþünmeye baþladý.
Buzul güneyinde halâ gündüz olduðu halde, orta güneyde hava kararmaya baþlamýþtý ki, taburesinden kalktý, sivri zekâlý, zevk otunun mucidi dedesi gibi, çam ormanýnda, ‘buldum buldum !’ diye baðýrarak koþtu, biraz önce koþmaya baþladýðý yere geldi. Kafasýný kaldýrdý, devasa çam aðaçlarýna ve araya sýkýþýveren ulu çýnar aðaçlarýna baktý, küçücük parmaðýný kaldýrdý, havada bir-iki kez salladý, aðaçlar kendisini duyuyormuþ gibi, ‘sizi gidi sizi !’ diye onlara seslendi. Bu sefer ki keþfine kimsenin inanmayacaðýný düþündü, üzüldü, ‘ama olsun, belki onlar bana inanýr.’ dedi, koþarak kulübesine vardý, kâðýt çoktan icat edildiðinden zorlanmadan, düþündüklerini, bir hokka dolusu mürekkep ve bir kuþ tüyü yardýmýyla, geleceðin yaþlý dünyasýnýn genç insanlarýna yazmaya baþladý :
“Ben, Ali Kâmil, yeni bir þey buldum ! Bunu sizinle paylaþmak istiyorum, hem belki siz benim bu keþfimi henüz keþfedebilmiþ deðilsinizdir, beni dikkatle dinlerseniz keþfetme zahmetinden de kurtulursunuz. Bilirsiniz, keþfetmek epey zorlu bir iþtir. Neyse sizi daha fazla meraklandýrmadan anlatayým : bugün koþtum, hem de öyle az bir mesafeyi deðil, yaklaþýk üç yüz bin adýmý. Her yüz bin adýmda en fazla birkaç saniye soluklanmýþýmdýr. Yani, neredeyse hiç durmadan koþtum. Ýnanýn, bu zamana kadar benim koþtuðum mesafeyi koþan bir tek güney insaný dahi görmedim. Bunu çok düþündüm ve sonunda þunu buldum : benim bu kadar mesafeyi koþabilmemin sebebi aðaçlardýr. Evet, yanlýþ duymadýnýz: aðaçlar... Çünkü ben yaklaþýk dört yüz yýldýr çam ormanýnda küçük bir kulübede yaþýyorum ve çitalarý, kaplanlarý gördüm, onlar da benim gibi uzun mesafeleri koþabiliyorlar. Tabii, gözlemlediðim kadarýyla onlar benden daha hýzlý koþuyorlar, fakat eminim bunun sebebi onlarýn dört ayaðý, benim iki ayaðým olmasýdýr. Neyse, madem biz bu kadar uzun mesafeleri koþabiliyoruz, etkilendiðimiz ortak bir þey olmasý gerekir diye düþündüm. Bu da olsa olsa aðaçlardýr. Bence aðaçlar, benim koþma performansýmý artýran bir þey çýkarýyorlar ve bunu havaya salýyorlar. Bu þey, Aristo’nun dünyanýn üç temel maddesi diye tanýttýðý maddelerden biri olan havaya benzer olsa gerek. Çünkü havayý göremediðimiz halde varlýðýný biliyoruz. Ben de bu þeyi göremediðime göre o da hava gibidir. Ben ona bir isim taktým, umarým beðenirsiniz, ona ‘nefes açan’ dedim. Ýþte, sözün özü, benim bugün üç yüz bin güney insaný adýmý mesafeyi zorlanmadan koþmamý saðlayan, havaya benzeyen, adýna ‘nefes açan’ dediðim þeydir.
Bir gün, bunu siz tekrar keþfettiðiniz zaman, isterseniz adýný deðiþtirebilirsiniz. Ama lütfen, altýna ‘Ýlk mucidi, Güney Ýnsaný Ali Kâmil Bey’ diye not düþmeyi unutmayýn ! Yeni keþiflerimde görüþmek üzere !”
Ýþte bizim Ali Kâmil beyin, buzul güneyine sürgün edilmesine sebep olan þeyler bu ve buna benzer, Güney Ýnsanýnýn Haklarýný Koruma Mahkemesine (GÝHKM) göre, güney insanýnýn aklýný karýþtýracak, boþ iþlerle uðraþmalarýna sebep olacak keþifleriydi. Fakat, Ali Kâmil bey hiç yýlmadý, keþiflerine buzul güneyinde de devam etti ve yaþlý dünyanýn genç insanlarý, kendisinin de dediði gibi onunla yeni keþiflerde buluþmaya devam etti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Eski Dünya Masallarý - Bölüm 3
Eski Dünya Masallarý - Bölüm 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yörük Hasan
Çapkýn Cemil'in Maceralarý
Bavul Cinayeti
Sarý Vosvos
Sarý Vosvos - Bölüm 2


Ýhsan Cihangir kimdir?

Yazan adam, þimdilik 22 yaþýnda; öðrencilik günlerinin bir an evvel geride kalmasýný isteyen sýradan bir üniversiteli. Ne yaþadaðý þehrin adý önemli ne de okuduðu üniversitenin, dedim ya o sýradan bir üniversiteli. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Ýhsan Oktay Anar, Murathan Mungan.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýhsan Cihangir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.