Ben bir gazeteciyim. Eðer bir gazeteciyseniz, belli bir iþiniz yok demektir. Gazetecilik bir iþ deðil mi? diye soranlar olabilir. Tabiki bu anlamda demiyorum. Gazetecilik bir iþtir. Ancak ben belirli bir iþten ve belirli bir mekandan bahsediyorum. Yani mesela bir ÝETT þoförünün iþi bellidir. Sabah kalkar otobüse biner ve sabahtan akþama kadar belli bir güzergahta yolcu taþýr. Ama gazetecinin iþi bu kadar yeknesak deðildir. Gaüzeteci her zaman her türlü iþi yapan kiþidir. Hatta bazýlarý abartýyor ve patronu adýna iþ takipleri falan da yapýyorlar. Þantajlar vesaire gibi kirli iþlere el atanlar falan var.
Tabiki biz bunlarý yapmýyoruz. En azýndan ben kendi adýma yapmýyorum. Zaten ben hatt-ý zatýnda bir yazar deðil bir muhabirim. Gazeteme daha küçük çaplý haberler yazýyorum. Bazý günler öyle sýkýcý geçerki gazetede, bazý zamanlarda öyle yoðundur adeta bunalýr insan.
Tabi bu yoðunluðun yanýnda çok iyi taraflarý yok deðil gazeteciliðin. Mesela gazeteciyin dediðiniz zaman bütün kapýlar sizin önünüzde açýlýverir. Bir zaman size tepeden bakan insanlar bir anda size beyli, hanýmlý konuþmaya baþlarlar ve hizmette kusur etmezler. O kocaman kocaman para babalarý önünüzde önlerini ilikler ve ayaða kalkarlar. Bunlarýn hepsi o kimliðin, yani gazeteci kimliðinin avantajlarýdýr.
Bir diðer yönü ise sürekli deðiþik etkinlikler dolayýsýyla mdeðiþik yerleri görme imkanýdýr. Deðiþik þirketler, belediyeler, siyasi partiler vb kurum ve kuruluþlar bir faaliyette bulunur ve sizi de bütün masraflarýnýzý karþýlayarak, yanlarýnda götürürler. Güzel yerler görür, güzel yemekler yer, güzel otellerde konaklarsýnýz. Belki daha önce görmediðiniz pek çok yeri bu mesleðe baþladýktan sonra görürsünüz.
Mesela ben bu mesleðe baþlayalý, profesyonel anlamda yaklaþýk 5 ay oldu. Bu dönem zarfýnda Kocaeli, Sakarya, Çanakkale, Tekirdað, Erzurum, Diyarbakýr, Batman ve Siirt?e gittim. Bu þehirlerin gerçi çoðunu daha önce görme fýrsatým olmuþtu ama yeniden görmekte insana birþey kaybettirmiyor.
Daha yakýn bir zamanda Diyarbakýr, Batman ve Siirt?e gittim. 2001 yýlýnda da Siirt hariç bu þehirlere gitmiþtim. Ancak bu kadar gezme fýrsatým olmamýþtý. Mesela Balabani otelinde kalmamýþtým. Diyarbakýr?ýn en güzel yerinde bulunan ve Akkoyulular zamanýndan kalma Gazi Köþkü?nü görmemiþtim. Ofis denen ve Diyarbakýr?ýn en merkezi yeri olan noktasýnda bir akþam çay içip arkadaþlarýmla tavla oynamamýþtý. Siirt?i zaten yeni görüyorum.... Bu benim için gerçekten çok önemli diye düþünüyorum. Mesela Siirt?in ilçesi Tillo?yu görmek çok önemliydi. Yani insanlar dýþarýdan baktýklarý zaman ilçe denince muhayyilelerinde büyük bir yer tahayyül ederler. Ancak Tillo?ya gittiðiniz vakit buranýn terkedilmiþ bir köyden baþka bir þey olmadýðýný görürsünüz. Ancak bunun yanýnda Tillo?nun bir tarihi abideler merkezi olduðunu da görürsünüz. Bir çok kiþiye Erzurumlu Ýbrahim Hakký?nýn mezarý nerede diye bir soru sorulsa, herhalde Erzurum cevabýný verir. Ancak Erzurumlu Ýbrahim Hakký?nýn mezarý Tillo?da. Fakirullah Hazretlerinden ders almak için Tilloya gelmiþ Ýbrahim Hakký.
Ben Ýbrahim Hakký?nýn sadece dini ilimlerde kendini yetiþtirmiþ bir kiþi olduðunu zannediyordum. Bu gezi sonrasýnda bunun bu bilgimin eksik olduðunu da gördüm. Ýbrahim Hakký, sadece dini ilimlerde deðil, pozitif ilimlerde de büyük bir bilginmiþ. Bunu nereden anladýðým yolunda bir sual sorulabilir. Hemen anlatayým. Ýbrahim Hakký, hocasý Fakirullah Hazretleri vefat edince ona bir türbe yapmýþ. Bu türbe tam bir ilim gerektiriyor. Ýbrahi Hakký Tillo?nun doðu ucunda bir daðýn tepesine bir sistem kurmuþ. Bu sistemle 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde ilk doðan güneþi hocasý Fakirullah Hazretleri?nin Türbesinin üzerine düþürmeyi baþarmýþ. Türbe 1960 yýlýnda restorasyondan geçirilmiþ. Bu restorasyon çalýþmasýnda bu düzenek bozulmuþ ve yeniden yapýlamamýþ. Türkiye?den ve dünyanýn deðiþik yerlerinden bu sistemi incelemek için bir çok bilim adamý gelmiþ ve yeniden güneþi Fakirullah Hazretlerinin türbesine doðmasýný saðlayamamýþ. Mihmandarýmýzýn anlattýðýna göre, Tilloya gelip bir çok fizikçi bu sisteme kafa yormuþ ancak çözememiþ. Belki o adam kendi memleketini öðüyor diyeceksiniz. Ancak bu adam da bir bilim adamýydý. Ýbrahim Hakký?nýn karþý daðda yaptýðý duvar hala oracýkta duruyor.
Neyse diyeceðim gazeteciliðin böyle büyük avantajlarý da bulunuyor. Tabiki diðer kötü veya olumsuz taraflarýný diyelim görmezseniz eðer yapýlabilir. Ama böyle gezilerde eðer haber de yazdýracaksanýz bir çok imkansýzlýkla ve sorunla da karþýlaþmanýz muhtemeldir. Böyle durumlarda da bir kaç yaþ yaþlanýrsýnýz.
Geçenlerde bir araþtýrma sonucu yayýnlandý. Bu araþtýrma sonucuna göre en çok sigara içen meslek grubunun gezeteciler olduðu ortaya çýkmýþ. Gerçi ben bir gazeteci olarak sigara içmiyorum ama... Bu durum oraný düþürmüyor. Belki ilerleyen zaman da bende baþlayabilirim. Tabiki þimdilik böyle bir niyetim bulunmuyor. Bu anket sonucunda gazetecilerin ilk sýrada yeralmalarýnýn en önemli nedeni iþ sitresinin bu meslekte yüksek olmasýdýr.
Hele bizim ülkemizde, doðru dürüst sendikalaþmanýn olmadýðý, gazetecilerin çoðunun toplumsal anlamda deðil de kendi kurumlarýnda hak ettikleri deðeri almamalarý çalýþma þartlarýný daha da zorlaþtýrmaktadýr.
Ama yine de ben bugün iyiki gazeteci olmuþum diyorum... Ama bazen keþke öðretmen olsaydým dediðim de olmuyor deðil.....
Ahmet Bekir TURAN