..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > pervin özbýçakçý




10 Temmuz 2005
Bir Kadýn, Bir Adam, Ýki Düþ ve Düþüþ Öbür Düþte  
Ahmet ve Selma farklý düþler yaþadý, herkes gibi.

pervin özbýçakçý




:BBIF:
Akþam yatmazdan evvel her zamanki ihmalkarlýðý ile perdeleri tam anlamýyla kapatmamanýn acýsýný yine her zamanki gibi perde aralýðýndan süzen hýnzýr güneþ ýþýnlarýnýn göz kapaklarýný yakmasý ile ve hiç istemediði bir anda uyanmakla ödedi Selma. Ýçinden homurdanarak – hep içinden homurdanýrdý- yataðýn her zaman yattýðý ve yatmazsa uyuyamadýðýna inandýðý gibi, yatmazsa uyuyamadýðýndan yattýðý sað tarafýndan, doðrularak; her zaman yaptýðý ve yapmazsa iþlerinin ters gideceðine inandýðý için önce sað ayaðýný uzatarak, yaz kýþ fark etmeden her zaman giydiði ve giymezse üþüteceðinden korktuðu ekose yün kumaþla kaplý terlik modelinin henüz ömrünü tamamlamamýþ bir çiftinin sað tekine, sonra da sol ayaðýný sol tekine uzatarak giydi. Yine vazgeçilmez, alýþkanlýklarýndan biri olan; geriye doðru vücudunu esnetme eylemini de yerine getirdikten sonra yavaþça ayaða kalktý.

Her günkü alýþkanlýklarýndan birisinin eksik kaldýðýný dehþetle ; yataðýn her zaman dolu olan ve boþ olabileceði hiçbir zaman aklýna dahi gelmeyen, bu nedenle hiçbir zaman bakmadýðý sol tarafýna baktýðýný ve o anda da bomboþ olduðunu fark etti. Baktýðý için mi boþtu, boþ olduðu için mi bakmýþtý?

Böyle deðiþiklikleri hiç sevmezdi ki. Kaç kere söylemiþti kendisine. Ne dengesiz adamdý, þu kocasý. Sýrf kendini sinir etmek için erkenden kalkmýþ olsa gerekti. Hadi bir de kahvaltýyý hazýrlamýþ olsa da, daðýnýk mutfaðý görünce iyice asabý bozulsaydý. Dýþardan birisi olsa, “Daha ne istiyorsun?” diyebilirdi belki, ama kendisi O’nu bu tuhaf alýþkanlýðýndan vazgeçirene kadar ne çok uðraþmýþtý. Evlendiklerinden itibaren üç yýl boyunca her sabah kahvaltý hazýrlayýp; kendisini, uyanmayý hiç istemediði uykusundan nasýl da uyandýrýrdý, adam. Neyse ki söylene söylene bu huyundan vazgeçirmiþti. Artýk, kendisi uyanmadan uyanmýyordu bereket versin ki... Peki, bunca yýldan – 13 yýl - sonra ne olmuþtu da, Adam erkenden kalkmýþtý acaba! Kocasýna seslendi, hemen yýlgýn bir sesle cevap alacaðýna inancý tam olarak. Cevap alamadý.

On üç yýl önce, bugün evlenmiþ olduklarýný düþündü Selma, sonra da on üç sayýsýnýn uðursuz olarak kabul edildiðini. Belki de gerçekten uðursuzdu þu on üç sayýsý. Nitekim, sabah sabah Ahmet’in yokluðunun tuhaflýðýný da ancak böyle bir kabul edilemez mantýk izah edebilirdi. On üç yýlý terliklerinin ucunda sürüye sürüye mutfaða yürüdü, henüz iki yýllýk olan yeþil emaye çaydanlýðý su doldurup, bu eskimiþlikte her sabah yenilenen çay lezzeti için hazýrlýklarýný tamamladý. Selma’ya göre, sabah çayý bir evi yuva yapmaya yetebilecek, sihirli bir iksirdi. Alýþýldýk çay seramonisinden sonra, on üç yýllýk adýmlarla banyoya doðru yürüdü. Banyoda bildik traþ losyonu kokusu ve lavaboda býkkýnlýktan fark etmeyi terk etmiþ olduðu, sakal artýklarý ile sümük tortularýný göremeyince, sabah sabah ikinci þaþkýnlýk dalgasýna kapýldý, bu þaþkýnlýktan olsa gerek, ilk yaþýnýn adýmlarý ile hýzlý ve beceriksizce salona koþtu. Yemek masasýnýn üstünde kocasýna ait cep telefonu, cüzdan, anahtarlýk, kartvizit yýðýnlarý ve bir dolu bozuk parayý yerinde bulunca, sýrasýyla rahatlýk ve kaygý duygularý ile yoklanan benliði bir kez daha seslenme ihtiyacýný duydu, ama içten içe cevap alamayacaðýný biliyordu. O nedenle, bütün evi dolaþtý, bulduðu sadece küçük kýzýnýn uykulu nefes sesleri oldu. Kendi kendine, adamýn ekmek almaya gitmiþ olabileceðini söyledi, evet en iyisi beklemekti. Beklerken de, sigarayla arkadaþlýk etti. Bir, iki, üç sigara, arada demlenmiþ çaydan, bir, iki, üç bardak. Geçen zaman, çalmayan kapý, gelmeyen beklenen…Sonuç, boþluk, yokluk ve “Günaydýn anne!”

Garip bir rüyadan uyandýðýný ayrýmsadý Ahmet, rüyasýnda. Boþ, bomboþ bir evde, tanýdýk bildik eþyalarýn kokusu olmaksýzýn uyanmýþtý. Kalp atýþlarýný gümbür gümbür duyumsadýðý bir sessizlik içinde yataktan kalkmýþtý. 13 yýldýr yaptýðýnýn aksine, yalnýzlýðýn farkýna varmasa da, yalnýzlýktan kaynaklanan özgürlüðün hissiyle.

O kalkýþ sonrasýnda da yürüyüp gitmiþti iþte... Hepsi bu.

Ahmet, Selma’yý gördüðü o sonbaharda, dalgalý siyah saçlarýnýn beyaz teni ile yarattýðý zýtlýðýn sarhoþluðuna kapýlmýþ, kendini umursamayan gözlerle etrafýný seyreden, kah þen kahkahalar atan, kah mahzun duran, ama her þartta kendisine aldýrmayan bu yeþil gözlü kýza fena halde içerlemiþti.

Vasat görünümüne raðmen, bugüne deðin canlý ve neþeli karakteri ile çevresindeki kýzlarýn ilgisini, gizliden gizliye gurur duyacaðý kadar çok görmüþtü. Ama bu kez, durumun çok daha farklý olduðunu algýladý. Ýlk kez, karþý cinsten birisi kendisini fark etmemiþ görünüyor, yaptýðý esprilere, anladýðý halde; güleceðine gülümsemekle yetiniyor ve daha da önemlisi gözlerine, gözlerini kaçýrma ihtiyacý duymadan çakmak çakmak, çoktan karar vermiþ birinin edasýyla bakýyordu. Yeni tanýþtýðý bu kýz üzerinde, alýþýk olduðu etkiyi yaratamayan Ahmet, olaylar karþýsýnda bir inek mahmurluðu içerisinde bakýnýrken, ayný zamanda sohbette merkeze yerleþme gayesiyle maymun neþesi ve gevezeliði ile konuþuyor, konuþuyordu. Yeþil gözlü kýz hala bir beðeni ifadesini takýnmamýþ ve hatta bu hayvanat bahçesi gezisinden sýkýlmýþ görünüyordu.

“ Ne kadar sýradan bir genç. Ne özelliði var ki, Feyza bu adamý bu kadar beðeniyor acaba?Bu mu? sohbetine doyum olmayan kazanova... Feyza ne demiþti! –
-Selma! Bir görsen, o kadar etkileyici birisi ki. Ýnsan O’nun yanýnda zamanýn nasýl geçtiðini anlayamýyor. Entelektüel biri, hep anlatacak bir þeyler buluyor, çok eðlenceli...
Eee... Bunun ne tarafý eðlenceli yahu... Adam habire, laf ebelikleri ile zeki olduðunu ispata uðraþýyor. Aðýr ol da molla desinler hoca. Ha, bir de tüm kýzlarý ölçüp biçmesi, hangisi bana kesik araþtýrmalarýný yapmasý var. E be Feyza, alacaðýn olsun, þöyle uzanýp keyif çatmak varken beni bu maymunla ayný masaya oturttun ya, ne demeli sana. Neyse ki, Cemal de masada. Hoþ, ben de zaten O’nun varlýðýna tav oldum, geldim ya. Gerçi, Cemal’in gözü bende deðil, daha doðrusu adam ot gibi, hiçbir kýza bakmýyor. Bozuk mu acaba? Neyse caným, daha kimseye yazýlý deðil ya biz buna sevinelim Olmadý, abla derim Ne hoþ Cemal Abla!.”
-     Sen de gelmeyi düþünür müsün?
-     Pardon, nereye?
-      Hafta sonu, piknik var, demin konuþtuk, hatta gülümsediðinizi görünce gelmek istediðini düþündüm.
-     “Cümleye bak kardeþim, aslaným Feyza, ne düzgün adam beðenmiþsin, Ayný cümlede, þahýslarý dahi düzgün kullanamýyor. Bu mu senin entellektüelin!” Yok, ben baþka bir þeye gülmüþtüm. Ne konuþulduðunu dahi duymadým.
-     E þimdi duydun, gelecek misin?
-     Bilmem, Feyza gelecekse olabilir.

“Bugün, nedense bir inek mahmurluðu ile bir maymun neþesi arasýnda gidip gelmekteyim. Neden, her söylediðim sözden sonra, þu Yeþil gözlü kýza takýlýr ki bakýþlarým... Kýz beni takmadý, kabul. Bu neden beni bu kadar olumsuz etkiledi ki? Oðlum, kendine gel. Feyza denen þu kýza takýlsana, her yaptýðýn espriye katýla katýla gülüyor iþte, ne desen tartýþmasýz mükemmel bulacak. Ýstersen Ýlahý olursun. Ama aþk bu kadar kolay olmamalý, deðil mi? Ama gözler de göz abi, Kýzýn duruþunda bir baþkalýk var. Aklý buralarda deðil gibi, benim farkýmda bile deðil. Kendimi fark ettirmenin bir yolunu mutlaka bulmalýyým. Bunun gerçekleþmesi için pek çok þeyi yapabilir, imkansýzý gerçekleþtirebilirim.
- Piknik mi? Çok hoþ.
Ahmet, günler geçtikçe ve Selma ile paylaþýlan zamanlar arttýkça, bu Yeþil Gözlü kýzýn hayatýnda önemli bir unsur olduðunun idrakine varmaktaydý. Geceleri, O’ndan ayrý geçirdiði zamanlarda mektuplar yazýyor, hayatýnýn en önemli varlýðý halini alan bu kýza ne söylese az geleceði zannýyla, acýlar içinde kývranýyordu. Aradan geçen onca zaman zarfýnda, aralarýnda kurulan arkadaþlýðýn gereðinden fazla güçlenmesinden ve kendi duyduðu aþkýn yeþeremeden solmasýndan korkuyordu. Selma’nýn yanýnda bir diðer yarýsý ile buluþmuþ insanlarýn duyduðu haz duygusu ile yaþýyor ve nefes alýyordu. En kalabalýk arkadaþ toplantýlarýnda, en tenha park gezilerinde hep yaný baþýnda yer alýyor, O’nun gözleri her neye bakýyor olsa da kendine dair anlamlar çýkarmaya uðraþýyor, ilgisinin karþýlýksýz olmadýðýna kendini inandýrmaya çalýþýyordu.
Bütün bu olup bitenler sýrasýnda elbette Selma da, kadýnlara has ilgiyi algýlama kapasitesi ile olaylarýn akýþýný fark etmiþti. Ancak, bu zararsýz evrensel oyunun gerektiði kadar sürmesini Ahmet’e nazaran daha bilinçli ve sabýrla bekliyor, asla Ahmet’in istediði o baþlangýç bakýþýný ele vermiyordu.


“Yeþil gözlerinin girdabýnda
Susuzluða mahkum,
Boðuluyorum.
Ne feryat, ne figan,
Ölüm senin gözünde,
Yaþam dilinde,
Ey sevgili,
Bana “evet” de.”

     Bir iliþkinin baþlangýç aþamasýnda nedense erkeklerde romantizm had safhada olur, nedense kadýnlar da bu gel geç romantizm karþýsýnda daima üstlerine düþeni yaparlar. Nitekim, Selma da, Ahmet’in bu ilk ve son haykýrýþýný duyar duymaz, oyunun ikinci aþamasýna geçilmesi gerektiðini anladý. Ve detaylarý o ikiliyi ilgilendiren iliþki böylece baþlayýp, mutlu son diye bilinen evlilikle noktalandý. Evlilikleri tam on üç yýl sürdü ve bir kýzlarý oldu. Kýzlarý on yaþýndayken, Ahmet hiçliðe karýþmayý seçti, herkes kendi yazgýsýný yaþamaya devam etti.




.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Çok Hoþ
Gönderen: zeynep küçük / kýrþehir/Türkiye
25 Temmuz 2005
Kelimeler de yüzdüm... Çok hoþ olmuþ. Baþarýlar..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Masaldýr Belki de Hayat

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Düþ Öyküleri - I
Uzun Bir Yolculuktu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gecikmeden Gelmelisin, Mutlaka [Þiir]
Þehit Anasýna Mektup [Þiir]
Boþ Çerçeve [Þiir]
Derbeder [Þiir]
Yaþamak Lazým [Þiir]
Firari Ruh [Þiir]
Gereksindiklerim [Þiir]
Boþu Boþuna [Þiir]
Yaþamak ve Büyümek Üzerine [Deneme]
Sana Git Diyebilmek [Deneme]


pervin özbýçakçý kimdir?

Okumakla öðrenir insan yaþamadýklarýný, yazmaksa yaþamaktýr.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © pervin özbýçakçý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.