Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu |
|
||||||||||
|
Kim demiþ, niye demiþ bilmem de… “Zevkler ve renkler tartýþýlmaz” sözünü bir türlü kabullenemedim gitti. Niye tartýþýlmasýn ki? Mesela bir tanýdýðým var. En büyük zevki, küçük çocuklara küfür öðretmek. Bir dakika bir çocukla beraber olsun, dünyada ne kadar küfür varsa, çocuðun literatürüne girer. Yine, geçmiþte birisini tanýmýþtým. Ona göre dünyanýn en büyük zevki, insanlarýn ensesine tokat atmak. Tanýsýn, tanýmasýn, hoþuna giden bir ense görürse; arkadan gelip “þaap” diye vurmaktan kendini alamýyor. Hele bir de, yeni týraþ olmuþ, biraz da kalýn bir enseyse, sonucu ne olursa olsun, o enseye tokadý mutlaka yapýþtýracak. Bu yüzden yemediði dayak, baþýnýn girmediði bela kalmamýþtý. Ama vazgeçemiyordu bir türlü; zevk iþte... Yani böyle zevkleri tartýþmayýp da, hâlâ dünyanýn döndüðünü, yer çekim kanununu mu tartýþalým. Neyse zevklerin tartýþmasý ayrý bir konu da… Benim aklýmýn yatmadýðý, renklerin niye tartýþýlmadýðý… Üniversitedeyken bir kýz arkadaþým vardý (Yok bildiðiniz gibi deðil; sýnýf arkadaþý). Kantinde, kafeteryada, belediye otobüsünde, hatta pikniðe gittiðimizde bile, elinde hep bir kitap taþýrdý. Ýlk zamanlar “Ne kadar kültürlü bir kýz” diyordum. Sonra bir dikkat ettim ki, göðsüne doðru yaslayýp elinde taþýdýðý kitap, o gün giydiði blûzüyle hep ayný renk. Ne zaman yeni bir blûz alsa, mutlaka kapak rengi ayný olan bir de kitap alýyormuþ (Güzel de yakýþýyordu laf aramýzda). Renkler, bazýlarýna göre tartýþýlmaz tabi. Mesela emekli öðretmen bir arkadaþým, tam bir renk cahilidir. Bir siyahý bilir, bir de beyazý (Beþiktaþ’ý da onun için tutar zaten). Eh iþte bazen de turuncudan bordoya kadar olan tüm tonlara “kýrmýzý” der o kadar. Gene iyi; eskiden “al” derdi de, “Benim adým kýrmýzý” kitabýný okuduktan sonra epey bir uðraþýp “kýrmýzý” demeye alýþtý bari. Aslýnda iyi de þofördür. Trafik lambalarýný nasýl ayýrt ettiðini sordum. “Ben maviyi, sarýyý bilmem. En üstteki yanýnca duruyorum, alttaki yanýnca yürüyorum” diyor. Çoðu zaman böyle idare ediyor da… Bazen de, karýþýklýk olmuyor deðil tabi. Beraber bir etkinliðe gittik. Protokolden birisinin özgeçmiþini sormamýz lâzým. Ama o kiþiyle benim pek aram iyi deðil. Hoca’ya uzaktan gösterdim. Sonunda da “çingene pembesi gömleði olan” dedim. Hoca gitti, ben de etkinlikle ilgili fotoðraf çekmeye daldým. Bir süre sonra geldi, röportajý teybe almýþ. Büroya döndük, teybi açtýk ki, sesi kaydedilen adam “konar-göçer yaþamý anlatýyor. Hoca, o kadar kiþinin arasýndan pembe gömlekli bir çingene yakalamýþ, hayat hikâyesini anlattýrmýþ. Bir mesai arkadaþým var. O da öyle. Gerçi renk saðýrý filan deðil ya. Ona göre renkler ya mavidir, ya kýrmýzý. Bazen yeþil sözcüðünü kullandýðýna rastlayan olmuþtur. Ona göre eflatun; bir bilge kiþidir. Sýklamen, bir çiçektir; þarap kýzýlý, kýzýl viyole, kýzýl büyü deyince, lafý mutlaka siyasete getirir. Kesekaðýdý rengi desen, gidip bir avuç leblebi alýr gelir. Onun yanýnda hardal sarýsýndan, soðan kabuðu renginden bahsetsen, hemen “Bu sene sebze fiyatlarý da bayaðý pahalý” demeye baþlar. Bir gün “Benim en sevdiðim renk, leylak” demeye kalkýþtým, dakikalarca göçmen kuþlarýn tarihçesini anlattý. Kurþuniden sözedince, 80 öncesi anýlarý klýna gelir. Týrþiyle, çömlekteki turþuyu; cam göbeðiyle, Türkan Þoray göbeði þekerini; göl grisiyle, buz mavisiyle buzlu rakýyý; yavru aðzýyla, bebek aðzýný hep karýþtýrýr. Taba, turkuaz, göl grisi onun için pek bir þey ifade etmez de, eh iþte biraz çimen yeþili rengini tanýr. Ona da “çayýr yeþili” der. Konu renkten açýlýnca televizyonda program yapan birisinden bahsetmesek ayýp olur. Allah için, onun giyimdeki renk seçimine hayraným. Televizyona çýkýp da fuþya bir gömlek, yosun yeþili bir fular taktýðýnda, valla izlemeye doyamýyorum. Pantolon rengi bazen mürdüm, bazen de parlament mavisi oluyor ki, gözleriniz tam bir renk ziyafeti yaþýyor. Böyle bir renk armonisini gerçekten de ondan baþkasýnda görmek mümkün deðil. “Renkler tartýþýlmaz” sözünü niye bir türlü anlayamadýðýmý, biraz olsun anlatabildim sanýrým. Tüm yaþamýnýz gökkuþaðý gibi olsun.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Atýlgan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |