Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
Saat, sabahýn sigarasýný gösteriyordu ki sokaklarda ateþ yanýyordu... Yanýbaþýnda trilaylom ezgiler, can sýkýntýsý seviþmeler... Kafa kaðýdýný aradýðý bir rüyada gibiydi Ýstanbul. Yaný baþýnda uzun saçlý, ince ruhlu, “abe fal bakam” cinsi bir çingene boylu boyunca uzanmýþtý. Gözleri, gözlerine bakacak bir ikinci tekil þahýs arýyordu ki birden o da Ýstanbul’a özendi: “Adam acýmasýz, kadýn bir yerlerden tanýdýk, filmse epey eski –kopmasa iyidir-... Neyse ki izlemeye deðer iðneli ayrýlýk diyaloglarý koymuþ senarist: - Seni seviyorum, diyordu kadýn. Ve severken de sevilmek hakkým. Küçük bir fedakârlýk istiyorum senden! N’olur... Adamýn konuþmaya hâli yoktu ki zaten: - yýldýzlar, martýlar, anýlar falan... mutsuzluk, yalnýzlýk, fedakârlýk filan... ayrýlmak, sevmek vesaire... - Açýk konuþ lütfen, diye diretti kadýn. Ne yatýyor sözlerinin altýnda? Konuþman yastýk altý! Anlamlý cümleler kur, n’olur! Sentaksý akýcý olsun... - Konuþmak, yastýk, sentaks filan... - yapma artýk þunu, diyerek sinirlendiðini dile getiriyordu kadýn. Zaten hüznüm var ayrýlýklardan ve özrün yok biliyorum diyalogdan... doðru dürüst bir þeyler söyle! Be bileyim; bir þiir oku “aðlasam sesimi duyar mýsýnýz mýsralarýmda” þairinden. - Diyalog, Þiir, Orhan Veli filan... - Geliþme kaydettin doðrusu Orhan Veli’den. Ama anlam özrün! Sevmeyi anlat þimdi, haydi! - Ayrýlmak yatar her zaman sevmek yalanýnýn altýnda... Tüm yalanlar bir asit yaðmuru gibi üzerimize yaðmakta. Ah, özrüm kabahatimden de beter, biliyorum ama ayrýlýk... Ayrýlalým, yeter. - Ne kolay söyledin “ayrýlýk” sözcüðünü! Nasýl ayrýlýrsýn benden? Dur, gitme; yönelme kapýya! Bilmez misin ne kötülükler bekler seni o kapýnýn ardýnda? Bilmez misin ben korkarým yalnýzlýktan? Hem ne oldu bizim büyük aþkýmýza? - Yalan oldu, diye kestirip attý adam! Perde, kýskanç ve hüzünlü bir ayrýlýkla kapanýyordu böylece...Kadýn korkularda!” Uyandýðýnda bir hareketlenme gördü çevresinde. Ateþ hâlâ yanýyordu sokaklarda... Beyaz bir torbaya soktular polisler yanýndaki çingeneyi. Etrafta “soðuktan donmuþ olmalý”bakýþlarý vardý. Kadýn yattýðý yerden ve umursamadan: - Aþktan öldü, dedi. - Neden, diye sordu polisler? - Bizim oralarda hep aþktan ölünür! Aþk Ölümsekti... Kuþluk vaktiydi... Ölmenin tam sýrasýydý...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |