Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Bahar gelince otomobillerde kýþlýk termostatlar çýkarýlýr, yazlýklar takýlýr ya… Baharla birlikte bað evine taþýnýlýr ya… Sahil kentlerindeki, tatil beldelerindeki yazlýk evlere gidilir ya… Kýþlýk paltolar, mantolar, kazaklar, hýrkalar kaldýrýlýr, kýsa kollu yazlýk giyecekler çýkartýlýr ya… Sadece buna benzer fizikî deðiþiklikleri deðil; çoðumuz yazýn gelmesiyle birlikte, yüreðimizi, duygularýmýzý, hayata bakýþ açýmýzý ve hatta beynimizi de deðiþtirip, yazlýklarýmýzý kullanmaya baþlýyoruz. Ben de bu deðiþiklikleri uygulayanlardan biriyim. Hava çok sýcak bugünlerde çooook. Yaktý, kavurdu, bunalttý. Yazlýk duygular gibi, yazlýk beyinler gibi, tüm yazlýk organlarýmýz daha bir hareketlendi. Herkes gibi benim yazlýk yüreðim de, mevsime uygun çarpmaya baþladý. En çok cinnet olaylarý neden bu aylarda olur? Stres, bu mevsimde neden doruða çýkar? Hoþgörü, neden bu dönemlerde hep tatile çýkar? Sevgi, birdenbire kalýcýlýktan çýkýp da yaz aþkýna dönüþür? Ýþte yazlýk yüreðimin çarpma katsayýsý yükseldikçe, tüm bu sorularýn yanýtlarýný daha iyi anlayabiliyorum. Kýþlýk yüreðimizle, daha sakin, daha hoþgörülü yaklaþtýðýmýz olaylara, yazlýk kalbimizle daha sert tepki veriyoruz. Alýnganlýklar, doruða çýkýyor. Uzun yýllarýn dostluklarýný, yazlýk duygularla, küçük tartýþmalar sonucu silip atabiliyoruz. Sonu nereye varacaðý bilinmeyen bir girdap içine kolayca girip, baþkalarýný da bu kaos içine sürükleyip, anlamsýz bir ortamda kýrýp-dökebiliyoruz. Yazlýk beyin de öyle. Pek de aðýr çalýþtýðý söylenemez ama, beyni sarmalayan yumak aðlarýnda bazý lifler daha hassas, kimileri de aðýr çalýþýyor. Yazlýk yürek, beyne kaný tam ritimle pompalamak istemediðinden midir nedir; beyin, mensubu olduðu vücudun içinde bulunduðu topluma uyumunu gözardý ediyor çoðunlukla. Yazlýk beyinle, yazlýk duygularla, yazlýk yürekle; herkesin dilinde bir gitmek arzusu, yeni bir ortamda baþka bir hayat kurma sevdasý. Beklenen deðiþim insandan baþlamazsa eðer, gideceðin yere kendini götürdükten sonra ne deðiþir ki? Gittiðin yere barýþý, huzuru, eþitliði, paylaþýmý, emeði taþýmadýktan sonra, evinden, iþyerinden, çevrenden, dernekten, cemiyetten hatta þehrinden ayrýlsan ne deðiþir ki? Hem, tüm ayrýlýklarda hüzün vardýr, mutlak bir acý yaþanýr ayrýlýþlarda… Çoðumuz bu yapýyla kýrýcý da oluyoruz. Sonra da; Cacabey Camii’nin önünden her geçiþimizde, az ya da çok tanýdýðýmýz mevtanýn yattýðý tabuta bakýp, “hiç yüzünden birkaç gün önce kalbimi kýrmýþtý” veya “hiç deðmez bir tartýþma sonucu, rahmetliyle küsmüþtük” diye, 3 günlük ömrün piþmanlýðýný duyuyoruz. Velhasýl, bu mevsimlerde bulunduðumuz ortamlarda tartýþmalar, huzursuzluklar, kýrgýnlýklar, sertlikler alabildiðine artýyor. Bunlarý kontrol etmek yerine; insanlarla geçmiþimizi, paylaþtýklarýmýzý, iyi ve kötü mazimizi bir anda unutup, “iþ olacaðýna varýr” ya da “Madem öyle, iþte böyle. Ben bunlarýn hesabýný sorarým” gibi, her þeyi bir anda silip atan, ani kararlarla ne kadar sýrrýmýz, gizlimiz, saklýmýz varsa ortaya döküyoruz. Kýzdýðýmýz kiþileri dünyanýn en kötü insanýymýþ gibi kabul edip, sadece olumsuzluklarýný görüp, olumlu ve iyi niyetli yanlarýný görmezlikten gelerek, kendimizi de inandýrýyoruz bu haksýzlýða. Zaman, zemin ve þartlarýn deðiþip, bugün söylediklerimizden piþman olabileceðimizi unutuyoruz. Ýleride koþullara göre belli paylaþýmlarda bulunabileceðimiz kiþilere, zaman içerisinde karþýlaþtýðýmýzda utanacaðýmýz sözleri sarfetmekte sakýnca görmüyoruz. Sorunlar; çözülmek içindir. Çözüm yollarý bulmak yerine; yazlýk yüreðimizle sorunlarý büyüttükçe, iliþkileri çýkmaza sürükledikçe; puslu havayý fýrsat bilen leþ kargalarý, çakallar üþüþür, bizim av olarak gördüklerimiz de, biz de, o çakallarýn avý oluruz. Kýzgýnlýkla, kýrýp-dökmek, her þeyi bir anda berbat etmek, çekip gitmek, yýllarýn birikimini bir anda silip atmak, “Ýþ olacaðýna varýr” demek, telafisi imkansýz yaralar açabilir. Bu mevsimde on düþünüp, bir konuþmak; 100 düþünüp, bir karar vermek lâzým. Beni daha fazla yanýltmaya hakkýn yok yazlýk yüreðim… Bana bu kadar yanlýþ yaptýrmana izin vermeyeceðim yazlýk beynim. Çünkü ben, yüreðime de hükmederim, beynime de… Havalar çok sýcak çooook… Yaktý, kavurdu, bunalttý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Atýlgan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |