Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Ýçten ve güzel olan yerlerine sokulur, ulaþýr Düþlerine. Dudaklarýnda kaç ölü çocuk, kaç eski aþk Yalýnayaklýðýnda. Yoldan geçerken herhangibirine Selamverebilirce gülümser yüzün, yaban bir otlakta Ya da ýssýz bir adada. Oturur, konuþur Mabrahar; suçsuzluðun Tanrýsý, tanrýnýn diðer yarýsý ve masumluðun. Çocuk Gülüþünde üç-beþ eski þarký taþýrsýn, oval yüzünde ve siyah Bakýþýnda bir rahibenin kývancý… Öylece dolaþýrsýn. Iþýldayan Her þey süzülüverir saçlarýnýn arasýndan, arasýndan sýzarlar, kayýp Gider parmaklarým saçlarýndan, jilet gibi keser, susar, öðretirsin. Susmayý öðretirsin bana, yapraklarý, susan yapraklarý öðretirsin sonra Ve susan her þey gibi alný dik, diri durmayý… Saat sabahýn üçü… uykum yok… saçlarýmdan küçük patikalar açýyorum yalnýzlýðýna. Her daim kapalý, kilitli, saf, berrak ve aydýn yollarýna. Mabrahar bir düþ deðil, düþü sattým ucuza, kýrlangýçlarýn periþan hallerinden yadigâr kalan bir koca tutku bana! Gecede gözlerin, saçlarýn, gecede avam bir yalnýzlýk þarkýsý baþlar. Sen dur, ben müziði hallederim. eski bir kýrkbeþlik, konaklarýn ahþap cumbalarýndan geceye süzülür, arasýndan sýzar saçlarýmdaki patikanýn, geceye þimþek gibi iner. Gecede gözlerin, saçlarýn… Mabrahar. Gecede akýlalmaz hýzlarda yalnýzlýkla kuþanmýþ atlýlar… Alnýmda siyah bir yelpaze belirir, Ayýn üstünde siyah bir yelpaze belirir, bir çelik yelpaze, Sessizce doðrulursun uzandýðýn yataðýndan, sana kalan ne varsa Karanlýk taþýr. Bana býrakýrsýn yalnýzlýðý, sana kalan ne varsa Karanlýk taþýr. Bir gecenin üvertürü taþýnan aþklar, ücretsiz Ve karþýlýksýz aþklardýr. Pis ve karanlýk bir sokak seni lanetin rahmine taþýr Pis ve karanlýk bir sokak seni lanetin rahmine taþýr Sýska bakýþýn, uzun dudaklarýn ve karanlýða yakýnlýðýn… Pis ve karanlýk bir sokak seni lanetin rahmine taþýr Karanlýk bir lanet her yeni aþkýn peþinde dolaþýr. Mabrahar. Iþýk saçlarýnda, ýþýk dudaklarýnda, gözlerinde ýþýk, düþünde Ve düþüþünde… Sen aþký küçük balýklarýn söylediði bir þarký say, ki ben balýklar kadar vurgun ki ben balýklar kadar sessiz kaç yatan adam bir film karesi kadar güzeldir, kaç aþk? Sorma. Ah, karnemde kýrýklarla dolu eski aþklar, zor seven, anýnda seven, Takýlan kalan bir adam… Sabrýn lisanýný konuþan küçük, masum Rahibe. Küfürler alnýmý açtý, intihar oldu; intihar boynumu açtý Ve sessizlik doðdu Ve sessizlik oldu Mabrahar. Kýrk adam, bir atlý süvarinin baþýnda dümeni kontrol eder Bir adam bin atlý süvarinin ardýnda yönünü tayin eder. Farký siyah Ve emsalsiz bir düþüþ, taammüden bir adam öldürme, bitirme tezini Ýmha ettirme… Siyah senin rengin; siyah bir süvari karanlýkta Rotaný tespit eder. Mabrahar. Gece sarayýnýn masum ve düþ’engiz Kraliçesi… Adýn yanar aklýmda, gece aydýnlýk tarafýný belirtir, Perdem oynar, rüzgârýn þarkýsýyla tülüm Bir o yana bir bu yana danseder. Gün beklenir, gün gelmez, Yüzünü gösterir ve geri kaçar. Yüzünü gösterir ve geri kaçar. Mabrahar. Gün eksik kalsýn, pencerem türlü sevdalara açýlmasýn, siyah ve gizli Bahçem her an ayakta kalsýn. Ama kalmaz! Ama aþk bir yandan Terlemiþ bir vücut, bir yandan bir kaleme üç keçeli uç… Ben o adam olamam, hep gündüz ve açýk; Ben bu adam kalamam, hep susan ve karanlýk. Ýt ite hýrlar, siyah bir masal perisidir Mabrahar. Bir görüþte sevilen, bin görüþte tanýnan. Gece durur, gece oturur, gece geçmez, siyah bir gölge kervanýn ardýndan maskesini indirip soyunur. Kent için bir atlas yaratýr tanrýlar, kent soyulur, Bir soru sorulur ve bilen masallardaki perinin sahibi olur. Kaç düþe kývançla kement atar bir þair ve ifal edilen bir þair kaç biçimsiz þiirinde biçim kaygýsýndan çok bir kadýnýn esiri olur? Billur bir soru aynalarýn süsten arýnmýþ taraflarýnda yanýp durur. Mabrahar. Bana sýðmaz, sana sýðmaz, aþka sýðmaz, teþvik eder yalnýzlýðý. Televizyon açýlýr, eski dostlardan yepyeni kartpostallar gelmiþtir, ýþýk parlar, sararýr, sonra karanlýða karýþýr, lamba söner, yine yanar, her þey deðiþir, her þey baþkalaþýr, yalnýzlýk kalýr. Bir odanýn tepe noktasýnda duran siyah bir bant bizi tesadüfen ayýrýr. Ayný odanýn merkezinde yatan mavi eþarp biri alenen tanýþtýrýr. Mabrahar. Yüzün beni çaðýrýr, omuzlarýma yaslanýrsýn, saçmasapan konuþuruz, Þiirleþiriz sanki, kýrk haramiler bir altýn suyunun peþinde susuzdur. Oysa altýn, kara bir maðaranýn içinde bulunur. Vakit sonbahar. Hüzün, martýlarýn kanatlarýnda anlamsýzca göçüyor. Gözlük çerçevelerim umutsuzluðumun maskesi, berrak bir duman Her yanýmý sarýyor, göz gözü görmüyor. Masada antika bir daktilo: 1975 Erika. Öylece bana bakýyor, ben ilk kez terkediyorum. Mabrahar. Gözlerin tuvallere sýðmýyor. Baktýðýmda o engin, O jaguar derisi bakýþýn, o karþýlýksýz bakýþýn… Ardýmda bunalýmcýlarýn kitaplarý, önümde Karanlýk bir masa… Ülke referanduma gidiyor, Bütün altmýþsekizliler þair, ben þair miyim bilmiyorum! Ben devam ediyorum yine de, ben yazýyorum Ve bil ki Mabrahar, bir yazýlý metnin aslýdýr Ama þiir olan, ama olmayan. Filmlerde unutulan aþýklarý sevdim ben hep. Ne esas oðlan vardý gözümde, ne kara gelin, Ne kahraman. Ýþte kahraman sana renksiz rahibe, Bir masum kraliçe. Mabrahar. Düþ kelimesinin üstünde aþlýnda düþüþler yaþar Ve küçük düþüþler kelimenin kökünü karalar. En saf yerin, en uçuk halim, bir koca paylaþýlamayan öykü bu Sanat ve saat sabahýn beþi. Düþkünüm, düþten bir kadýn bu sultan, Bir dergâhtan kalkan rahibe, bin düþümden hatýrladýðým sultan. Mabrahar. Bir süvari birliði kement atýp þiirimi denizlere saklar. Bin süvari alayý kemetli ya da kementsiz onu çýkaramazlar. Ama bir yanlýþým var. Haklýsýn. Haklýsýn, býrakalým bunlarý. Aþký býrakalým. Ýftira konuþsun, Istiþare olsun ve kapalý devre yalanlar atýlsýn ortaya. Unutalým. Onu unutalým. Aþký. Unutalým. Unutalým Mabrahar. Zýrvalýyorum, kelimeler kayýyor dudaklarýmdan, Dudaklarým mühürleniyor sonra, sen geliyorsun, konuþuyorsun, Tek sen konuþuyorsun. Susmuþtuk hani, hani unutmuþtuk. Unutamazsýn geçmiþi. Çünkü geçmiþ her nasýl olursa olsun bir yerde dikilip Koca gözleriyle sana bakar. Hey! Bir kahve getirin bana! Mabrahar! Uyumamalýyým, Uyumamalýyým bu gece. Bir sincabýn nefesi gibi Sessiz gelmeli ertesi gün nefesim. Iþýk saçlarýnýn arasýndan Sýzmalý bir vakit, parmak uçlarýma uzanmalý Ve siyah bir kelebeðin ömrünü doldurmalý. Mabrahar. Uzun hayatýn, uzun geçmiþin, bilmediðim o sahte, O yapmacýk, o kirlenmiþ ve temizlenemez yerlerin Bir süvarinin kýlýcýnda terk-i diyar eyler zamaný. Ve bir süvari, her ne kadar yalnýzsa da Yalnýzlýk ip salan bir vücudun iskeletinde biter. Haklýsýn Mabrahar. Biliyorum. Böyle sakin ve sessiz kalýyorum kimi zaman. Ýsyankâr ruhumda beliren güç o vakit ki sadece sana kapalý ki sadece aþka kilitli masum bir halin karanlýkta öylece uzanýyor. Ama haklýsýn, Biliyorum. Suçum Ayyuka çýkýyor gün aydýnlandýkça. Küfürlerden beri ölmeliydim ben Mabrahar, Ne kadar orospu bir dünyadayýz, Ne kadar küfretmsem de bir kadýn heykeline bile mecburum. Dön bana… 16.10.01 / 05:34 Þiþli
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |