TERÖR ÜZERÝNE BÝRKAÇ SÖZ

Ülkemiz,nispeten sukunet içerisinde geçirdiði birkaç yýldan sonra korkarým,yakýn geçmiþte yaþadýðý þiddet dolu yýllardan daha uzun süreceðini sandýðým,yeni bir terör dönemine ayak basmýþ durumdadýr.

Korkarým ki bu yazý bilimsel/deneme türünden bir yazý olacaktýr.Okumaya baþlayanlara sabýrlar dilerim.

Terör’ün tanýmý,halk’ý korku ve yýlgýnlýða sürüklemek suretiyle.....amaçlýyarak,diye baþlayýp sürer gider.Bu þekilde pek çok taným üretebilirsiniz.Ama bu taným terör’ündar tanýmýdýr.Geniþ anlamýyla terör;kiþi,topluluk grup ya da devlet’in belirgin (önceden belirlenmiþ) bir amaca ulaþmak için þiddet gösterisine giriþmesidir.
Ýki taným arasýndaki temel fark,dar anlamýyla terör’ün örgütlenmiþ,siyasi bir nüve oluþturmuþ insan topluluklarý arasýndaki iliþkileri deforme etmeye/yeniden üretmeye,oluþturmaya yönelmesi iken,geniþ anlamýyla terör,tek tek bireyler ve devlet öncesi topluluklar arasýndaki iliþkileri deforme etmeye/yeniden üretmeye yöneliktir.

Bu tanýmlamalar ýþýðýnda,geniþ anlamýyla terör’ün,insan topluluklarýnýn,bir siyasi nüve(devlet) etrafýnda toplanmazdan önceki,ancak eþitlikçi/ortaklaþacý dönemden sonra yaþandýðýný düþündüðüm ‘kaos’,geçiþ döneminin belirgin özelliði olduðunu ileri sürebilirim.
Ýnsanlar,aileler,klanlar bu dönemde,eþitlikçi/ortaklaþacý dönemi sona erdiren kýsýtlý kaynaklarýn paylaþýmý/yeniden paylaþýmý için planlanmýþ/amaca odaklanmýþ þiddeti,yani terör’ü kullanmýþ olmalýlar.Bu planlanmýþ/amaca odaklý þiddet,tabiidir ki giderek amaçlarý ortak olan insanlarý,klanlarý topluluklar haline getirmiþ,klanlar aþiret haline dönüþmüþ,saf þiddet,savaþ’a dönüþürken,amaç;kaynaklarýn paylaþýmý/yeniden paylaþýmýndan giderek,artý deðer’e el konmasýna,dönüþmüþtür.(Lütfen,insanlarýn,topluluklarýn nasýl olup da artý deðer üretmeye baþladýklarýný sormayýn.Yukarýda anýlan süreç içerisinde bu artý deðer’in de yeri vardýr.)Nihayet siyasi nüve (devlet)ile karþý karþýyayýz.El konulan artý deðer’in yeniden üretilmesi,korunmasý zorunluluðu,insanlarýn,topluluklarýn uzmanlaþmasýna,iþbirliðine hem yol açmýþ ve hem de bunlarýn sonucu olmuþtur.(Hay allah,gene mi bir paradoks,yoksa.)

Yukarýda kýsaca deðinmeye çalýþtýðýmýz geliþmelerin sonuçlarýndan birisi –belki en önemlisi- oluþan siyasi yapý’nýn hafýzasýný oluþturan bürokrasi ve onun ihtiyaç duyduðuyazý’dýr.Yazýlý tarihle birlikte,devlet’in kendini idame etmek/yeniden üretmek için baþvurduðu terör’e iliþkin pek çok kanýt,iþaret bulabiliriz.Uygarlýk’ýnbeþiði Mezopotamya’dan baþlamak gerekirse Sümerler’den Elamlar’a,Asurlu’lardan Akadlar’a tüm siyasi nüvelerin terör amaçlý þiddeti kullandýklarýný görürüz.Sargon I,II serisinin serüvenleri (tabii ordusuyla birlikte) bu açýdan bir terör öyküsü deðil midir?Ya meþhur Hammurabi ve yasalarý?Davut’la güreþ tutup,sýrtýnýn yere gelmesine izin verecek denli alçakgönüllü olan Rabb,Kenan ülkesine acý,gözyaþý ateþ ve ölümden baþka ne getirir?Rabb,zaten Yakub’un oðullarýna Kenan’ý vadetmemiþ midir?Sparta demokrasisinin egemenleri,ikinci sýnýf vatandaþ ve kölelerden,potansiyel tehlike oluþturacaklarýný kestirdiklerini sürek avý ile yok ederken ne amaçlýyorlardý?Vandalizm kavramýnýn tanýmlanmasýndan bin yýlý aþkýn,Vandallar’ýnRoma topraklarýnda görülmesinden yüzyýllar önce ,Roma iki savaþ sonrasý ancak maðlup edebildiði Kartaca’da,taþ üstünde taþ býrakmaz ve kentin kalýntýlarýný bile saban(bildiðimiz karasaban)ile ortadan kaldýrýrken,acaba ne amaçlamýþtý,sorusunun cevabý açýk deðil midir?O Roma ki,baþlangýçta,hoþgörü içindedir,Ýsa’nýn takipçilerine karþý.Ama,Roma sisteminin tehdit edildiði algýlamasý baskýnlaþtýkça,hoþgörü yok olur.Collossium’da yankýlanan artýk,köle/gladyatörlerin zincir,kalkan,zýrh,kýlýç þakýrtýlarý deðil,ateþ ile yüzleþen þakirtlerin feryatlarýdýr,Ýsa yandaþlarýna yönelik bu terör,kah hafifleyip,kah þiddetlenerek sürer gider.Hristiyanlýðýn önce resmen bir din olarak tanýnmasýna,sonra da resmi din olarak kabulüne dek.Fakat heyhat,terör sona ermemiþ,sadece patron ve kurban deðiþtirmiþtir.Engizisyon süreci baþlar ve devam eder terör.Tanrý’nýn kýrbacý,bu sanýný neye borçluydu,acaba?Ya,tarihin gördüðü en büyük imparatorluðun (gevþek bir konfederasyon olsa da) kurucusu niçin bu denli kýsa bir sürede böylesine baþarýlý oldu?Aksak Timur’a ne demeli?Gerçek þu ki,terör salt tarih öncesinde deðil,yazýlý tarih boyunca da devletlerin/halklarýn elindeki en önemli silahtýr,kendini yinelemek/yenilemek/yeniden üretmek için.Bu bölümde anlatmaya çalýþtýklarýmýz kurumsallaþmýþ,resmileþmiþ devlet terörüne iliþkindi.Artýk,gayriresmi/alternatif teröre bir göz atabiliriz

Tarih,devlet’in/egemenlerin terörü kadar,ezilenlerin/altta olanlarýn terörüne iliþkin örneklerle de doludur,kuþkusuz.Spartacus vakasýný,Abbasiler döneminin ünlü kçle ayaklanmalarýný bu baðlamda deðerlendirmek gerekmez mi?
Aslýnda Ýslam tarihindeki ilk mezhep olan ‘Hariciler’in öyküsünü hatýrlar mýsýnýz?Önceleri Ali yanlýsý olan Hariciler,giderek Ýslam öncesi eþitlikçi/demokrat geleneklere dönerek,
Ýmamlýk’ýn hiç kimseye,gruba miras kalmadýðý,kalmamasý gerektiðinden hareketle gerek Ali ve gerekse Muaviye yandaþlarý üzerinde tedhiþ kurmazlar mý?O Hariciler ki,Ýslam’ýn ancak Muhammed döneminde nasýl yaþanmýþsa,öyle yaþanmasý gerektiðini söyleyi,en küçük günahýn bile dinden çýkmak için yeterli olduðunu savunup,dinden çýkanlarýn da katledilmesi gerektiðini buyurmamýþlar mýdýr?Ceasar,son nefesini verirken de olsa katili/katilleriyle yüzleþebilmiþti,Osman ve Ali’nin buna fýrsatý olmuþ muydu acaba?( Bu sorunun yazýmýzla ilgisi yoktur.Belki bir baþka yazýda Doðu ve Batý’da gerçekleþen/gerçekleþtirilen terör hareketlerinin karakteristiklerini ele alýrsak deðinme fýrsatýmýz olabilir.)
Þia doktrininin bir uzantýsý olan Haþhaþi(n)’ler’e ne demeli?Sabbah ve Alamut kalesi hakkýndaki söylencelerin,hala halk kültüründe yer bulabildiðinin farkýnda olmayanýnýz var mý?Peki,buraya kadar yazýlanlar hiç çaðrýþýmlara neden olmadý mý,beyninizde?O zaman günümüze dönelim.Günümüz Suudi Devleti’nin resmi mezhebinin,aslýnda mezhepsizlik olduðunun farkýnda mýsýnýz?Hayýr,benim amacým mezhepsizlik iyidir,kötüdür ya da þu mezhep iyi,þu kötüdür diye ukalalýk etmek deðil?Sadece,þu son günlerde yaþadýðýmýz tedhiþ’in kabataslak da olsa tarihsel/düþünsel izlerinin peþindeyim.Günümüzde Suudi Devleti de,týpký Haricun Fýrkasý gibi,Ýslam’ýn ancak Muhammed dönemindeki gibi yaþanýrsa,Allah’ýn hoþnut olcaðýný savunmamakta mýdýrlar?Suudlar’ýn mezhepsizliði savunan bu mezheb’e sahip çýkýp,resmi mezhep olarak onurlandýrmalarýnýn nedir sýrrý?Mezhepsizlik (Vahhabilik)’in bu tezlerinin kökeninde Haricun fýrkasýnýn görüþleri olmasýn sakýn.Ve Vahhabilik Haricunlar’dan salt ‘saf islam’ý mý miras almýþlardýr.Ama nerede bu ‘saf islam’ý yinelemek/yeniden üretmek için gereken tedhiþ.Bu tedhiþ kendisini þeriat hukukunda gösterir.Orada vücut bulur.Þeri hukuk ile Suudi devlet ve toplumu,kendisini deðiþim’e, geliþim’e kapalý tutar,tutmaya çalýþýr.

NATO’da kanat ülke konumunda olan Türkiye,Batý ile Sovyet Bloðu arasýndaki global çatýþmada aslýnda merkezi cephe ülkesidir.II.Dünya Savaþý ertesinde Ortadoðu darbe/karþýdarbe,devrim/karþýdevrim sarmalýnda boðuþurken,Ýsrail faktörüne raðmen,giderek ABD ve müttefiklerinin etkinliðinin arttýðý izlenebilir.Kuþkusuz ki,Afganistan’ýn iþgali,bu geliþmeyi hýzlandýran bir katalizör iþlevi görmüþtür.

Batý’nýn ‘yeþil kuþak’ doktrinini duymayanýnýz yoktur herhalde.Bu doktrin aslýnda ‘düþmanýmýn düþmaný ol da ne olursan ol’ þeklinde de ifade edilebilir.Bu doktrin sonrasýnda Ortadoðu’nun gerici rejimleri,kendilerini yeniden üretmek/yinelemek için uluslar arasý meþruiyet’e de kavuþmuþlardýr.Ýsrail’in yeþermesiyle birlikte þaha kalkan tepki,Arap elitlerinin tek bir Arap Ulusu oluþmasý/oluþturulmasý rüyalarý görmesine yol açarken,yýðýnlar arasýnda, ‘asr-ý saadet’devrine duyulan özlemi arttýrmýþtýr.Hiç kuþkusuz,petrol gelirlerinin yarattýðý refah’ýn adil bir biçimde paylaþýlamamasý da, yýðýnlarýn içerisine sürüklendiði bu halet-i ruhiye’de pay sahibidir.


Egemenlerin iktidarýný saðlamlaþtýrmak ve sürdürmek için,yýðýnlarý koyu bir taassup içinde tutan,baþta eðitim olmak üzere tüm kurumlarýný bunun için kurgulayan sistem,antitezini de beraberinde yaratmýþtýr.Bu sistemin yarattýðý unsurlar bugün,içerisinde yeþerdikleri bu sistemi Batý ile bütünleþmiþ olmakla suçlamakta ve hedef tahtasýnda tutmaktadýr.Ýsrail’in vücut bulmasýyla birlikte yürütülmeye baþlanan tedhiþ hareketlerinin mirasý,Afganistan,Bosna-Hersek ve Çeçenistan deneyimleriyle birlikte bu unsurlarýn dünya’nýn en deneyimli,organize olmuþ,fanatik teröristleri olmasýna fýrsat vermiþtir.Bu unsurlar bugün,içerisinde yetiþtikleri ülkelerin iktidarlarý kadar,Türkiye’yi de,hatta tüm dünyayý tehdit altýnda tutmaktadýr.(Nihayet Türkiye’ye gelebildik)

Türkiye,bugün olduðu kadar geçmiþte de,Ortadoðu’nun gerici rejimleri tarafýndan hep bir tehdit olarak algýlanmýþtýr,kendi çaðdýþý düzenleri için.Demokrasi ile kendi kendini yönetebilen,refah içinde bir Türkiye’nin,yýðýnlar ve elitler açýsýndan nasýl bir cazibe merkezi olacaðý açýk deðil midir?Bu nedenle,gerici Arap rejimleri,Türkiye’ye benzeme tehlikesini bertaraf etmek için,Türkiye’yi kendilerine benzetmek amacýyla az þey mi yapmýþlardýr?Peki,ya ülkelerinin rejimini Ýslam’dan uzaklaþmak,Batý’ya yamanmakla suçlayan Ýslam(Arap)Nasyonal Sosyalistleri (El-Kaide ve uzantýlarý) ülkemiz için ne düþünüyorlar,planlýyorlar,dersiniz?Ne yapmalý?Bu sorunun yanýtýný þimdi aramaya baþlayabiliriz.

Korkarým ki Türkiye,Cumhuriyet’in ilanýndan bu yana yapmasý gerekip,bir türlü yapamadýðýný artýk yapmak zorundadýr.Türkiye,kýsa geçmiþine bakmalý ve kendisiyle yüzleþmelidir,eðer intihar etmeye niyetli deðilse.Ülkemiz,ne yazýk ki;Aydýnlanma Devrimi’ni gerçekleþtirememiþtir,gerçekleþtirmek zorundadýr.Kendi varlýðýnýn altyapýsýný oluþturacak bir ‘Reform’ hareketini gerçekleþtirememiþtir,gerçekleþtirmek zorundadýr.Tam aksine,Cumhuriyet,halk’ýn dini ihtiyaçlarýný memurlarý eliyle,yardýmýyla gidererek,dinsel boyutu denetimi altýnda tutacaðýný düþünürken,ulaþýlan nokta koyu bir katolizm’den baþka bir þey deðildir.Sanýrým,100.000’i aþkýn kadrosuyla Diyanet bugün,Cumhuriyet’in en büyük boyutlu bürokratik aygýtlarýndan birisidir ve bu aygýtýn temel iþlevi;kendini idame etmekten,yinelemekten baþka bir þey deðildir.’Aydýn’ din görevlileri olmalarý öngörülen imamlar,kendi varlýklarýnýn devamýnýn,ancak halk’ýn taassubunun sürmesi ve arttýrýlmasýna baðlý olduðunu çoktan keþfetmiþler ve insanlar ile Tanrý arasýndaki arasýcýlýk rolünü hararetle üstlenmiþlerdir.

Çaðdaþ insan yetiþtirmenin temelinde,din ile bilim’i birbirinden kesin sýnýrlarla ayýran zihniyet devrimi vardýr,Oysa ki,bugün ülkemizde toplum yaþamýnýn tüm boyutlarýnda eðitim kurumlarýnda,halk yýðýnlarý arasýnda,entelektüel düzeyde bilim ile din’in birbirini yalanlamadýðý,aksine birbirini tamamladýðýna iliþkin tespitler,ciddi ciddi yaygýn bir görüþ haline gelmiþtir.Oysa ki,bilim ve din birbirleriyla ne çeliþir,ne de uzlaþýr.Zira onlarayrý boyutlara hitap ederler,ayrý boyutlarýn kavramlarýdýr.

Cumhuriyet,bugünlerde bir kader an’ý ile karþý karþýyadýr.Varlýðýný korumak ve geliþtirmek istiyorsa,din ile ilgili tüm doðrudan iþlevlerine derhal son vermek zorundadýr.Zira,devlet’in din ile ilgili iþlevlerini yürütenler;devletin gücünü,Cumhuriyet’i yok etmek için kullanmaktadýrlar.Bunun direkt olmasý gerekmez.Anlatmaya çalýþtýðýmýz üzere,ancak taassup girdabýna kapýlmýþ bir halk,Tanrý’ya ulaþmak için aracý’ya ihtiyaç duyar.

Devlet,dinsel alandan çekilmeli ve bu alaný cemaatlere terketmelidir.Bu alanýn denetimi de devlet’in laik organlarýna býrakýlmalýdýr.Bu uygulamanýn çok daha sakýncalý olacaðýný söylediðinizi, duyar gibi oluyorum.Hayýr tam tersi.Üstelik elimizde capcanlý,yaþayan bir örnek var.Anadolu Aleviliði.Anadolu Aleviliði,býrakýn devlet desteðini,yüzyýllar süren Osmanlý takibatýna raðmen varlýðýný sürdürmüþ ve üstelik giderek laikleþmiþtir.Anadolu Aleviliði hiç kuþkusuz,laik Cumhuriyet’in düþünsel/entelektüel temellerinden birisi,belki de en önemlisidir.Ama þunu bilmeliyiz ki;eðer Anadolu Aleviliði,yüzyýllarca Osmanlý takibatýna uðramak terine,Osmanlý’nýn desteðine mazhar olup,bir imamlar ordusu önderliðinde dini vecibelerini yerine getiriyor olsaydý,emin olun günümüzde taassup içerisinde boðuluyor olacaktý.

Terörizmle mücadelenin güvenlik,istihbarat yönü elbette ki çok önemlidir.Ama onlar daha çok,pratiðe yöneliktir.Aydýnlanma Devrimini tamamlamýþ,halk’ýný taassubun pençesinden kurtarmýþ,bir Türkiye ise,salt kendi geleceðini güvenceye almakla kalmayýp,taassup altýnda yaþayan,yaþatýlan tüm Ortadoðu halklarýnýn yol göstericisi,önderi olacaktýr.Yarým kalmýþ aydýnlanmasýna,kýrýlgan demokrasisine yapýlan,gerek gerici rejimler ve gerekse-bu gerici rejimleri yeterince islami bulmayan-Arap(islam)Nasyonal Sosyalistleri tarafýnadan gerçekleþtirilen gizli/açýk,resmi/gayriresmi propaganda,para yardýmý,kitlesel katlaimlara yönelik terör faaliyetlerinin nedeni bu deðil midir?

Saygýlar sunarým

Hoþçakalýn

PS;Sanýrým 2003 Kasým’ýnda Ýstanbul’da gerçekleþtirilen II.Dalga terör saldýrýsýndan sonra yazmýþtým bu yazýyý.Duyduðum yeis ve öfke ile,sýrt aðrýlarýmýn muhalefetiyle 3-4 gün sürmüþtü sanýrým,yazmak ve bitirmek.Borsa aðýrlýklý bir sitede yayýnlanmýþtý yazý ve 2 gün sonra da bu yazýyý temel alan bir köþe yazýsý arz-ý endam etmiþti çok satan bir gazetenin bir köþe yazýsýnda.Ulusal bir tv kanalýnda konuyla ilgili bir söyleþide bulunan Prof unvanlý bir zat da, yazýdaki tespitleri sýraladýktan sonra ’bu görüþler tamamen bana ait olup,ilk kez dile getirilmektedir’ buyurmuþlardý da,gülmem mi,aðlamam mý gerektiðine karar verememenin açmazýyla baþbaþa býrakmýþlardý bendenizi.Evet,tam bir intihal söz konusu deðildi belki ama,hani nerede ‘Aydýn namusu’?