Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Zaten, dilimizi doðru öðrenmek ve doðru kullanmak, bir vatandaþlýk görevidir. Dilimizi doðru kullanmaya ve onu bozmamaya özen göstermeliyiz. Ýçine yabancý kelimeler serpiþtirerek, dilimizin yabancýlaþmasýna asla sebep olmamalýyýz. Ünlü düþünür , þair ve yazarlar bakýn neler söylüyorlar bu konuda: “Baþka dile uymaz annemin sesi Her sözün –ararsan- vardýr Türkçe’si.” (Ziya Gökalp) “Türkçe! Gece, gündüz þakýdýðým dil! Sevinçlerimin, üzüntülerimin türküsü Türkçem! Seni seslendiremediðim gün, gün deðil, Çiçeksiz, kuþsuz kalmýþ gibidir bahçem.” (Coþkun Ertepýnar) “Türkçe, anadilimiz,diller güzeli! Yerine göre kýlýçtan keskin, çelikten sert; yerine göre boradan hýzlý, bürümcükten ince, kelebekten uçucu,kokudan tatlý, altýndan parlak, çiçekten renkli, sudan duru Türkçe!” (R.Eþref Ünaydýn) “Dil bir insanýn parçasýdýr. Nasýl bir insanýn göz, kulak, burun gibi bir uzvu koparýlýp alýnamazsa, insanýn anadilinden de alýnamaz. Dilimizden bazý kelimeleri alýp, yerine casus kelimeler konulmasýna itiraz ediyoruz.” (Tekin Erer) “Dilimizin her kelimesi üzerinde , asýrlarýn emeði var. Bu güzel dili yýkmak, bir mabedi yýkmakla birdir. Mazimizle baðýmýzý koparmak isteyenler, dilimizi bozarak iþe baþlamak istiyorlar.” (Nihat Sami Banarlý) “Her Türk dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalýþýr. Türk Dili ,Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti; tarih boyunca geçirdiði sayýsýz felaketler içinde, ahlâkýnýn, geleneklerinin, hatýralarýnýn, çýkarlarýnýn, kýsaca bugün kendi milliyetini oluþturan herþeyin dil sayesinde korunduðunu görüyor.” (M.Kemal Atatürk) Güzel dilimizin korunmasý gerektiðini anlatan bu güzel sözler ve dizelerden sonra ,soralým kendimize: Dilimizi doðru kullanýyor muyuz? Onu korumak için ne yapýyoruz? ...Birkaç kurum ve kuruluþun, bir avuç aydýnýn dýþýnda, hiç kimse bu konuda üzerine düþen görevi yapmýyor. Otellerin, motellerin, maðazalarýn adý, artýk hep yabancý kelime. Yabancý kelimeler, her gün biraz daha dilimize giriyor, Türkçemizin özgünlüðü bozuluyor. Televizyonlarda, radyolarda, gazete ve dergilerde kullanýlan Türkçe, bir eðitimci olarak beni üzüyor. Hemen hemen birkaç cümlede bir çam devriliyor. Bazen bir gazetenin bir cümlesini anlayabilmek için birkaç kez okumak zorunda kalýyorum. Noktalama iþaretleri doðru kullanýlmadýðý veya eksik kullanýldýðý için, cümlenin anlamý belirsizleþiyor. Yerinde kullanýlmayan bir virgül, cümlenin anlamýný tamamen deðiþtiriyor. O meþhur örnekteki gibi: “Oku da adam ol baban gibi, eþek olma.” Hepinizin çok iyi bildiðiniz bu cümlede, eðer virgülü yanlýþ yere koyarsak, babamýzý eþek yapmýþ oluruz. Biz öðretmenler virgülün önemini anlatmak için genelde bu çarpýcý örneði veririz öðrencilerimize. Yazýlý anlatýmýmýz kötü de sözlü anlatýmýmýz iyi mi? Sözlü ifademiz daha da kötü. Yazýda epey dikkatliyiz de, konuþurken güzel dilimizi elbirliðiyle katlediyoruz. Özellikle televizyondaki program sunucularý, hata yapmakta birinciliði kimseye kaptýrmýyorlar. Bu hatalar, bulaþýcý hastalýk gibi toplumu sarýyor. Duya duya , kanýksýyoruz bu hatalarý. Bir bakýyorsunuz, ilk önce yadýrgadýðýmýz yanlýþlarý biz de yapmaya baþlýyoruz. Defalarca tanýk olduðum þu bozuk Türkçe’ye bir bakýn Allahaþkýna. Bunlar hemen þu anda aklýma geliverenler: “Bu þarký acayip güzel.” (Bir þey hem acayip, hem güzel olamaz.) “Ýþte deprem bölgesinden insan manzaralarý.” (Manzara kelimesi doða için kullanýlýr.) “Dün at bindim.” (At binilmez, ata binilir.) “Vatandaþlarýmýzýn geçirdiði deprem felâketine fevkalade üzüldüm.” ( Ýnsan, fevkalade üzülmez. Ancak, fevkalade sevinebilir. Fevkalâde kelimesi, güzel durumlar için kullanýlýr.) “Dinlenme tatili, öðrencileri sevince boðdu.” ( Ýnsan üzüntüye, tasaya boðulur, sevince boðulmaz.) “Var mý böyle þey?” ( " Böyle þey olur mu? " Demek isteniyor.) “Abuk muhabbet yaptýlar.” ( Saçma sapan konuþtular, demek isteniyor.) “Bir Marmaris yaptýk .” (Marmaris’e gittik, demek isteniyor.) “Herkes beni görünce Aaaaaa...oluyor.” (Beni görünce þaþýrýyorlar, demek isteniyor.) “Ay! N’oluyoruz falan oldum.” (Ne olduðunu anlayamadým, demek isteniyor.) “Hakem maçý, anormal güzel yönetti.” (Hakem maçý çok güzel yönetti, demek isteniyor.Güzelliðin anormali olmaz ama, oluyor iþte.) “Saat sekiz gibi evden çýkarým.” ( Saat sekiz dolaylarýnda evden çýkarým, demek isteniyor.) “Olayýmýz nedir?” (Konumuz nedir, demek isteniyor.) “Köþe yazarlýðý ayaklarýnda, geyik muhabbeti yapýyor. ( Köþe yazarlýðý adý altýnda, gereksiz þeyler yazýyor, demek isteniyor.) “Olay bu!” ( Ýnanýn, bunu açýklayacak bir cümle bulamadým. Çünkü konu ile hiç ilgisi olmayan durumlarda kullanýlýyor.) “Herýld yani.” (Evet ,öyle, anlamýnda kullanýlýyor.) “Ay! Çok hoþ herif ya!” ( Çok hoþ adam, demek isteniyor.) “Orda, burda takýldýk iþte.” ( Orada burada gezdik,vakit öldürdük, demek isteniyor.) “Yupiiiii !” (Yaþasýn, demek isteniyor.) “Kimyam bozuldu.” (Sinirlerim bozuldu. Ya da moralim bozuk, denmek isteniyor sanýrým.) “Acayip eðlendik.” ( Çok eðlendik, demek isteniyor.) “Bir festivalsin.” ( Sen bir âlemsin,denmek isteniyor.) Sayýn okurlar, iþte dilimiz bu hale geldi. Dilimizi bu hale getirenlere karþý vereceðimiz bir savaþ mutlaka olmalý. Bizim bir öðretmenimiz vardý Öðretmen Okulunda. Konuþurken hata yaptýðýmýzda, bize çok kýzardý;”Hay sizin dilinizi eþek arýsý soksun!” derdi, þaka ile karýþýk. Dilimizi , yukarýdaki gibi kullananlar ne olsun peki? Yaptýklarý yanlýþlarý bir an önce farkedip, bu yanlýþtan dönsünler. Ancak bunu isteyebilirim kendilerinden. Bizim de, dilimizi bozanlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Bu mücadeleye; dilimizi doðru kullanarak , çocuklarýmýza Türkçe’mizi doðru öðreterek baþlayabiliriz. Atalarýmýzdan bize kalan kültür mirasýmýzýn bir parçasý olan anadilimiz Türkçe’yi bozmaya, hiç kimsenin hakký yok. Haydi ! Bu konuda üzerimize düþen görevleri yerine getirmeye hemen baþlayalým. Hepimize kolay gelsin. esenbel@superonline.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |