En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Ýnsan, kendinden önce kurgulanmýþ yaþamlarýn içine girmek durumunda kalýnca, ister gönüllü olsun ister olmasýn, bazen fiizksel ve duygusal deðiþiklikler yaþýyor. Hem neþelisin de, hem de “Ulan þimdi gidiyoruz bir kýyamete geride kalanlarý kim kapacak acep?” moduna giriyorsun. Böyle çevrede hala seni cezbeden adamlar, bakýþlar, sen girmiþsin düðün telaþýndan forma. Hiç olmadýðýn kadar zayýf ve havalýsýn. Þu yüzük biraz parmaðýný aðrýtýyor ama idare etmek lazým, psikolojik deyip hayatý daha hafife alýyorsun. Ve birden bakýyorsun ki, aklýndan geçenle, eyleme sunduðun þey artýk hiç de ayný deðil. Çünkü olmamak zorunda. Çünkü birileri sana “ayýp” gibi bir kavram öðretmiþ. Niye ki? “Güzele bakmak sevaptýr.” diye bir laf yok mu bizim Türk literatürümüz de. Hoþ biz de “Baldýz baldan tatlýdýr.” diye manyakça bir laf da var ama neyse... Neyse sonuçta seni garip bir psikolojinin içine itiyorlar. Düðün davetiyesi, nikah þekeri gibi anlamsýz kavramlarýn hayatýna girdiði yetmiyormuþ gibi, bugüne kadar adýný dahi duymadýðýn akrabalarýna, arkadaþlarýndan týrtýkladýðýn yerleri ayýrmaya baþlýyorsun. “ Siz gençsiniz, sonra gider bir yerlerde yine kutlarsýnýz, Memet amcanlarý çaðýrmazsak üzülürler.” Kim bu Memet ya?! Bu saate kadar kaç saat mesaim oldu ki benim bu adamla? ( Nafile çýðlýklar demek istiyorum, Memet Amca o düðüne, en sevdiðin iþ arkadaþýnýn yerine gelecek.) Bir de artýk edebinle oturmak ve gülümsemek, çay getirmek gibi kavramlar var. Misal, ailecek gittiðin çalgýlý çengili yerlerde tam anlamýyla “ yeni gelin” gibi oturman ve sadece ayaðýnla tempo tutman beklenecek senden. - “Azýcýk oynasam, öyle çok kývýrmadan?!” - “Yok çoçuðuuum, otur sen hemen öyle oynanmaz, ayýp, hem kayýnvalden burda. -” Nasýl yani, o kayýnvalde dediðin kiþi zaten 4 senedir benim hayatýmda “Nejla Teyze” olarak yer alýyordu; ilk kez karþýlaþmýyoruz ki?”. Sonuçta kadýn benim mümkün olan her çay bardaðý ve kaþýk buluþmasýnda yerimden fýrladýðýmý ve þýngýrdama sussa bile oturmadýðýmý bilioooo!”. ( Tempo tut ayaðýnla tempo. Bu kadar konuþana kadar, git tuvalete, orda iki oyna gel.) Gelelim öðrenmeniz gereken çay ve kek muhabbetlerine. Emine Bedel ve en yakýndaki ev iþi kurabiye yapan yerle aranýzý sýcaklaþtýrmaya baþlayýn derim. Çay konusu rezalet ama, buna pek çözüm yok. Dantelli tepside o iþ yapýlacak yani. Dua edin pek çaysever bir aile olmasýn, çünkü doldurmaya baþladýðýnda ve son bardaða geldiðinde, ilk doldurduðun bardak yine bitmiþ oluyor ve anlamsýz bir þekilde dolap beygiri gibi salonda dönmek gerekiyor. Geride sadece hafif bir bel aðrýsý kalýyor. Son olarak, en acýsý diye bitiremiyorum yazýyý :). Çünkü daha yeni baþlýyoruz: Evlilik sonrasýnda 1 ay rahat býrakýlacak olan bünyelerin, 1 ayýn sonunda yaþamasý gereken yemek seanslarý var. Ýnsanlar nedense bu yemek yapma konusuna inanýlmaz takmýþ vaziyette. Sanki adamlar bizi evde iþ, yemek falan yapalým diye almýþlar. yemeksepeti.com diye bir yerle anlaþtýk biz zaten, acýkýnca yemek getiriyorlar bize. 4 senedir burdan gideriyoruz en basit ihtiyaçlarýmýzý, niye gelenler inatla benim Çerkez yemeði yapmamý talep ediyor ki? Ben ne anlarým Çerkez yemeklerinden? Kaldý ki hiç Çerkez akrabam da yok. ( Öneri: Annenizin evinden çýkmadan yemek yapmayý ve pratik olmayý öðrenin. Misal, “Pilav, 1’e 1.5 ölçüsüyle, 16 dakikada piþirilir”, gibi bilgiler uzun süre iþe yarayacaktýr.) Evin düzeni, nevresim takýmlarýnýn rengi ve karýþtýrýlan iç çamaþýrý çekmecelerinizden hiç bahsetmiyorum bile. Ama sonuçta herþeyi yaþanýr kýlan ve arkasýndan gülebileceðiniz birþey var: Bunlarý yaptýðýnýz anlarda, suratýnda yarý mahçup, yarý hayran, yarý panik vaziyette peþinizde geçen adam. Herkes gidip koltuða yýðýldýðýnýzda, kolunu omuzunuza atýp, teþekkür ediyorsa ve yatakta size sarýlarak uyuduðunda kendinizi iyi hissettiriyorsa, varsýn Çerkez yemeði de yapmayý öðrenin :) . Sevgiyle, Esra
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |