Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Ýsmi Mecnun’du. Herkes onu tanýr, kimisi onu bir efsane, bir kahraman olarak görürken bazýlarý da onun bir sahtekâr olduðunu söylerdi. Çünkü çaðlar öncesine, yüzyýllar öncesindeki efsane Mecnun’a meydan okurcasýna bir hayat yaþamýþ ve kendisine masallara yakýþýr bir yol seçmiþti. Mecnun’a inat aþký reddetmiþ ve bir gün aþkýn onu da tutsak edeceði korkusuyla kendisini bir kuleye hapsetmiþti. Ayný masallarda Kýz Kulesine hapsedilen prenses gibi…. Ama onun inþa ettiði kule, elle tutulur cinsten deðildi ve gözle görülecek bir kule de deðildi. Yine de en az kýz kulesi kadar insanlara uzak, en az onun kadar müstahkem, en az kýz kulesi kadar emniyetliydi. Prenses, ölümden kaçmýþ; Mecnun, aþktan kaçýyordu, Prenses, yýlanýn zehrinin ulaþamayacaðý denizin ortasýnda taþtan bir kuleye sýðýnmýþ; Mecnun, âþýk olma ihtimalinden bile ürkerek tüm insanlardan kaçýp yalnýzlýk kulesine hapsetmiþti kendisini. O bir isyankârdý, bir asi… Önce ona ismiyle müsemma olsun diye Mecnun ismini veren babasýna isyan etmiþti, sonra tüm içgüdülerine, sonra seçtiði yolun delice olduðunu söyleyen kendi aklýna… Her yerde onun hikâyesi anlatýlýr olmuþtu. Neredeyse eski Mecnun hikâyeleri unutulmuþ, yerine aþktan kaçan, yalnýz Mecnun hikâyeleri anlatýlmaya baþlamýþtý. Artýk kimse Mecnun gibi aþýðým demiyordu “Mecnun kadar yalnýzým” demeye baþlamýþtý insanlar. Arada sýrada onu bilerek ya da bilmeyerek rahatsýz etmeye çalýþanlarda oluyordu. Kimisi onu kulesinden, sevgili hücresinden kurtarmaya çalýþtýklarýný söylüyor, ona mutlu bir yaþam vaat ediyorlardý. Ýsimlerini sorduðunda ise Leyla diyorlardý.“Ben Leyla’yým. Gel vazgeç Mecnun “ diyorlardý. Ama tabii ki boþuna uðraþtýklarýný anlayýnca yüz geri ediyorlardý. Bazýlarý ise sýrf efsaneyi korumak, âþýklarý korumak uðruna hileli yollara baþvuruyor onu kandýrmaya çalýþýyorlardý. Yalnýzlýðýn kulesinden ne kadar komik göründüklerini bilseler yapmazlardý. Oradan insanlarýn içyüzünün, maskelerinin altýnýn ne kadar net göründüðünün farkýna varsalar böyle gereksiz denemelerde bulunmazlardý. Bazýlarý da ona katýlmak istiyor “ Ey yalnýzlarýn üstadý beni de al yanýna, öðret bana öðrencin olmak istiyorum” diye yalvarýyorlardý. Ama cevabý karþýsýnda hiçbir þey söylemeden dönüp gidiyorlardý: - Burada baþka kimseye yer yok, bu kule tek kiþilik. Ne öðrenci, ne öðretmen, ne yoldaþ, ne arkadaþ, ne anne, ne de baba. Buraya kimse sýðamaz. - Gidin, gidin ve kendi kulelerinizi inþa edin çok meraklýysanýz. Ama þunu unutmayýn ki kolay deðildir, seçtiðiniz yol. Kapkara, zifiri karanlýk günler ve geceler bekliyor sizi. Þimdi gidin ve bir daha düþünün. Onlar giderken ise arkalarýndan gülümseyerek izliyordu onlarý. “Sizi þöhret budalasý çýkarcýlar sizi “ diyordu alayla. Kulesini o kadar saðlam inþa etmiþti ki, esaretini hissettiði ender zamanlarda, bir an kurtulmaya çýrpýnmaya çalýþtýðý anlarda bile kuleyi yýkamýyordu. Kendi eseri olan kulesini yýkamýyordu. Bazý geceler bu duygu o kadar artýyordu ki eline balyozunu alýyor , kimseye hissettirmeden sabaha kadar hayali taþlarý kýrmaya çalýþýyor ve kendisine geldiðinde mutluluk ve gururla kulesini seyrediyordu., iyi ki saðlamdý. Ýyi ki tek bir taþýna bile zarar verememiþti… Ve kulesinde geçirdiði her an kule biraz daha saðlamlaþýyor, Mecnun ise insanlardan biraz daha fazla uzaklaþýyordu. Artýk onu bu yoldan geri çevirmeye çalýþan kimse kalmamýþtý. Artýk Mecnun efsanesini yýkmýþ, yerine Mecnun’un kulesini, Mecnun’un yalnýzlýðýný inþa etmiþti. Bir gün, her zaman ki günlerden bir gün gibi görünen hatta dünkünden biraz daha yüksekte olduðunu hissettiði sýradan bir gün, kulesinden etrafý seyrederken ve aþaðýdakilerle alay ederken her zamanki gibi… Her zamanki gibi insanlarýn gerçek yüzlerini gördüðünü göstermek ister gibi dikkatle yüzlerine bakarken… Etrafýndan geçen talihsizlerin sahteliklerini yüzüne vururken, gözlerinin içine içine bakarken, ayný dikkatle ona bakan bir çift göz fark etti ve bakýþlarýna karþýlýk verdi maskesini düþürmek için. O anda o gözler de takýlý kaldý. Bir türlü anlam veremiyordu. Ne maske, ne gerçek , ne yalan, hiçbir þeyi ayýrt edemiyordu. Sadece gözler… bir de çatýrtý sesleri… Kendini kaybetmiþ þuurunu yitirmiþti sanki o gözler kendi gözlerinin içine içine bakarken çatýrtý sesleri ise artarak devam ediyordu. Bir an bir düþme hissi uyandý sanki ufacýk bir an farkýna varmaya baþladý sesler taþlardan geliyordu. Kulesinden geliyordu sesler, yýkýlan kulesinden. Bir an kurtulmaya çalýþtý, karþý koymayý denedi “Yýlan , Kuleye giren yýlan” dedi hýnçla. Ve tam o sýrada gözlerde bir gülümse belirdi. Gözlerle birlikte dudaklarýnda hafif bir tebessüm beliriverdi Leyla’nýn. Leyla’nýn dudaklarýndan birkaç kelime döküldü, birkaç inci döküldü bir sesle, bir þakýmayla birlikte. O anda ne Mecnun kaldý, ne kulesi, ne yalnýzlýðý hepsi yerle bir oldu. O andan sonra hiçbir þeyi hatýrlayamadý Mecnun, Leyla’dan baþka… Ve yýllar sonra Mecnun kadar yalnýz deyimi unutulmuþ yeniden Leyla ile Mecnun hikâyeleri anlatýlýr olmuþtu. Hem de eskilerin bilmediði yeni hikâyeler…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Alperen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |