..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Süleyman




4 Ekim 2005
Hayýrlý Bir Ýþ  
sezai ve babaannesi

Süleyman


35 yaþýna gelip de bir türlü evlenememiþ daha doðrusu evlendirilememiþ bir abinin öyküsü


:AFCD:
Babaannesi 93 yaþýnda güngörmüþ birisi. Baþka kimsesi de yok zaten. Kadýn sanki inat eder gibi ölmemiþ gitmiþti. Yok çok da kahrý ama ne yapsýn zavallý bu da tek baþýna týpký babaannesi gibi. Bir adet 55 ekran televizyon iki somya üç kilim iki de koltuktan ibaret eþyalarýyla bu muhteþem ikili hayattan çok da kalabalýk bir liste istememiþti zaten hiçbir zaman. Hele de þu aralar… Ýstedikleri ne koltuk ne çamaþýr makinesi ne mutfak robotu ne maaþ ne iþ… Ýsteklerin en büyüðü en zoru en meþakkatlisi en karmaþýðý… Babaanne evladýnýn mürüvvetini görmüþtü fakat ona göre o ‘þirret karý’ bu mürüvvet görme iþini geçersiz kýlmýþ öyle ki aslan parçasý oðlunun da ömrü yeni bir hanýma yetmemiþti. Kadýncaðýz gün görmemiþ aþ yememiþ sýcak nedir bilmemiþti. Hatta o mendebur kadýn yediði yemeklerin içine deterjan atýyordu usul usul, çaktýrmadan ki ölsün de kurtulsun. Ölmedi iþte. Durup durup “etme bulursun, kendin ölürsün” þeklindeki kendi icadý olan tekerlemeyi söyler de söylerdi, yerli ya da yersiz. Þimdi bir torun –aslan parçasýnýn parçasý- bir de iki göz tapusuz ev. Tek derdi þu evde üç hatta dördüncü çift ayaðý görmekti. Aslýna bakarsan da hiç torun zýrýltýsý çekecek kadar sabýrlý olmadýðýnýn farkýndaydý. Fakat bu bir vazifeydi ona göre. En kutsal vazife.
“Sezai kalk!” dedi
“mmmhh!”
“Sezai!”
“Ýki dakka daha babaanne gözünü seveyim. mmmh"
“Kalk eþþoðlunun sýpasý kalk, kalk da bi iþin peþine koþ, azýcýk da babana çeksen ne vardý. Aslan oðlum benim hiç ikiletmedi sözümü bu yaþa kadar ‘kalk’, kalktý; ‘yat’, yattý. Anan gibisin Sezai anan gibi kör olma emi!”
“Ya tamam da babaanne kalksam ne yapacaðým”
“A benim kafasýz torunum dün ne dedim ben sana, oraya gidilecek. Ýnsan dediðinde azýcýk heves olur, kalk bi giyin yýkan süslen püslen. Suratýn camýz boku gibi, kim beðensin seni.”
Elinde hiç býrakmadýðý örgü þiþleri ile bu kadýn 93 yaþýna kadar ördüklerini ne yaptý çok merak ediyorum.
“Bak Ata’ya, geliyolar da beðenmiyo, hýk diyo mýk diyo ama alacak o kýzý ben biliyom. Semra nasýl Semra? Anana benziyo o mendebur anana, ama etme bulursun, kendin ölürsün”
“Yahu babaanne gözünü seveyim bi unut artýk be, 10 sene oldu.”
Kalktý yataðýndan oflaya puflaya, çoraplarý ayaðýnda, paçalarýndan biri dizinin üstüne kadar çýkmýþ, suratýnda yastýk kýlýfýnýn izleri, gözleri yarým açýk sallana sallana. Dünyanýn en geniþ yerini ziyaret edip yüzünü de hafif ýsladýktan sonra her zamanki gibi elinin kalan nemiyle saçlarýný düzeltti. Bir gömlek bir pantolon, üstüne ceket, çoraplar zaten dünden ayakta. Kasketini de çýkarken giymek üzere yanýna aldý doðru babaannesinin yanýna.
“Eee!”
“Ne eee?”
“Babaanne sabah kalkanlar genelde birþeyler yerler, haksýz mýyým?”
“O sekizden önce, hadi bilemedin dokuzdan önce kalkanlar için, kalksaydýn görürdün ama sen ne yaptýn… Saat iki buçuk Sezai”
“Yapma be babaanne, sýkýntýlýyým biliyorsun”
Bu onun en büyük silahý, babasýndan kalma. Bir nevi yadigar babasýndan ona. Babaannesinin babasý da sýkýþtýðý zaman “sýkýntýlýyým, üstüme gelmeyin” dermiþ ve herkes melek kesilirmiþ. Bunu herkes bilir, yani bunun kendisine sýðýnýlan bir yalan olduðunu, fakat böyle gelmiþ böyle gidiyor.
“Sýkýntý eskidenmiþ, sýkýlsa senin gibiler çalýþýr, bir iþin ucundan tutar, geldin gidiyorsun anan gibi”
“Ooof of”
“Oflama tamam”
Gitti sabahki sofrayý olduðu gibi getirdi ortaya koydu ki zaten baþka seçenek yoktu. Zeytin tabaðý, peynir tabaðý, beze sarýlý iki dilim köy ekmeði –ki kendi imalatýdýr- bir kasnak, bir sofra bezi, sadece çay bardaðý ve kaþýðý yeni, gerisi sabahtan. Bir de çay demleyip hýzlýca sofrayý hazýr etti.
Bizimki de oturup hýzlýca yedikten sonra bir bardak daha çay doldurup diþlerini “çýk çýk” temizleyerek geri çekildi, yerde bir yere iliþti. Cebinden sigarasýný çýkarýp yakacak oldu. Paket boþ.
“Babaanne, sigaran var mý?”
Yeleðinin cebinden buruþmuþ bir paket çýkardý bir tane uzattý. Tabii surat bir karýþ.
Sonra çýktý Sezai evden. Büyükannenin geleneksel tembih merasimini tamama erdirdikten sonra tabii. Hepsine tamam derdi hergün akþama hemen hemen hiçbiri tamam olmadan gelir bir de geleneksel tembihlere uymama fýrçasý yerdi. Bu 10 senedir hep ama hep aynýydý.
***
Sarmaþýklarýn ince ince dolanýp görünmez hale getirdiði demir kapýyý ürkekçe açtý. Bir yukarý baktý sonra Þefika hanýmý kolundan tutarak birlikte evin ön kapýsýna doðru ilerledi. Elinde bir kutu çikolata bir de çiçek.
“Bak beni rezil etme Sezai”
Usulca “Sen de beni babaanne, sen de beni”
“Tamam mý Sezai”
“Tamam babaanne, tamam. Yürü hadi”
Sezai’nin iþe yaramaz olduðunu kendinin de bildiði söylenebilir. Sezai’nin evlenmek istediði de söylenebilir. Fakat Sezai’nin hesap kitap bilmez bir budala olduðu asla söylenemez. Ve þu ana kadar evlenememiþse eðer, bunu yapamamasýnýn tek sebebinin, aslýnda daha önemli birçok þeyi yapmamýþ olmasýyla alakalý olduðunu bilir. Bunun son derece bilincindedir. Fakat Þefika haným… Ýsteyince olacaðýný düþünür hep. Bu akþamki on üçüncü kýz isteyiþleri. Önceki on iki tanesi neden olmadý dersiniz. Çünkü Sezai’nin iþi yoktu. Peki þimdi var mý iþi, yok. O halde? Þefika haným her seferinde sonuca aldýrmadan vazifesini yerine getirmiþ hissediyordu çünkü kendisini. Denedik ama olmadý diyordu. Nasip diyordu. Her hüsranýn sonunda da eskiden bu iþlerin nasýl olduðunu tekrar tekrar anlatýyordu. ‘aslan oðlum benim, sana kýz mý yok’ diye teselli ediyordu Sezai’yi. Ediyordu da Sezai’nin zaten sonuçtan emin olduðunu ve hiç de öyle aman aman üzülmediðini fark ediyor muydu? Hayýr. Fakat bu babaannenin yazdýðý senaryoda bir kýzýn istenmesi verilmezse de –ki bugüne kadar hiç verilmedi- Sezai’nin üzülmesi gerekiyor.
Ýçeri girdiler.
Hoþbeþten sonra:
“Efendim sebeb-i ziyaretimiz malum… Allah’ýn emri Peygamberin kavli ile kýzýnýzý oðlumuza istiyoruz.” Ama inanýn bu sefer Þefika Hanýmda da hiç ümit yok, yok ki aceleye getiriyor iþi bir an önce ne olacaksa olsun diyor. Ya da vermeyeceklerse vermesinler hemen zor da olsa öðrenelim gidelim diyor. Sözleri bitince gözleri cama kilitlenip kalýyor Þefika hanýmýn, zaten bir sessizlik de çöküyor. Babaanne nerede bulunduðunu unutuyor adeta, dinlemek istemiyor cevabýný ana babanýn. Keþke diyor þimdi hiçbirþey söylemeseler sussalar, ya da ne bileyim zaman dursa da çýkýp kaçsak gitsek þuradan, tattýrmasak bunlara da o zevki. Torununa sarýlasý geliyor hemen þimdi. Kendi gençliði geliyor aklýna, mesireden yaylaya geçerken saðda durup dinlendikleri kaynaðýn suyu geliyor aklýna, ne duru ne tatlý suydu o. Sonra kendi babasý geliyor aklýna, babasýnýn kahkahalarý… Derin bir iç çekiyor, sonra biraz kendine gelip ana babaya dönüyor. Bu arada da onlar konuþuyorlar kendi aralarýnda sessizce. Sonra baba biraz toparlanýp boðazýný temizleyip baþlýyor:
“Þefika haným teyze, Oðlunuz 35 yaþýnda…”
Babaanne dokunsalar aðlayacak, içinden ‘ne yapayým, 35 yaþýnda’ diyor. Ve aslýnda gerisini dinlemek istemiyor. Fakat diþ sýkmak onun alnýnýn yazýsý herhalde.
“Bir iþi yok ve bildiðim kadarýyla aileden gelen bir mal varlýðý da sözkonusu deðil. Fakat biz ne yer ne içer bu çocuklar, belki bir doktor buluruz da demiyoruz kýzýmýzýn da izniyle efendim, kýzýmýzý oðlunuza veriyoruz”
Babaanne hýþýmla yerinden kalkar:
“Bu kadar büyük terbiyesizlik olmaz, ben senin anan yaþýndayým, yürü Sezai gidiyoruz.”
“Hoppala Þefika teyze ne oldu þimdi, siz kýz istemeye gelmediniz mi?”
“Ee geldikse ne olmuþ”
“Biz de verdik iþte, kötü mü?”
“Nasýl verirsiniz, iþi yok benim oðlumun”
“Biliyoruz olsun, biz Süleyman kardeþimizi çok severiz, arada o var, eðer o kefilse iþin gücün hiç lafý olmaz, üstelik hepimiz biliyoruz ki rýzýk Allah’tan.”
“He ya rýzýk Allah’tandýr. Süleyman kim?”
“O dedi verin kýzýnýzý Sezai’ye diye, emin ol burada bulunmanýzda çok büyük tesiri var.”
Koro Halinde:
“Allah Ondan Razý Olsun!”
Sezai semtin en güzel kýzýyla evlendi. Arada ben olmasaydým da zor evlenirdi. Her þey nasip.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Süleyman kimdir?

tüm hayatýn anlamak ve anladýðýný anlatmak olarak özetlenebileceðini savunuyorum. özellikle öyküler romanlar ve benzeri þeyler bunu baþarabilmenin en kuvvetli araçlarý.

Etkilendiði Yazarlar:
Mustafa Kutlu'dan ve Nihat Genç'ten etkilenmiþ olma ihtimalim yüksek. fakat etki bir yere kadar insan özgün olmalý diye düþünüyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Süleyman, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.