"Usun ve deneyimin aksaçlýlarýnki gibi, ama yüreðin masum çocuklarýnki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
O kadar iyi biri sayýlmazdým. Pantolonum leke olmuþtu, ellerim ter içinde kalmýþtý, gözlerim hiçbir þey görmüyordu, kaldýrým bir saða bir sola kayýyordu sanki ayaklarýmýn altýnda. Sol elimde tuttuðum 5 adet sigara teker teker yere düþmüþtü, ellerim öyle titriyordu ama gözümde bir damla yaþ kalmamýþtý. Ah, aslýnda daha küçücüktüm. Bütün kazaklarým, eldivenlerim, bordo ojelerim, uyurken aðzýmýn kenarýndan akan sývý, bacaklarýmýn kirpi gibi olmasý, japon gülleri misali morlaþmam memnuniyetsizlik belirtince, mini etekli þiþman bir orospu, yeþil ýþýktý küçüklüðüme. Küçüklüðüm beni korkutuyordu, ben fasulye sýrýðýna týrmanmaya uðraþýrken Peymi yukarda koca elleriyle beni bekliyordu. Piþmanlýk doðurabilir Librmadison . Küçücük bir halýnýn üzerinde, geometrik desenlerinin içinde kaybolma hissi, gözleri, saçlarý, kollarý seninle týpatýp olan bir ayna yansýmasýndan korkup, açýk pencereye doðru seðirtirken aklýndan geçen þeyin anormalliði, takvim yapraklarý biriktirmek, her gece 100 kez tuvalete gitmek, aðzýndaki o garip tat, beslen(e)memek, aniden gelen, sanki yerin altýndan çýkmýþçasýna sýcak ve kanlý, o pis pis gülümseyen, uzun týrnaklarýný göðsüne batýrmak isteyen o delilik. (Peymi’ye yazýlmýþ hayali bir mektup: Peymi seni çok sevdim ben. Sevgim sana fazla geldi, belki de, kendini bu kadar hýrpaladýn, bunlarý sana ben mi yaptýrdým Peymi, benim suçum muydu komodindeki çekmecelerin içine girmeye çalýþman, dudaklarýný mosmor olana kadar ýsýrman, küçük bir süs havuzunun kenarýna oturup durmadan sigara içmen, kollarýna baðladýðýn bileklikleri teker teker suya atman, tek elinle aðzýnýn içindeki etleri koparmaya çalýþman, kaçan bir fareyi kovalaman, bunlarý sana ben mi yaptým Peymi, ben mi seni elleri kollarý kan içinde küçücük bir böceðe dönüþtürdüm..) 16 Haziran 1981: Güneþ vursun diye tam pencerenin önüne koyduðumuz beyaz çarþaflý yataðýmýzdan kalkýp ayaklarýmýzý sürüyerek birbirimizin tuvalete girmesini beklediðimiz günlerden biriydi. Hayat beyaz elleriyle bizi öylesine sarmýþtý ki, kaðýt gibi incecik, kuþlar kadar narin, kokularýn dansý kadar büyüleyici bir kimya oluþmuþtu aramýzda, su bardaklarýna doldurduðumuz neþemiz ve þarap kadehlerinden her an bitecekmiþçesine içtiðimiz hüznümüzle çok akýllý, vahþi ve cesur bir canavara dönüþmüþtük, mor bir maðarada yaþayan, yüzyýllardýr gözünü dünyaya hiç açmadan uyuyan beyaz ve baykuþ gözlü yaratýklarla birlikte. Ah anne, sen gittin ve ben parçalara bölündüm, yaramaz bir çocuðun yap boz parçalarýný küçücük elleriyle bozmaya çalýþtýðý anlardan birinde gibiyim, ellerim tutmuyor, kaldýrýmlara takýlýp düþüyorum, ve sen kýrmýzý karanfillerinle birlikte ve ayaðýnda tozlanmýþ kahverengi pabuçlar, yaðmurun altýnda yürürken, evlerinden çýkmayan insanlarýn doldurduðu bir þehirde. Librmadison evrelere bölünmüþ bir hastalýktýr. Kimi zaman yarasalar misali maðarasýnda tepetaklak uykuya dalar. Ýnsana stabil ve normal biri olduðu, saçlarýný ördüðünde çýldýrmadýðýný görünce sevinme hissini yaþatýr, sadece bir süreliðine, sadece kýsa vadede ki her þeyin deðiþebilme riskinin olduðu vadedir kýsa olan, ölmemiz gibi mesela, düzenli olarak devam eden bir süreç gibi, ve sonra geri gelir, beyaz ve uzun pis týrnaklarýyla, yüzünüzü parçalamaya, terliklerinizi yemeye ve baþýnýzý gökyüzüne kaldýrma gücünü ellerinizden almaya; hayýr diyemeyeceðiniz kadar güçlü, koþup kaçmaya çalýþamayacaðýnýz kadar ataktýr, yüzünde kýrmýzý rujuyla daha da belirginleþen bir orospu sevinci ve ellerinde binlerce kara sinekle; gelir. Çünkü benim de baþa çýkamadýðým bazý sorunlarým, düþtüðüm ama aðlamaya hakkým olmadýðý için çektiðim sýkýntýlarým, duvarlara vurayým diye baðýþlanmýþ bir çift elim ve ýpýslak, tüm o tozu, zehri ve örümcek aðlarýný içine sünger misali çekmiþ bir kalbim vardý. Yanýmda þeytan açýyordu gözlerini her sabah, beni mavi sabahlýðýmý giyerek kötülük yapmaya, -insan kafatasýndan çorba kaseleri mesela, piþman olmaya ve aðlayamamaya giden bir yola davet ediyordu. Þeytan yanýmdaydý, pis pis sýrýtýyordu, Peymi’de bitmek bilmez bir hastalýk, yataðýmýn diðer ucunda çarþafýn üzerinde kýpkýrmýzý yatan bir þeytan. Hayatým güzel bir komedi filmini anýmsatýyordu. –Koskoca, yaþlý aðaçlarýn, yaðmurdan sonra açan çiçeklerin, yapayalnýzlýðýn verdiði o huzurun ve bembeyaz bir yün yumaðýna benzeyen þehrin içinde olmaktan hiç mi hiç haz etmeyen insanlarýn eksik olduðu bir film. Perdeler açýldýðýnda gitmiþ olacaðým sevgilim. Hiç sahne makyajý deðmemiþ yüzüm, artýk fazla açýlamayan gözlerim, titreyen ellerim, uyutmayan, sürekli kaburgalarýmda atan kalbimle, belki de seni saçlarýný daha güzel okþayabilecek, -o simsiyah saçlarýný, sana her gün diþ macunundan daha anlamlý hediyeler verebilecek, her gün dudaklarýna ruj sürdüðü için seninle öpüþemeyeceðini söyleyecek birine býrakarak.. Oysaki ben saçmasapaným. 12 Nisan 1982: Peymi’ye bir kötülük ettim. Sözlük anlamýný bilmediðim bir þey, bir yanlýþlýk mý, tamamen güdüsel bir þey mi, çocukluk mu, bilinçlilik veya –sizlik mi, anlayamadýðým bir býçak darbesi göðsüne. Ona duyduðum acýyý yaþattým. Nasýl halýlarýn üzerinde yuvarlanmaktan sýrtýma batan tüyleri, aynanýn karþýsýnda arkamý dönüp teker teker çýkarmaya çalýþýyorsam, bir bardak su bile beni üzmeye, aklýma sapsarý bir fotoðraf getirmeye, ateþimin çýkmasýna neden oluyorsa, bir süre kýpýrdamadan durup düþüncelerimin akýþýný kontrol etmeye çalýþýyorsam, uðraþýyorsam, ama yine de aklýma þarký sözleri veya reklam kampanyalarý geliyorsa, ve delirtiyorsa bu beni, onun da tüm bu duygularý yaþamasýný istedim. Ýstememiþ olsam da elimden bir þey gelmiyor. Zamaný geri alamýyorum. Onun deliliði, benim yanýmda yatan þeytan, artýk tüm bunlar hoþ görünmemeye baþladý gözüme. Artýk ben de o iðrenç þiir kitaplarýndan okur, çapraþýk bir duygu yüküyle yazmaya, gezmeye, konuþmaya ve öpüþmeye çalýþan, kirli gözlü insan güruhuna katýlýr, ruh halimden memnunken, memnuniyetsizlik provasý yapar, -dantelli çoraplarýn üzerine pijama giyip sokaða çýkar- ve diðerlerinin beni sevmesini beklerim. Sanýrým önce kalbi hýzla atmaya baþlýyordu. Kalp krizi, sol kolun uyuþmasýyla baþlýyor denir, librmadison , oysaki, nereden çarpacaðý belli olmayan bir hastalýktýr. Bazen baþýnýz döner, elleriniz uyuþur, yüzünüze bir an için kan gelir, veya gider, Peymi’deki gibi kalp atýþlarýnýz hýzlanýr –ki biliyordum, baþýmý hep göðsünün üzerine koyup uyuyakaldýðým için, aðzýnýza limon suyuyla kuþburnu reçelini birlikte yemiþsiniz hissi veren bir tat gelir veya bir boþluk duygusuna kapýlýrsýnýz. Dünya devasa, dört duvarlý bir oda, ve siz, ortada, çýrýlçýplak, korkudan ölmek ve delirmek üzere olan.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © peri sim eldivenoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |