..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluðu güçlendirir, aþký zayýflatýr. -La Bruyere
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Aytuð Gültekin




19 Kasým 2005
Pik Vana Kapaðý  
Aytuð Gültekin
..Zayýf,güçsüz ve yoksul bir iþcinin hayatýndaki mihebnk taþlarýndan birinin baþýna getirdikleri...


:BFDH:





Yazdan kalma günlerden biriydi . Yine, o zengin mahallelerin birinde, bir sokaðý asfaltlýyorduk. Ben, bir yolunu bulmuþ, eski asfaltý kanýrýrken çýkan pik vana kapaðýnýn üstüne;tüy sýklet biri oldu- ðumdan oturmuþ ve bir sigaralýk molayý kapmýþtým bile.
Asfalt;dökme makinasýyla dökülmüþ.Diðer iþçilerce düzeltiliyordu ki:o iri yarý, kalýn býyýklý, düzgün giyimli , tok ve güzel konuþan adam;yolun sað tarafýndaki ikinci apartmanýn merdivenlerin- den iniverdi.Üstelik inerken adamýn tavrýnda herhangi bir acayiplikte yoktu.Ýndiðinde;ona en yakýn iþçi bendim. Adam yaklaþtý ve:
- Bakýyorum sandalyeni de bulmuþ tüttürüyorsun sigarayý.
Umursamadým önce ve hafifçe de gülümsedim.Adam sanýyorum benim bu umarsýzlýðýmdan olacak, baþýmda durup, sertçe çýkýþtý.
-Sana söylüyorum,arkadaþým.O oturduðun, fazlamý geldi de yerine koymadýnýz .
Bu sert,uyarýcý sözlerle birden pik vananýn üstünden kalkmak isteði geldi içimden ve fýrladým ayaða. Hemen arkama dönüp baktým oturduðum þeye.Paslý,topraklý ve pisti.Ancak, o an bana çok önemli bir sýrrý da varmýþ gibi geldi. Ama adama hiç öyle denir mi?.
-Yok! Abiciðim o önemli bir þey deðil ki deyiverdim.
Adam yine sert ve kendinden oldukça emin olarak.
-Yapma yahu! demek sen hayattaki önemlilikleri belirliyorsun ha? dedi
Bu sözleriyle kafam karýþtý, irkildim.Bu tür zamanlarda hep yaptýðým gibi davranarak.
-Ben iþçiyim beyim ne biliyim? Sen formene sor dedim.
Adam benim bu lafýmdan sonra suratýma öyle bir baktý ki; kendimi arkamdaki,o pik vana kapaðý gibi hissetim.O bakýþýný hayatýmýn sonuna kadar unutacaðýmý sanmam.Zaten bana ne olduysa o bakýþtan sonra oldu.Adamýn tavýrlarý ve konuþmalarý benim için önem arzeder olmuþtu. Engelleyeme- diðim bir istekle adamýn peþinden gittim .Formenin yanýna gitmiþ.Asfalt dökme makinasýndaki, geniþ koltuðunda otururken ,gazete okumasýný kesmiþti.Ona da sert ama emin olarak konuþuyor ;el,kol hareketleri tüm söylediklerini sanki perçinliyordu.
Formen Hýdýr önce pik vana kapaðýnýn bir iþe yaramayacaðýný söylemeye çalýþtý.Ancak adam söylediklerinden o kadar emindi ve o kadar da yerinde konuþuyordu ki; bu kapaðýn geçen kýþ belediye tarafýndan ve kendisinin uyarýsý sonucu oraya takýldýðýný, yoksa oradan sürekli su sýzdýðýný ve asfaltý kabartýp bozduðunu sanýrým hepimiz anlamýþtýk.Hýdýr da onun anlattýklarýndan etkilendi ve hemen adamýn gösterdiði yerin kazýlmasýný söyledi.Ben bu tür zamanlarda hiç yapmadýðým bir þekilde hemen kazmaya doðru koþtum ve elime alýp ,gösterilen yeri kazmaya baþladým.Az sonra ,pik vana kapaðý eski yerine konmuþ ve üstü hafifçe belli olacak þekilde açýk býrakýlarak yeniden asfaltlanmýþtý.
Adam ,yaptýklarýndan aldýðý hazzý belli eden o yüz ifadesi ile önce Formene, sonrada hepimize teþekkür etti.Ve karþý yoldaki arabasýna binip gitti.
Bu davranýþ; aslýnda benim uzun zamandýr ve çoðu kiþiye takýndýðým tavrýn nerdeyse aynýsýydý ancak eminim ki niyet olarak ise tam tersi.Bende onun yaptýðý gibi iþlerin halledilmesi gerektiðini savunup,büyük bir sorumluluk gösterip hemen yapmaya giriþirdim.Ancak daha sonra cýlýz,güçsüz bedenimin bu iþlere dayana -madýðý ve becerimin yetmediði hissini yaratýr ve iþ arkadaþlarýmýn kendi istekleri doðrultusunda. ^^Yahu! dur.Sen yapma.Beceremeyeceksin. Yine fazladan iþ açýlacak baþýmýza^^tarzý yakýnmalarýyla iþten el çektirtirdim,kendimi
Uzun yýllar önce fark etmiþtim böyle bir þansýmýn olduðunu. Ama o zamana kadarda az çile çekmemiþtim doðrusu.Ancak bu adamý düþündüðümde, benimki gibi bir niyetle yapmadýðýný anlýyordum.O, pik vana kapaðýnýn orda olmayýþýnýn kendi çýkarýna ters bir durum yaratmasý söz konusu bile deðildi.Kendi apartmanýnýn tam önü bile deðildi .Hatta orda su toplanmasýnýn kendisine doðrudan bir etki yapmasý bile olanak dýþýydý. Ancak adam benim düþündüðüm gibi deðil.Sanki kendi iþiymiþ gibi bir sorumluluk duygusuyla davranmýþtý.
Gerçekten bakýldýðýnda eline geçen bir þeyde yoktu. Bir tek , pik vana kapaðý yerine konduðunda, yüzündeki o haz.Ancak bu beni tam yerimden vurmuþ ve içime öncesi soðuk gelen ama düþündükçe alýþýp sanki unuttuðum ama hoþluk veren bir duyguyu yaþatan bir sýcaklýk koymuþtu.Sanki hatýrlamakta zorluk çektiðim bir þeyi hatýrladýðýmda ki haz gibi bir þey.
Ben bunlarý düþünürken alným, minibüsün zýplamasýndan dayadýðým camýna çarptý. Bu beni kendime getirmiþti.Fark ettim ki bir durak sonra inecektim.Hemen davranýp ayaða kalktým.Ayakta duran diðer yolcularý da itekleyerek kapýya yanaþýrken ,þoföre de ineceðimi söyledim.Minibüs Pazar yolu sokaðý baþýnda durduðunda. Ben kapý baþýnda idim ve yolcularý biraz daha itekleyerek kendime inecek kadar yer açmýþtým. Kapý açýldýðýnda doðruca aþaðý attým kendimi.Ne yazýk ki! O gün kurulmuþ pazardan, elinde iki tane canlý tavukla gelen, yaþlý amcayý fark edemedim ve tabi ki çarptým.Bu sýrada tavuklar bir velvele ile baðrýþýp kanat çýrptýlar.Yaþlý adam sendeledi ama düþmedi ,bana dönüp ,kýzgýnca:
-Yahu! dikkat etsene evladým.Gözün mü?kör diye baðýrdý.
Ben:
-Amca kusura bakma ya! Ýþten dönüyoruz.Yorgunluktandýr diyebildim ancak.
Sonrada ellerim ceplerimde.Sokaðýn baþýndan, eve doðru yollandým.Yürürken aslýnda hiçte istemediðim halde birden kafamda canlanýverdi.Çocukken köyde tavuklarýmýzý yakalamak için nasýl da peþlerinden koþardým. Hatta, postacýnýn,þehre göçümüze sebep olan,Necip amcanýn o mektubunu getiriþini hiç unutmam.
Postacýnýn egzozu patlak motorunun, o canavar sesiyle; kapýsý açýk kalmýþ kümesten kaçýp , oradan ,oraya deli gibi uçuþup, baðrýþan tavuklarý yakalayýp, yeniden kümese koymaya çalýþýrken;peþinden koþtuðumu tutmak için üstüne atladýðýmda,elimden kaçýrmýþ ve önce dizlerimi sonra çenemi yere çarpmýþtým.Dizlerimin üstünde doðrulmaya çabalarken, dizlerimin nasýl acýdýðýný þu an bile hissedebiliyorum.Üstelik göðsümde yere sürtülmüþ ve aðrýyordu.Elimle hem üstümü temizlemek hem de aðrýyan göðsümün acýsýný azaltmak için sývazlarken,çeneme dokundum ve çenemdeki sýyrýktan bulaþan kaný görünce de ölüyorum sandým.Aðlamaya baþladým.
Tam o sýrada postacý gülerek yanýma geldi.
-Hop! Dedik.Elin þapþalak oðlu.O kýl kurdu haline bakmadan ne diye peþinden koþturursun hayvanýn. Kalk,bakim deyip beni kaldýrdýðýnda. Gözüme sokarcasýna elindeki mektubu uzattý.
-Bak! Mektup hadi aðlama.Götür de babana ver.dedi.
Mektubu görünce bütün acýlarýmý unutmuþ ve sevinç kaplamýþtý içimi.
-Peki deyip elinden mektubu kaptýðým gibi eve doðru koþturmaya baþladým.Ancak ayaðýmdaki lastik ayakkabý çatlak yerinde geniþleyip ayaðýmdan çýkýverdi ve dengemi kaybedip tekrardan dizlerimin üstüne yere düþtüm.Ama bende ne üzüntü, ne gam .Mektup gelmiþti.Fýrlayýp ayaða,seke ,seke de olsa koþturdum yeniden eve.
Postacý arkadan gülerek .
-Ha ha ! ne beceriksiz ne sakar oðlan þu ya!.dedi
Annem beni kapýda, pantolonumun dizleri kirli ve yýrtýlmýþ ve de çenemde kanla görünce elimdeki mektubu fark etmedi bile.Eþikten çarçabuk kucaklayýp beni doðruca mutfaða götürdü.Hemen pantolonumu çekip çýkardý,ayaðýmdan.Ýki dizimde koca ,koca sýyrýlmýþ kanmakta idi.Ama bu kez o kadar korkmamýþtým. Eh! Ne de olsa annem yanýmda idi.Hemen beni leðene koydu ve sabunladýðý bir bezle ,dizlerimi anne þefkatiyle sildi ;sonra çenemi ve sonrada tamamen yüzümü.
-A! Oðlum sen ne zaman akýllanýcan? Diye sorarken ben sol elimle annemin boynuna ve saçlarýna tutunuyordum.O sað ayaðýmý kaldýrmýþ yýkýyordu.Sol ayaðýma geçtiðinde ben elimi deðiþtirmiþtim, bu arada sol elimin avuç içinde de sýyrýk olduðunu gördü annem.
-Of! Be oðlum bak! Elini de vurmuþsun dedi. Bu sýrada mektubu hatýrladým ve:
-Ben okucam babama ben okucam diye baðýrdým.
Annemin içinden benim bu baðrýþýmdan dolayý ^^ ne oldu buna böyle zaten olmayan aklýný da mý? yitirdi.^^þeklinde bakýþýný hiç unutmayacaðým. Eliyle baþýmý okþayýp.
-Oðlum nen var ha? N’ oldu?sana diye sorabildi ancak.
Ben:
-Mektup ana ,mektup .Postacý þehirden babama mektup getirdi deyince yüzünde bir rahatlama ile ^^a! Benim akýlsýz oðlum ^^der gibi bir gülümseme belirdi.
-Peki,peki sen oku dedi.Yýkadý ,kuruladý ,temiz çamaþýrlar ve elbiseler giydirdi ve beni yatýrdý. Zaten benimde uykum gelmiþti.Uyandýðýmda hava kararmýþtý.Öteki odada ki konuþmalarý duyunca oraya gittim. Dedem,dedemin kendinden büyük amcasýnýn oðlu ve babamdý konuþanlar.Dedem pencerenin solunda, tek ayaðý altýnda, öteki aþaðý uzanmýþ ve elinde sigara sedirde oturmuþtu.Amca dedeyse pencerenin saðýnda baðdaþ kurmuþ ,önündeki bardaktan çay içmekte idi.Babamsa önlerinde , dedeme yakýn tarafta, yerdeki þiltede idi.Beni kapý eþiðinde görünce,önündeki açýlmýþ mektubu gösterip.
-Ulan! Bunu kim getirdi?diye sordu. Ben hýzla ve sevinçle yanýna gidip.
-O canavar sesli motoru olan postacý dedim ve ekledim:
-Ben okuyum mu? Babam gülümseyerek.
-Okuduk, okuduk Aðbin sen uyurken okudu lan zibidi.deyip kýçýma hafifçe bir þaplak indirdi
Ben:
-Ya! Ben okucaktým deyip dizine çöktüm babamýn.
Amca dede yüzünde hafif bir gülümsemeyle.
-Bu sübyanlar için gidin evladým.Madem ki çaðýrýyorlar, durduðunuz hata.Ýki yakanýz bir araya gelmez buralarda. Dedi
Babam utana ,utana ama içinden gelerek.
-Belki doðru diyorsun Yusuf amca ama þehir hayatý bu kolay mý?Biz buralara ,bu hayata alýþmýþýz nasýl yaparýz? Üstelik siz demez misiniz ?her zaman; buralarda eskiden herkese iþ,aþ, yer,yurt vardý diyen.
-O! o! Adem onlar hem çok eski hem de o zamanýn varlýðý bile ne idi ki?Büyük bir ev ki en az 4—5 aile barýnýr.Her ailede de en az 4 kiþi eder 20 kiþi.Bunlarýn hepsi ne yer ?,ne içer?, ne giyer? O zamanlar bütün iþler evde yapýlýr.Her evde en az iki tane dokuma makinesi. Kadýnlar hem kumaþ dokur hem ev iþlerini yapar Yani hem doyururlar hem giydirirler.
Babam ,Yusuf amcanýn anlattýklarýnýn etkisi ile düþünmeden atýldý.
-Kadýnlar kumaþta mý?dokurdu. deyiverdi.
Babamýn bu sorusu karþýsýnda dedem ve Yusuf amca bakýþýp ,gülüþtüler.Sonra,babam.
-Tabii ya! Dokurdular.Babaannenin de vardý. Hatýrlamýyor musun?     
Babam aðzýný kapatýp, kaþlarýný yukarý kaldýrarak .
-Cýk.! Dedi.
Dedem bunun üstüne aþaðý uzanmýþ ayaðýný toplayýp,baðdaþ kurdu ,ve:
-Hatýrlamazsýn ya! Küçücüktün.Beni iþaret ederek.
-Ondan bile.dedi
Babam benim bacaklarýmý uzatýp,düzeltti.Sol elini dizlerimin üstüne koydu, ötekini de belime sardý.Ben on yaþýnda olmama raðmen boyumda,kilomda az olduðundan baþýmý omzuna anca dayayabildim.
Dedem devam etti.
-Benim dedemin babasý zamanýnda buranýn topraklarý tek bir kiþinin imiþ.O zamanlar tapu ,mapu yok Üzerinde yaþayanlar topraðý o kiþi adýna iþler ,çalýþtýrýr ve ürünün miktarýna göre harç, vergi hatta üründen belli miktar verirmiþler asýl sahibine..Sonradan ,topraðýn miktarýna göre sadece vergi verilmeye baþlanmýþ.Toprak miras usulüne göre geride kalana verilirmiþ,iþlemesi için.Bundan baþka iþ yapamazmýþsýn zaten.Bu topraðý iþleyeceksin o kadar. O zamanlar þimdiki gibi istediðin zaman, istediðin yere göç, orda iþ tut yokmuþ.Valla ,peþinden askerler kovalarda bulunca hem ceza veririler hem de gerisin geriye yollarlarmýþ.
Ýþte bu yüzden þimdinin deðerini bilin.Gidebileceksen,istiyorsan git oðlum.Ne yapýcan bir kuru ekmeðe talim mi?edicen buralarda.
Babamýn, gözlerinden yaþ geldiðini hatýrlýyorum.
-Ýstiyorum baba istemesine de þehir hayatý bu kolay mý?ama iþ varmýþ öyle diyor Musa grev mi?ne olmuþ sonrasý patronda kendi grevini yapmýþ ve iþçiler iþten çýkarýlmýþlar.Þimdi Fabrika yeniden açýlmýþ iþçi alýyormuþlar dedi.
Birden yürürken burnuma nefis bir ekmek kokusu çarptý ve tam bu sýrada sað tarafýmdaki boþ arsada elektrik trafosunun önünde olduðumu fark ettim.Trafonun yanýnda ki dükkanýn camlý vitrininin raflarýnda duran ekmeklerin arasýndan Fýrýncý Hasan amca sol elinin iþaret parmaðý ile camý týklattý.içeriden,
-Gel hele Sülüman gel. O nasýl? Yürümek öyle .Tavuklarýný gelinciðe kaptýrmýþ köylüler gibisin.
Fýrýncý Hasan amcanýn dediklerinden irkildim ama lafýn altýnda kalýnýr mý?
-Ne köylülüðü Hasan amca ya ! Onlar köyde kaldý. Ceketimin sol iç cebindeki zarflý beyaz kaðýda daktilo yazýsýný çýkartýp gösterdim.
-Bak! Formen yardýmcýsýyým artýk.Üstelik maaþýma da zam var.
Fýrýncý kaðýdý eline aldý ve çevirip okumaya çalýþtý.Bense, övünen bir hava ile tezgahýn baþýnda duruyordum.Tam o sýrada bir kýz çocuðu içeri girdi,elindeki iyice kývrýlýp rulo olmuþ parayý uzatýp.
-Sekiz tane dedi.
Fýrýncý Hasan amca benim kaðýdý önündeki tezgahtaki kefeli terazinin bana uzak kefesine bakmadan koydu.Sað taraftaki beline kadar yüksek piþmiþ ekmek tezgahýnýn fýrýna yakýn kýsmýnda duran ekmeklere yetiþmek üzere, o görülecek gibi bir beceriyle, ayaklarýnýn uçunda yükselip ve eðilerek uzandý.O kadar yaþlý olasýna raðmen bu hareketleri ne kadar da uzca yapýyordu.Þaþýrmýþtým.
Küçük müþteri kýzýn uzun sarý saçlarý vardý.Durduðu yerde duramýyor ve zýp,zýp zýplýyordu.Bu sýrada saçlarý terazinin kefesindeki benim kaðýda çarptý ve tezgahýn arkasýna doðru havalandý.uçtu,uçtu ve raflarýn aþaðýsýndaki kapaklý dolabýn altýnda bulunan beþ santimlik aralýða sanki niþanlanmýþçasýna girdi.Nasýl olduðunu anlayamadým.Þaþkýnlýktan aðzýmý ve gözlerimi açtým.Yüreðim sýzladý.Hasan amca ekmekleri alýp bizim tarafa doðru dönünce zaten olan olmuþtu bile.Ne Hasan amca ne de kýz çocuðu göremedi bu olan biteni.
Ben telaþ içinde tezgahýn arkasýna geçip rafýn altýnda terfi kaðýdýmý aramayý düþünüyordum ki Hasan amca kýz çocuðuna iki poþet içinde ekmekleri verdi ve bana doðru döndü,yüzüme bakarak.
-Yahu! Sülüman ne oldu, ne bu telaþlý halin? Diye sordu.
Ben :
-Yok,yok bir þey yok...Þey ben kaðýdýmý ...terfi kaðýdýmý rafýn altýna..Elimle göstererek ,.iþte o aralýða kaçtýda diyebildim.
Hasan amca önce bir afalladý .
-Ne diyorsun sen Sülüman? Dedi.
-Hani okuyordun ya ! Benim terfi kaðýdým .
O an Fýrýncý Hasan amcanýn yüzündeki gerilme gitti ve yerini gülümseme aldý.Kaðýdý tezgah üstünde aramaya baþladý.
-Yahu n’oldu buna?nerde? dedi. Ben:
-.Senin þu vitrinin dolabýnýn altýndaki aralýðýna kaçtý dedim. Ancak Hasan amca beni duymadý bile, hala etrafýna bakýnýp arýyordu.
Ben daha fazla dayanamadým ve ;
-Bak! Hasan amca deyip tezgah giriþinden geçtim, Hasan amcanýn da arkasýndan sýyrýlýp,iki dizim üstüne dizleyip,kafamý aralýða doðru eðdim.Kapý tarafýndaki açýklýktan gelen ýþýkla aralýk hafifçe aydýnlanýyordu.Gözlerim dikkatle aralýðý baþtan baþa dolaþtý.Kaðýt sað taraftan gelen ýþýkla göründü.Birden ^^Hah! Ýþte kaðýdým.^^ dedim içimden.Sol elimi tozlu, kirli aralýðýn içine doðru uzatýp yakalamaya çalýþtým.Ancak tam bu sýrada benim saða,sola ve öne doðru hareketlerimden gerilmiþ olan pantolonum ,karnýmýn yaptýðý basýnca daha fazla dayanamadý ve orta yerindeki dikiþinden cart! deyip söküldü.Bu arada da ezilmiþ karnýmýn yaptýðý basýnçtan mýdýr? Nedir? hafifçe hava kaçýrdým.
Benim bu halimi gören Fýrýncý Hasan amca ,baþladý gülmeye.
-Yahu! Sülüman býrak þu kaðýt parçasýný.Ne olmuþsan olmuþsun.Þu haline bak! O olmazsa terfi mi?edemicen dedi.Bu sýrada ben kaðýdýmý tutmuþtum sevinç içinde ayaða kalktým her ne kadar pantolonumun yýrtýlmýþ olan geniþliðini hissede ,hissede de olsa tezgah giriþinden çýkýp karþýdaki tahta sandalyelerden birine oturdum.Üstümü baþýmý elimin tersi ile silkeleyip kaðýdýmý tekrar katlayýp zarfýna ve sol iç cebime koydum.Hasan amca benim hareketlerime bakýp,bakýp kýkýrdýyordu hala.Ben biraz utanmýþ birazda kýzgýn bir halde.
-Hasan amca ne var bunda bu kadar gülecek?.Terfi kaðýdým bu ,say ki evlilik cüzdaný dedim.
Bunu duyan Hasan amca azalmýþ gülmesini artýrarak.
-Hadi! Oradan lan Sülüman. O zaman demek ki Patronda senin kocan deyip, baþladý kahkaha atmaya.
Ben çok kýzmýþtým.
-Hasan amca ne gülüyorsun ya!.Zaten pantolonu yýrttýk bide seninle mi?uðraþýcaz dedim.
O hala gülüyordu ve ekledim.
-Hem sen ne anlarsýn yükselmekten ,terfi etmekten,hýh! terfi için ne yapýlmasý gerektiðini bile bilmezsin.Ýþte yýllardýr, hala buranýn fýrýncýsýsýn dedim.
Hasan amca suratýma alaylý,alaylý baktý.
-Asýl sen bu zamanda, buranýn hala fýrýncýsý olmanýn, ne demek olduðunu ne bilecen.Hala buradan almýyor musun ekmeðini?. Ha?
Hasan amca hala gülüyordu.
-Hadi,hadi ver bize de beþ tane dedim.Aldýðým gibi ekmekleri ,dýþarý çýktým.

Vitrinin önünden geçtiðimde fýrýncý Hasan amca hala gülüyordu.Ýyice sinirlenmiþtim. Üstelik daha bu kadar yolum vardý eve. Aslýnda Hasan amcanýn bu davranýþý eskiden arkadaþlarýmýn beni küçümsemelerinin aynýsýydý.Sanýyorum o yüzden bu kadar kýzmýþtým.Yürürken adýmlarýmý büyüttüm ve hýzlandým.Ancak,bir, iki adým sonra pantolonumun unuttuðum yýrtýðýný,içine hava girdiði zaman fark ettim. Eðer böyle devam edersem pantolonum iyice düþecekti ayaðýmdan,yavaþladým..Ýyi ki hava kararmýþtý yoksa yolda böyle yýrtýk pantolonla yürünür müydü.Söküðü elimle düzeltmeye çabaladým ama nafile gitgide büyüyordu sökük.Ceketimi kapasýn diye pantolonumun üstüne iyice çektim.O sýrada sol cebimde ki terfi kaðýdýmý göðsümün üstünde hissettim.Ýçimi sevinç kapladý.Olsun, eskiden bana kim nasýl ?davrandýysa davranmýþtý.Oysa þimdi öyle miydi?diye kafamdan geçirirken aklýma geldi ve kendi kendime gülümsedim.Þehre ilk geldiðimizde; mahalledeki gazete bayiinde 7-8 kiþi idik, gezici gazete satýcýlýðý yapan.Sabahlarý saat beþ ,beþ bucukta toplanýrdýk gazete bayiinde.
Yine böyle bir sabahtý.Herkesin elinde kalýn mavi kartondan ve ortadan ikiye kývrýlmýþ mukavva vardý.Bunu boynumuza asýp kolumuzu geçirdiðimiz kayýþla, yanýmýz arasýna koyar ve gazeteler içinde taþýrdýk.Herkesin mukavvasý yerde serilmiþ halde dururdu.Bu mukavvalar gazete basýmýnda kullanýlýrdý.Bir gazete sayfasýndan az daha büyüktü ve gazete önce onlara basýlýr ,kontrol edilir, sonra onlardan kaðýda basýlýrdý.Bu mukavvalar;gazete bayiinin üç,dört metre uzunluðunda ve yaklaþýk birer metre geniþliðinde olan, üç basamaklý merdivenlerinde açýlýrdý. Herkes yerini bilir ve oraya sererdi.Sabah kamyon getirdiðinde gazete balyalarý sýcacýk olurdu.Bizim usta zaten bu yüzden böyle baðýrarak satardý gazeteyi.^^Haydi! gazeteler sýcak ,sýcak.^^
Gelen balya aðýr olurdu. Ýndirmek için usta bizlerden yardýmcý arardý.O sabah yine o anda kamyona en yakýn olanýmýz indirmeye yardým etti.Tüm bunlar alel, acele yapýlýrdý.Balya merdivenlerden aþaðý indirilir ve hemen býçakla bað ipleri kesilir.üstünden koruyucu mukavva çýkarýlýr ve bize daðýtýmýna baþlanýrdý.Bu sýrada ustanýn yanýndaki masada kimin dünden ne kadar alýp, ne kadar getirdiðini gösteren çetele durur, ona bakýlýp duruma göre gazete verilirdi.Daðýtým hemen baþlamýþtý.Herkes ismi okunduðunda ustanýn yanýna koþardý.Adým okunduðunda ustanýn yanýndaydým.Bana;
-Dün on bir tane almýþ, iki tane getirmiþsin .Bugün on tane yeter mi?dedi.
Ben de;
-Yeter ,usta dedim.
Usta gazeteleri hýzlýca sayýp ,kývrýk olan uzun kenarýndaki bir köþesinden tuttuðu gazeteleri bana doðru attý ve ^^Say^^ dedi.Ben gazeteleri yakaladým ve herkesin yaptýðý gibi sað elimle kývrýk uzun kenarýnýn bir köþesinde tutup bileðimi döndürüp gazeteleri elimin arkasýna doðru atýp yelpaze gibi açýp sayacaktým ki.Elimden kurtuluverip yere saçýldýlar.Usta ,bana bakýp.
-Ulan! beceriksiz ,cýlýz sünepe .Çabuk topla þunlarý hadi! diye baðýrdý.
Ve diðerlerinin tümü gülmeye baþladýlar.Çok korkmuþ ve utanmýþtým.Adýmýz,köyden sonra burada da ^^beceriksiz ,cýlýz,sünepeye ^^çýkmýþtý bile.Ertesi sabah gazete kamyonu geldiðinde kamyona en yakýn bendim ve arkadaþlar yardým etmem için bana iþaret ettiler.Ancak Usta ^^ Yok caným býrakýn þu cýlýz,beceriksiz sünepeyi ^^ deyip beni istemediðinde baþýmdan aþaðý kaynar sular dökülmüþtü.
Bir süre sonra, bu tür olaylar nerdeyse her zaman baþýma gelen sýradan,önemsiz olaylar haline gelmiþti bile.Bende eskisi kadar üzülmüyor, kendimi yiyip bitirmiyordum.Kanýksamýþtým artýk .Üstelik bu olaylar beni çevremdekilerin alaylarýna maruz býraksa da beceriksizliðim ve cýlýzlýðým dan dolayý aðýr ve zor iþlerden kurtarýyordu.
Bunu fark ettiðimde; daha önce herkese karþý duyduðum kýzgýnlýk ve nefret duygularýnýn, aniden bana böyle bakan herkese ^^aptallar^^diye baðýrmama sebep olup çözüldüðünü ve kendimin de sanki zincirlerle baðlý olduðum yerden çözülüp, özgürleþtiðimi hissettim.Ancak bunca yýlýmý bu tür duygularla geçirmiþ olmaktan dolayý kendime çok kýzgýndým. Nede aptalmýþým! Daha sonra bu tür olaylarý bende kendimce kullanýr olmuþtum.Madem onlar beni beceriksizlik ve güçsüzlükle ithaf edip,iþten el çektiriyorlar ve alay ediyorlardý.Ben neden onlara ^^‘aptal ^^muamelesi yapmayacaktým.
Göründüðü gibi biri hiç deðildi Abdullah,o uzun boyu ve iri yarý vücudu ve güçlü kollarý ve sert bakýþlarýnýn altýnda hiç beklenmedik kadar aptal bir aklý vardý.Ýkimizde bir çivi fabrikasýnýn ambar görevlisi olarak çalýþýyorduk.Tüm görevimiz depodan el arabalarý ile 25 ‘er kiloluk tahta sandýklý çivileri alýp ,yüklenecek arabalara kadar getirip arabanýn görevlisine teslim etmek ve sayýlarýný çetele kaðýtlarýna yazýp görevliye alýndýðýna ait belgeyi imzalatmaktý.
O gün,erken davranýp el arabasýný aldým,büyük bir istekle sandýklarý taþýma ya talip olduðumu Abdullah'a söyledim.Ayrýca,itiraz istemediðimi;bastýra,bastýra söyledim.Abdullah bu isteðimi önce manalandýramadý.Ancak sonra benim iyi niyetime verdi.
Bize yirmi beþ kg'lýk sandýklardan en fazla iki tane birden taþýmamýz söylenmiþken; ben el arabasýna dört tane koyuyor ve taþýmakta oldukça zorlanýyordum.Ama kaz geleceðinden emin olduðumdan,kollarým kopacak gibi olsa da devam ediyordum.
Benim bu dayanmasý gerçekten zor duruma aldýrýþ etmeden devam etmem,Abdullah’ýn üstünde öyle bir baský oluþturuyordu ki,sýkýntýdan benden çok terliyordu.El arabasýný bir,iki kez saða,sola yalpaladýktan sonra ki sefer de devirmem,ve çivilerin etrafa saçýlmasý,Abdullah’ýn istediðim davranýþý yapmasýna yetmiþti.^^Yok bu böyle olmaz,beceremiceksin bunu.Sen þu çetele kaðýdýný al^^ dedi.Ben ''Ne demek? Olur mu?hiç öyle demeye kalmadan kendimi elimde kaðýdý çetelenin baþýnda bulmuþtum.Aklýmýn zaferiydi bu. Ama az da zorluk çekmemiþtim doðrusu.
Birden elimdeki ekmek poþeti o kadar aðýr geldi ki sanki o günlerdeki çivi sandýðý idi,ekmek poþetini öbür elime deðiþtirdim.O! o ! Esnaf artýk lambalarýný yakýyordu.Pantolonum yýrtýlmasa þimdiye varmýþtým,eve.
Ýyi ki beceriksizliðimin, güçsüzlüðümün bana hayatta kolaylýk saðlayacaðýný fark etmiþtim.Bu bana hiçte ummadýðým bir beceriklilik saðladý.Üstelik akýl denen þeyin varlýðýný ve gücünü fark ettirdi.Hoþ, aslýnda benim bu yaptýðým. O sokaðýndaki pik vana kapaðýný asfalt altýna yeniden koydurtan ,adamýnkinden niyet olarak çok farklý idi.Ancak oda benim gibi ;öncesi pek anlam verilemeyen bir ciddiyet ve sorumlulukla iþe baþlamamýþ mýydý?Ama, adamýn niyetinin benimkiyle, bu kadar kýç, kýça ters oluþunun nedeni neydi?
Beni bu þekilde davranmaya iten þey ;benim beceriksizliðim ve güçsüzlüðümdü.Peki,o adamýn ki ne idi?
O da iri ,yarý güçlü kuvvetli görünüyordu,üstelik belli ki hali vakti yerinde idi..Ama eminim ki benimle alay edipte sonradan benim onlara ^^aptallar ^^diye baðýrdýklarýmdan asla deðildi.Çünkü o, o kadar manalý ve düzgün konuþuyor ve kendinden emin davranýyordu ki ;ben þimdilerde anlýyorum aklýný zehir gibi kullanýyordu.Tek anlamadýðým þey neden bir çýkarý olmadan öyle davranmýþtý?Üstelik, ayný sokaktakilerden de hiç ses çýkmamýþken.
Baþýmý kaldýrdýðýmda ,15-20 metre ötemde caddenin solunda bizim sokak görünmüþtü bile.Sokaðýn giriþindeki yaðmurdan kalma su birikintisini iki sýçramada geçtim.Pantolonum bu sýrada biraz daha yýrtýldý ve paçalarýmda hafifçe ýslandý.Az sonra bizim apartmanýn önünde idim. Kýrýk zili zorla çaldýrdým.^^Þu ev sahibi de bir türlü þunu yaptýrmadý gitti ha!^^dediðim anda kapý açýldý ve içeri girdim.Dört kat merdiveni nasýl ? çýktýðýmý bilemedim ama artýk evin kapýsýnda idim.Kapýyý karým açtý.
-Geciktin Süleyman dedi.
-Ya!... Aksilik bu ya! Pantolonum yýrtýldý dedim.
-Ya? Neresinden? diye sordu.
-Arkadan tam ortasýndan dedim.
-Çýkarda dikeyim bari dediðinde alel,acele çýkardým üstümden zaten paçalarý da ýslanmýþ yýrtýk rahatsýz pantolonu.Hemen pijamamý geçirdim ayaðýma ve geçtim televizyonun karþýsýna, haberler baþlamýþtý bile. Koltuða uzanýverdim.Karým’’ cekette bir þey yok ya?’’deyince aklýma geldi,terfi kaðýdým.
-Sakine ceketimi getirsene bana dedim.Bak! sana ne gösteri cem.
Karým ceketimi getirdiðinde hemen sol cebindeki beyaz zarfý çýkardým,içindende terfi kaðýdýmý.yüzüne doðru uzattým.Karým:
-A! Ne o öyle tozlu ,kirli kaðýt parçasý ?diyerek eliyle elimi itti.
Ben kýzgýnlýkla,
-Sen ne diyorsun be!Benim Terfi kaðýdým o dedim ve üstündeki toz pamukçuklarýný silkeleyiverdim yere.Açýp hemen kaðýdý .
-Bak dedim oku! Ne yazýyor Formen yardýmcýsýyým artýk.Üstelik maaþýma zamda var.
Karým;
-Aman iyi .Ortalýðý kirlettin yine.Bari para ver de, þu elektrik süpürgesini yenileyeyim dedi.
Ben;
-Baþka ne bilirisin ki sen? bir tek para istemeyi .Bari bir þeyi para istemeden yap be! Kadýn dedim.
Karým;
-A! Þunun zoruna bak! On altý yýldýr ben ne yapýyorum o zaman? Dediðinde.

Suratýma inmiþ bir tokat hissettim, karým deminde olduðu gibi evlendiðimizden beri benden her zaman para istemiþti ama þimdi bunu yalanlýyordu.Ve üstelik bende ondan karþýlýk istemeden bir þey yapmasýný istiyordum.Sanki tanýmýyormuþ gibi. Tamda o iri yarý ,tok sesli pik vana kapaðýný bize taktýran adam gibi davranmasýný istiyordum ondan.Yani çýkarý olmadan yapmasýný. Ýyi de benim cahil karým bile yapmazken böyle bir þeyi; o adam neden yapmýþtý.Hala tam anlamýþ deðildim.
Ben televizyonda haberleri izlerken, küçük kýzým yanýma geldi.
-Baba sen formen yardýmcýsý mý?oldun diye sordu.
Uzandýðým yerden ,bir övünçle doðruldum.
-Elbette dedim.Ben artýk formen yardýmcýsýyým.
Kýzým bana sokulup iyice boynuma sarýldý ve yanaðýmdan öptü ve zýplamaya baþladý.
-Aferin sana baba dedi .
O an bu öpücüðün þimdiye kadar terfimi duyan hiç kimsenin yapmadýðý ve en güzel tepki olduðunu hissettim.Ne kadar sýcak ve içtendi.Sanki önceden hep yaptýðým ve mutlu olduðum ama þimdi unuttuðum bir þeyi, yeniden hatýrlamak gibi güzel bir þeydi. Üstelik bendende karþýlýðýnda bir þey istememiþti. Hatta kendinin saymýþ ve benim kadar sevinmiþti terfiime.Ne kadar anlamlý gelmiþti, kýzýmýn bu öpücüðü bana.Her þeyden öte alacaðým zamdan da deðerli gelmiþti bu bana.Hemen yanýma oturdum ve ayaklarýný uzatýp dizlerinin üstüne ellerimi koydum. Öteki elimi de o ipek saçlarýný okþayýp,omzuna.Bence bu Dünyanýn kýrýlamayacak en güçlü baðýydý.Kendimi hayatta ilk kez bu kadar güçlü hissettim.

Akþam yemeðini yiyip kahveye gitmeyi düþündüm.Eh! artýk kahvede anlatýlacak çok þey vardý.

Kahveye gittiðimde diðer iþ arkadaþlarým gelmiþti.Hepsi beni ayakta alkýþlayarak karþýladýlar, en önde de kahveci Ali Rýza bir þamatadýr gitti bir süre ve tabii ki hepsine de kahve ýsmarladýk.Zam’ý almadan harcamýþtýk bile. Sonrasý kahvenin cam kenarýndaki masasýnda ilk defa tek baþýna oturmuþ, kahvemin son demlerini yudumluyordum,kafamda ki o soruyla.Yoksa, pik vana kapaðýný bize yeniden yerine koydurtan o adam da;o gün evden çýkmadan önce kýzýndan bir öpücük mü? almýþtý.

























Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Koþma (Musammat,ziyadeli) [Þiir]
Guguk Kuþu [Þiir]
Düþ 1 [Þiir]
Hýdrellez Sabahý [Þiir]
Doyumsuzluðum [Þiir]
Gün [Þiir]
Harmanlanmýþ Anýlar [Þiir]
Çýðlýðýn Senin [Þiir]
Ýþte Hain! [Þiir]
Hey! Elim [Þiir]


Aytuð Gültekin kimdir?

1962 Ýstanbul doðumlu,bir iþçi ailesinin çocuðuyum. Lise 1. sýnýfta iken, saygýyla andýðým ,sevgili edebiyat hocam Neriman Ateþ'in ilk dersinde yazdýrdýðý bir kompozisyonu okuduðumda bana söyledikleri þimdilerde anlýyorum ki ,benim hayat yollarýmdaki önemli sapaklardanmýþ. Rahmetli öðretmenim, o gün bana ''Sen ileride ,iyi bir öykü yazarý olabilirsin'' demiþti. O gün, ben ona içten içe öyle kýzmýþtým ki onu bulsam bir kaþýk suda boðabiliridim . Neden mi? çünkü ben doktor olacaktým, bana nasýl böyle derdi. Ben doktor oldum ama o gün sevgili öðretmenimin bende gördüðü o ''þey'' beni hiç býrakmadý ,önce tiyatro sonrada edebiyatla ilgilendirdi. Ve sonunda bana bir tiyatro okulu okumama sebeb oldu. E Elbette, tiyatro yazýný ile de ilgiliyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Nazým Hikmet,Ataol Berhamoðlu,Can Yücel,Bertold Brecht,Aragon,Antov Cehov,Maksim Gorki


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aytuð Gültekin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.