Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
"...Ben çok iyiyim anne, sýkýlmýyorum burada eski dostlarla(!) birlikteyim... Evi aramayýn telefon bozuk. Böyle mektuplaþmak en iyisi zaten. Sizden bir þey isteyeceðim annecim, babamýn daima en çok sevdiði bodur çamýný kargoyla gönderebilir misiniz? Babamý biraz da ben koklamak istiyorum kendi evimde... Ellerinizden öpüyorum anne, beni merak etmeyin. Oðlunuz" Kardeþim, seni odamýn en güzel köþesine, tam çocuklarýmý seyrettiðim camýn önüne koyacaðým. Onlar þimdiden heyecanlýlar seninle tanýþmak istiyorlar. Kardeþim gelince duvarlardaki asýlý insan suratlarýndan kolayca vazgeçebileceðim. Ne hoþ kurtulabilmek sizden! Hatýrlýyorum ilk kesip yapýþtýrdýðým resim ünlü bir psikiyatristindi. Ýki sessizlik arasýnda bana "Mutlusunuz aslýnda!" diyen tatlý, sahte sesini duymak huzur verirdi. Ama her gün ayný yüzü görmekten sýkýlmýþtým, bir gün de Dalai Lama'nýn gülümseyen yüzünü kestim gazetenin hafta sonu ekinden. Faydasý yoktu ne yazýk ki. Ben de sonunda cinayet haberlerinin bulunduðu resimleri keþfettim. Cinayet öncesinde çekilmiþ düðün fotoðraflarýný odanýn bir duvarýna, karþý duvara da birbirini öldüren çiftlerin kanlarý sansürlenmiþ cinayet sonrasý resimlerini asardým. Evlilik duvarýndaki resme soruyordum "Neden seni sevdi bu kadar?", karþý ki cinayet duvarýndakine de "Seni neden sildi albümlerinden, aslýnda dünyadan?". Ýki duvar arasýnda hakimlik zevkliydi; ama fotoðraflardaki kanlar bir türlü silinmiyor, resim hala bulanýk kalýyordu. Bir gün fark ettim ki odanýn 4 duvarý da dolmuþ resimlerle. Aslýnda hala sonuçlanmayan davalar var. Artýk sevmiyorum bu iþi. Belki bir gün ben de bir gazete fotoðrafýnda, cinayet duvarýnda sorgulanabilirim bir hakim tarafýndan ayný onlar gibi... Evimin farklý köþelerinde kendilerini, kaderlerinin aðlarýyla hapsetmiþ örümceklerin hiçbirine dokunmadýðýmý anneme söylesem kesinlikle inanmayacaktýr. Ama ben deðiþtim ki... Deðiþtim. Kervansarayýma hangi sebepten uðradýklarý bilinmez ama benimle konuþma konusunda çekingenler.Bilemiyorum belki bir gün içi siyahlaþmýþ uzun týrnaklarýmla aðlarýný yýrtmamdan korkuyorlardýr. Ama inanýn Tanrý misafirleri, HERKES BÝRGÜN DEÐÝÞÝR. BÝRGÜN HERKESÝ DEÐÝÞTÝREBÝLÝR..Bir gün o kadar güçlüdür ki, deðiþmek zorunda býrakýr insaný... DEÐÝÞTÝM... Aðlarýmýn nasýl yýrtýlmasýna dayanamazsam, korkarým size dokunmaktan. Ama bir þartla! Diþileriniz asla ÖLDÜRMEMELÝ erkeklerini sadece ve sadece doða böyle emretti diye... Telefonumun fiþini takmaya hala cesaretim yok. Ya beni ararsa? Kabul edebilir miyim, dayanabilir miyim sesine? Hayýr asla aramamalý. Bir buluþma olmamalý bu ya da "sadece sesini duymak içindi". Öncesini, eksikliði, durgunluðu veya sakinliði kaldýramaz bu kadar yorgunken aþk. "Seninle görüþmeliyiz". Niye? Tamamen imkansýz! Aþk ilk geliþinde haber vermiþ miydi? Birden çýkývermiþti. Akþam üstü sahil yolunda yürürken ne zaman sarý saçlarý beline kadar inen, hafif kýsa boylu bir kadýný görsem uzaktan, hemen kaldýrýma çöküp yüzümü dönüyorum denize. Yerinden fýrlayacak kalbimim üstüne titreyen ellerimi koyup sakinleþtirmeye çalýþýyorum; uçamayacak kadar yaþlý olduðunu hatýrlatýyor. Yalvarýyorum denize: Bizi nasýl ayýrdýðýna, zalimliðine, heybetine, karþýsýndaki acizliðime ve dalgalarýn acýmasýzlýðýnda kumsala çarpmýþ gururuma aldýrýþ etmeden... Deniz kaçýrýyor gözlerini benden, anlýyorum ki yaklaþmakta olan kadýnýn sen olmayacaðýný! Sonra gemilere bakýyorum. Bacalarýndaki siyah dumana. Gözlerimi karartýyor. Bir gemide daha ne kadar diðer yarýsý karada býrakýlan sevgilerin yanýp siyah duman olabileceðini düþünüyorum. Aþkýmýz da bir bütün olmalýymýþ oysa...Yarýsýnýn odamýzda, diðer yarýsýnýn okyanusun yalnýzlýðýnda, kamaramda saklanamayacaðýný öðrettin sen hiçbir iz býrakmadan çekip gittiðinde...BUNU SEN ÖÐRETTÝN! Ýnanmadýðýmýz , inanmak istemediðimiz nasýl gerçek oldu? Aþk hoþlanmalýydý bir saða bir sola sallanan beþiðinde farklý diyarlara doðru saklanmaktan. Böyle zannetmemiþ miydik? Acaba hangi cehennemdesin þimdi!!Nerdesin?... Ben vazgeçmeyeceðim. Odamýzýn bulunduðu yerde þimdi bir pastane olsa bile, vazgeçmedim... Ayný sokakta, zemin katta, mavi kapýlý bir eve taþýndým. Tamam sana kimse gösteremeyecektir. "Eskiden bir kaptan kalýrdý buralarda" dediðin zaman. Ama biliyorum ki Tanrý birkaç adým daha seni yürütecektir ayný kaldýrýmdan.Ve...Ve göreceksin gitmeden önce bana aldýðýn son hediyeyi camýma astýðýmý. Fark edeceksin 3 kocaman YUNUS un sonu fark edilmeyen denizin üzerinde dans ederken ki posterini. Bir þüphe,korku, ne dersen de, seni kapýya doðru yönlendirecek. Mavi gözlerini biraz kýsacak, zilin üzerinde yazan adý merak edeceksin...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Çaðrý Küçükyýldýz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |