..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Aylin




8 Aralýk 2005
Suzan  
Aylin
Ah! Suzan! Ne iþimiz var bu havada çoluk çocuk burada?


:BHDA:
Ah! Suzan! Ne iþimiz var bu havada çoluk çocuk burada? Bari hepimiz gelmeseydik. Suzan hiç cevap vermedi. Sadece o derin bakýþlarýndan birini fýrlattý. Ne demek istediði anlaþýlmýþtý hemen. `Gelin, taþ kalpli gelin, kendine gel’’ Annemin haklý olduðu tek konu vardý hava gerçekten çok soðuktu. Suzanýn haklý olduðu tek konuysa burada olmak zorundaydýk. Suzan halam benim. Namý diðer ‘’Deli Suzan`’
Burasý bir hapishane kapýsý. Amcam var içerde. Yaralamadan girdi, sarhoþ kavgasý. Suzan her hafta derler toplar bizi ziyarete getirir. Hele bir yan çiz canýna okur. Ben yan çizmem zaten. Suzanla bir yerde olmak her zaman hoþtur benim için. Dört kardeþimin içinde kuzenler sürüsü arasýnda, bir ben adýyla seslenirim ona. Bir bana izin verir. Ona benziyormuþum ben, herkes öyle söyler. O söylemez ama söylendiðin de hýnzýrca bakar bana. Bizi buraya getirmede ýsrarý amcamýn aile ruhunu hissetmesi.
kendini yalnýz terk edilmiþ hissetmesini engellemek. Normal zamanlarda amcamla pek bir iþimiz olmaz. Garip adamdýr sarhoþ gezer günün yarýsý. Çakýr keyifken severim onu birazcýk, harika fýkralar bilir. Hayatýn bütün saçmalýklarýna atýf yapan fýkralar. Kunduracýdýr. Nefis ayakkabýlar yapar. Ayaðýma ayakkabý giyebildiðimden beri onun yaptýklarý ayaðýmdadýr hep. Bütün sülalenin çocuklarýna olduðu gibi. Ýnsan sevdiklerine en iyi yapabildiðini sunar belki. Onun da en iyi yapabildiði ayakkabýdýr. Bir de anlattýðý fýkralar. Baþ belasý bir herif olduðu halde Suzan onun peþini býrakmýyor. Hiç anlaþamazlar oysa. Suzan hayatýnda ki erkeklere sadýk bir kadýn. Babasýna, oðluna, kardeþlerine. Normal zamanlar da iyi zamanlar da sevgisini göstermek zorunda hissetmez kendini. Ama dar yerlerde, dar zamanlarda atmaca olur üzerlerine. Korur kollar. Onlarsa ne yazýk hak görürler kendilerine bunu. Takdir etmezler.
çocuk gibidirler diyeceðim, çocuklarda ödeme hiç deðilse peþindir. Yalandan da olsa bir sarýlýp öperler.
Onlarsa ayaklarý taþtan bir kurtuldu mu baþýný bile yaslamaz dizine.
Güzel adýna deli sýfatý eklenmesi de yine böyle bir erkeðin yüzündendir. Kocasý. Eniþteyi çok severmiþ Suzan. Onun için ne talipler reddetmiþ. Hani þu; doktor, mühendis olmasa da hayýrlý mý hayýrlý sayýlan cinsinden talipler. Adam çalýþmazmýþ, kronik iþsiz. Kýzsa da kýyamazmýþ Suzan. Kendisi her gün iþe giderken masanýn muþambasýnýn altýna para býrakýrmýþ. Ortaya býraksa yada eline verse kýrýlacak diye mi korkardý acaba? Bir gün iþ dönüþü mahallenin yosmasýyla basmýþ evde. Eniþteyi istasyona kadar elinde koca bir ekmek býçaðý kovaladýðý anlatýlýr. Yakalasa öldürürdü kesin, derler. Adam o gün bugündür yok, kayýp. Bir oðluyla kaldý Suzan. Bir gün sormuþtum. Cesaret edip sormuþtum. Yakalasan öldürür müydün Suzan? Abartýyorlar. Býçak yeterince büyük deðildi, dedi. Bende kovalar mýyým acaba beni kandýran adamý elimde býçak? Ona benzediðim rivayeti doðruysa. Sanmam. Bu okuduðum kitaplar ehlileþtiriyor beni, uygarlaþtýrýyor. Belki de o kadar hiç sevemem.
Suzan sinemaya yeni bir film gelmiþ. Hadi götür bizi, derdim. Acýklýmý? derdi. Çok acýklý derdim. Bak valla afiþi var. Gazete de baþka bir filmin afiþini göstererek. Sinemanýn içinde de gelecek programýn yada eski filmlerin afiþini gösterdiðim gibi. Ýnanmazdý da inanýr gözükürdü. Annemin rolünü kapmadan. Bana annelik yapmadan. Film baþladýðý anda –onunla arama en az iki kardeþimi yerleþtirirdim- uzanýr enseme hafifçe þaplaðýný indirirdi. ‘’Alaska frigo yok sana!’’ Yok ya! Suzan kýyamaz bana. O kimseye kýyamaz.
Ellerim buz tuttu sanki. Ayaz kýlýç gibi kesiyor yüzümü. Amerikan filmlerinde vahþi atlara binen rodeocularýn çýktýðý demir labirentten bir yerde sýradayýz. Adam iki duvar çeker þuraya. Þu dallý güllü þalvarlarýyla yaz kýþ üzerlerinden hiç çýkartmadýklarý renkli hýrkalarýyla çingene karýlarý olmasa mezarlýk, solgun bir yer burasý. Baðdaþ kurmuþ -soðuða aldýrmadan-, sakin konuþurken birden saç baþa kavga etmeye baþlarlar. Askerler bir süre seyreder komiktir kadýn kavgasý seyretmek. Belli bir zamandan sonra müdahale eder sertçe ayýrýrlar. Ýçerde bir bakarsýn iki kadýn can ciðer kuzu sarmasý. Isýnmak ve bu sýkýcýlýða son vermek için kavga ediyorlar sanki. Sýkýntýyla karþý kaldýrýma baktýðýmda iri yarý, baþtan ayaða siyah giyinmiþ bir kadýn gördüm. Kuaförden yeni çýktýðý belli sarý saçlarýyla, sürdüðü ateþ kýrmýzýsý ruju bu mesafeden yüzünde en dikkat çekecek yer belki. Kara kocaman gözlükleri var. Buraya uymayacak kadar süslü. Mahkum karýlarý abartýsýz giyinir. Süs, püs pek bilmezler. Bilseler de yapmazlar. Sade solgun. Kocalarý içeri, onlarda içeri sanki. Onlar mezara onlarda mezara. Belki ondan ilgimi çekti bu kadýn. Bu kadar renksiz, bir birinin ayný þeklin yanýnda pek bir deðiþik geldi bana. Hapishaneye bakýyor. Bir þeye karar vermek ister gibi. Eli kolu dolu. Týka basa dolu iki büyük poþet var ellerinde. Bir anda hýzla yürümeye baþladý bize doðru. Sýradakileri tek tek geçti. Yaklaþtý, yanýmdan geçerken kýyafetlerinin pahalý ve markalý olduðunu gördüm. Dikkatle yüzüne baktým. Büyük kapýya doðru, posta posta ziyaretçilerin alýndýðý devasa demir kapýya doðru hýzla ilerledi. Ben bu kadýný bir yerden tanýyorum.
Evet. Bilmiyorum nereden ama ben bu kadýný tanýyorum. Kapýdaki gardiyana doðru eðildi, kulaðýna bir þeyler fýsýldadý. Gardiyan duyduklarýndan pek hoþlanmamýþ gibi þöyle biraz gerileyip baþtan aþaðý süzdü kadýný. Askerler arasýnda iþaretleþmeler gülmeler baþladý. O sýrada ismimiz okundu. Bu bir reflekstir. Ne düþünürseniz düþünün aklýnýz da ne olursa olsun orda duyarsýnýz adýnýzý. Suzan bizimkileri toparladý hemen. Annem hala somurtuyor. Bu son geliþim diyor içinden. Kimliklerimizle büyük kapýdan tek tek büyük salona alýndýk. O sarýþýn kadýnda girdi bizimle beraber, bir nevi ön bekleme salonuna. Kimlik kontrolü bitince saðlý sollu sýralara oturduk. Karþýmýzda oturuyor sarýþýn kadýn. Dikkatle izliyorum onu. Nerden tanýdýðýmý bulmaya çalýþýyorum. Hiçbir hareketini kaçýrmadan. Gözlüklerini çýkarsa daha kolay hatýrlayacaðým belki. Gözlük kelimesi aklýmdan geçer geçmez bir sahne geldi gözümün önüne. Doðruldum yerimde zafer kazanmýþ gibi. Annem yanýmda oturuyor. Keþfimi birine söylemeliyim. Kolunu çekiþtirdim. Baktý sinirli sinirli. Bak, dedim bu kadýn deðil. Cümle aðzýmdan çýktýðýnda farkýna vardým ne söylediðimin. Önce þaþýrmak yerine þimdi þaþýrdým. Annem sarýþýn kadýna; idda ettiðime göre kadýn olmayan kadýna baktý. Ýyice aptallaþtýn sen, dedi o apartman gibi kitaplarý okuya okuya. Suzan’a döndüm. bak dedim bu hafta haber programýnda seyrettim ben bu kadýný. Eeee… dedi. Transseksüel dedim. O ne?, dedi Suzan. Anla Suzan ya! Erkekten kadýna dönmüþ iþte. Suzan’ýn gözleri parladý, muzipçe güldük karþýlýklý. Annem nerdeyse Suzan’ý öldürecek.
Çocuklarý hapishane köþelerinde, soðuktan donduðu yetmiyor, bir de transseksüellerle bir arada.
Kesin bu amcamý son görüþümüz. Annemin elinde bu malzeme varken daha burayý hayatta göremeyiz. Suzan’la birlikte kadýný izlemeye aldýk. Sadece ben fark etmemiþtim durumu baþkalarý da farkýndaydý. Cüzamlý gibi tek baþýna oturuyordu sýrada. Kimse yanýna oturmuyordu. Herkese eðlence çýkmýþtý. Beklenecek sýkýcý saatler yeni seyirle daha da kolay aþýlacaktý. Yüzünü saklayan kocaman gözlüklerinin altýnda bile tedirginliði belliydi. Gel , dedi Suzan. Komutu duyar duymaz fýrladým, düþtüm peþine. Suzan karþý sýraya doðru ilerledi. Yanýna oturdu. Ben de onun yanýna. Merhaba, dedi ben Suzan. Vereceði cevabý merakla bekliyordum çünkü sesini çok merak ediyordum. Bir süre kararsýz kaldý. Sonra Burçin dedi.
Ne kalýn , ne ince bir ses. Ama doðal deðil asla deðil. Tedirginliði geçmemiþti hatta bizim geliþimizle daha da artmýþtý ama herkesin bir kiþiye bakmasýndan üç kiþiye bakmasý daha rahatlatýcý bir þeydi belki. Profilden yüzünü inceliyordum. Sakal dipleri kalýn bir fondöten tabakasýyla kapatýlmaya çalýþýlmýþtý. Gýdýsý sarkýk ve boðum boðumdu. En çok gözlerini merak ediyordum. Ýmkansýz; gözlüklerini çýkaracaðýný hiç sanmýyorum tek korunmasý çevreye karþý gözlükleri. ‘’Kimin var içerde dedi Suzan. ‘’Niþanlým’’ dedi. ‘’Pek de gençmiþsin daha’’ dedi Suzan. ‘’Ýnþallah fazla sürmez ayrýlýk’’ dedi.
Eðilip Suzan’ýn yüzüne baktým. Dalga mý geçi yor? diye. Bir þey anlaþýlmýyordu. Alacaðý cevaplarý bekliyordu dikkatle. Ýnþallah dedi Burçin. Ýlk defa geliyorum ben buraya dedi. Özür diler gibi. Daha önce hep posta havalesiyle para gönderirdim. Ama dayanmadým bu sefer görmek istedim. Suzan anladý kafasýný eðdi. Önünde ki paketlere baktým giyecek doluydu içi týka basa. Diðer kadýnlar tek tek yanýmýza iliþmeye baþladýlar. Suzan bu arada Burçin’e hapishaneyi hapishane hikayelerini anlatýyordu. Arada sorular soruyordu. Burçin’in verdiði cevaplar kulaktan kulaða taþýnýyordu. Þimdi en sona geçip Burçinin aðzýndan çýkanlarýn ne kadar deðiþtiðini duymak isterdim doðrusu. Biraz rahatlamýþtý. Kendisine en ucube kadýnýn bile bir küçümsemeyle baktýðý kimilerine göre bu zavallý yaratýk; meraktan da olsa kadýnlarýn etrafýnda yarattýðý bu etten duvardan hoþlanmýþtý sanki. Neydi Burçin’i buraya getiren? Elbet buraya gelirken baþýna gelecekleri biliyordu. Onu ilk gördüðümde kaldýrýmda ki tedirginliðinin sebebi belki buydu. Sadece belli semtlere belli yaþam tarzlarýna, geceye mahkum aþýlamaz bir kýstýrýlma duygusuyla yaþayan biri; gündüzden, sýradan yaþamdan, sýradan insanlardan ne alacaðýný ne muamele göreceðini pek tabii biliyordu. Buna raðmen gelmiþti.

Þimdi yerimizden kalkmalý kadýn gardiyanlarýn arama yapacaklarý bölüme girmeliydik. Uzunca bir yol ve iþlem atlattýktan sonra gerçek hapishaneye ve ziyarete baþlayabilecektik. Bizimle birlikte Burçin’ ‘de kalktý. Gardiyanlardan biri, sen bekle, dedi. Bir sonraki postaya kaldýn sen, Savcý Bey gelecek.
çaresiz oturdu. Suzan baþýyla selam verdi. Ýçeri doðru yürüdük.
Bir ziyaret daha baþladý. Ayný rutin iþlemler aramalar beklemeler kalabalýk, mahkumun geliþi, ziyaretin baþladýðýný belirten gardiyanýn düdüðü. Bu sesi duyunca ani bir refleksle konuþmaya baþlar insan. dýþarýdakiyle içerdeki insanýn aslýnda kopuk olan dünyalarýnda dýþardan içeri bir þey taþýmaya yaþam taþýmaya çalýþýrsýn. Sýkýntýný belli etmemeye, umutlu görünmeye, umut vermeye çalýþýrsýn. Karþýnda ki seni izler, çünkü vazgeçip geçmediðini anlamaya çalýþýr. Sen vazgeçtiysen onun için her þey bitmiþtir zaten. Ama kelimelerin de yorulduðu zamanlar vardýr. Ne kadar çabalasan da yine gelir o sessizlik dikilir kapýna. Konuþacak bir þey bulamazsýn. Çalsa þu bitiþ düdüðü gitsem dersin içinden. Suzan asla vazgeçmez. Hep konuþur. Onu inandýrmaya çalýþýr. Hatta býraksan ona kendini aslýnda hiçte kötü bir durumda olmadýðýna inanýverirsin bir an. Türlü þeyler anlatýr. þakalar yapar. Asla sessizliðin gelip yerleþmesine izin vermez. Ziyaret Suzan’ý seyretmeye dönüþür. Bitiþ düdüðü çalar. Yine ayný çabayla yolcu eder onu. O gidince derin bir nefes alýr. Yýðýlýr gibi olur kýsa bir süre. Bir duvara dayanýr. Sonra kaldýðý yerden devam eder yaþamaya.
Çýkýþ yolu daha da bir sýkýcýdýr her þey daha da bir monoton. Ýçeri girerken hiç deðilse ufak bir coþkun vardýr çýkarken ise bir an önce bitirmek istediðin angaryalar. Son aramayý da bitirmesini beklerken hoyrat kadýn gardiyanlarýn; dýþardan içeriye bir þey götürmek yasak olduðu kadar, içerden dýþarýya götürmekte yasaktýr. Ne götürebilir ki insan içerden dýþarý? Ýçeri götürebileceði þeyde sevgisidir. Onu buraya getiren, orda tutan, direnme gücünü veren sevgisi. Onu da býrakýp çýkmýþtýr zaten. Aramak nafile, ama usuldendir aranacak. Kadýn gardiyanlar hoyratça arama yaparken aklýma Burçin geldi. Tutamadým kendimi gülmeye baþladým. Öyle ya Burçin girdiyse eðer içeri onu kadýn gardiyanlar arayacak. Ve ben o aramaya þahit olsam kim daha erkek, kim daha kadýn karar veremezdim sanýrým. Ekmek parasý uðruna bu gönüllü mahkumlar. Ellerindeki gücün, hakimiyetin etkisiyle o kadýnsý sýcaklýðý kaybeden bu kadýnlar, sýký saç topuzlarý, lacivert gardiyan elbiseleri makyajsýz sert erkek ifadeli ve tavýrlý halleriyle Burçin ‘in yanýnda daha bir erkek kalýrlardý. Bu da yaþamýn garip bir cilvesiydi elbet.

Sonunda temiz hava gerçek yaþamýna geri dönüþ. Dýþarýdayken hissetmediðin, kendini kafeste sandýðýn duygu gerçek kafese girmekle açýða çýkar. Nerenden nereye baðlý da olsan en sýradan anlamýyla özgürlüðe onlardan daha yakýnsýn.

Yan kapýdan dýþarý çýktýðýmýzda Suzan meraklý gözlerle ön kapýya doðru yaklaþýk bir saat önce giriþ yaptýðýmýz kapýya doðru ilerledi. Ben de arkasýndan. Bir süre göz gezdirip kalabalýða dikkatle seyretti, sonra bana döndü gülümseyerek ‘’girmiþ’’ dedi. Burada olmadýðýna göre Burçin içeri girmiþti. ‘’Artýk gidelim, eve gidelim Suzan’’ dedim. ‘’Tamam’’ dedi gidelim.
Evimize gidecektik, çay içecektik, evimiz gözümüze daha bir güzel gözükecekti, yediðimiz yemek her gün yediðimiz yemekte olsa farklý gelecekti. En basitinden biz görevini yapmýþ mutlu insanlar olmaya devam edecektik. Bu düþüncenin güzelliðiyle adýmlarýmýzý sýklaþtýrmaya çalýþýrken arkamýzda býraktýðýmýz hapishane kapýsýndan baðýrtýlar gelmeye baþladý. Önce önemsemedik her zamanki kavgalardan biridir nasýlsa. Sonra bir þey hatýrlamýþ gibi döndük ve çýktýðýmýz noktaya tekrar yaklaþtýk ne olduðunu görebilmek için. Adýný Apartman taktýklarý iri cüsseli gardiyan Burçin’i kolundan tutmuþ sürüklüyordu. Burçin direniyor adým atmamak için, bir yandan da ‘’bunu yapamazsýnýz onu görmeye hakkým var benim’’ diye üzgün bir þekilde konuþuyordu. ‘’Hadi dedi uzatma da git iþine görüþemezsin`dedi apartman. ‘’ Lütfen, bir kere daha görüþeyim savcýyla, izin isteyeyim’’. Apartman gittikçe sinirleniyordu. Burçin direndikçe öfkesi artýyordu. ‘’Onlar gibi benimde görmeye hakkým var niþanlýmý’’ dedi son bir güçle Burçin. Apartman lakaplý, apartman görüntülü gardiyan hýzla Burçin’i savurdu. ‘’Defol, buradan hýr çýkarma’’.’’ Biz seni alsak ne olur? Adam seni tanýmadýðýný, görmek istemediðini söylüyor.’’ Adamýn itiþiyle yere savrulan Burçin öyle kalakaldý yerde, elindeki torbalar etrafa saçýldý. Onun düþmesiyle kalabalýk gerilemiþ bu garip sahneyi neredeyse üst üste çýkarak her saniyesini kaçýrmadan seyrediyorlardý. Etrafa yayýlan torbalardan her birinin kaliteli olduðu belli erkek kýyafetleri de saçýlmýþtý dört bir yana. Burçin ‘e baktýðýmda gözlüðünün de fýrladýðýný gördüm. Sonunda gözlerini görmüþtüm. Aðlamaktan rimeli akmýþ küçücük, yemyeþil, çok üzgün, çocuklaþmýþ iki göz. Suzanla birlikte çok yakýnýna gelmiþtik onun. Bitkin bir þekilde yere saçýlan eþyalarý poþetlere doldurmaya çalýþýrken iri elleri tir tir titriyordu. Bir yandan da sayýklar gibi. ‘’Yalan söylüyorsunuz yalan’’ diyordu. Hep ayný kelimeyi tekrarlayarak. Birden Suzan’ý yanýnda gördüm onun. Diz çöktü yanýna, eþyalarý toplamasýna yardým etmeye baþladý. Birlikte sessizce eþyalarý topladýlar. Poþetleri týka basa doldurduktan sonra Suzan ayaða kalktý elini uzattý ona. Burçin yüzüne baktý, oturduðu yerden kalkmadan ‘’yalan söylüyorlar’’ dedi. Suzan’ýn yüzü bembeyaz olmuþtu acý bir gülümsemeyle,’’ elbette yalan söylüyorlar’’, dedi….Hem de hepsi….




.Eleþtiriler & Yorumlar

:: güzel
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
4 Mart 2006
Merhaba Sevgili Aylin; Doyurucu, akýcý, etkileyici bir yazý okudum.Saðlam bir yazý bu.Hem de her yönüyle.Baþarýlý yazýn çalýþmalarýnýzýn devamný dilerim....Sevgiyle kalýn....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kýrýk Misket
Saklambaç
Sinek
Kriz

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Carmen ve Ýrlandalý Kýzýn Sohbeti
Gitmezsem
Baþka Bir Kadýn
Yapamazsýn
Þans
Þans
Sen Sandığın Yabancı
Þans 2
Resim
Pýrlanta

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Biliyorsun [Þiir]
Herkes Gibi [Þiir]
Büyüyeceksin... Öðreneceksin [Deneme]
Her Þey Bir Gün Biter [Deneme]
Hiç Anlayamýyorum [Deneme]
Uçan Balýk [Deneme]


Aylin kimdir?

Herkesin maskesini çýkarýp atmak zorunda kalacaðý bir gece yarýsý vaktinin geleceðini bilmiyormusun? Hayatýn her zaman kendisiyle alay ettireceðini mi sanýyorsun? Bundan kaçmak için gece yarýsýndan biraz önce sývýþabileceðini mi zannediyorsun? Yoksa ondan dehþete kapýlmýyormusun? Gerçek hayatta insanlar gördüm, öylesine uzun zamandýr insanlarý kandýrmýþlardý ki en sonunda gerçek mizaçlarý ortaya çýkmaz olmuþ; saklambaç oynayan insanlar gördüm o kadar uzun zaman oynamýþlar ki en sonunda delirip o ana kadar gururla sakladýklarý gizli düþüncelerini iðrenç bir þekilde baþlkalarýnýn gözünün içine sokmuþlardý. Peki sonunda mizacýnýn bir çokluða dönüþmesinden, açýkçasý çok sayýda olmaktan, o mutsuz þeytaniler gibi bir lejyon oluþturmaktan ve bu þekilde bir insanda bulunan en içteki, en kutsal þeyi, kiþiliðin birleþtirici gücünü kaybetmiþ olmaktan daha korkutucu bir þey düþünebiliyormusun? Doðrusu, ciddi olduðu kadar dehþet verici olan o þeyle dalga geçmemelisin. Sören Kierkegaard

Etkilendiði Yazarlar:
Yusuf Atýlgan, Stefan Zweig, D.H Lawrence


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aylin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.