Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes |
|
||||||||||
|
O büyük insanlýk denizinin kýyýsýna kurulmuþ köhne bir liman gibiydi. Geldikleri gibi gitmediler ama onun ýslak ve yosun tutmuþ taþlarýndan. Yücelmiþ olarak gittiler. Yüceltilmiþ olarak... Saf ve sahipsiz bir sevgi ile hayat bulan, yaralarý sarýlan insanlar... Tökezleye tökezleye geldiler ve kutsandýktan sonra usul usul gittiler. Huzur dolu olarak... Etraflarýnda bakýndýlar geldiklerinde. O kadar büyüktü ki içi birbirlerine bile rastlayamadýlar. Açýklarda, o köhne ve güneþin hiç doðmadýðý limandan uzaklarda yeni ve güzel þeyler olmalýydý. Güneþin altýnda parýldayan þeyler... Son bir kez öptüler, kanattýlar dudaklarýný ve sonra yavaþça çekip gittiler. Her biri birer birer... Günden güne o köhne liman biraz daha geniþledi sanki. Akan her damla kanda sahipsiz bir sevginin kirletilmiþ gölgesi... Artýk daha da ýssýzdý o köhne liman. O büyük insanlýk denizinin kýyýsýna kurulmuþ köhne bir liman gibiydi. Martýlar bile uçmazdý onun güneþ ýþýðý deðmeyen isli taþlarý üstünde. Hüzün yüklü bulutlarý hep aðlayacak gibiydi; ama hiç yaðmazdý yaðmur o limana. Hiç rüzgar esmezdi. Öylesine dingindi içi. Hiç öfke yoktu o isli ve yosunlu taþlarda. Sonsuz bir kederle kararmýþ, kimsenin sahip çýkmadýðý sevgileri içinde barýndýran o taþlarda... Minik týkýrtýlar vardý sadece. Yaralý olanlarýn, iyileþtirilmiþ olanlarýn, düþmüþ olanlarýn, yüceltilmiþ olanlarýn, günahkâr olanlarýn, affedilmiþ olanlarýn birbirinden baðýmsýz minik týkýrtýlarý... Onun anaç bir tavýrla hiç tiksinmeden, þikayet etmeden kollarý arasýna aldýðý insanlar minik týkýrtýlar çýkartarak gezerlerdi içini o kararmýþ taþlardan tiksinerek. Açýklarda daha güzel þeyler olmalýydý. Parýldayan, ýþýldayan þeyler. Güneþin altýnda... Hiç öfke yoktu burada, dal kýpýrdamazdý, çýt çýkmazdý. Öylesine dingindi iþte; ama gittiler yine de. Tüm acizliklerini unutarak, o sahipsiz sevgilerden yapýlmýþ yeni hayatlarýný alýp gittiler. Geçmiþe dair hiçbir þeyi hatýrlamayarak, "Nereden, nasýl geldim ki ben bu lanetli yere?" diyerek gittiler açýklarda güneþin altýnda parýldayan þeylere. Artlarýnda içlerindeki tüm nefreti, kiri, ýstýrabý, kini býrakarak gittiler. Her damla kanla biraz daha karardý o liman. O büyük insanlýk denizinin kýyýsýna kurulmuþ köhne bir liman gibiydi. O martýsýz, kýpýrtýsýz ufuklarýnda hep yeni gemiler olurdu, yeni insanlar. Akýn akýn, tökezleye tökezleye gelen yeni insanlar. Ýçlerinde biriken tüm kiri ve kini o son öpücükteki kanla akýtýp geçmiþlerini bir çýrpýda unutmaya hevesli insanlar... Ve o tüm affediciliði, tüm kutsallýðý ile açardý kollarýný, ýstýrapla kararmýþ taþlarýný. Ýçlerindeki bütün acýyý alýp kendine katmak için. Onlar, sahipsiz sevgisiyle kutsanýp temizlenirken o daha fazla kararýrdý. Kendi acizlikleri yüzünden kararan limanýn eski taþlarýndan tiksinerek gezerlerdi içini. Sadece minik týkýrtýlar vardý iþte bu yüzden o sessiz limanýn içinde ve o insanlar bu ýþýksýz, rüzgarsýz, sonsuz limanýn büyüklüðünden öylesine korkarlardý içini dolaþýrken. Onlar güneþi isterlerdi, rüzgarý, öfkeyi... Kendi büyüklüklerinin gururunu yaþayabilmek için küçük yerlere kaçýp gitmek isterlerdi. Bu büyük, dingin ve fedakâr liman onlara ne kadar küçük olduklarýný hatýrlatýyordu. O kadar çok sevgi vardý ki bu çirkin, karanlýk taþlarýn içinde, ne kadar insan akýtýrsa akýtsýn pisliklerini üstüne yine de hiç eksilmezdi onun sevgisi. Öylesine yüceydi bu liman... Kucakladýðý, baðrýna bastýðý, ondan tiksinen her bir insanýn onda þifa bulurken ardýna býraktýðý düþkünlüðü, iðrençliði ile daha da çirkinleþen, þekli bozulan taþlarý öylesine yüceydi. Ondan alabildikleri ne varsa alan ve geriye sahip olduklarý tek þeyi -karanlýklarýný býrakýp saf ve sahipsiz bir sevgiden yapýlma yeni hayatlarýný alarak güneþe ve onun öfkesine koþan insanlar ufkunda gitgide küçülürken o iyice büyür ve geniþlerdi. Tertemiz ve kutsanmýþ bir þekilde açýklardaki yeni ve güzel þeylere koþanlar kýsa bir süre sonra geri döneceklerini bilmezlerdi. Kýrgýn, yaralý, aþýk, düþmüþ, pisliðe bulanmýþ, günahkâr... Istýrap içinde o yosunlu taþlara yaslanacaklarýný, o martýsýz, yaðmursuz gri gökyüzünden inen sahipsiz sevgilerle iyileþtirileceklerini bilmezlerdi; çünkü insanlar unutmaya meyilliydiler. Onlar güneþ altýnda parýldayan þeyleri ve öfkeyi severlerdi. Islak, soðuk, isli, yosunlu taþlarý deðil. Griyi ve martýsýz, yaðmursuz gökyüzünü deðil. Gelirlerdi; ama geldikleri gibi gitmezlerdi. O anaç liman bütün bunlarý bilirdi. Bile bile açardý kollarýný tüm bu pisliðe; çünkü bilirdi ki bu küçük ve aciz insanlarýn ne yalanlarý ne kötülükleri ne de ona akýttýklarý o kirli kanlarý onun sonsuz sevgisini tüketebilir, onu yok edebilirdi. O sadece her ihanetle biraz daha çirkinleþir, kararýrdý iyice; ama ayný zamanda da büyür ve yücelirdi. O büyük insanlýk denizinin kýyýsýna kurulmuþ köhne bir liman gibiydi. Gizem Ozan 30.09.2004
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gizem Ozan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |