..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Gece




7 Ocak 2006
Bir Savaþ Verdik  
Gece
Hayat bizi kucaklýyor... Birbirmizden üreyerek yaþatýyoruz aþký... Kadýn taþýyýcýdýr...


:BAFA:


Aynada uzun süre kendime bakýyorum. Dün gece ki uykusuzluktan sonra, gözlerim kan çanaðýna dönmüþ ve altlarýnda torbalar oluþmuþ. Bugün büyük gün ve ne yazýk ki tek þahidi benim. Isteksizce hazýrlanýyorum. Ayaklarým sürükleniyor resmen yorgun bedenimin ardýndan. “Acaba“ diyorum....“ Acaba son kez denemeli miyim?“.
Ýç ses kazanýyor ve son kez þansýmý deniyorum. Bütün ümitsizliðime raðmen.          

-     Alo Pelin?

-     Evet Gündaç? Ben hazýrým. Sen mi gelirsin, yoksa ben mi gelip alayým seni?

-     Iyi düþündün mü caným? Sonrasý sandýðýn kadar kolay olmayacak. Bunu yaþadým biliyorum.

-     En doðrusu bu Gündaç bu ikimiz için de doðru olaný. Hazýr deðiliz.

-     Peki ben geliyorum. Sen hazýr ol. Çaðrý yaparým geldiðimde inersin.

-     Tamam. Bekliyorum.

Pelin’in eviyle, evim arasýnda yarým saatlik bir mesafe var. Zamanýn nasýl aktýðýný bilmiyorum. Yol boyunca aklýmda o sahne defalarca tekrar ediyor. Aðýr çekim film kareleri oynuyor gözlerimin önünde. Bir kornayla irkiliyorum:

-     Daha ne bekliyorsun? Kýrmýzý yandý görmüyor musun?

Özür diler gibi elimi kaldýrýyorum dikiz aynasýna. Murat’ýn nasýl olupta sessiz kaldýðýna kýzýyorum içten içe. Biraz ýsrar etse ikna edebilir Pelin’i. Biliyorum.

-     Alo benim. Hala zamanýn var biliyorsun deðil mi?

-     Artýk bitti Gündaç. O böyle istiyor ve böyle olacak.

-     Peki ya sonrasý? Ikinizde ne çok mutsuz olacaksýnýz biliyorsun deðil mi?

-     Ben elimden geleni yaptým Gündaç. Sen de gördün. O çocuðu nasýl istediðimi biliyorsun.

-     Pelin bu yükü hayatý boyunca taþýyacak. Aklýndan hiç çýkmayacak. Her gece sessizce aðlayacak belki sana duyurmadan. O’nu ikna etmelisin. Lütfen, tekrar dene.

-     Hayýr Gündaç, çok çabaladým. Artýk, bundan sonrasý için, tek düþünmesi gereken kiþi Pelin.

-     Evin önüne geldim. Pelin’i aramam gerek. Hoþça kal ...

-     Peki ...

Pelin, fazla bekletmeden çýkýyor apartman kapýsýndan. Gözlerinde siyah camlý bir güneþ gözlüðü var. Saçlarýný yukarýda geliþi güzel toplamýþ. Sýradan geliyor gözüme. O her zaman þýk, bakýmlý kadýn yok þimdi. Arabaya biniyor, “selam     „ dercesine gülümsüyor. Karþýlýk veriyorum. Ikimizde zoraki tebessüm ediyoruz. Ikimizde mutsuzuz, ikimizde korkuyoruz. Onun kafasýndan geçenleri okuyorum. Beþ yýl öncesinin `ben`i karþýmda duruyor þimdi. Yol boyunca sessizce yola bakýyoruz. Gideceðimiz yere varmaya yakýn, O bozuyor sessizliði:

-     Korkuyorum...

-     Biliyorum... Hala vazgeçebilirsin!

-     Sen de vaz geçebilirdin! Neden vaz geçmedin?

O’na “bana vaçgeçmem gerektiðini söyleyen olmadý. Yanýmda hiç kimsem yoktu ve bir gecelik bir iliskinin anisini bir omur boyu hatirlatacak bir izi isteyip istemedigimden bile emin degildim „ demedim. Diyemedim.

Büyük bir binanýn önünde duruyoruz. Týpký beþ yýl önce durduðum gibi. Her þey ayný deðiþen pek bir þey olmamýþ. Muayenehanenin kapýsýnda son kez Pelin’e bakýyorum „emin misin? „ der gibi. “Hadi „ diyor zili iþaret ederek. Kapýda bizi güleç yüzüyle Fatma Haným karþýlýyor. Ayaðýmýza mavi galoþlarý takarak giriyoruz içeri. Bana bakarak :

-     Hoþgeldiniz? Nasýlsýnýz görüþmeyeli?

-     Teþekkür ederim. Size arkadaþýmý getirdim istemesem de...

Beni tanýmýþ olmasýndan duyduðum öfke ve rahatsýzlýkla hemen konuya giriyorum.

-     Arkadaþým Pelin. Telefonda kýsaca bahsetmiþtim. Henüz bir kaç haftalýk hamile. Aldýrmak istiyor.


-     Merhaba hoþgeldiniz. Ben Doktor Bey’e bakayým. Randevunuz vardý zaten sizi bekliyordu O’da.


Bekleme salonunda ki deri koltuklara oturuyoruz. Beþ yýl önce kürtaj iþleminden hemen sonra baygýn yattýðým koltuklar bunlar. Kokuyu duyumsuyorum. Beþ yýl öncesinin kötü kokusu hala üzerimden gitmemiþ sanki.

Pelin çok gergin. Ayaklarýný sürekli döþemeye vurmasýndan anlýyorum. Birbirimize hiç bakmýyoruz. Ikimizde birazdan olacaklarý düþünüyoruz. Konuþmuyoruz. Çok þey söylemek istiyorum. Yalvarmak istiyorum. “ Çok canýn yanacak pelin. Çok üzüleceksin sonrasýnda. Lütfen vazgeç. Hayatýn boyunca içinde ki senden olan bu parçayý unutamayacaksýn. Çok piþman olacaksýn!... Lütfen!... Lütfen!... „ Bütün bu sözleri içimden söylüyorum. Dilimin ucuna kadar geliyor, derin bir nefes alýp söylemek istiyorum ama kararlý yüzüne bakýnca vazgeçiyorum her seferinde.



-     Doktor Bey sizi bekliyor.

Ikimizde irkiliyoruz. Sanki buraya sadece oturmaya gelmiþizde biraz soluklanýp gidecek gibiyiz. Fatma Haným’ýn sesi anlýk bir þaþkýnlýk yaratýyor yüzümüzde. Birbirmize bakýyoruz, pelin hemen toparlanýp ayaða kalkýyor.

-     Sen de gel Gündaç. Yanýmda olmaný istiyorum.

-     Ben burada beklemek istiyorum. Bunu izlemek istemiyorum anla lütfen.

-     Anlýyorum ama yalnýz gidemem çok korkuyorum. Lütfen yanýmda ol.

-     Pelin! Korkuyorsan yapma öyleyse. Ben böyle bir olaya bir kez daha tanýklýk edemem. Bu kadar güçlü deðilim.

-     Gündaç, lütfen!

-     Peki ama sadece odada duracaðým. Uzak bir yerde olurum ama yanýnda durup izlemem tamam mý?

-     Tamam Gündaç. Ayný odada olman yeterli. Saðol.

Minnet dolu ve buðulu gözlerle bakýyor bana. Yaþayacaklarýný biliyorum. Bildiðimi biliyor. Gözlerimde ki korkuyu gözlerinde görüyorum. Doktorun odasýna giderken farkýnda olmadan elimi tutuyor. Elleri titriyor, buz gibi...

-     Hala vaktin var. Pelin hala vazgeçebilirsin.

-     Hayýr Gündaç. Bu iþ burada bitmeli. Murat ve ben artýk devam etmemeliyiz bu oyuna.

Duruyorum aniden.

-     Ne demek bu þimdi?

-     Ayrýlacaðým ondan. Ben O’na asla senin sahip olduðun gibi sahip olamadým. Ve hiç beklenmeyen bu misafiri sýrf þartlar gerektirdiði için doðurmak istemiyorum.

-     Murat bu çocuðu, ikinizin çocuðunu istiyor Pelin.

-     O bizim çocuðumuzu istemiyor, O bir çocuk istiyor Gündaç. Kimden olduðu önemli deðil. Týpký, beþ yýl önce senin çocuðunu istediði gibi bu çocuðu da istiyor.

Susuyorum. Haklý olabilir mi? Evet Murat beþ yýl önce de benim çocuðumu istemiþti. Geri istemiþti. Aldýrtýktan sonra öðrendiðinde yýkýlmýþtý. Hala her sarhoþ olduðunda bunu dile getirir. Hala sorgular beni. Pelin’e bu olayda ilk kez hak verdiðimi fark ediyorum. Mutsuz bir iliþkide bir çocuk ne kadar saðlýklý olabilirdi ki?

-     Pelin.... Þunu bilmeni istiyorum. Aldýðýn her kararda ben sonuna kadar yanýndayým.

-     Saðol Gündaç. Bu iyiliðini asla unutmayacaðým. Beni þaþýrtýyorsun her seferinde.

-     Ama lütfen iyi düþün. Sadece kendin için düþün.

-     ..............

-     Bu herþeyden önce senin çocuðun kimden olduðunun önemi yok.

-     Ama bu çocuðun anne ve baba sevgisine ihtiyacý var Gündaç. Ona sunacaðým hayatta saðlam bir iliþki örneði olmayacak. Mutsuz olacak. Mutsuz bir çocuk daha getirmeyeceðim bu dünyaya. Yeterince var onlardan.

-     Eðer, sen bu çocuðu istiyorsan, sadece senin sevgin bile onu yaþatacaktýr. Iyi düþün lütfen. Sonrasýnda üzülmemen için þimdi çok iyi düþünmelisin.

-     En doðrusu bu inan. Çok düþündüm. Geceler boyu düþündüðüm bu. Ben içinden çýkamadýðým bir dünyaya onu nasýl sokarým ?

-     Peki caným. Sadece yanýnda olduðumu bilmeni istedim. Ne olursa olsun.

-     Bugün burada olman demek ne demek bilemezsin Gündaç. Bana nasýl güç veriyorsun bilemezsin.

-     Biliyorum caným. Yalnýz kalýndýðýnda ki güçsüzlükle çarpmam yeterli oluyor bilmem için.

-     Böyle olmasýný istemezdim. Inan bana. Teþekkür ederim Gündaç her þey için.

Bana sarýlýyor bunlarý söylerken. Açýk olan omzumda bir ýslaklýk hissediyorum. Aðlýyor...

Açýk mavi mermer taþlar beþ yýl önceki gibi yansýtýyor yüzümü. Tertemizdi her zaman ki gibi. Doktor Suat Bey Askeri Týp Fakültesinde Bölüm Baþkanýydý. Askerlikten gelen alýþkanlýklarýný kendi özel muayenehanesinde de devam ettirmiþti. Her yer tertemiz ve kurallara sonuna kadar uyuluyordu. Fatma Haným onun hem çok otoriter, hem de çok nazik biri olduðunu her defasýnda dile getirirdi.

Suat Bey bizi ayakta bekliyordu. Gülümseyerek önce tokalaþtý sonra oturmamýzý iþaret ederek koltuklarý gösterdi. Hem otoriter, hem nazik. Her iki yanýný da kusursuz bir dengeyle kontrol edebilen nadir insanlardandý. Yine de benim celladýmdý o. Celladýna hayran olan kaç kiþi vardýr acaba hayatta?

-     Hoþgeldiniz hanýmlar. Çok bekletmedim umarým?

-     Hoþbulduk. Hayýr yeni gelmiþtik bizde.

Pelin susuyor. Beni sözcü tayin etmiþ gibi sorulan sorulardan sonra bana dönüyor yüzü.

-     konuya hemen girelim mi? Yoksa öncesinde birþeyler içer miyiz?

-     Hemen gerekeni yapýn lütfen Doktor Bey daha fazla beklemek istemiyorum.

Pelin bu kez benim cevaplamamý beklemiyor. Gerginliði, telaþý yüzündeki kaslarýn gerilmesine neden oluyor. Çok fazla terliyor ve titriyor.

-     Peki o halde... En son regl olduðunuz tarihi hatýrlýyor musunuz?

-     Geçen ayýn on beþiydi.

-     hýmm.... Bir bakalým yani dört haftalýk. Peki eþinizin onayý var mý?

-     Evet buyurun.

Çantasýndan çýkardýðý, altýnda Murat’ýn imzasý bulunan bir kaðýdý doktora uzatýyor. Her belgeyi eksiksiz istemiþti Suat Bey, evli çiftlerde eþin onayýný kesinlikle yazýlý þekilde isterdi. Onay belgesini okuduktan sonra özenli bir þekilde hasta formunun yanýna iliþtiriyor. Bir yandan Pelin’e ait hasta formunu okurken diðer yandan arada bize bakarak gülümsüyor.

-     Pelin Haným bu ilk hamilelik mi?

-     Evet

-     Peki, iyi düþündünüz mü? Bu kolay verilecek bir karar deðil biliyorsunuz. Yanýnýzda ki Küçük Haným bunu en iyi bilenlerden.

Beþ yýl önceki günü hatýrlatýyor sözleriyle bana. Beþ yýl önce “iyi düþün „ dediði aný hatýrlatýyor, yaramazlýk yapan bir çocuða bakar gibi bakýyor bana. Sýkýlýyorum. Gözlerimi kaçýrýyorum keskin bakýþlarýndan.

Pelin yerinde doðruluyor. Önce uzun uzun yere bakýyor sonrasýnda o kendinden emin haliyle “evet „ diyor.

Suat Bey bir þey söylemeden uzun uzun bakýyor Pelin’e. Hep böyle yapar hastasýný izler. Gözlemini yapar. Kýsa bir izleme sonrasýnda ise neredeyse hasta hakkýnda her þeyi bilecek kadar çözmüþtür kiþiyi.

-     Peki ... Þöyle buyurun lütfen.

Yerinden kalkarak odasýnýn yanýndaki beyaz kapýyý iþaret ederek:

-     Fatma haným sizi hazýrlasýn.

-     Gündaç?

Doktor Pelin’in “sende gel „ diyen bakýþlarýný kaçýrmýyor. Bende doktora bakýyorum “sakýncasý var mý ? „ der gibi.

-     Buyurun siz hazýrlanýn arkaþýnýz Küçük Hanýmefendi de yanýnýzda olur merak etmeyin. Tanýða gerek yok iþimi iyi yaparým.

Gülümsüyor bunlarý söylerken. Pelin’i rahatlatmak istediði belli. Odaya geri döndüðümüzde önünde ki telefonu kaldýrarak:

-     Fatma Haným hastamýzý hazýrlayýn ve benim Cd’yi de takýn lütfen. Biraz rahatlamaya ihtiyacýmýz var anlaþýlan.

Hastalarýna çocuk gibi davranýyor. Bu sinirlerimi bozuyor daha önce de bozmuþtu. Beþ yýl öncede bundan rahatsýz olmuþtum. Elim çantama gidiyor sigara paketime uzanýp çýkarýyorum. Baþý önünde ki forumlarda olduðu halde çok hafif baþýný kaldýrarak bana bakýyor. Azarlamasýna gerek yok. Yine “ çok ayýp „ der gibi bakýþlarý.

Bir klasik müzik yükseliyor az duyulur sesle odanýn köþelerinde bulunan hoparlörlerden. Müziði duyar duymaz ayaklanýyor Suat Bey. Bu “hazýrýz „ anlamýna geliyor sanýrým. Bende onunla birlikte ayaklanýyorum peþinden gidiyorum. Korkunç “an „a çok az kaldý. Odaya yaklaþtýkça kendimi daha kötü hissediyorum. Titremeye baþlýyorum. Aklýma Pelin geliyor. Þu anda çatalda olan bacaklarý nasýl titriyor tahmin edebiliyorum. Titriyorum . Bana bakýp gülümsüyor Suat Bey .

-     Rahat olun, bu kez þartlar eþit. ikimizde ayakta olan tarafýz bugün.

Gülümsüyorum . Bu kadar zeki olmasý sinirlerimi bozuyor. Onun yanýnda düþüncelerimi bile saklamaya çalýþtýðýmý fark ediyorum. Korkmadýðýmý göstermek istercesine, odanýn kapýsýnda bana yol verir vermez hiç tereddüt etmeden içeri giriyorum.

Bu oda... Bu korkunç canavara benzeyen çatal ayaklý yatak... Ýçim ürperiyor, dýþarýya kaçmak arzusu duyuyorum. Gözgöze geliyoruz doktorla. Gülümsüyorum. Kendi korkularýmla savaþmaktan Pelin’i en son farkediyorum. Periþan, korku dolu, medet umarcasýna gözlerime bakýyor, aðlamaklý....
Kulaðýna eðiliyorum:

-     Hala vaktin var caným.

-     Hayýr. Çok üzgünüm.

-     Fatma Haným siz benimle gelin evraklara bir bakalým. Bu arada da hastamýz biraz rahatlasýn. Çok heyecanlý.

Son cümleyi söylerken bana bakýyor. Bakýþlarýndan “onu rahatlat” dediðini anlýyorum.
Nasýl yapabilirim ki bunu? Evet, o heyecanlý ama en az ben de onun kadar heyecanlýyým ve en az onun kadar korkuyorum. Yüzümde ki endiþeyi fark etmiþ olmalý ki, Suat Bey odadan ayrýlýrken arkasý dönük olduðu halde ekliyor :

-     Bütün kadýnlarýn bu oda ile ilgili ilginç ve eðlenceli bir hikayesi vardýr muhakkak.

Yüzümün kýzardýðýný hissediyorum. Beþ yýl önce bu masada yatarken aklýmdan geçen düþünceler geliyor aklýma. Sanýyorum bütün kadýnlar benzer þeyleri düþünmüþtür. Bir erkeðin karþýsýnda bu þekilde yatan bir kadýn varken nasýl olupta etkilenmediklerini çok merak etmiþtim ben. Hatta kürtaj sýrasýnda istem dýþý gözümün Doktorun pantolonunun ön kýsmýna kaymasýna engel olamamýþtým. Garip bir meraktý bu. Belki kadýnca bir deney. Bilemiyorum. Ama emin olduðum tek þey belki de sadece bu çatallý canavarda kadýnlýðýmýzýn bir önemi yok. Belki sadece bu çatallý canavarda bir et parçasýndan öte bir insan olarak yatýyoruz.

-     Gündaç?

-     efendim caným?

-     Ne düþünmüþtün?

-     Ne zaman?

-     Burada yatarken.

-     Hatýrlamýyorum. Çok korkuyordum. Saçma-sapan binlerce düþünce vardý beynimde. Net deðil þimdi, uzun zaman oldu.

Yalan söylüyordum. Düþüncelerimi ona anlatamayacak kadar utanmýþtým düþündüðüm þeylerden çünkü.

-     Bende korkuyorum ama...

-     Ama?

-     Düþünmeden de edemiyorum.

-     Neyi?

-     Hayatýmda ilk kez yarý çýplak bir þekilde ve bu pozisyonda yatarken karþýmda ki erkeðin penis boyu umrumda deðil. Ne ilginç deðil mi?

Farkýnda olmadan o an ki þaþkýnlýðýmdan kahkahayý patlatýveriyorum. Demek ki herkes ayný þeyleri düþünüyor en azýndan bir kez aklýndan geçiriyor bunu. Normalim diyerek içten içe seviniyorum. Bir süre sonra Suat Bey kapýda görünüyor.

-     Kahkaha sesi geldiðine göre biraz daha rahatýz. Bu hikayeler hep iþe yarar.

Bunu söyleyerek neler düþündüðünüzü biliyorum demeye getiriyor. O’na daha çok kýzýyorum. Düþüncelerimize bile ortak olmasý delirtiyor beni. Her þeyi anlamak, bilmek zorundaymýþ gibi. Suat Bey’in ardýndan Fatma Haným’da giriyor odaya ayný sýrýtan suratla. Onunda benzer hikayeleri çok duyduðunu anlýyorum gözgöze geldiðimizde.

Pelin’in az önceki rahatlýðý, Suat Bey odaya girdiði andan itibaren yerini yine korkuya býrakmýþtý. Yine o endiþeli gözler. Yine buðulanmýþtý bakýþlarý. Baþýný yana kaydýrarak yere dikti gözlerini. Kesilmeyi bekleyen kurbanlýk koyunlar gibiydi.


Fatma Haným beyaz eldivenleri ile Pelin’in doðru yerleþmesine yardýmcý oluyor:

-     Belini biraz daha aþaðýya kaydýr caným. Korkma hemen bitecek hiç bir þey anlamayacaksýn.

Bacaklarýný çatala doðru þekilde yerleþtiriyor üstünde ki o sevimsiz elbiseye benzeyen üstlüðü sýyýrýyor beline kadar ve baþka bir bez ile örtüyor bacaklarýný. Pelin’in bacaklarý titriyor örtünün altýnda olmasýna raðmen bu çok açýk görülüyor. Suat Bey arkasý bize dönük pencereden dýþarýyý izliyor. Boðaz manzarasý görülmeye deðer güzellikte yine. Beþ yýl önce kendime gelmem için bu pencere önüne getirilmiþtim. Þimdi Suat Bey’in durduðu yerde durup temiz hava almak için derin nefes alýp veriyordum boðaza nazýr. Bayýlmadan önceki tek görüntü bu mavi gerdanlýk.

Pelin’in buz gibi soðuk parmaklarýný hissediyorum avucumun içinde. Ne zaman elini tuttum, ne zaman saçýný okþamaya baþladýðýmý hatýrlamýyorum. Gözlerinde acý var korkuya karýþmýþ bir acý...

-     Biz hazýrýz .

Fatma Haným’ýn sesleniþiyle birlikte Suat Bey eldivenlerini takmaya baþlýyor. Pelin daha sýký tutuyor elimi. Ve ben daha hýzlý okþuyorum saçlarýný. Murat’a kýzýyorum içimden. Burada olmalý ve ayný acýyý yaþamalýydý. Yine yoktu ve bir sonraki sarhoþluða kadar da acýmayacaktý içi. Ayný þeyi, hatta ayný kiþiyi düþünüyorduk Pelin’le bana bakýþýnda ki o sitemi fark ediyorum.
Suat Bey çatallý canavarýn yanýna yaklaþtýrýyor iskemlesini. Masanýn yanýnda televizyon ekranýna benzeyen iki ekran var. Biri Pelin’in göreceði þekilde karþýmýzda diðeri Suat Bey’e dönük.

-     Görmek ister misiniz?

-     Hayýr. Hemen baþlayýn Doktor Bey. Görmemesi daha iyi olur bence.

-     Evet... Gündaç haklý...Görmesem daha iyi olur.

“ peki „ diyerek iskemleden kalkýyor Suat Bey. Yan tarafta sayýsýz aletlerin olduðu masadan Fatma haným bir þeyler alýyor. Þiþman bir bayan olduðu için göremiyoruz neler aldýðýný.

-     Durun vaz geçtim görmek istiyorum.

-     Pelin bu iyi bir fikir deðil! Daha çok üzülmenden baþka bir iþe yaramayacak bu.

Karar vermemizi bekleyen gözlerle bize bakýyor Suat Bey, o çýldýrtan sakinliðini hiç bozmadan.

-     Bunu istiyorum. O’nu görmeliyim ilk ve son kez. Hatýrýmda bir kan pýhtýsýndan baþka bir görüntü kalmalý.

-     Peki caným. Haklýsýn.

Suat Bey’e bakýyoruz kabul ettiðimizi gösterir biçimde. Çocuk sanki sadece pelin’in deðil ikimizinde. Ikimizde hissediyoruz O’nu. Kararlarýmýzý birlikte alýyoruz. Murat ise olayýn içinde deðil. Bu filmde üç kahraman var. Pelin, karnýnda ki bebeði ve ben.

Fatma Haným, Pelin’in karnýna sývý bir jel sürüyor. Yoðun ve saydam. Soðukluðunu hissediyorum. Pelin’in birazdan irkeleceðini biliyorum. Çok soðuktur tene deðdiðinde bir anlýk þok etkisi yaratýr. Pelin’de hissediyor irkiliyor. Elimi sýkýyor sýkýca yaklaþ der gibi iþaret ediyor baþýyla. Yaklaþýyorum iyice yanýna fýlýsdýyor:

-     Sperme benziyor deðil mi?

-     Ben de ilk gördüðümde bunu düþünmüþtüm.

Gülüyoruz. Saydam ve yoðun gerçekten de benziyor. Fatma Haným sperm-jeli sürme iþini bitirince Suat Bey elinde hazýr tuttuðu barkot okuyucu cihazalara benzeyen bir aleti Pelin!in karnýnda gezdirmeye baþlýyor. Ekranda benim için bildik bir görüntü beliriyor. Pelin için ilk...Heyecandan kocaman açýlmýþ gözlerle gördüðü karaltýlarý birþeye benzetmeye çabalarmýþcasýna býr kýsýp býr açýyor gözlerini.

-     Henüz bir þey göremezsiniz hanýmlar. Daha görüntü ekrana gelmedi.

Yine o hakim ses odada. Ister istemez tedirgin oluyorum. Hatta kýzýyorum ona bu kadar iyi olduðu için.

-     Ýþte burada.

Ekranýn ortasýnda bir karaltý beliriyor hareket ediyor saða sola sallanýyor. Bir torbaya konmuþ ve çalkalandýkça sallanan fasulyeye benziyor. Ben fasulyemi topraðýndan koparmýþtým. Anýmsýyorum... Ýçim acýyor. Bir þýrýnga dolusu, dev þýrýnga dolusu kan pýhtýsý þeklindeyken veda etmiþtim ona.

Pelin’in gözleri doluyor, benim de. Elimi yine tutuyor ama artýk o kadar sýký kavramýyor parmaklarýmý. Ben ise saçlarýný hala okþuyorum. Sadece artýk daha uysal, daha yumuþak hareketlerle. Tedirgin deðiliz artýk. Ikimizde artýk üþümüyoruz. Titremiyoruz. Sýcacýk ýsýnýyor odanýn içi. Suat Bey gülümsüyor bize bakýp. O kendinden emin gülüþü fark ediyorum. Sinirlenmiyorum. Bende ona gülümsüyorum. Odada ki herkes gülümsüyor. Artýk o aðýr koku yok odada.






N.p







.Eleþtiriler & Yorumlar

:: süper
Gönderen: sevinç sevinç / , Türkiye
26 Mayýs 2010
ancak bu kadar baþarýlý anlatýlabilir....

:: tebrikler
Gönderen: Derya Ateþ / , Türkiye
27 Haziran 2008
Hayatýn içinden harika bir hikayeydi.Çok akýcý bir dille yazýlmýþ keyifle okudum teþekkürler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
1 – 2 – 3 – 4 - Es [Þiir]


Gece kimdir?

Hiçkimseyim

Etkilendiði Yazarlar:
Dean R. Koontz, Irwýn D. Yalom, friedrich Nietzsche


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gece, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.