..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiðinden, dünyada bulunduðundan, dünyadan gideceðinden hoþnut olan bir kimse görmedim. -Namýk Kemal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > çetin




23 Ocak 2006
Günlük  
çetin
bir intiharýn güncesi


:AFDE:
GÜNLÜK
Bir polis memuru elinde bir poþetle kapýnýn zilini çalmaktaydý aceleyle. Henüz birkaç defa çalmýþ olmasýna raðmen söylenmeye baþlamýþtý içten içe. Ýçeriden kýsýk bir ses duyuldu;
__Kim O?
__Polis hanýmefendi, lütfen kapýyý açar mýsýnýz? Demesiyle aðýrca açýldý kapý. Kapýyý açan kadýn kan çanaðýný andýran gözleri, taranmamýþ saçlarý ve yüzündeki yorgun ifadeyle anlamsýzca baktý memurun yüzüne.
__Derya Haným öyle deðil mi?
__Evet, memur bey buyurun? Dedi kadýn kendisini zorlarcasýna.
__Baþýnýz sað olsun, hanýmefendi.
__Sað olun memur bey, ne istemiþtiniz?
__Kardeþiniz Kerim Bey’e ait birkaç eþyaya el koymuþtuk, inceleme için. Þu an incelemeler bittiði için size teslim etmem gerekiyor. Þurayý imzalayýp alabilirsiniz diyerek elindeki poþeti ve bir kâðýdý uzattý zoraki bir gülümsemeyle.
Kadýnýn hareketleri oldukça yavaþtý, sanki nefes almak bile zor geliyordu. Kaskatý kesilen bakýþlarýyla poþeti alýp kâðýdý imzaladýktan sonra teþekkür ederek kapýyý kapattý adamýn yüzüne. Öteki ise ilgisizce kâðýda bakýp uzaklaþtý kapýnýn önünden.
Derya kapýyý kapatýr kapatmaz, olduðu yere diz çökerek aðlamaya baþladý. Biraz sakinleþtikten sonra yerden kalkarak oturma odasýndaki kanepelerden birisine býraktý aðýr bir nesneyi andýrýrcasýna bedenini. Elindeki poþeti de önünde duran sehpanýn üzerine koyarak kardeþini düþünmeye baþladý. Bir hafta öncesine kadar Onunla telefonda konuþmuþtu. O da her zamanki gibi hep ayný diye cevap vermiþti. Ama hiçbir þey ayný deðildi, O yoktu yanýnda. Boynuna geçirdiði kalýn bir iple, kimsenin ne olup bittiðini anlamadan asmýþtý kendisini. Hep kendi halinde, sessiz, yalnýz bir hayat süren kardeþi niye bu yolu seçmiþti. “Hazinem” dediði kitaplarý kalmýþtý ondan geriye sadece, onun dýþýnda hiçbir þey yoktu.
Derya ýslak gözlerini elinin tersiyle silerek, poþeti sehpanýn üzerine boþalttýðýnda gözlerine ilk takýlan ona yirminci yaþ gününde aldýðý ve hiç çýkartmayacaðýný söylediði gri saatti. Ýncitmekten korkarcasýna eline alarak, okþamaya baþladý, sanki kardeþini duyumsamaya çalýþýyordu. Bir kalem, camýnýn teki kýrýlmýþ bir gözlük, cüzdaný ve bir defterdi poþetin içinden çýkan ve ondan geriye kalanlar. Derya açtýðý cüzdanýn içinde onunla oniki yaþýndayken çektirdiði, sað alt ucu sararmýþ, fotaðrafý görünce hafif bir tebessüm belirdi yüzünde. Sonra eskice defteri aldý eline. Ön sayfalarý yýrtýlan defterin, geri kalan kýsmýnda, kardeþinin elyazýsýyla yazýlan birkaç sayfa kalmýþtý. Defterin kalan sayfalarýnýn içinden bir fotoðraf düþtü Derya’nýn kucaðýna, kumlarýn üzerinde kanatlarýný açmýþ, etrafýna kum fýrlatan bir serçe fotoðrafý vardý. Arkasýnda yazýlý cümleyi okudu seslice;
“ Bir serçe olsam ne çýkar sanki kime zararý dokunur bunun, oradan oraya uçup taklalar atsam gökyüzünde ve gülsem tüm dünyaya neþeyle.”

15 MAYIS

Her zamankinden daha huzursuzum. Sokakta yürümek, nefes almak, konuþmak, özellikle çevremdeki insanlarý hissetmek zor geliyor, hatta daha bir aðýrlaþtýrýyor omzumdaki yükü. Ýþten gelirken gözüme, elbiseleri oldukça eski ve pis olan bir kadýn takýldý. Öylece çöpleri karýþtýrýyor, umutla bir þeyler arýyordu. Uzaktan onu izlemeye baþladým kýmýldamadan. Çöpten çýkardýðý kâðýtlarý, tenekeleri, plastikleri ayrý ayrý poþetlere yerleþtiriyordu ustaca, ardýndan da bunlarý eski demir arabasýnýn kenarlarýndaki kancalarýna takýyordu. Bu iþi yaparken kendisinden o kadar emindi ki ne etrafýna bakýyor nede kendisine çevrilen iðreti bakýþlarý umursuyordu. Bir ara yakýndaki lokantalardan birisinden bir kova çöple iki komi çocuk geldiler yanýna. Kadýn onlara bakýp;
__Aðabeyler bir bakayým, belki içinde yiyecek bir þeyler vardýr dedi.
Çocuklar önce birbirlerine bakýp güldüler ve olmaz deyip boþalttýlar çöpü.
__Al þimdi hepsi senin olsun diyerek uzaklaþtýlar oradan. Birkaç kez arkalarýna dönüp tiksintiyle karýþýk bir bakýþla güldüler ona. Kadýn hiç umursamadan –ne onlarý, ne de bakýþlarýný- dökülen çöpü elleriyle karýþtýrarak, bir þeyler aramaya baþladý. Birkaç marul çýkarttý önce, elleriyle üstteki bir iki yapraðý koparýp attýktan sonra arabasýndaki beyaz poþetlerden birisinin içine koydu. Daha sonra bir et parçasý –belli ki ýsmarlayan bitirememiþti veya beðenmemiþti- çýkararak eliyle sildiði yeri ýsýrdý ve zevkle yemeye baþladý. Bu sýrada iki aile grubu ki oldukça iyi giyimlilerdi, yavaþ ve aðýr adýmlarla sohbet ederek geliyorlardý o yöne. Önde koþturan iki çocuk çöpü karýþtýran kadýný görünce, durup onu izlemeye baþladýlar, þaþkýn bakýþlarý umursamayan kadýn iþine devam ediyordu, belki de hiç fark etmemiþti onlarý. Sonra arkadan gelen kadýnlardan birisi;
__Çocuklar buraya gelin çabuk dedi. Bunun üzerine çocuklar korkuyla gittiler sesin sahibine.
__Anne o kim öyle ne yapýyor orada?
__Hiç yavrum sadece çöpleri karýþtýrýyor diye cevap verdi kadýn kayýtsýzca.
__Ama niye anne?
__Küçükken anne ve babasýnýn sözünü dinlemediði için yalnýz kalmýþ, Allah’ta onu böyle cezalandýrmýþ, iþte sen de beni dinlemezsen böyle olursun dedi kadýn gülümseyerek.
__O zaman babam ona biraz para versin, babamda bir sürü var zaten, hem de bu kadar diyerek ellerini açtý çocuk, göstermek isteyerek. Bu sýrada diðer çocuk da baðýrarak yerinde zýplýyordu.
__Anne biz eve götürelim onu, hadi anne ne olur.
__Çocuk iþte her þeyi ne kadar kolay zannediyor dedi saçlarýna yer yer ak düþmüþ, saðlýk fýþkýran yüzünde beliren inci gibi diþlerini gösterircesine gülerek.
__Biliyor musun bazen keþke çocuk olsam diyorum, dert yok tasa yok, alýrsýn eline bir oyuncak her þey oldubitti dedi bir ötekisi diðerine katýldýðýný belli eden bir tavýrla.
Çocuklar birbirleriyle yarýþýrcasýna baðýrýyorlardý, bu garip canlýyý evlerine götürmek isteyerek.
__Bak eðer böyle devam ederseniz sizleri ona veririm diyerek susturdu kadýnlardan birisi. Çocuklar birbirlerine bakarak susmuþ, yanýndan geçtikleri kadýna dönüp dönüp bakarak korkuyla daha bir sýký tuttular annelerinin ellerini ve babalarýnýn sesleri arasýnda geride býraktýlar onu.
Bende yürümeye baþladým, aldýrmadan, karýþmadan kimseye. Çocuklarý susturmak ne kadar kolay olmuþtu, ona vereceklerdi eðer susmasalardý. Belli ki karþýlarýnda bir insan yoktu. Pis, tehlikeli, kötü bir þeydi sadece. Bin yýl öncesinin ejderhalarý, cinleri, yýlanlarý, devleri beden deðiþtirmiþ insan olmuþlardý þimdi. Ne koca dilleri, ne de keskin diþleri vardý, sadece aç, yalnýz ve çaresizlerdi. Ama daha tehlikeliydi þimdikiler, her an her þeyi yapabilirlerdi, mesela küçük çocuklarý kaçýrýr, onlarýn kollarýný, ayaklarýný koparýr sokaklara atarlardý hiç acýmadan. Eski canavarlar bunu sadece eðlence ve kötü olduklarý için yaparlardý, þimdikiler ise açtýlar ve bunun için ne yapacaklarý hiç belli olmazdý. En kötüsü ise hýzla çoðalmalarýydý.
Ne garip insan olmak, ne garip yüz yýl öncesinin hayalperestlerinin dünyasýný þimdi baþka þekillerde yaþamak ve ne tuhaf ki yaþananlara anlam verememek.

19 MAYIS

Yine yalnýzým. Bazen hiçbir þey düþünemiyor, kendimi dünyadan ve var olandan ayrý hissediyorum ya da öyle arzuluyorum. Odamýn penceresinin kenarýnda oturup öylece dýþarýya bakýyorum. Bir þeyler görmek veya bir þeylere, birilerine bakmak için deðil, sadece bir camýn arkasýndan görünen dünyayý, belki de Tanrý’nýn neler düþündüðünü, hissettiðini anlamak için bakýyorum. Elini yaðmur damlalarýný tutmak için uzattýðýnda, fark etmediðin bir cama çarpýp canýn yandýðýnda, artýk o damlayý tutamadýðýna veya yanan canýna acýnmak yersizdir, çünkü damla diðerleriyle bir olmuþtur ve sen onlarýn dýþýnda, onlardan farklý bir damlasýndýr artýk. Saçmalýyorum yine.

21 MAYIS

Parklardan birisine oturup çocuklarý seyrettim tüm gün. Kimi zaman çocuk gibiydiler, arada sýrada ise yýrtýyorlardý çocuk bedenlerini, ben yetiþkinim diye. Hiç enerjileri tükenmeyecekmiþ gibi geliyordu bana. Bir serçe gibi oradan oraya koþuþturuyorlar, uçuyorlardý, þen þakrak.
Bir ara uzakta gördüðüm, bir adam tarafýndan tekmelenen küçük, kahverengi, kulaklarýnýn birisi sarkýk diðeri ise yukarýda olan, kemikleri sayýlabilecek kadar zayýf bir köpek geldi kuyruðunu sallayarak. Onlarsa aralarýna aldýlar, hiç düþünmeden yeni arkadaþlarýný. Onunla konuþuyor, koþturuyorlardý, hepsi bir olmuþtu sanki köpek mi daha þefkatliydi yoksa çocuklar mý bilemiyorum. Ama hepsi memnundu hallerinden, oynayan da oynatanda. Sonra bir kadýn yaklaþtý öfkeyle, çocuklardan birisinin annesiydi sanýrým. Elinde kocaman bir sopayla uzaklaþtýrdý köpeði. Ne buluyordu bu pis köpekte çocuklar. Merak ediyorum hangisi daha korkak, kaçan köpek mi, yoksa kovalayan kadýn mý? Çocuklardan birisi el salladý dostuna aðlamaklý gözlerle, diðeri de havlayarak karþýlýk verdi. Keþke çocuk olsam ya da bir köpek ama ne fark eder bir oyunbozan olmaz mý nasýl olsa?

29 MAYIS

Uzun zaman oldu bir þeyler yazmayalý. Ama ne yapabilirim bilemiyorum hep ayný olanýn farklý nesini görebilir ya da duyumsayabilirim ki. Kendimi korkunun elinde iplerle baðlanmýþ bir kukla gibi hissediyorum. Umutsuzluðum her an biraz daha depreþiyor ve her seferinde daha da büyüyor sanki. Ýnsanlarýn yüzlerine bakamýyor, gözlerini göremiyorum artýk. Sokaklar her zamanki gibi kalabalýk ama yalnýzda bir o kadar. Birbirlerini görmek istemeyen insanlar bir boþluða doðru dikmiþler gözlerini, hiç ama hiçbir þeyi umursamýyorlar. Hepsi farklý olduðunu düþünüyor diðerlerinden, birisi ya da ötekisi, saçlarý, elbiseleri, sesleri bile ayný, farklý olmaya çalýþýrken farký kaldýrmýþlar ortadan. Bir ayna gibi gözüküyor tüm dünya, sadece yazýlarý ters tarafta.

12 HAZÝRAN

Artýk sýcak havalar iyice hissettiriyor kendisini bedenlerde, ama yüz yýl öncede böyleydi bu. Ondan öncede sokaklar yine dolu, güneþ yine sýcaktý. Belki gözler bu kadar hayal dolu deðildi ya da sadece benimkiler öyledir. Bazen insanlarýn bu kadar mutlu olmalarýna akýl erdiremiyorum, belki de mutlu bile deðiller, sadece kötü bir oyunun iyi, maskeli kahraman oyuncularý her biri. Sýcak havadan yakýnanlar, yanlarýndan geçen aç, yalnýz figüranlarýn acý çýðlýklarýný duymuyorlar, aldýrýþ etmiyorlar, bir gün kendilerinin de figüran olabileceklerini düþünmeden Tanrý kayýtsýzlýðýyla. Hepsinin gözlerinde bir arayýþ, bir hayal saklý gibi. Bakýþlar hep kendilerini görüyor, hayaller ise baþkalarýnda bulduklarý kendilerini izliyor hayranlýkla.
Bir çocuk vitrindeki oyuncaklarý izliyor hiç kavuþamayacakmýþ gibi. Ýçeri girip daha yakýndan bakmak istiyor, belki de dokunmak bir kere bile olsa. Ama kapýda bir adam tutuyor küçük kolundan çünkü bu kýlýkta ve de boya sandýðýyla girmemeli içeri. Sessizce üzüntüyle ýslak ýslak bakarak çýkýyor dýþarý ve kayboluyor sýcak kalabalýðýn, soðuk dünyasýnda. Koþtum peþinden umutsuzca çocuðun, nasýl kayboldu kalabalýðýn arasýnda, nereye gitti. Sadece üzgün küçük bir çocuk arýyorum, gözleri ýslaktý, gören yok mu? Diye baðýrdým bir an. Ardýndan onlarca belki de yüzlerce itilmiþ, dýþlanmýþ, ýslak gözlü çocuk baktý yüzüme yardým ister gibi. Bir adam belki otuzunda, bir baþkasý kýrkýnda, bir kadýn bu ve bir baþkasý ve diðerleri. Hepsi bir þeyler istiyorlar, korkuyorum.

24 HAZÝRAN

Tüm günümü iþime verdim tam anlamýyla. Dosyalarý tekrar elden geçirdim, sonra sýralarýný tekrardan yaptým. Saatin bu kadar hýzlý geçebileceðini ama bir o kadar da boþ olacaðýný hiç düþünmemiþtim. Her þeyi bitirmeme raðmen elinde bir þey olmamasý, benliðimin duyduðu boþluk ve kendime karþý olan ilgisizliðim çevremin gariplikleri benim bir þeylerden zevk almamý saðlayacak olan o ateþi çið damlalarýyla söndürüyor hiç acýmadan. Ýçimde o koca boþluk, omuzlarýmda adýný koyamadýðým bir yük bunlarla nereye kadar gidebileceðim, çok yakýn görünen yýldýzlara mý, yoksa soðuk tan güneþine mi?

26 HAZÝRAN

Eve dönüyordum, karþýdan gelen bir çift, kadýnýn kolunda üç yaþlarýnda bir çocuk, adamýn ise tek elinde bir bayan çantasý diðerinde de aðýr aðýr içine çektiði sigarasý var. Kadýn uyuyan çocuðun aðýrlýðýndan soluk soluða, çocuk ise belki yataðýnda olmadýðý kadar rahat uyuyor ana kucaðýnda. Kadýnýn bakýþlarýnda bir eksiklik var sanki çocuðunu tutarken, kocasýna bakarken bir þeylerin olmayýþlýðýný arýyor, kýzýyor gibi geldi bana. Yalnýz gibiydi. Kocasý bir ara dönüp çocuðu almak istediyse de o tüm yorgunluk belirtilerine raðmen daha bir sýký sarýlarak, kaybetmekten korkarcasýna “Hayýr” dedi buruk sesiyle. Adam hoyratça baþýný sallayarak sigarasýndan derin bir nefes daha aldý. Kadýnýn buðulu bakýþlarý, adamýn hoyratlýðý ve çocuðun uysallýðý bana garip bir tesadüf eseri meydana gelmiþ gibi gözüktü bir an. Söylenmemiþ sözler, umulmadýk bir hayat, ulaþýlamadýk hayaller vardý sanki kadýnýn gözlerinde ya da yine ben abartýyor, inandýðým gibi görmek istiyordum. Kadýnla yan yana geçerken bir an takýldý ikimizin gözleri birbirine sadece bir an sonra indirdi utanarak yere, güzel miydi, yoksa çirkin mi hatýrlamýyorum genç yüzünü ama unutmayacaðým özlemle, aþkla yanan gözleri.

3 TEMMUZ

Bir film aldým bu gün, herkes tarafýndan çok beðenilen, ödüller alan, her karesiyle söz ettiren, tüm yayýn organlarýnda kendisinden söz ettiren bir film. Bir savaþ filmiydi bu. Ama gördüðüm tek þey ölümdü. Ölmeyi, öldürmeyi kutsallaþtýran, insanlarýn maddi amaçlarý, çýkarlarý uðruna öldüren, öldürülen birer araç gibi kullanýldýðý bir filmdi. Ama bunun tam tersini söyleyip tüm yapýlanlarý ululaþtýrýyorlardý. Merak ediyorum toprak mý insana yoksa insanlar mý topraða hayat veriyor? Belki de hiç birisi.
Film de kendisine ait olmayan söz hakký bulunmayan bir toprak parçasýna, baþka bir ülkeden bu topraðý ve orada yaþayan insanlarýn iyiliði için korumaya gelen ve yine bu toprak için bu topraðýn çocuklarýný öldürenler anlatýlýyor. Sonra ekinlerin tohumlarý topraðýn üzerinde, ölen çocuklarýn altýnda büyüyor kan çiçeði açarak ve merhaba diyor dünyaya öfkeyle. Bu mu, böyle mi olmalý, özgürlük, toprak, Tanrý aþký yoksa bu sadece bir hýrsýn, gücün ve farklýlýðý kabul etmeyen acýmasýz, vahþi bir isteðin ürünümü. Þimdi daha umutsuzum, insanlarýn kendilerine olan yabancýlýðý, kolayca kandýrýlan beyinleri, duygularýn zýtlýðý, þekilciliði bir kat daha yoruyor beni. Acaba dünyanýn böyle olmadýðý doðanýn egemen olduðu o güçlü günler var mýydý? Uyumak istiyorum þimdi, belki de uyanmak, hep uyuyanlar arasýnda.
Derya sayfayý bitirince arka sayfalardan birçoðunun koparýldýðýný gördü. Gözlerinden akan damlalara karýþan bir defter hayat onu hiç tanýmadýðý birisiyle karþýlaþtýrmýþtý. Üst tarafý yýrtýlmýþ bir sayfayý okumaya baþladý.
… hayat eskisinden daha karmaþýk daha zor þimdi. Çocukken insan çevresini, nesneleri tanýrken tamamýyla açýk ve yalýn edinimler elde ederken þaþkýnlýðýný, neþesini gizlemez. Ama ben þimdi çevremin olan bitenlerin arkasýnda hep göremediðim bir þeyler arýyorum. Ýnsanlar istemediklerini söylüyor, duyuyor ve seviyor. Bense hala açýk ve yalýn, dokunmak istiyorum dünyaya ve seslenmek istiyorum Tanrý’ya, neden böyle diye.

2 EYLÜL

Mezarlýktaydým bu gün. Mezarlarý gezerek üzerindeki isimleri okudum. Kadýnlarý, adamlarý, çocuklarý tanýdým sýcak mermer taþýnda. Hiç tanýmadýðým insanlarla, hiç tanýmadýðým insanlar için dua ettim, hatta bir çocuk için aðladým. On yaþýnda trafik kazasýnda ölen bir çocuk için. Ama ben annesi gibi ölüm için aðlamadým, dünyaya geldiði için kýsa da olsa acýyý tattýðý için. Belki de onun için sevinmek kahkahalarla gülmek gerekiyordu. Ya diðer insanlar gibi bu dünyaya alýþýp bir parçasý olacak ya da dýþýnda kalýp þimdi baþýna geleni ileride binlerce acýyla kendisi yapacaktý. Hem nasýl olsa her doðum her baþlangýç bir ölümün bir sonun habercisi deðilmidir. Ama yine de onun için konuþmam doðru olmaz, acý da olsa yaþamý býrakmak istemeyeceðinden eminim.

7 EYLÜL

Artýk dayanamýyorum. Ölüm düþüncesi tüm benliðimi sarmýþ durumda. Her an aklýmda bu var. Nasýl acýlar içinde kývranan bir hasta ilaç alýnca sakinleþiyorsa bu da benim için bir tür ilaç olacak düþüncesindeyim. Dünyanýn tüm acýlarýndan, öfkesinden, hayallerinden uzak kalacaðým, böylece kurtulacaðým Atlas gibi omuzlarýmdaki bu yükten. Yoksa yanýlýyor muyum?

10 EYLÜL

Þu gün ölümü ensemde hissetmekteyim. Her geçen saniye biraz daha yaklaþýyoruz birbirimize. Ölümümün ne kendime ne de bir baþkasýna zarar vereceðini düþünmüyorum. Belki Derya’yý kýzdýrabilirim ama ne yapabilirim ki her günümü uçan kuþlarýn yerinde olma isteðiyle geçireceðime bir kere bunu denerim, belki de Tanrý izin verir ve ben bir serçe olarak gelirim dünyaya. Doðu inançlarýnda ölen insanlarýn öldükten sonra yaptýklarýna göre bir yýlan, köpek veya sinek olarak tekrar yaþam bulduklarýna, sadece Yaradan’ýn istencine boyun eðenlerin tekrar insan olarak doðduðuna inanýlýr. Ne kadar garip acaba insaný yüceltiyorlar mý, yoksa aþaðýlýyorlar mý? Her neyse eðer böyleyse ben serçe olmak istiyorum. Doðanýn kucaðýnda ana þefkatini tatmak istiyorum. Özgür ve neþeli Gök Tanrýsýna sunmak istiyorum kendimi küçük kanatlarýmla.

12 EYLÜL

Okuduðum kitabýn bitmesine çok az kaldý. Bu benimle hayat arasýndaki saklandýðým kendimle hesaplaþtýðým tek dayanak. Bazen korkup kitabý yavaþ okuduðumu düþünüyorum. Yaþamýmýn baþkasýnýn elindeymiþ ve ben onu bundan vazgeçirmeye çalýþýr gibi davranýyorum belki de. Ama ne fayda o hiç acele etmiyor, olmasý gerektiði gibi davranýyor ve zamaný geldiðinde oda benim gibi orada olacak.

14 EYLÜL saat:23.10

Kitabým bitti. Artýk söyleyebileceðim, söyleyeceðim hiçbir þey yok. Sadece bir serçe olup geleceðim veya gelmek istiyorum dünyaya ama bu kez dünyayý deðil kendimi yaþamak için.
Aslýnda neyse…


Defter burada son buluyordu. Derya amaçsýzca deftere bakýyor kardeþini düþünüyordu. Sonra yavaþça yerinden kalkarak mutfaða yöneldi. Bir kap su alarak içine doðradýðý ekmeklerle birlikte balkona çýktý ve masanýn üzerine býrakarak gökyüzüne yöneltti nemli gözlerini;
__Bu senin için Kerim nasýl olsa sabahýn ilk ýþýklarýyla burada olup benim için, kendin için þarký söyleyeceksin þen þakrak diyerek kapattý balkonun kapýsýný.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öðle Yemeði
Mabet

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gelinciðin Öyküsü [Þiir]


çetin kimdir?

sadece çevresinde gördüðü dünyayý kendisine göre yorumlaya çalýþan sade bir yazar.

Etkilendiði Yazarlar:
çehov, m.izgü, dostayevski,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.