..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > Süleyman Karakaþ




17 Þubat 2006
Baþkalarý Ýçin Yaþamak...  
Süleyman Karakaþ
Baþkalarý için yaþamak sýddýklarýn þiarýdýr. Kullukta sadakatleri tasdik edilenlerin… ... Rableriyle ve kendileriyle o kadar barýþýktýrlar ki baþkalarýný yýkýp geçen bela ve musibet dalgalarý bunlara çarptýðýnda, sanki okyanus sahillerini yalayýp dönen munis kediler gibi kalýrlar! ... Onlar mü’min kardeþleri için her þeylerini feda edebiliyorlardý. Peki biz, býrakýn baþka mü’min kardeþlerimizi, kendi ailemiz ve arkadaþlarýmýz için hangi fedakarlýklara katlanabiliyor, neyimizden vaz geçebiliyoruz? ... Topla-tüfekle deðil bu savaþ, kalplerin ve ruhlarýn mücadelesi. Fikirlerin, kültürlerin, davranýþ kalýplarýnýn, Sünnet-i Seniyye’nin, insan olarak kalmaya çalýþmanýn, kulluðun mücadelesi…


:BBBB:
Baþkalarý için yaþamak sýddýklarýn þiarýdýr. Kullukta sadakatleri tasdik edilenlerin…

Herkes onlar gibi olamasa da onlarda hayat vardýr, nur vardýr, kulluðun þerefi vardýr, herkes için…

Onlar, peygamberlerden sonra, insanlýðýn deniz fenerleri gibidirler. Ýnsan olma sanatýnýn o en büyük ustalarý, bize makam itibariyle peygamberlerden daha yakýn olduklarý için onlarý taklit etmek daha kolay ve mümkündür.

Onlarýn özelliklerini kamilen anlatmaya kalkmak ne haddimize, ne de elimizde… Ancak yine de onlardan bahsederek aðzýmýzý-kalbimizi manevi lezzetlerle tatlandýralým ve aklýmýzý çalýþtýrýp düþünelim biraz…

Bir kere, onlarýn iç dünyalarýnda azami zýtlýklar, bir arada ve uyum içerisindedirler. Onlar için asla çeliþkiden bahsedilemese de; azametle tevazuyu, cesaretle hilmi, ilimle ümmiliði, sabýrla celadeti, Allah için sevmekle buðz etmeyi hep birlikte yaþarlar, huzur ve sükunetle…

Rableriyle ve kendileriyle o kadar barýþýktýrlar ki baþkalarýný yýkýp geçen bela ve musibet dalgalarý bunlara çarptýðýnda, sanki okyanus sahillerini yalayýp dönen munis kediler gibi kalýrlar!

Ýmanlarýnýn derinliði öylesine köklüdür ki onlar hem delille, hem de delilsiz olarak inanýrlar inandýklarýna. Akýllarý kalpleriyle izdivaç halinde bulunduðu için birbirini asla yalanlamaz.

Onlarýn imamý, Sýdýk-i Ekber (radiyallahu anhu) da öyle yapmamýþ mýydý?
- Ya Muhammed! Peygamberliðine delilin nedir? Diye sormuþ. Peygamberin zahiren bilgisi olmadýðý halde:
- Senin gördüðün rüyadýr, cevabýný almýþtý.

Akli delillerle manevi delillerin yerli yerine oturduðu enderin enderi bir þahsiyet…

Evet, delil istemeleri, onlarýn gabya imanlarýnýn -haþa- noksanlýðýndan deðil, akýllarýnýn payýný da talep etmelerinden kaynaklanýyordu. Ýnsanýn iki ulvi yönünü birden doyurmak istemesi, tek kanatla yetinmemesi ne büyük bir himmeti yüceliktir, anlayabilene. Ýman, hayat ve hakikat ummanýnda, çift kanatlý kartallar gibi süzülürler onlar…

Söz buraya gelince, Seyyid Abdülkadir-i Geylani (kaddesallahu sýrrahu)yu anmadan geçmek olmaz. Zira, manevi alemin ‘Bâzu’l Eþhebi’dir o… en onulmaz anlarýn, medet isteyenlerin þimþek gibi çakan ‘Akdoðan’ýdýr o…

Baþkalarý için yaþamak ‘sýddýk’larýn þiarýdýr demiþtik. Þah-ý Nakþibend (kaddesellahu sýrrahu) Efendimize sormuþlar:
- Efendim, sizin talebeleriniz niçin hep kendilerine istiyorlar? Diye. Demiþ ki:
- Onlarýn kendilerine istemeleri, baþkalarý (Ümmet-i Muhammed) içindir.

Ne kadar ince bir mesele! ‘Kendilerine istiyorlar ama yine baþkalarý için…’

O zaman bu istemek, kendine istemek olmasa gerek. Öyle ya bir baþka mü’min kardeþinin taþýyamadýðý yükünü sýrtlayabilmek için iþtiyakla yemek yemek gibi bir þey bu. Çok baþka bir þey bu!..

Ýkinci binin yenileyicisi Ýmam-ý Rabbani (kaddesallahu sýrrahu), Sýdýk-i Ekber (radiyallahu anhu)nun, peygamberlerden sonra en faziletli kimse olmasýný þu üç özelliðiyle açýklar:

1- Canýný, bedenini ve emeðini, dini ve peygamberi uðruna pervasýzca öne attý. Teklifsiz, pazarlýksýz ve tereddütsüz hizmet etti.
2- Malýný ve parasýný, üzerindeki tozlarý silkelercesine döktü önüne peygamberin. Ta ki geriye bir tek ‘Allah ve Resulü’ kalýncaya kadar. Öyle demiþti Resulullah’a.
3- Toplumdaki nüfuzunu ve itibarýný feda etti. Kimsenin savun(a)madýðý ‘Yetim Peygamber’e kol kanat olmak için.

Evet, O, Mekke site-devletinin en önde gelenlerinden birisi olduðu halde, makam-mevki, para-pul, can-baþ neyi varsa feda etti. Peygamberin gölgesi gibi gah ardýnda, gah önünde ama hep yanýnda oldu. Toplumda en önlerde olabilecekken, Resulullahýn yayýnda olduðu için en sonlarda olmayý iftihar vesilesi saymýþtý kendisine.

En zor anlarýnda dahi, asla geri adým atmadý. Kemikleri kýrýlýncaya kadar dövülüp bir çaputa adeta sarýlarak evine götürdüklerinde, kendine gelir gelmez, kendi ýzdýrabýný hissetmeden: ‘Resulullah nasýldýr?’ diye sormuþtu O…

Ýþte, sadakat buydu, vefa ve cefa insaný olmak, baþkalarý için yaþamak buydu. ‘Mümin kardeþim sýkýntý çekmesin; ben katlanayým, o rahat etsin’ düþüncesi…

Yine bir cefa insaný, H.13. Asrýn müceddidi Bediüzzaman (kaddesallahu sýrrahu)nun tabiriyle ‘Rahatý terk etmekle rahata kavuþmak’… Ýþte buydu.

Evet, iþte onlar böyleydi… Peki, biz nasýlýz? Onlarla kýyasladýðýmýzda, bizim Müslümanlýðýmýz nasýl acaba?..

Gerçeðine oranla ‘karikatür müslümaný’...!

Onlar mü’min kardeþleri için her þeylerini feda edebiliyorlardý. Peki biz, býrakýn baþka mü’min kardeþlerimizi, kendi ailemiz ve arkadaþlarýmýz için hangi fedakarlýklara katlanabiliyor, neyimizden vaz geçebiliyoruz? Anne ve babamýza, eþimize ve çocuðumuza gerçekten vakit ayýrýp, kendi keyfimizi terk ederek hizmet edebiliyor muyuz? Gönüllerini almak için nefsimizin takýntýlarýný bir kenara iterek, onlara bir güleryüz dahi gösteremiyor muyuz yoksa?...

Günlük hayatýnda, dost-ahbap çevresinde Müslüman gibi yaþayamayan bir kimse, nasýl olur da insanlara örnek olmaktan ve Ýslam’ý teblið etmekten bahsedebilir? Diðer taraftan hepimiz biliyoruz ki, her Müslümanýn dinini en güzel bir þuurla yaþamasý ve baþkalarýna da örnek olmaya çalýþmasý dinimizin bir emridir.

Hele de dört dörtlük teblið ehlinin iyiden iyiye azaldýðý bu ahirzamanda, ‘farz-ý kifaye’nin de ardýna saklanacak halimizin kalmadýðý bir ortamda. Evet, zamanýmýzda dini teblið edecek ehil kimseler kalmadýðý, yapabilecek olanlarýn da dünyevi ve nefsani sarhoþluk içerisinde, kenarda kýyýda çalýmla dolaþtýðý bir devirde, bu sorumluluk her birimizin omuzlarýndadýr artýk.

Topyekün bir varoluþ ve ayakta kalma mücadelesi… Dünya çapýnda bütün beþeri fikir ve kültürlerin eridiði bir zamanda; imanýný, aklýný ve maneviyatýný koruma, kollama ve gözetme muarezesi…

Topla-tüfekle deðil bu savaþ, kalplerin ve ruhlarýn mücadelesi. Fikirlerin, kültürlerin, davranýþ kalýplarýnýn, Sünnet-i Seniyye’nin, insan olarak kalmaya çalýþmanýn, kulluðun mücadelesi…

Mü’minler olarak, ya Allah’a ve Resulüne dost kalacaðýz, yada þeytana ve avanelerine yem olacaðýz!... (Allah bizi ve sizi muhafaza etsin, amin.)

Evet, bütün bunlarý sayýp döktükten sonra þimdi daha iyi anlýyoruz ki; baþkalarý için yaþamak, aslýnda kendimiz için yaþamaktýr, kendimize istemek de baþkalarý için… Öyle deðil mi?...

Kaynak Eserler:
Bediüzzaman Said-i Nursi; Risale-i Nur Külliyatý.
Herevi; Reþahat Aynu’l hayat.
Ýbn-i Arabi; Fususu’l Hikem.
Ýbn-i Haldun; Mukaddime.
Ýmam-ý Gazali; Ýhya-yý Ulumu’d Din, Dalaletten Hidayete.
Ýmam-ý Rabbani; Mektubat-ý Rabbani.
Mevlana Celaleddin-i Rumi; Mesnevi.
S. Muhammed Konyevi; Kalplerin Þifasý Sohbetler, Cennet Yolunun Rehberi.
S.Abdülkadir-i Geylani; Sohbetler, Futuhu’l Gayb.
Þehabüddin Sühreverdi; Avarifu’l Mearif.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Avrupalýlara ve Müslümanlara Sesleniþ
Bizimkilere Söylüyorum!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýnadýna Ruhani [Þiir]
Deli Ýþkencede [Deneme]
Ateist Profesörün Dönüþü [Ýnceleme]


Süleyman Karakaþ kimdir?

Tasavvufi konularda yazmaya çalýþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
M.Akif, N.Fazýl, Y.Emre, F.Gülen, S.Karakoç; Bediüzzaman


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Süleyman Karakaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.