..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Zamaný gelen bir düþüncenin gücüne hiçbir ordu karþý koyamaz. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > 21. Yüzyýl > kuzey darıcı ...




1 Mart 2006
Uno Bomber Manifestosu  
21. yüzyýlýn arifesinde ani bir manifesto

kuzey darıcı ...


bir matematikçiyken dünya nimetlerinden el etek çekip bir daðda orman içerisinde yaþamaya baþlamýþtýr,endüstriyel devrime ,gen projelerine karþý sert duruþunu bombalarla süslemiþ,evinde yaptýðý bombalarý ünlü profesörlere yollamýþtýr 3 kiþinin ölmesine neden olmuþtur,teknolojiden nefretinden dolayý evinde elektrik bile kullanmayan bu adam kardeþinin ihbarý sonucunda yakalanmýþtýr,tehdit le yayýnlattýðý manifestosu okunmaya deðerdir ,öyleki bombalý eylemlerinden vaz geçme sözüyle dergilerde manifestosu yayýnlanmýþtýr ,kendisi hala cezaevinde ,,mektupla ulaþmakta mümkün kendisine. öncelikle unobomber manifestoya ulaþabilme anlamýnda "emre sururi" ye teþekkür etmek istiyorum.


:EDIJ:
"Endüstriyel Sistem Yýkýlmalýdýr"

theodore john kaczynski

* Giriþ *
Sanayi devrimi ve sonuçlarý insan soyu için bir felaket oldu. Bu
sonuçlar "geliþmiþ" ülkelerde yaþayan bizlerin yaþamdan beklentilerimizi
oldukça arttýrýrken toplumun dengesini bozdu, yaþamý anlamsýzlaþtýrdý,
insanlarý aþaðýlamalara maruz býraktý, yaygýn psikolojik acýlara (Üçüncü
Dünya'da fiziksel acýlara da) yol açtý ve doðal dünyayý þiddetli zarara
uðrattý. Teknolojik ilerlemenin devam etmesi durumu daha da kötüleþtirecek;
insanlarý daha büyük aþaðýlamalara maruz býrakýp, doðal yaþamda daha fazla
zarara sebep olacak; büyük olasýlýkladaha fazla bozulmaya ve psikolojik
acýlara yol açacak; belki de "geliþmiþ" ülkelerde bile fiziksel acýlarýn
artmasýna neden olacak.
Endüstriyel teknolojik sistem, devam edebilir veya yýkýlabilir. Eðer
devam ederse, sonunda psikolojik ve fiziksel acýlar daha düþük seviyelere
inebilir, ancak uzun ve acý dolu bir alýþma döneminden sonra ve insanlarla
diðer pek çok yaþayan organizmayý iþlenmiþ birer ürün ve çark diþlilerine
indirgemek pahasýna. Üstelik, sistem devam ederse, sonuçlarý kaçýnýlmaz
olacak. Sistemi, insanlarýn saygýnlýðý ve baðýmsýzlýðýný elinden almayacak bir
þekilde yenilemenin veya deðiþtirmenin bir yolu yok. Eðer sistem çökerse,
sonuçlarý yine çok acý verici olacak. Ancak, sistem büyüdükçe çökmesinin
sonuçlarý da daha dehþetli olacaðýndan, eðer çökecekse en kýsa zamanda
çökmesinde fayda var.
Biz bu nedenle, endüstriyel sisteme karþý bir devrimi savunuyoruz. Bu
devrim þiddetli veya þiddetsiz olabilir; hemen gerçekleþebilir veya birkaç on
yýla yayýlarak görece daha aþamalý olabilir. Bunlarýn hiçbirini þimdiden
bilemeyiz. Bu, POLÝTÝK bir devrim olmayacaktýr. Amacý ise hükümetleri deðil,
bugünkü toplumun ekonomik ve teknolojik temelini yýkmak olacaktýr.

* Modern solculuðun psikolojisi *
Aþaðý yukarý herkes çok sorunlu bir toplumda yaþadýðýmýzý kabul
edecektir. Dünyamýzýn içinde bulunduðu çýlgýnlýðýn en yaygýn göstergesi
solculuk olduðu için, solculuðun psikolojisi üzerine bir tartýþma, günümüz
toplumunun sorunlarý arasýnda genel bir tartýþmaya giriþ görevi yapabilir.
Peki ama solculuk nedir? 20. yüzyýlýn ilk yarýsýnda solculuk pratikte
sosyalizmle özdeþleþtirilebilirdi. Bugün ise bu hareket parçalanmýþtýr ve kime
tam anlamýyla solcu denilebileceði açýk deðildir. Biz, solcu dediðimizde,
temelde sosyalistleri, kollektivistleri, "politik açýdan dürüst" tipleri,
feministleri, gay ve özürlü haklarý savunucularýný, hayvan haklarý
eylemcilerini ve benzerlerini düþünüyoruz. Ancak bu hareketlerin herhangi
biriyle ilgisi olan herkes solcu deðildir.
Çaðdaþ solculuðun temelinde yatan iki eðilime "aþaðýlýk duygusu" ve
"aþýrý toplumsallaþma" adýný veriyoruz. Aþaðýlýk duygusu, çaðdaþ solculuðun
bütününde görülen bir özellikse de, aþýrý toplumsallaþma çaðdaþ solculuðun
yalnýzca belirli bir kesiminde görülen bir özelliktir; ancak bu kesim oldukça
etkilidir.
Aþaðýlýk duygusundan kastýmýz yalnýzca katý anlamda aþaðýlýk duygusu
deðil, buna iliþkin özelliklerin bütün bir yelpazesidir: Kendine az deðer
verme, güçsüzlük duygularý, depresif eðilimler, yenilmiþlik, suçluluk,
kendinden nefret etme, v.b. Bizce çaðdaþ solcular böyle duygulara
meyillidirler ve bu duygular çaðdaþ solun yönünü belirlemede etkilidir.
Ýnsanlarýn çoðu öenmli oranda uygunsuz davranýþlarda bulunur. Yalan
söylerler, önemsiz hýrsýzlýklar yaparlar, trafik kurallarýný çiðnerler,
iþlerini asarlar, birbirlerinden nefret ederler ya da baþka birini geçmek için
sinsi hileler yaparlar. Aþýrý toplumsallaþmýþ birinsan ise bunlarý yapamaz; ya
da yapsa bile kendi içinde bir utanç ve öznefret duygusu geliþtirir. Genel
ahlaka uygun olmayan duygu ve düþünceleri suçluluk duymadan yaþayamaz, "temiz"
olmayan fikirleri düþünemez. Toplumsallaþma sadece bir ahlak meselesi
deðildir; ahlak baþlýðý altýnda toplanamayacak pek çok davranýþ normuna da
uymak üzere sosyalleþiriz. Aþýrý toplumsallaþan insan topluma psikolojik bir
tasmayla baðlanýr. Aþýrý toplumsallaþma insanlýðýn, bireye yaptýðý en büyük
zulümdür.
Çaðdaþ solun önemli ve etkili bir bölümü bu dertten muzdariptir. Aþýrý
toplumsallaþmýþ tipte bir solcu, isyan ederek psikolojik tasmasýný çýkarmaya
ve baðýmsýzlýðýný ilan etmeye çalýþýr. Ama bu kadar güçlü deðildir. Tam
tersine, sol, kabul edilmiþ ahlaki bir prensibi alarak kendisininmiþ gibi
benimser ve sonra da toplumu bu prensibe uymamakla suçlar. Irklar arasý
eþitlik, cinslerin eþitliði, fakirlere yardým etmek, savaþa karþý barýþ, genel
olarak þiddet karþýtlýðý, ifade özgürlüðü, hayvanlara iyi davranmak..
Solcularýn problemleri, toplumumuzun bir bütün olarak sahip olduðu
problemleri de gösterir. Kendine az deðer verme, depresif eðilimler ve
yenilmiþlik duygusu yalnýzca solla sýnýrlý deðil. Toplumda da oldukça yaygýn.
Ve bugünün toplumu da, bizi, önceki bütün toplumlardan daha
toplumsallaþtýrmaya çalýþýyor. Nasýl yiyeceðimizi, nasýl spor yapacaðýmýzý,
nasýl seviþeceðimizi, çocuklarýmýzý nasýl yetiþtireceðimizi bile uzmanlardan
öðrenir hale geldik.

* Güç süreci, yapay etkinlik, baðýmsýzlýk *
Ýnsanlar bizim "güç süreci" adýný verdiðimiz, büyük olasýlýklar
biyolojik bir ihtiyaç içindedir. Bu güç ihtiyaçla yakýndan ilgiliyse de tam
olarak ayný þey deðildir. Güç sürecinin dört öðesi vardýr. Bunlarýn en açýk
olan üçüne Amaç, Çaba ve Amaca Ulaþma adýný veriyoruz. Dördüncüsü olan
Baðýmsýzlýk ise tanýmlanmasý biraz zor bir öðe. Herkeste bulunmayabilir.
Herkesin amaçlarý vardýr; en azýndan yaþamak için gereken fiziksel
ihtiyaçlarý karþýlamak gibi: yiyecek, su, giyim, barýnak, vb.. Ancak hali
vakti yerinde bir aristokrat bütün bunlarý çaba harcamadan elde eder. Sonra da
sýkýntý ve moral bozukluðu baþlar. Yani, ciddi psikolojik problemlere
yakalanmamak için bir insan, uðruna çaba harcamasý gereken amaçlara gerek
duyar ve bu amaçlara ulaþmada en azýndan makul bir oranda baþarýya sahip
olmalýdýr.
Ýnsanlar, fiziksel gereksinimlerini karþýlamak için çabalamak zorunda
kalmadýklarýnda, kendilerine "yapay amaçlar" bulur. Örneðin, Ýmparator
Hirohito, yozlaþmýþ bir düþkünlüðe dalacaðýna, kendini deniz biyolojisine
adadý ve bu alanda hatýrý sayýlýr kiþilerden biri oldu.
"Yapay etkinlikler" kavramýný þu anlamda kullanýyoruz: Ýnsanlarýn
yalnýzca elde etmek yolunda çaba göstermek için veya yalnýzca amaca ulaþmaya
çalýþmaktan edindikleri "tatmin" için kendilerinde bulduklarý yapay amaca
yönelik faaliyet. X amacýna ulaþmak için zamanýný ve enerjisini adayan bir
kiþiyi düþünerek kendinize þu soruyu sorun: Eðer bu kiþi, zamanýný ve
enerjisinin çoðunu biyolojik gereksinimlerini karþýlamaya harcamak zorunda
kalsaydý ve buçaba onun fiziksel ve zihinsel yeteneklerini deðiþik ve ilginç
bir biçimde kullanmasýný gerktirseydi, bu kiþi X amacýna ulaþmadýðý için
kendinde bir eksiklik hisseder miydi? Eðer cevap hayýrsa bu kiþinin X amacýna
ulaþmaya çabalamasý bir yapay etkinliktir. Hirohito'nun deniz biyolojisi
konusundaki çalýþmalarý gibi..
Çaðdaþ endüstriyel toplumda, kiþinin fiziksel gereksinimini gidermesi
için asgari bir çaba yeterlidir. Önemsiz bir beceri edinmek üzere bir
eðitiminden geçmek, sonra da iþe zamanýnda gelip, iþin gerektirdiði son derece
mütevazi çabayý göstermek yeter. Bütün gerekn, makul bir oranda akýl ve en çok
da ÝTAAT. Kiþi bunlara sahipse, toplum ona beþikten mezara dek bakar.
Çoðu insan için, yapay etkinlikler, gerçek amaçlara ulaþmaya
çalýþmaktan daha az tatmin edicidir. Bunun göstergelerinden biri de, yapay
etkinliklerle çok yakýndan ilgilenen insanlarýn asla tatmin olmamalarý, huzur
bulmamalarýdýr. Paragöz, sürekli daha fazla servet edinmek için can atar.
Bilim adamý, bir problemi bitrir bitrmez diðerine geçer. Uzun mesafe koþucusu,
kendini daha hýzlý ve daha fazla koþmaya zorlar. Bu insanlar, yaptýklarýnýn
kendilerine biyolojik ihtiyaçlarý gidermek gibi "fani" bir iþten daha fazla
tatmin getirdiðini söyler. Bunun nedeni toplumumuzda biyolojik ihtiyacý
karþýlama iþinin saçmalýða indirgenmiþ olmasýdýr. Daha da önemlisi,
toplumumuzda insanlar biyolojik ihtiyaçlarýný BAÐIMSIZ OLARAK deðil, toplumsal
bir makinanýn parçlarý olarak karþýlar. Ama tam aksine, yapay etkinliklerde
bulunurken büyük oranda baðýmsýzdýrlar.
Baðýmsýzlýk, güç sürecinin bir parçasý olarak her bireye
gerekmeyebilir. Ancak, çoðu insan, amaçlarý için çabalarken az çok
baðýmsýzlýða ihtiyaç duyar. Çabalarý kendi insiyatiflerine baðlý ve kendi
denetimlerinin altýnda olmalýdýr. Eðer insanlar, baðýmsýz insiyatif ve
kararlarýna hiç yer býrakýlmayan, katý emirlerin yukarýdan dayatýldýðý bir
durumda çalýþýrsa, güç sürecine olan ihtiyaçlarý doyurulmayacaktýr.
Çoðu insan için, kendine deðer verme, özgüven ve güç duygusu kazanma,
güç süreci yoluyla yani bir amaca sahip olma, BAÐIMSIZ bir çaba gösterme ve
amaca ulaþma yoluyla olur. Bir kiþinin güç sürecinden geçmek için yeterli
fýrsatý olmazsa, bunun sonuçlarý, bireye ve sürecin nasýl bozulduðuna baðlý
olarak, sýkýntý, ahlaki çöküntü, kendine az deðer verme, aþaðýlýk duygusu,
yenilmiþlik, depresyon, endiþe, suçluluk, hüsran, düþmanlýk, eþe ya da çocuða
yönelik taciz, doymak bilmeyen bir düþkünlük, anormal cinsel davranýþlar,
uyuma ve beslenme bozukluklarý, v.b.. olur.

* Toplumsal sorunlarýn kaynaðý *
Biz çaðdaþ toplumun sosyal ve psikolojik sorunlarýný þu gerçeðe
baðlýyoruz: Toplum, insanlarýn, insan soyunun evrimleþtiði koþullardan
tamamýyla farklý koþullarda yaþamasýný ve daha önceki koþullarda
geliþtirdikleriyle çatýþan davranýþ kalýplarýna göre davranmasýný
gerektiriyor. Modern toplumun insanlarý maruz býraktýðý en önemli anormal
koþut, bizim güç sürecini doðru dürüst yaþama þansýmýzýn olmamasýdýr. Ancak bu
tek anormal durum deðildir. Aþýrý nüfus yoðunluðu, insanýn doðadan
soyutlanmasý, toplumsal deðiþimin aþýrý hýzý ve aile gibi, kabile gibi küçük
ölçekli topluluklarýn yýkýlmasý gibi faktörler de etkilidir.
Kalabalýðýn stres ve saldýrganlýðý arttýrdýðý çok iyi bilinir. Bugün
varolan kalabalýklaþma derecesi ve insanýn doðadan soyutlanmasý, teknolojik
ilerlemenin sonuçlarýdýr. Endüstri öncesi toplumlar aðýrlýklý olarak tarýmsal
toplumlardý. Endüstri toplumu þehirleri ve þehirlerde yaþayan nüfus oranýný
büyük oranda arttýrdý; modern tarýmsal teknoloji de dünyanýn daha önce
besleyemediði yoðunlukta bir nüfusu beslemesini olanaklý kýldý. Ýlkel
toplumlarda, doðal dünya, istikrarlý bir çerçeve ve bu nedenle de, bir
güvenlik duygusu saðlýyordu. Modern dünyada ise, tam tersine, insan toplumu
doðaya egemendir ve çaðdaþ toplum da teknolojik deðiþimle birlikte büyük bir
hýzla deðiþiyor. Yani istikrarlý bir çerçeve yok. Muhafazakarlar aptaldýr: Bir
yandan geleneksel deðerlerin yýkýlmasýndan dolayý sýzlanýrken, diðer yandan da
teknolojik ilerleme ve ekonomik geliþmeyi içtenlikle desteklerler.

* Özgürlüðün doðasý *
"Özgürlük"ten þunu kastediyoruz: Güç sürecini, yapay etkinliklerin
yapay hedefleriyle deðil, gerçek amaçlarla ve hiç kimsenin, özellikle de
hiçbir büyük kuruluþun müdahalesi olmadan yaþayabilme fýrsatý. Özgürlük,
kiþinin (ya bir birey ya da küçük bir topluluðun üyesi olarak) ölüm kalým
meselelerini kontrol edebilmesidir; yiyecek, giyecek, barýnak ve çevresinden
gelecek her türlü tehlikeye karþý savunma. Özgürlük güç sahibi olmak demektir;
diðer insanlarý kontrol etmek için deðil, ancak kendi yaþamýnýn koþullarýný
kontrol etmeye yarayan güç. Biri kiþinin üzerinde bir güce sahipse, bu güç ne
kadar iyi niyetli, hoþgörülü ve müsaadeci olursa olsun kiþi özgür deðildir.
New England'daki kýzýlderililerin çoðu monarþiyle yönetiliyordu ve
Ýtalyan Rönesansý sýrasýnda þehirlerin çoðu diktatörlerin kontrolü altýndaydý.
Ancak bu toplumlarýn tarihini okurken insan,onlarda bizim
toplumumuzdakindekinden daha fazla kiþisel özgürlüðe izin verildiði izlenimi
ediniyor. Bu kýsmen yönetici idaresini dayatacak etkin mekanizmalarýn
yokluðundan kaynaklanýyor: Çaðdaþ, iyi örgütlenmiþ polis güçleri, iletiþim
mekanizmasý, denetleme kameralarý, sýradan vatandaþlarýn yaþamlarý hakkýnda
bilgi dosyalarý yoktu. Bu nedenle kontrolden kaçmak görece daha kolaydý.
Anayasa tarafýndan garanti altýna alýnan bazý haklarýmýz olduðu için
özgür bir toplumda yaþadýðýmýz söyleniyor. Ancak, bu haklar göründüðü kadar
önemli deðildir. Örneðin, basýn özgürlüðünü düþünün. Elbette bu hakka çatmak
istemiyoruz; bu, politik gücün yoðunlaþmasýný kýsýtlamak vepolitik gücü
olanlarý teþhir ederek yola getirmek için önemli bir araç. Ancak, baswýn
özgürlüðü, sýradan bir vatandaþýn bir birey olarak çok az iþine yarar. Medya,
çoðunlukla sistemle bütünleþmiþ büyük kuruluþlarýn kontrolündedir. Birazcýk
parasý olan herkes bir þey bastýrabilir, bunu Internet'le veya baþka bir yolla
daðýtabilir. Ama onun söyleyecekleri medyanýn büyük miktardaki materyalleri
arasýnda kaybolacak, bu nedenle hiçbir etkisi olmayacaktýr. Toplumda
kelimelerle bir etki yaratmak, çoðu birey ve küçük grup için olanaksýzdýr.

* Tarihin ilkeleri *
Tarihin iki bileþenden oluþan bir toplam olduðunu düþünün: Sezilebilir
bir yolda ilerlemeyen, önceden sezilemeyen olaylardan oluþan düzensiz bir
bileþen ve uzun vadeli tarihi bir akýþtan oluþan düzenli bir bileþen. Biz
burada uzun erimli akýmlarla ilgileneceðiz.

Birinci Ýlke: Eðer uzun vadeli bir tarihi akýþta KÜÇÜK bir deðiþiklik
yapýlýrsa, o deðiþikliðin etkisi neredeyse her zaman geçici olacaktýr. (Örnek:
Bir toplumdaki politik çöküntünün temizlenmesi için düzenlenen bir reform
hareketi genelde kýsa vadelidir; er geç reformcular rahatlar ve çöküntü yine
topluma sýzar. Söz konusu toplumdaki politik çöküntü genelde sabit kalýr veya
toplumun evriliþine baðlý olarak yavaþça deðiþir. Normalde, politik bir
temizleme ancak yaygýn sosyal deðiþimlere eþlik ettiðinde kalýcý olacaktýr;
toplumda KÜÇÜK bir deðiþim yeterli olmayacaktýr.) Eðer, uzun vadeli bir tarihi
akýþta küçük bir deðiþiklik kalýcý gibi görünüyorsa, bunun nedeni
deðiþikliðin, akýþýn zaten içinde bulunduðu yönde etki etmesidir, yani akýþ
deðiþmemiþ, yalnýzca bir adým ilerlemiþtir.

Ýkinci Ýlke: Eðer uzun vadeli bir tarihi akýþý etkileyecek denli büyük
bir deðiþiklik yapýlýrsa, bu tüm toplumu deðiþtirir. Baþka bir deyiþle, bir
toplum tüm parçalarýn biribiriyle baðlantýlý olduðu bir sistemdir ve bunun
önemli hiçbir parçasýný diðer parçalarýný da deðiþtirmeden deðiþtiremezsiniz.

Üçüncü Ýlke: Uzun vadeli tarihi bir akýþý kalýcý olarak
deðiþtirebilecek derecede büyük bir deðiþiklik yapýlýrsa, bunun, toplum
açýsýndan bir bütün olarak ileride getireceði sonuçlar önceden bilinemez.

Dördüncü ilke: Yeni bir toplum kaðýt üstünde tasarlanamaz. Yani,
ilerideki bir toplumu önceden planlayýp, o toplumun tasarladýðýnýz gibi
iþlemesini bekleyemezsiniz.

Üçüncü ve dördüncü ilkeler insan toplumularýnýn karmaþýklýðýndan
kaynaklanýr. Ýnsan davranýþýndaki bir deðiþiklik toplumun ekonomisini ve
fiziksel çevresini etkiler; ekonomi çevreyi etkiler veya bunun tersi olur
ekonomi ve çevredeki deðiþiklikler de insan davranýþýný karmaþýk ve tahmin
edilemez þekillerde etkiler vb. Etki-tepki aðý açýklanmak ve anlaþýlmak için
çok fazla karmaþýktýr.

Beþinci Ýlke: Ýnsanlar toplumlarýnýn þeklini bilinçli ve akýlcý olarak
seçmezler. Toplumlar, akýlcý insan kontrolü altýnda olmayan sosyel evrim
süreçleri yoluyla geliþir.

Beþinci ilke, diðer dördünün bir sonucudur. Açýklmak gerekirse:
Birinci örneðe göre, genel olarak konuþursak, bir sosyal reform giriþimi ya
toplumun zaten geliþtiði yolda etki eder (böylece de, sadece her koþulda
olacak bir deðiþikliði hýzlandýrýr) ya da yalnýzca geçici bir etki gösterir,
böylece de toplum kýsa sürede eski haline döner. Toplumun herhangi önemli bir
niteliðinin geliþiminde kalýcý bir deðiþim gerçekleþtirmek için reform
yetersizdir, dervrim gereklidir. (Bir devrim ille de silahlý bir baþkaldýrýyý
veya bir devletin yýkýlmasýný içermez.) Ýkinci kurala göre, bir devrim
asla toplumun yalnýzca bir yönünü deðiþtirmez, tüm toplumu deðiþtirir; üçüncü
ilkeye göreyse, devrimcilerin asla beklemediði veya istemediði deðiþiklikler
ortaya çýkar. Dördüncü ilkeye göre, devrimciler veya ütopyacýlar yeni bir
toplum türü oluþtururlarsa, bu asla planlanan þekilde iþlemez.

* Endüstriyel toplumda özgürlüðün kýsýtlanmasý kaçýnýlmazdýr *
Çaðdaþ insanýn eli kolu bir kurallar ve düzenlemeler aðýyla
baðlanmýþtýr. Kaderi, kararlarýný etkileyemeyeceði kadar uzak kiþilerin
eylemlerine baðlýdýr. Bu durum teknolojik açýdan ilerlemiþ toplumlarda gerekli
ve kaçýnýlmazdýr. Sistem iþleyebilmek için insan davranýþlarýný sýký sýkýya
düzenlemek zorundadýr.

Sistem insanlarý davranýþ kalýplarýna çok uzak biçimde davranmaya
zorlamaktadýr. Örneðin, sistemin bilim adamlarýna, matematikçilere,
mühendislere ihtiyacý vardýr. Onlarsýz iþleyemez. Bu yüzden çocuklara bu
alanlarda yükselmeleri için aðýr baskýlar uygulanýyor.

Teknolojik toplum küçük, baðýmsýz parçalara bölünemez; çünkü üretim
çok sayýda insanýn iþbirliðine dayanýr. Bir karar, diyelim ki, 1 milyon kiþiyi
etkiliyorsa, her bir kiþinin bu kararda 1 milyonda 1 kadar payý vardýr.
Pratikte ise, kararlarý, kamu görevlileri, þirket yöneticileri veya teknik
uzmanlar verir. Bireyler hayatlarýný etkileyen kararlara müdahale etmekten
acizdir ve bunu teknoloji toplumunda çözmenin bir yolu yoktur.

Sistem insani ihtiyaçlarý doyurmak için varolmaz, varolamaz. Aksine,
sistemin ihtiyaçlarýna uymak üzere düzenlenmesi gereken insan davranýþýdýr.
Bunun sistemi yönetiyormuþ gibi gözüken ideolojiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu
teknolojinin suçudur çünkü sistem, ideoloji tarafýndan deðil, teknik
gereklilikler tarafýndan yönlendirilir. Sistem, elbette birçok ihtiyacý
karþýlýyor ancak genelde, bunu yapmak sistemin yararýna olduðu sürece yapýyor.
Örneðin sistem insanlara gýda saðlýyor, çünkü herkes açlýktan ölseydi sistem
iþlemezdi. Asýl önemli olan insanýn ihtiyaçlarý deðil, sistemin
ihtiyaçlarýdýr.

* Teknolojinin "kötü" taraflarý "iyi" taraflarýndan ayrýlamaz *
Endüstriyel toplumun özgürlük lehine yeniden düzenlenmesinin
olanaksýzlýðýnýn diðer bir nedeni ise, çaðdaþ teknolojinin, bütün parçalarýnýn
diðerine baðlý olduðu bütünlüklü bir sistem olmasýdýr. Teknolojinin "kötü"
taraflarýný atýp sadece "iyi" taraflarýný býrakamazsýnýz. Çaðdaþ týbbý ele
alalým. Týp bilimindeki ilerlemeler, kimya, fizik, biyoloji, bilgisayar bilimi
ve diðer alanlardaki ilerlemelere baðlýdýr. Ýleri düzey týbbi tedaviler,
yalnýzca teknolojik açýdan geliþkin, ekonomik açýdan zengin bir toplumda
bulunabilen, pahalý ve yüksek teknoloji ürünü bir donaným gerektirir.

Týpta ilerleme, teknolojik sistemin diðer parçalarý olmadan da
saðlanabilseydi bile, birtakým kötülükleri beraberinde getirecekti. Örneðin,
þeker hastalýðýnýn tedavisinin bulunduðunu varsayalým. O zaman þeker
hastalýðýna genetik bir eðilimi olan insanlar da diðerleri gibi yaþayabilecek
ve üretebilecekti. Þeker hastalýðýna karþý doðal seçim azalacak ve bu tür
genler bütün topluma yayýlacaktý. Toplumun genetik yapýsýnýn bozulmasýyla
baþka bazý hastalýklara karþý hassasiyet de deðiþecektir. Tek çözüm bir tür
öjenik (Öjeni: Ýnsan ýrkýnýn soyaçekim yoluyla islahýna çalýþan bir bilim
dalý) programý veya yaygýn genetik mühendisliði olacaktýr. Böylece insan,
doðanýn veya þansýn veya tanrýnýn (dini ve felsefi görüþünüz neyse) bir
yaratýsý deðil, iþlenmiþ bir ürün olacaktýr. Eðer büyük devlet babanýn
hayatýnýza þu anda fazla karýþtýðýný düþünüyorsanýz yanýlýyorsunuz, siz asýl
devlet, çocuklarýnýzýn genetik yapýsýný düzenlemeye baþladýðýnda görün
olacaklarý..

* Devrim reformdan daha kolaydýr *
Sistemde özgürlüðü teknolojiyle uzlaþtýracak bir reform yapýlamaz. Tek
yol endüstriyel-teknolojik sistemi tamamen yýkmaktýr. Bu da devrim anlamýna
gelir, ille de silahlý bir ayaklanma deðil, ama toplumun doðasýnda radikal ve
esaslý bir deðiþim demektir.

Bir devrim, reformun gerektirdiðinden çok daha fazla deðiþiklik
içerdiðinden, insanlar devrimi gerçekleþtirmenin daha zor olduðunu düþünme
eðilimindedir. Aslýnda belli koþullar altýnda devrim, reformdan çok daha
kolaydýr. Bunun sebebi, devrimci bir hareketin bir reform hareketinin sahip
olamayacaðý güçlü bir esin kaynaðýnýn olmasýdýr. Reform hareketi sadece belli
bir sosyal problemi çözmeyi vaad eder. Devrimci hareket ise, bir defade bütün
problemleri çözmeyi ve tamamen yeni bir dünya yaratmayý hedefler; insanlarýn
uðruna büyük risklere gireceði ve fedakarlýklar yapacaðý türden bir ideal
saðlar.

* Ýnsan soyu dönüm noktasýnda *
Sistem sýk sýk varlýðýný tehdit eden belli baþlý bazý problemlerle
umutsuz bir mücadeleye giriþir. Bunlarýn içinde insan davranýþý üzerinde kýsa
zamanda yeterli bir kontrol saðlarsa, büyük olasýlýkla varlýðýný sürdürür.
Aksi takdirde yok olur. Bu konu gelecek 40 ile 100 yýl içinde çözüme
ulaþacaktýr.

Farzedin ki, sistem gelecek 40 ile 100 yýl içinde doðacak krizi
atlattý. O zamana kadar, bu sorunlarýn çözülmesi ya da en azýndan kontrol
altýna alýnmasý gerekecektir, özellikle baþý çeken problem de insanlarý
"toplumsallaþtýrmak"týr, yani atalarýndan miras kalmýþ davranýþlarý sistemi
tehdit edemeyecek duruma gelene dek insanlarý uysallaþtýrmak. Bu baþarýldýktan
sonra, teknolojinin ilerlemesine karþý baþka engel kalmayacak gibidir ve büyük
bir olasýlýkla mantýksal sonuna doðru ilerleyecektir. Bu da insanlar ve diðer
bütün önemli organizmalar dahil dünyadaki her þey üzerinde mutlak bir kontrol
anlamýna gelmektedir.

Eðer sistem yýkýlýrsa, bir "kaos dönemi", tarihin geçmiþte çeþitli
devirlerde kaydettiði türden bir "sorunlar dönemi" yaþanabilir. Böyle bir
sorunlar döneminde nelerin olacaðýný tahmin etmek imkansýzdýr. Ama ne olursa
olsun insan ýrkýna yeni bir þans verilmiþ olur. En büyük tehlike yýkýmdan bir
iki yýl sonra endüstri toplumunun kendini toparlamaya baþlamasýdýr. Mutlaka
bir çok kiþi, özellikle de güce aç tipler, fabrikalarýn yeniden çalýþmasýný
isteyecektir.

Endüstriyel toplum bütünüyle devrimci bir eylem sonucu
yýkýlmayacaktýr. Eðer sistem yýkýlýrsa bu ya kendiliðinden, ya da
devrimcilerin yardýmcý olacaðý yarý spontan bir süreç yoluyla olacak.

* Gelecek *
Þimdi, endüstriyel toplumun önümüzdeki birkaç on yýl için devam
ettiðini ve kusurlarýndan arýndýrýldýðýný, kusursuz iþlediðini düþünelim. Bu
nasýl bir sistem olacaktýr?

Öncelikle bilgisayar bilimcilerinin, her þeyi insanlardan daha iyi
baþaran akýllý makinalar yapmayý baþardýklarýný varsayalým. Bu durumda bütün
iþler iyi organize edilmiþ, büyük makina sistemleri tarafýndan
gerçekleþtirilecek ve insan gücü gerekli olmayacaktýr. Makinalarýn, tüm
kararlarý insan gözetimi olmadan almasýna izin verilecektir ya da insanlarýn
makina üzerindeki kontrolü elinde tutmasý mümkün olabilecektir.

Eðer tüm karar yetkisi makinalara verilirse, bunun sonuçlarý hakkýnda
tahminde bulunamayýz, çünkü bu tür makinalarýn nasýl davranacaðýný tahmin
etmek olanaksýzz. Biz yalnýzca insan ýrkýnýn kaderinin, makinalarýn elinde
olacaðýna iþaret ediyoruz. Bizim iddia ettiðimiz þey þudur: Ýnsan ýrký kolayca
kendini makinalara baðlýlýða sürüklenmiþ halde bulabilir ve makinalarýn
kararlarýný kabul etmekten baþka hiçbir pratik seçimi kalmayabilir. Toplum ve
onun karþýlaþtýðý sorunlar karmaþýklaþtýkça ve makinalar gitgide akýllandýkça
insanlar onlara daha fazla karar verme yetkisi verirler, çünkü makinalarýn
kararlarý, insanlarýnkinden daha iyi sonuçlar getirir. Sonunda, sistemi
iþletebilmek için gerekli olan kararlar öyle karmaþýklaþabilir ki, insanalr
onlarý gereðince yapacak kapasitede olmayabilir. Bu aþamada makinalar etkin
bir kontrol sahibi olacaktýr. Ýnsanlar makinalarý pat diye kapatmayacaktýr,
çünkü onlara öyle baðýmlý hale geleceklerdir ki, makinalarý kapatmak intihar
anlamýna gelebilecektir.

Diðer yandan, makinalar üzerindeki insan kontrolününün elde tutulmasý
da mümkündür. Bu durumda, ortalama insan kendine ait arabasý ya da kiþisel
bilgisayarý gibi bazý makinalarý kontrol edebilir, ancak geniþ sistemlerin
üstündeki kontrol seçkin bir azýnlýðýn elinde olacaktýr. Bugün de olduðu gibi.
Ama iki farkla. Geliþmiþ tekniklere baðlý olarak seçkin kesim kitleler
üzerinde dahafazla kontrol sahibi olacaktýr ve insan emeði artýk gerekli
olmayacaðýndan, kitleler sistem üzerinde gereksiz bir yük olacaktýr. Seçkin
kesim acýmasýz olursa kitleleri yoketme kararý bile alabilir.

Þimdi de bilgisayar bilimcilerin yapay zeka geliþtirmeyi
baþaramdýðýný, insan gücünün gerekli olduðunu varsayalým. O zaman bile
makinalar gittikçe basit iþleri daha çok ele geçirecek; böylece iþsizler
ordusu gittikçe büyüyecektir. Ýþ bulanlardan ise gittikçe daha çok þey talep
edilecektir: Gittikçe daha fazla eðitime ihtiyaçlarý olacak, daha fazla
yetenkli, daha güvenilir, saðlýklý ve itaatkar olmalarý gerekecektir; çünkü
gittikçe daha büyük, dev bir organizmanýn hücreleri haline geleceklerdir.
Prestij ve güç için bitmez tükenmez bir rekabetin olduðu bir gelecek toplumu
düþleyebiliriz..

Yukarýda özetlenen senaryolarýn tüm olasýlýklarý sergilemediðini
söylemeye gerek yok. Bunlar yalnýzca bize olsý gelenler. Ama bizim
söylediklerimizden daha hoþ hiçbir mantýklý senaryo aklýmýza gelmiyor.

* Strateji *
Devrimcilere düþen iki önemli görev var: Endüstriyel toplumdaki
toplumsal gerilimi ve istikrarsýzlýðý arttýrmak ve teknoloji ile endüstriyel
sisteme karþý bir ideoloji yaymak. Sistem yeterince istikrarsýz ve gerilimli
olduðunda, teknolojiye karþý bir devrim mümkün olabilir. Buradaki yöntem,
Fransýz ve Rus toplumlarýnda da devrimden önceki birkaç on yýlda gittikçe
artan zayýflama ve bunalým belirtileri olarak görülüyordu.

Fransýz ve Rus devrimlerinin baþarýsýz olduðu yolunda biritiraz
yükselebilir. Ancak çoðu devrimini iki amacý vardýr. Birinci amaç, toplumun
eski yapýsýný yýkmak; ikincisi ise, devrimciler tarafýndan öngörülen yeni bir
toplum kurmaktýr. Fransýz ve Rus devrimleri yeni bir toplum kurmayý (iyi ki!)
baþaramadýlar, ancak eski toplumu yýkma konusunda oldukça baþarýlýydýlar.
Bizim tek amacýmýz varolan toplum yapýsýný yýkmak.

Ancak bir ideoloji, coþkun bir destek alabilmesi için, olumsuz bir
idealin yaný sýra, olumlu bir ideale de sahip olmalýdýr: Bir þeye karþý olduðu
kadar, bir þeyden yana olmalýdýr. Bizim önerdiðimiz olumlu ideal Doða'dýr.
Yeni, Vahþi Doða: Yeryüzünün, insan yönetiminden, denetiminden ve
müdahalesinden baðýmsýz olarak canlýlarýyla birlikte varlýðýný sürdürmesi
ideali. Vahþi doðaya insan doðasýný da dahil ediyoruz, yani bireyin organize
toplumun düzenlemelerine tabi olmayan ama þahsýn, özgüriradenin ya da tanrýnýn
(dini ya da felsefi görüþlerinize baðlý) bir yaratýsý olan iþlevlerini.

Doða birçok nedenden ötürü tam anlamýyla mükemmel bir teknoloji
karþýtý idealdir. Doða teknolojinin tam karþýtýdýr. Doða kendi baþýnýn
çaresine bakar: O, tüm insan toplumlarýndan çok daha önce ortaya çýkan
kendiliðinden bir yaratýydý. Ancak, Endüstri Devrimi'nden sonra insan
toplumunun doða üzerindeki etkisi yýkýcý olmaya baþladý. Doða üzerindeki
baskýyý kaldýrmak içinözel bir sosyal sistem yaratmak gerekmiyor. Yalnýzca
endüstriyel toplumdan kurtulmak yeterli.

Devrim, uluslararasý ve dünya çapýnda olmalýdýr. Ülkeden ülkeye
yayýlma temelinde yürütülemez. Örneðin, ne zaman ABD'de teknolojik ilerlemenin
ya da ekonomik büyümenin biraz kýsýtlanmasý öne sürülse, insanlar histeri
krizlerine tutulup, teknolojide geri kalýrsak Japonlar'ýn bizi geçeceðini
söylüyorlar. Kutsal robotlar! Japonlar bizden daha çok araba satarsa, dünya
yörüngesinden fýrlar! (Milliyetçilik teknolojinin en önemli
destekçilerindendir.) Çin, Vietnam ve Kuzey Kore gibi diktatörlükle yönetilen
uluslar ilerlerse, sonunda diktatörlerin dünyaya hakim olacaðý iddia
edilebilir. Bu da endüstriyel sisteme mümkün olduðunca her yerde ayný zamanda
saldýrýlmasýnýn bir nedeni. Doðru, endüstriyel sistemin her yerde ayný zamanda
yýkýlacaðýnýn bir garantisi yok ve sistemi yýkma giriþiminin diktatörlerin
egemenliðine yol açmasý bile mümkün. Ama bu, göze alýnmasý gereken bir risk.

Devrimciler, dünya ekonomisini birbirine baðlayan anlaþmalarý
desteklemeyi düþünmelidirler. NAFTA veya GATT gibi serbest ticaret anlaþmalarý
kýsa vadede doðaya zarar verebilir, ancak ülkelerarasý ekonomik baðýmlýlýðý
güçlendirdiðinden uzun vadede yararlý olabilir. Güçlü bir ulusun yýkýlmasýnýn
tüm endüstriyel uluslarýn yýkýlmasýna yol açacaðý denli birleþik bir dünya
ekonomisi oluþursa, sistemi dünya çapýnda yýkmak daha kolay olur.

Devrimcilerin sisteme, belli oranda, modern teknolojiyi kullanmadan
saldýrmaya çalýþmasýnýn bir yararý olmaz. En azýndan mesajlarýný yaymak için
iletiþim medyasýný kullanmalýdýrlar. Ama modern teknolojiyi sadece bir tek
amaç için kullanmalýdýrlar: Teknolojik sisteme saldýrmak.

Yanýnda bir fýçý þarapla oturan bir alkolik düþünün. Onun kendi
kendine þunlarý söylediðini farzedin: "Aþýrýya kaçýlmadan içilirse þarabýn
zararý yoktur. Hatta dediklerine göre az miktarda þarap faydalýdýr bile! Eðer
sadece ufak bir kadeh içersem bana bir zararý dokunmaz.." Daha sonra ne
olacaðýný hepiniz biliyorsunuz. Teknolojik toplumun aynen bir fýçý þarabýn
yanýbaþýndaki bu alkoliðe benzediðini asla unutmayýn!

kaynak : eXpress Dergisi
yazan : theodore john kaczynski



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Gülün Hikayesi [Þiir]
Bizden Biri [Þiir]
Nazým Nerden Baþlýyor [Þiir]
Bu Sefer Böyle Deðil, Bu Yolculuk , Yok Pahasýna Biçilmiþ Kaftan [Þiir]
Karanlýk Perde Piçi [Þiir]
Kadýn [Þiir]
Hepsi [Þiir]
Güneþin Altýnda Bir Kaç Tur [Þiir]
Acý - Tan [Þiir]
Rasat Kapýsý [Þiir]


kuzey darıcı ... kimdir?

artýk eskisi kadar ayýk kalamadýðým için ; bazen yazýlara geri dönüp mecburi deðiþiklikler yapmak zorunda kalýyorum, sonzamanlarda birbirini tamamlayan öyküler ya da romana giriþtiðim için de , sizi hiç düþünmeden ( gerçekten düþünmüyorum ) bazý eklemeler yaptýðýmda bu içinden çýkýlmaz bir hal alýyor. . . yine de ciddiyetimden þüphe etmeden en azýndan göz ucuyla okuduðunuz metinlere tekrar bakabilecek yetenekte olduðunuzu biliyorum . . .

Etkilendiði Yazarlar:
edebi etki yok ama , boris iyidir


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © kuzey darıcı ..., 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.